kunteper
Member
Gazeteci Murat Uzman, AK Parti etrafı ve İçişleri Süleyman Soylu’nun Sedat Peker görüntüleri karşısındaki sessizliğini kıymetlendirdi. ‘Rus taktiği’ kıssasını örnek veren Ehil, “O kadim Rus taktiği mi yoksa AK Parti’nin uyguladığı?” başlıklı yazısında “Siyasi gündemin Sedat Peker tarafınca belirlenmesinden rahatsız oluyorsanız, en düzgün deva hukuk devleti kurallarını işletmeye başlamaktır” dedi.
Murat Yetkin’in yetkinreport.com’daki yazısından bir kısım şu biçimde:
“Peker çıktı AK Partili Metin Külünk’e para verdiğini söylemiş oldu. Maaş biçiminde değildi lakin 10 bin doların hayli üzerindeydi. Hatta diğer vekiller olduğunu da ima etti. Fakat ona dokunmayana o da dokunmayacaktı; öbür para alanlar da var ise sessiz kalmak en uygunuydu. Gözler bir daha Soylu’ya çevrildi ancak meye çağırdığı lakin daha sonra -Ankara’daki savlara bakılırsa Erdoğan tarafınca uyarılması ardından- o da sessizliğe büründü.
AK Parti Küme Lider Vekili Bülent Turan’a düştü sessizliği bozmak lakin AK Parti’nin bundan da pişman olma ihtimali yüksek. Güya mevzu Peker ile irtibatmış üzere Turan vaktinde Peker’in muhalif siyasilerle de irtibatı olduğunu bu biçimde medyanın niye artık Soylu ve Binali Yıldırım’ı işlediği üzere onları da işlememiş olduğunu anlatmaya başladı; kırk yıllık “Tencere tabanın kara, seninki benden kara” taktiğiydi. Fakat iş hassas hususa gelince o denli bir kelam etti ki, ucunun hem Soylu hem AK Parti tıpkı vakitte Erdoğan’a dokunması ihtimali vardı. “Hukukun gereği yapılmalı, 10 bin dolar ya da öteki bir şey, elde ne var ise ortaya koyulmalı” dedi. Artık TBMM araştırma önergesi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilmişken, Peker’den para alan AK Partililer hakkında “elde ne var ise ortaya” koyulsa bir türlü, koyulmasa öteki türlü. Bu sessizlik siyaseten sürdürülebilir olsa, tahminen de AK Parti idaresi haklı, sessiz kalmak taktiği en güzeli.
Lakin sürdürülebilir görünmüyor. O niçinle “Zararın neresinden dönülse kârdır” deyip, bir an evvel yargı ve Meclis’in bağımsız soruşturması önündeki görünmeyen mahzurlar kaldırılmalı. Siyasi gündemin Sedat Peker tarafınca belirlenmesinden rahatsız oluyorsanız, en güzel deva hukuk devleti kurallarını işletmeye başlamaktır.” (HABER MERKEZİ)
Murat Yetkin’in yetkinreport.com’daki yazısından bir kısım şu biçimde:
“Peker çıktı AK Partili Metin Külünk’e para verdiğini söylemiş oldu. Maaş biçiminde değildi lakin 10 bin doların hayli üzerindeydi. Hatta diğer vekiller olduğunu da ima etti. Fakat ona dokunmayana o da dokunmayacaktı; öbür para alanlar da var ise sessiz kalmak en uygunuydu. Gözler bir daha Soylu’ya çevrildi ancak meye çağırdığı lakin daha sonra -Ankara’daki savlara bakılırsa Erdoğan tarafınca uyarılması ardından- o da sessizliğe büründü.
AK Parti Küme Lider Vekili Bülent Turan’a düştü sessizliği bozmak lakin AK Parti’nin bundan da pişman olma ihtimali yüksek. Güya mevzu Peker ile irtibatmış üzere Turan vaktinde Peker’in muhalif siyasilerle de irtibatı olduğunu bu biçimde medyanın niye artık Soylu ve Binali Yıldırım’ı işlediği üzere onları da işlememiş olduğunu anlatmaya başladı; kırk yıllık “Tencere tabanın kara, seninki benden kara” taktiğiydi. Fakat iş hassas hususa gelince o denli bir kelam etti ki, ucunun hem Soylu hem AK Parti tıpkı vakitte Erdoğan’a dokunması ihtimali vardı. “Hukukun gereği yapılmalı, 10 bin dolar ya da öteki bir şey, elde ne var ise ortaya koyulmalı” dedi. Artık TBMM araştırma önergesi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilmişken, Peker’den para alan AK Partililer hakkında “elde ne var ise ortaya” koyulsa bir türlü, koyulmasa öteki türlü. Bu sessizlik siyaseten sürdürülebilir olsa, tahminen de AK Parti idaresi haklı, sessiz kalmak taktiği en güzeli.
Lakin sürdürülebilir görünmüyor. O niçinle “Zararın neresinden dönülse kârdır” deyip, bir an evvel yargı ve Meclis’in bağımsız soruşturması önündeki görünmeyen mahzurlar kaldırılmalı. Siyasi gündemin Sedat Peker tarafınca belirlenmesinden rahatsız oluyorsanız, en güzel deva hukuk devleti kurallarını işletmeye başlamaktır.” (HABER MERKEZİ)