Biliyorsunuz ana muhalefet oldukça bir müddetdir erken seçim senaryoları yazıyor en azından hayalini kuruyor. Aslında biraz dikkatli bakarsanız ana muhalefetin aklına bu karpuz kabuğunun Trump’ın (salgının da zorlamasıyla) seçim kaybettiği, bizimkilerin de Trump kaybedince otomatik olarak AK Parti’nin de kaybedeceğine inandığı günlerde düştüğünü fark edersiniz. İşaret fişeğini de aylar evvelce Biden’in ateşlediğini aslına bakarsan biliyoruz.
O denli ise geriye hızlı davranıp salgının verdiği ziyan doruktayken en kuvvetli darbeyi vurup esasen bunalmış insanlara “illallah” dedirtmek ve bütün faturayı iktidara çıkarmak kalıyordu.
Muhalefet hayli hızlı davrandı, ayrıyeten “dostlarından” fazlacaça yardım da gördü, örneğin prostat meselelerine bile o kadar hızlı tahlil aramayan birtakım eski askerler, durumdan görev çıkardılar ve çabucak bir sanal muhtıra müsveddesi kotarıp medyaya sundular. Daha evvel memleketin hangi sıkıntısına derman oldukları bilinmeyen bir dizi “bilim” insanı aslına bakarsanız her sabah üniversitelerine bir taraflarını dönüp dikilme aksiyonu içerisindeler.
Ve tabi dördüncü kuvvetle beşinci kol faaliyeti içindeki farkı hala kabullenememiş kocaman bir medya bloğu da esasen 20 yıldır olduğu üzere yapılan her projeyi karalamaya sürat verdi.
Ancak maalesef muhalefet fırsatı kaçırdı. Pandeminin yarattığı meseleler halkın psikolojisini tabana vurmuşken halka son darbe vurulup teslim alınamadı.
En son, büyük bir panikle Türkiye için asrın projesi sayılabilecek Kanal İstanbul projesine de saldırıldı lakin epey geç… Projenin temeli atıldı bile…
Artık bundan daha sonra muhalefet için her şey daha makûs olacak. Zira pandeminin sonu göründü. Bundan daha sonra Türkiye için her şey fakat daha düzgün olabilir. İktisat kendini toparlar, devlet takviyesi ile soluk alan esnaf belini doğrultur, esasen pandemide dünya ile kıyaslandığında bile güzel performans gösteren ihracatımız yükselir. Her gün milyon milyon aşılanan insanımızın kendine itimadı gelir.
Üzgünüm lakin aslına bakarsanız ham hayal olan erken seçim ümidi muhalefet için daha sonra erdi. Pandemiyi fırsata çevirme kurnazlığı tutmadı…
Diyeceksiniz ki muhalefetin palavra dolan meşakkati mı var? Katarlılara imtihansız parasız tıp eğitimi palavrası biter, Suriyelilere parasız memuriyet palavrası çıkar (A, pardon o esasen söylenmişti, Suriyeliler esasen üniversiteye ücretsiz giriyor, hastanelerde bizdilk evvel ameliyat sırası alıyorlardı)
her neyse, muhalefete palavra mı yok?
İnsan en epey şuna üzülüyor. Siz bugün birinin çıkıp da “Şu (birinci) boğaz köprüsü niye yapıldı? Keşke yapılmasaydı, benim ömrüm mahvoldu” söylemiş olduğini duydunuz mu? “Çok gereksiz bu, ben bundan geçmem” diyen birini duydunuz mu? Var mı bu biçimde bir şikâyet? Bırakın birinciyi, 3. için bile geç kalmıştık. Fakat yaşı tutanlar hatırlar, o proje yapılmasın diye CHP ne kadar direnmiş, medya ağaları küfür üstüne küfür etmişti proje sahiplerine. Ne oldu? Artık paşa paşa kullanıyorlar.
E, pekala yazık değil miydi bu biçimdelar bir yandan proje ile bir yandan da muhalefetin bu uyuzlukları ile uğraşmak zorunda kalan, hakarete uğrayan insanlara? Saldırganlar bir gün nadim oldular mı? Bir gün özür dilediler mi?
Ya artık?
3. Havaalanına, Marmaray’a, Çanakkale Köprüsüne ve Kanal İstanbul projesine karşı çıkanlara o denli sessiz mi kalınacak? Yanlarına mı kalacak bu basiretsizlik, bu palavra dolan, bu memleket düşmanlığı?
Bence kalmamalı.
Bu takozlar artık bu ülkede idare kalkınma için gaza basarken frene basamamalı. Hele darbelerle, muhtıralarla, iç savaş provaları ile apansız el frenini çekerek ülkeye takla attırmaya çalışmanın hesabını sonuna kadar vermeli.
Bir küme öğrenci tam üniversite imtihanı öncesi “Katarlılara imtihansız tıp” palavrasını twitleyip morallerini bozan ana muhalefet partisi liderine manevi tazminat davası açmışlar. Çok da hakikat yapmışlar.
Bir şey çıkar mı? Bilmem.
Lakin kıymetli değil, bir yerden başlamalı…
@kalemciler
O denli ise geriye hızlı davranıp salgının verdiği ziyan doruktayken en kuvvetli darbeyi vurup esasen bunalmış insanlara “illallah” dedirtmek ve bütün faturayı iktidara çıkarmak kalıyordu.
Muhalefet hayli hızlı davrandı, ayrıyeten “dostlarından” fazlacaça yardım da gördü, örneğin prostat meselelerine bile o kadar hızlı tahlil aramayan birtakım eski askerler, durumdan görev çıkardılar ve çabucak bir sanal muhtıra müsveddesi kotarıp medyaya sundular. Daha evvel memleketin hangi sıkıntısına derman oldukları bilinmeyen bir dizi “bilim” insanı aslına bakarsanız her sabah üniversitelerine bir taraflarını dönüp dikilme aksiyonu içerisindeler.
Ve tabi dördüncü kuvvetle beşinci kol faaliyeti içindeki farkı hala kabullenememiş kocaman bir medya bloğu da esasen 20 yıldır olduğu üzere yapılan her projeyi karalamaya sürat verdi.
Ancak maalesef muhalefet fırsatı kaçırdı. Pandeminin yarattığı meseleler halkın psikolojisini tabana vurmuşken halka son darbe vurulup teslim alınamadı.
En son, büyük bir panikle Türkiye için asrın projesi sayılabilecek Kanal İstanbul projesine de saldırıldı lakin epey geç… Projenin temeli atıldı bile…
Artık bundan daha sonra muhalefet için her şey daha makûs olacak. Zira pandeminin sonu göründü. Bundan daha sonra Türkiye için her şey fakat daha düzgün olabilir. İktisat kendini toparlar, devlet takviyesi ile soluk alan esnaf belini doğrultur, esasen pandemide dünya ile kıyaslandığında bile güzel performans gösteren ihracatımız yükselir. Her gün milyon milyon aşılanan insanımızın kendine itimadı gelir.
Üzgünüm lakin aslına bakarsanız ham hayal olan erken seçim ümidi muhalefet için daha sonra erdi. Pandemiyi fırsata çevirme kurnazlığı tutmadı…
Diyeceksiniz ki muhalefetin palavra dolan meşakkati mı var? Katarlılara imtihansız parasız tıp eğitimi palavrası biter, Suriyelilere parasız memuriyet palavrası çıkar (A, pardon o esasen söylenmişti, Suriyeliler esasen üniversiteye ücretsiz giriyor, hastanelerde bizdilk evvel ameliyat sırası alıyorlardı)
her neyse, muhalefete palavra mı yok?
İnsan en epey şuna üzülüyor. Siz bugün birinin çıkıp da “Şu (birinci) boğaz köprüsü niye yapıldı? Keşke yapılmasaydı, benim ömrüm mahvoldu” söylemiş olduğini duydunuz mu? “Çok gereksiz bu, ben bundan geçmem” diyen birini duydunuz mu? Var mı bu biçimde bir şikâyet? Bırakın birinciyi, 3. için bile geç kalmıştık. Fakat yaşı tutanlar hatırlar, o proje yapılmasın diye CHP ne kadar direnmiş, medya ağaları küfür üstüne küfür etmişti proje sahiplerine. Ne oldu? Artık paşa paşa kullanıyorlar.
E, pekala yazık değil miydi bu biçimdelar bir yandan proje ile bir yandan da muhalefetin bu uyuzlukları ile uğraşmak zorunda kalan, hakarete uğrayan insanlara? Saldırganlar bir gün nadim oldular mı? Bir gün özür dilediler mi?
Ya artık?
3. Havaalanına, Marmaray’a, Çanakkale Köprüsüne ve Kanal İstanbul projesine karşı çıkanlara o denli sessiz mi kalınacak? Yanlarına mı kalacak bu basiretsizlik, bu palavra dolan, bu memleket düşmanlığı?
Bence kalmamalı.
Bu takozlar artık bu ülkede idare kalkınma için gaza basarken frene basamamalı. Hele darbelerle, muhtıralarla, iç savaş provaları ile apansız el frenini çekerek ülkeye takla attırmaya çalışmanın hesabını sonuna kadar vermeli.
Bir küme öğrenci tam üniversite imtihanı öncesi “Katarlılara imtihansız tıp” palavrasını twitleyip morallerini bozan ana muhalefet partisi liderine manevi tazminat davası açmışlar. Çok da hakikat yapmışlar.
Bir şey çıkar mı? Bilmem.
Lakin kıymetli değil, bir yerden başlamalı…
@kalemciler