kunteper
Member
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı’nın mesken sahipliğini yaptığı İstanbul’da düzenlenen “Türk Kurulu Medya Forumu”na bir görüntü bildiri göndererek katıldı.
Erdoğan kelamlarına, Türk Kurulu Medya Forumu’nun başarılı geçmesini temenni ederek başladı. Erdoğan’ın foruma gönderdiği görüntü iletide yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar şöyleki:
TOPLUMSAL MEDYA MECRALARI TEHDİT POZİSYONUNA GELDİ
Günümüzde toplumsal medyanın da yaygınlaşmasıyla bir arada tüm insanlıkla birlikte biz de sık sık dezenformasyon kampanyalarına maruz kalıyoruz. Palavra ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca savunmasız insanın ömrü kararmakta, önemli travmalar ve dramlar yaşanmaktadır. hiç bir kontrolün yahut otokontrolün olmadığı toplumsal medya mecraları bugün tıpkı zamandamokrasiyi hem toplumsal barışı birebir vakitte devletlerin ulusal güvenliğini tehdit eder pozisyona gelmiştir.
DİJİTAL FAŞİZM
Dijital faşizmin yıkıcı tesirinden ne kadar gelişmiş olursa olsun hiç bir ülke ve toplum azade değildir. Türk dünyası dijital faşizmin yanı sıra memleketler arası medyanın ikili standardından da mustariptir. Bilhassa 44 gün süren Dağlık Karabağ Savaşı sırasında şahit olduğumuz iki yüzlü hal, sorunun ülkelerimiz açısından değerini ortaya koymuştur. Ermenistan ordusunun, sivil gaye alan katliam ve balistik füze hücumları bu süreçte hiç gündeme getirilmedi. Medya bağımsızlığından ve objektiflikten bahseden milletlerarası medya organları Ermenistan’ın resmi haber ajansı üzere hareket etti. Karabağ Savaşı, ülkelerimiz ve Türk dünyası ile ilgili gerçeklere karşı uygulanan basın ambargosunun ne birinci ne de son örneğidir.
ÖZGÜRLÜK DERSİ VERENLERİN VİCDANINA GÜVENEMEYİZ
Kelamda soykırım argümanları başta olmak üzere tarihimizi ulusal güvenliğimizi ve milletimizin bedellerini amaç alan birfazlaca mevzuda emsal tavırlarla karşılaşıyoruz. Yaşadığımız acı deneyimler ışığında şu gerçeği artık hepimiz açık ve net bir biçimde nazaranbiliyoruz. Nasıl savunma sanayii ve askeri konularda büsbütün yabancılara bel bağlamıyorsak, bağlantı problemini de diğerlerine havale edemeyiz. Oryantalist bakış açısıyla daima bizlere insan hakları, demokrasi ve özgürlük dersi verenlerin vicdan ve meslek ahlakına güvenemeyiz. Başka stratejik sorunlarda olduğu üzere medya ve bağlantı konusunda da kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
GÜÇLÜ BİR PLATFORM KAZANDIRACAĞINA İNANIYORUZ
Türk dünyası olarak bu konuda inisiyatif almalı, deneyim paylaşımına gitmeli, güç birliği yapmalı ve elimizdeki imkanları en tesirli bir biçimde değerlendirmenin yollarını aramalıyız. Esaslı geçmiş, kuvvetli gelecek temasıyla düzenlediğimiz formun, bizlere bu noktada kuvvetli bir platform kazandıracağına inanıyoruz.”
Erdoğan kelamlarına, Türk Kurulu Medya Forumu’nun başarılı geçmesini temenni ederek başladı. Erdoğan’ın foruma gönderdiği görüntü iletide yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar şöyleki:
TOPLUMSAL MEDYA MECRALARI TEHDİT POZİSYONUNA GELDİ
Günümüzde toplumsal medyanın da yaygınlaşmasıyla bir arada tüm insanlıkla birlikte biz de sık sık dezenformasyon kampanyalarına maruz kalıyoruz. Palavra ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca savunmasız insanın ömrü kararmakta, önemli travmalar ve dramlar yaşanmaktadır. hiç bir kontrolün yahut otokontrolün olmadığı toplumsal medya mecraları bugün tıpkı zamandamokrasiyi hem toplumsal barışı birebir vakitte devletlerin ulusal güvenliğini tehdit eder pozisyona gelmiştir.
DİJİTAL FAŞİZM
Dijital faşizmin yıkıcı tesirinden ne kadar gelişmiş olursa olsun hiç bir ülke ve toplum azade değildir. Türk dünyası dijital faşizmin yanı sıra memleketler arası medyanın ikili standardından da mustariptir. Bilhassa 44 gün süren Dağlık Karabağ Savaşı sırasında şahit olduğumuz iki yüzlü hal, sorunun ülkelerimiz açısından değerini ortaya koymuştur. Ermenistan ordusunun, sivil gaye alan katliam ve balistik füze hücumları bu süreçte hiç gündeme getirilmedi. Medya bağımsızlığından ve objektiflikten bahseden milletlerarası medya organları Ermenistan’ın resmi haber ajansı üzere hareket etti. Karabağ Savaşı, ülkelerimiz ve Türk dünyası ile ilgili gerçeklere karşı uygulanan basın ambargosunun ne birinci ne de son örneğidir.
ÖZGÜRLÜK DERSİ VERENLERİN VİCDANINA GÜVENEMEYİZ
Kelamda soykırım argümanları başta olmak üzere tarihimizi ulusal güvenliğimizi ve milletimizin bedellerini amaç alan birfazlaca mevzuda emsal tavırlarla karşılaşıyoruz. Yaşadığımız acı deneyimler ışığında şu gerçeği artık hepimiz açık ve net bir biçimde nazaranbiliyoruz. Nasıl savunma sanayii ve askeri konularda büsbütün yabancılara bel bağlamıyorsak, bağlantı problemini de diğerlerine havale edemeyiz. Oryantalist bakış açısıyla daima bizlere insan hakları, demokrasi ve özgürlük dersi verenlerin vicdan ve meslek ahlakına güvenemeyiz. Başka stratejik sorunlarda olduğu üzere medya ve bağlantı konusunda da kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
GÜÇLÜ BİR PLATFORM KAZANDIRACAĞINA İNANIYORUZ
Türk dünyası olarak bu konuda inisiyatif almalı, deneyim paylaşımına gitmeli, güç birliği yapmalı ve elimizdeki imkanları en tesirli bir biçimde değerlendirmenin yollarını aramalıyız. Esaslı geçmiş, kuvvetli gelecek temasıyla düzenlediğimiz formun, bizlere bu noktada kuvvetli bir platform kazandıracağına inanıyoruz.”