kunteper
Member
ANKARA – Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce, partisinin Memleket Buluşmaları programı kapsamında Balıkesir’e geldi. Balıkesir’de pazar esnafını ziyaret eden İnce, kendisinin de mezunu olduğu Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi’nde gençlerle sohbetti. Balıkesir’de bir basın toplantısı düzenleyen İnce gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
İnce, 6 muhalefet partisinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e toplantılarına niye katılmadığı istikametinde kendisine sorular sorulduğunu belirterek “Ergenekon, Balyoz davalarını savunanlarla tıpkı masada oturanların eline Ali Tatar’ın kanı bulaşmıştır. Onlar da sorumludur. Onlarla mı oturacağız” tabirlerini kullandı.
İnce’nin açıklamalarından satırbaşları şu biçimde:
TENCEREDE ET PİŞMİYOR KAYGI PİŞİYOR: “Pazar yeri değil yangı yeri. Martın başında 1 buçuk, 2 lira olan soğan 5 lira, 2-3 lira olan patates 9 lira, domates 20, peynir 85 lira. Burası lüks bir market değil! Yumurta 1 buçuk lira, natürel ki civciv euroyla olursa yumurta da 1 buçuk lira olur. Bugün kırmızı ete yüzde 48 artırım geldi. Tencerede et pişmiyor artık sıkıntı pişiyor, aş kaynamıyor, taş kaynıyor. Bu soğuk günlerde yoksul fukara perişan. Mezbahaların önü süt inekleriyle dolu. Süt ineklerini kestiriyorlar. niye bir kilo süt bir kilo yem almıyor. Bir kilo sütle bir buçuk kilo yem almak lazım. Yemin kilosu 7 lira. bu biçimde olunca iki tahlil var ya ineklere diyet yaptıracaklar ya da inekleri kestirecekler.
BU BECERİKSİZLER TARIMI, HAYVANCILIĞI BİTİRDİLER: Türkiye’de doğan her 5 buzağıdan 1’i 4 ay ortasında ölüyorsa ete yüzde 48 artırım gelmesi olağandır. Evvel o sorunu çözeceksin. Bu beceriksizler 20 yılın sonunda tarımı hayvancılığı bitirdiler. Yalnızca Balıkesir’i düzgün planlasak tarım var; maden, hayvancılık, turizm var; yalnızca Balıkesir Türkiye’yi bakabilir. Varlıklı toprakların yoksul çocukları olduk ne yazık ki! Bu güçlü topraklarda savaş halindeki Rusya’dan, Ukrayna’dan gelecek gemilerin yolunu gözlüyoruz. Gemiler gelecek de ayçiçek yağımız olacak, buğdayımız olacak.
AMBARLAR TAM TAKIR: Geçen sene haziranda Türk çiftçisinden 2.25’e buğday aldılar. daha sonra Ukraynalı Alexander’dan 6 liraya aldılar. Çukurova’da iki ay daha sonra hasat yapacağız. Dün 3 tane ihaleye çıktı TMO, buğday ihalesine. İki ay daha sonra hasat var ne ihalesi? Demek ki ambarlar boş. Ambarlar boş ki hasata başlamamıza 2 ay kala 3 tane ihaleye çıkıyorsa demek ki ambarlar tam takır.”
6’LI MASADA NİÇİN YOKTUN: Türkiye’de 20 yılda bunlar olurken kararsızlar yüzde 25’e çıkmış. Kararsızlar yakında birinci parti olacak. Demek ki bu iktidardan da bu muhalefetten de toptan kurtulmak lazım. Bana soruyorlar 6’lı masada niçin yoktun. 6’lı masada olan birisi dün açıklama yapmış. Kumpas davalarını savunuyor, Ergenekon’u savunuyor, Balyoz’u savunuyor. O FETÖ’cü yargıçların bu ülkenin subaylarına, gazetecilerine kan kusturduğu o Silivri zindanlarında insanlara eziyet ettikleri olayları savunuyor. Ali Tatar canına kıydı onuruna dokunduğu için. Ergenekon, Balyoz davalarını savunanlarla tıpkı masada oturanların eline Ali Tatar’ın kanı bulaşmıştır. Onlar da sorumludur. Onlarla mı oturacağız.
TÜRKİYE’YE SURİYELİLERİ DOLDURANLARLA MI OTURACAĞIM BİREBİR MASAYA: Türkiye’ye Suriyelileri dolduranlarla mı oturacağım birebir masaya? Ergenekon’u savunan Ali Babacan ile mi oturacağım birebir masaya. Ey CHP’liler size sesleniyorum. Siz kendinize yakıştırıyorsanız o masada oturmayı, yakıştırın. Biz yakıştırmıyoruz. Onun için Memleket Partisi’ni kurduk. Orada ne işimiz var bizim. Bir metin çıkardınız ortaya Atatürk diyemiyorsunuz Temel Karamollaoğlu’nu kızdıracağız diye Atatürk, laiklik diyemiyorsunuz. Eğitimi tarikatların cemaatlerin elinden çekip alacağız diyemiyorsunuz. Siz zannediyor musunuz ki o partinin tabanı sizin cumhurbaşkanı adayınıza oy verecek? Yanlış yerde oynuyorsunuz. Bütün Atatürkçüleri, cumhuriyetçileri çantada keklik görüp herkese mavi boncuk dağıtmak. bu biçimde siyaset olur mu? Siyaset unsurlu olur! İlkeli! Siyasetin bir duruşu olur. Siyasetin bir omurgası olur. Biz omurgalı siyaset yapıyoruz. Biz millete tahlil öneriyoruz.
İNANÇLI BESİN BULAMAYACAĞIZ: Besinle ilgili önemli düşüncelerimiz olacak. İnançlı besin bulamayacağız. Paramız olsa da bulamayacağız. Satmayacak adam. Bugün Dünya Su Günü. hayatın kaynağı su. Önümüzdeki 10 sene ortasında önemli bir su sorunumuz olacak. Bunu anlatıyoruz her yerde. Geçmişe takılıp kalmıyoruz, bugünle avunmuyoruz. Geleceği öngörüyoruz. Türkiye 15 buçuk milyar dolar para ayırmalıdır su işine. Bütün Türkiye’de damla sulamaya geçmelidir. Randıman artacaktır. Suyu da düzgün kullanacağız. Dünya Su Günü’nde ülkeyi yönetene de sesleniyorum muhalefete de; Kanal İstanbul üzere boş hayallerle uğraşmayın. Su problemini çözelim.
TARIM BAKANI ÇUKUROVA’DA AFRİKA’DAKİ VERİMLİ TOPRAKLARDAN BAHSEDİYOR: Enerji’de dışa bağımlılığımız yüzde 70. Bu ülke kalkınamaz. Yenilenebilir güç kaynaklarında önemli yatırımlara başlamalıyız. Geç kaldık. Üretim seferberliği yapalım diyorum, ekim dikim vakti geçtikten daha sonra başladılar konuşmaya. Tarım Bakanı Adana’da dünyanın en verimli ovası Çukurova’da Afrika’daki verimli topraklardan bahsediyor. Afrika’da arazi kiralanmasından Afrika’da tarım yapılmasından bahsediyor.
ÇÖZMEZSEK YAKINDA AÇIK VAR, KITLIK VAR: Tarım toprağı 2 buçuk milyon hektar alan tarım dışı kullanıma gitmiş. 8,3 milyon hektar sulanabilir yerimiz var 5,5 milyon hektarını sulayabiliyoruz. Kanunun çıkardılar 2006’da tarımı desteklemek için GSMH yüzde 1’i tarıma verilir diye. hiç bir vakit yüzde yarımı geçmedi. Uyarıyorum; bu su sorunu çözmezsek, hayvancının yemi mazot, su, elektrik, gübre, ilaç sorununu çözmezsek yakında açlık var kıtlık var.
ÜRETİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATIN: Çiğ sütteki dayanağı arttırın, 1 lira yetmez ayrıyeten yem dayanağı verin. Çobanların sigortasını devlet ödesin, tarımda çalışan bayanların sigortasına devlet yardım etsin. Üretim seferberliği başlatın, bütün hazine toprakları ekilsin. Sokaklarda fide dağıtın. Bunun dört ayağı var, evvel tohum olacak, daha sonra mazot olacak ekmek için, daha sonra gübre olacak randımanı artırmak için, ilaç olacak korumak için. Bu dört kalemde yardım etmezsen çiftçiye aç kalırsın. Rusya’dan Ukrayna’dan gelecek gemileri beklersin.
BESİN, SU, GÜÇ, İLAÇ KRİZİ KAPIDA: Bir sorumlu siyasetçi olarak ülkenin idare formuyla ilgili önemli telaşlarım var. Besin krizi, su krizi, güç krizi, ilaç krizi kapıda. Isparta’nın başına geleni gördünüz. Isparta elektriksiz kaldı. Dondu beşerler. Yarın bu tehlike Balıkesir’in, Türkiye’nin başına gelebilir. Akılsız, hukuksuz, bilimsiz, vicdansız bir idare yönetiyor Türkiye’yi. Bir ülkede hukuk yoksa, yargı bağımsız değilse, süratli faal değilse o ülkede zenginlik olmaz, refah olmaz.
ŞEFFAF BİR KAMU İDARESİ OLUŞTURACAĞIZ: Memleket Partisi’nin iktidarında adil, bağımsız, süratli, aktif bir yargı nizamı kuracağız. Şeffaf bir kamu idaresi oluşturacağız. Rekabete açık bir ihale kanunu, dijital teknolojiye geçireceğiz Türkiye’yi. Liyakatle tekrar tanıştıracağız Türkiye’yi. Maliyenin başına getirdiğin adama bak. Yatırımcılar korkmayın bürokrasiden çekinmeyin, bizim ardımızda Cumhurbaşkanı var. Memlekete bundan büyük kötülük olamaz. Yani şunu demek istiyoruz bir Fransız’a, İngiliz’e, Alman’a, bizde hukuk, mahkeme falan yok. Bizde Cumhurbaşkanı ne derse o olur. Bize gelin diyor. Yatırımcı da der ki bunlarda hukuk yok cumhurbaşkanına güveniyor demek ki bugün gel derler, yarın malıma el koyarlar der. Gelmez adam. Bağımsız bir Merkez Bankası olmadan, kamuda yükselmede liyakat temel alınmadan bunların hiç birisi mümkün değildir. Memleket Partisi iktidarında öncelikli dallarımızı belirleyeceğiz. Turizm, tarım, dokumacılık, tarıma dayalı sanayi, savunma sanayi bunları destekleyeceğiz.” (DUVAR)
İnce, 6 muhalefet partisinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e toplantılarına niye katılmadığı istikametinde kendisine sorular sorulduğunu belirterek “Ergenekon, Balyoz davalarını savunanlarla tıpkı masada oturanların eline Ali Tatar’ın kanı bulaşmıştır. Onlar da sorumludur. Onlarla mı oturacağız” tabirlerini kullandı.
İnce’nin açıklamalarından satırbaşları şu biçimde:
TENCEREDE ET PİŞMİYOR KAYGI PİŞİYOR: “Pazar yeri değil yangı yeri. Martın başında 1 buçuk, 2 lira olan soğan 5 lira, 2-3 lira olan patates 9 lira, domates 20, peynir 85 lira. Burası lüks bir market değil! Yumurta 1 buçuk lira, natürel ki civciv euroyla olursa yumurta da 1 buçuk lira olur. Bugün kırmızı ete yüzde 48 artırım geldi. Tencerede et pişmiyor artık sıkıntı pişiyor, aş kaynamıyor, taş kaynıyor. Bu soğuk günlerde yoksul fukara perişan. Mezbahaların önü süt inekleriyle dolu. Süt ineklerini kestiriyorlar. niye bir kilo süt bir kilo yem almıyor. Bir kilo sütle bir buçuk kilo yem almak lazım. Yemin kilosu 7 lira. bu biçimde olunca iki tahlil var ya ineklere diyet yaptıracaklar ya da inekleri kestirecekler.
BU BECERİKSİZLER TARIMI, HAYVANCILIĞI BİTİRDİLER: Türkiye’de doğan her 5 buzağıdan 1’i 4 ay ortasında ölüyorsa ete yüzde 48 artırım gelmesi olağandır. Evvel o sorunu çözeceksin. Bu beceriksizler 20 yılın sonunda tarımı hayvancılığı bitirdiler. Yalnızca Balıkesir’i düzgün planlasak tarım var; maden, hayvancılık, turizm var; yalnızca Balıkesir Türkiye’yi bakabilir. Varlıklı toprakların yoksul çocukları olduk ne yazık ki! Bu güçlü topraklarda savaş halindeki Rusya’dan, Ukrayna’dan gelecek gemilerin yolunu gözlüyoruz. Gemiler gelecek de ayçiçek yağımız olacak, buğdayımız olacak.
AMBARLAR TAM TAKIR: Geçen sene haziranda Türk çiftçisinden 2.25’e buğday aldılar. daha sonra Ukraynalı Alexander’dan 6 liraya aldılar. Çukurova’da iki ay daha sonra hasat yapacağız. Dün 3 tane ihaleye çıktı TMO, buğday ihalesine. İki ay daha sonra hasat var ne ihalesi? Demek ki ambarlar boş. Ambarlar boş ki hasata başlamamıza 2 ay kala 3 tane ihaleye çıkıyorsa demek ki ambarlar tam takır.”
6’LI MASADA NİÇİN YOKTUN: Türkiye’de 20 yılda bunlar olurken kararsızlar yüzde 25’e çıkmış. Kararsızlar yakında birinci parti olacak. Demek ki bu iktidardan da bu muhalefetten de toptan kurtulmak lazım. Bana soruyorlar 6’lı masada niçin yoktun. 6’lı masada olan birisi dün açıklama yapmış. Kumpas davalarını savunuyor, Ergenekon’u savunuyor, Balyoz’u savunuyor. O FETÖ’cü yargıçların bu ülkenin subaylarına, gazetecilerine kan kusturduğu o Silivri zindanlarında insanlara eziyet ettikleri olayları savunuyor. Ali Tatar canına kıydı onuruna dokunduğu için. Ergenekon, Balyoz davalarını savunanlarla tıpkı masada oturanların eline Ali Tatar’ın kanı bulaşmıştır. Onlar da sorumludur. Onlarla mı oturacağız.
TÜRKİYE’YE SURİYELİLERİ DOLDURANLARLA MI OTURACAĞIM BİREBİR MASAYA: Türkiye’ye Suriyelileri dolduranlarla mı oturacağım birebir masaya? Ergenekon’u savunan Ali Babacan ile mi oturacağım birebir masaya. Ey CHP’liler size sesleniyorum. Siz kendinize yakıştırıyorsanız o masada oturmayı, yakıştırın. Biz yakıştırmıyoruz. Onun için Memleket Partisi’ni kurduk. Orada ne işimiz var bizim. Bir metin çıkardınız ortaya Atatürk diyemiyorsunuz Temel Karamollaoğlu’nu kızdıracağız diye Atatürk, laiklik diyemiyorsunuz. Eğitimi tarikatların cemaatlerin elinden çekip alacağız diyemiyorsunuz. Siz zannediyor musunuz ki o partinin tabanı sizin cumhurbaşkanı adayınıza oy verecek? Yanlış yerde oynuyorsunuz. Bütün Atatürkçüleri, cumhuriyetçileri çantada keklik görüp herkese mavi boncuk dağıtmak. bu biçimde siyaset olur mu? Siyaset unsurlu olur! İlkeli! Siyasetin bir duruşu olur. Siyasetin bir omurgası olur. Biz omurgalı siyaset yapıyoruz. Biz millete tahlil öneriyoruz.
İNANÇLI BESİN BULAMAYACAĞIZ: Besinle ilgili önemli düşüncelerimiz olacak. İnançlı besin bulamayacağız. Paramız olsa da bulamayacağız. Satmayacak adam. Bugün Dünya Su Günü. hayatın kaynağı su. Önümüzdeki 10 sene ortasında önemli bir su sorunumuz olacak. Bunu anlatıyoruz her yerde. Geçmişe takılıp kalmıyoruz, bugünle avunmuyoruz. Geleceği öngörüyoruz. Türkiye 15 buçuk milyar dolar para ayırmalıdır su işine. Bütün Türkiye’de damla sulamaya geçmelidir. Randıman artacaktır. Suyu da düzgün kullanacağız. Dünya Su Günü’nde ülkeyi yönetene de sesleniyorum muhalefete de; Kanal İstanbul üzere boş hayallerle uğraşmayın. Su problemini çözelim.
TARIM BAKANI ÇUKUROVA’DA AFRİKA’DAKİ VERİMLİ TOPRAKLARDAN BAHSEDİYOR: Enerji’de dışa bağımlılığımız yüzde 70. Bu ülke kalkınamaz. Yenilenebilir güç kaynaklarında önemli yatırımlara başlamalıyız. Geç kaldık. Üretim seferberliği yapalım diyorum, ekim dikim vakti geçtikten daha sonra başladılar konuşmaya. Tarım Bakanı Adana’da dünyanın en verimli ovası Çukurova’da Afrika’daki verimli topraklardan bahsediyor. Afrika’da arazi kiralanmasından Afrika’da tarım yapılmasından bahsediyor.
ÇÖZMEZSEK YAKINDA AÇIK VAR, KITLIK VAR: Tarım toprağı 2 buçuk milyon hektar alan tarım dışı kullanıma gitmiş. 8,3 milyon hektar sulanabilir yerimiz var 5,5 milyon hektarını sulayabiliyoruz. Kanunun çıkardılar 2006’da tarımı desteklemek için GSMH yüzde 1’i tarıma verilir diye. hiç bir vakit yüzde yarımı geçmedi. Uyarıyorum; bu su sorunu çözmezsek, hayvancının yemi mazot, su, elektrik, gübre, ilaç sorununu çözmezsek yakında açlık var kıtlık var.
ÜRETİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATIN: Çiğ sütteki dayanağı arttırın, 1 lira yetmez ayrıyeten yem dayanağı verin. Çobanların sigortasını devlet ödesin, tarımda çalışan bayanların sigortasına devlet yardım etsin. Üretim seferberliği başlatın, bütün hazine toprakları ekilsin. Sokaklarda fide dağıtın. Bunun dört ayağı var, evvel tohum olacak, daha sonra mazot olacak ekmek için, daha sonra gübre olacak randımanı artırmak için, ilaç olacak korumak için. Bu dört kalemde yardım etmezsen çiftçiye aç kalırsın. Rusya’dan Ukrayna’dan gelecek gemileri beklersin.
BESİN, SU, GÜÇ, İLAÇ KRİZİ KAPIDA: Bir sorumlu siyasetçi olarak ülkenin idare formuyla ilgili önemli telaşlarım var. Besin krizi, su krizi, güç krizi, ilaç krizi kapıda. Isparta’nın başına geleni gördünüz. Isparta elektriksiz kaldı. Dondu beşerler. Yarın bu tehlike Balıkesir’in, Türkiye’nin başına gelebilir. Akılsız, hukuksuz, bilimsiz, vicdansız bir idare yönetiyor Türkiye’yi. Bir ülkede hukuk yoksa, yargı bağımsız değilse, süratli faal değilse o ülkede zenginlik olmaz, refah olmaz.
ŞEFFAF BİR KAMU İDARESİ OLUŞTURACAĞIZ: Memleket Partisi’nin iktidarında adil, bağımsız, süratli, aktif bir yargı nizamı kuracağız. Şeffaf bir kamu idaresi oluşturacağız. Rekabete açık bir ihale kanunu, dijital teknolojiye geçireceğiz Türkiye’yi. Liyakatle tekrar tanıştıracağız Türkiye’yi. Maliyenin başına getirdiğin adama bak. Yatırımcılar korkmayın bürokrasiden çekinmeyin, bizim ardımızda Cumhurbaşkanı var. Memlekete bundan büyük kötülük olamaz. Yani şunu demek istiyoruz bir Fransız’a, İngiliz’e, Alman’a, bizde hukuk, mahkeme falan yok. Bizde Cumhurbaşkanı ne derse o olur. Bize gelin diyor. Yatırımcı da der ki bunlarda hukuk yok cumhurbaşkanına güveniyor demek ki bugün gel derler, yarın malıma el koyarlar der. Gelmez adam. Bağımsız bir Merkez Bankası olmadan, kamuda yükselmede liyakat temel alınmadan bunların hiç birisi mümkün değildir. Memleket Partisi iktidarında öncelikli dallarımızı belirleyeceğiz. Turizm, tarım, dokumacılık, tarıma dayalı sanayi, savunma sanayi bunları destekleyeceğiz.” (DUVAR)