kunteper
Member
Bugün, birebir gün, TGC Üyesi ve Burhan Felek Basın Onur Mükafatı sahibi gazeteci Sedat Sertoğlu ve müzisyen Durul Gence’nin hayatını yitirdiğini E.Büyükelçi Uğur Ergun’un toplumsal medya paylaşımından öğrendim.
Bu iki ismi özetlemek gerekirse hatırlayalım…
SEDAT SERTOĞLU
1945’te İstanbul’da dünyaya gelen Sertoğlu, gazeteciliğe 1967 yılında İ. Ü. Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken Milliyet’te muhabir olarak başladı. çabucak sonrasında Tercüman, Günaydın, Sabah ve Vatan gazetelerinde dış haberler müdürü ve dış siyaset muharriri olarak çalıştı. Tercüman senelerında dört yıl mühlet ile Brüksel Temsilcisi olarak vazife yaptı. Gazeteciliğinin 45 yılını dış siyaset haber ve yorumları ile sürdürdü. Bu süreçte ABD ve İngiltere’de dış siyaset ile ilgili kıymetli etkinliklerde fazlaca sayıda konferans verdi. Yurtharicinde epey sayıda kıymetli gelişmeyi gazeteci olarak izledi. Yazsam Olay Olur ve Allah’ın Aklını Aramak isimli iki kitabı yayınlandı.
DURUL GENCE
1940 doğumlu olan orkestra şefi ve caz sanatkarı, usta müzisyen Durul Gence, davul çalmaya başlayarak müzik hayatına atıldı. Gence, 1970 yılında yaptığı Pir Şamil plağı ile ünlendi ve 70’li senelera müziğiyle damga vurdu.
“İstanbul Express” ve “Asia Minor Mission” topluluklarıyla, Ajda Pekkan, Rüçhan Çamay, Gönül Müellif, Alpay, Tanju Okan, Ertan Anapa üzere isimlere eşlik eden sanatçı, yurt haricinde da Herb Geller, Sonny Sharock, Bertice Reading, Four Pennies, Lili İvanova, Mads Vinding, Peter Bastian, Anders Koppel, Herbie Mann üzere isimlerle çalıştı. Gence, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nde de “insan, müzik ve caz” dersleri vermişti.
OLACAK ÜZERE DEĞİL
Yazının başında iki üzücü kaybı sabahleyin E. Büyükelçi Ergun’un toplumsal medya paylaşımından öğrendiğimi not etmiştim. Olacak üzere değil, ne acı bir tesadüf ki, dün Odatv’deki yazımda bahsetmiş olduğum Uğur Ergun’un Mehmet Öğütçü ile birlikte kaleme aldığı “Bir Diğerdir Diplomatların Dünyası” kitabının 329. sayfasında Sertoğlu ve Gence’nin ismi bir arada geçiyor! Zira anlatılan macerada iki isim, Uğur Ergun ve Yusuf Işık’la beraberdir. Üç arkadaş eğlenmeye gitmiştir, Durul Gence’nin orkestrası da gidilen yerde müzik yapmaktadır.
Kelam konusu kitaptaki o kısım şöyleki:
“Büyük titizliği ile tanınan ve giysisine de hayli ihtimam gösteren Hasan Bey’in sivri oklarına daha öğrencilik senelerında -üstelik daha tehlikeli olacak biçimde- maksat olabilirdim! Hasan Bey’in oğlu Yusuf ve yeğeni Esat Atikkan arkadaşlarımdı. Hasan Beyefendi Brüksel’de büyükelçi olduğu günlerde, yaz aylarında İstanbul’da tatil yaparken Moda’daki aileden kalma büyük konakta kalıyordu. Bir yaz akşamı Caddebostan’da, Bağdat Caddesi üzerinde yeni açılan Lebon’da Esat, Yusuf ve okul arkadaşımız Sedat Sertoğlu ile otururken bitişik masaya gelen dört hoş kızla çabucak arkadaş olduk ve o gece Moda Deniz Kulübü’nde düzenlenen gençlik gecesine birlikte gitmeye karar verdik.
adamların kostümlü ve kravatlı olmaları gerekiyordu. Yusuf ve Esat evvel Moda’daki meskenlerine gitmemizi önerdiler, bize uygun kravat ve giysileri orada bulabilecektik. Hasan Beyefendi o sırada tatil için İstanbul’daydı lakin meskende değildiler. Yusuf bana babasının lacivert blazerini giymemi önerdi.
Ceket onun varsayım ettiği üzere tam üstüme oturdu ve Hasan Bey’in dolabından seçtiğim bir kravatı da taktıktan daha sonra sekiz kişi hayli yakınımızdaki Moda Deniz Kulübü’ne yürüyerek gittik. Müziği o günlerin tanınan orkestrası Durul Gence 10 yapıyordu.”
(Bir not aktarayım: Merhum Hasan Beyefendi (Işık), Ecevit’in kurduğu birinci hükümetin bakanlarındandır. Yusuf (Işık) ise halihazırda Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktisat danışmanıdır. Moda’daki ikinci değerli önemli caddenin ismi Hasan Işık’ın babası Dr. Esat Işık’ın ismini taşımaktadır.)
XXX
Bugün en epey üzülen ve şaşıranlardan biri kuşkusuz Sedat Bey’in ve bir yaş küçük kardeşi Vedat’ın yakın arkadaşı olan E. Büyükelçi Ergun oldu. Yeni çıkan kitabının birebir sayfasında yer alan bir maceradaki iki ismin de birebir gün hayatını yitirmesi şaşırılmayacak üzere değildi nitekim de!
Muzaffer Ayhan Kara
Bu iki ismi özetlemek gerekirse hatırlayalım…
SEDAT SERTOĞLU
1945’te İstanbul’da dünyaya gelen Sertoğlu, gazeteciliğe 1967 yılında İ. Ü. Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken Milliyet’te muhabir olarak başladı. çabucak sonrasında Tercüman, Günaydın, Sabah ve Vatan gazetelerinde dış haberler müdürü ve dış siyaset muharriri olarak çalıştı. Tercüman senelerında dört yıl mühlet ile Brüksel Temsilcisi olarak vazife yaptı. Gazeteciliğinin 45 yılını dış siyaset haber ve yorumları ile sürdürdü. Bu süreçte ABD ve İngiltere’de dış siyaset ile ilgili kıymetli etkinliklerde fazlaca sayıda konferans verdi. Yurtharicinde epey sayıda kıymetli gelişmeyi gazeteci olarak izledi. Yazsam Olay Olur ve Allah’ın Aklını Aramak isimli iki kitabı yayınlandı.
DURUL GENCE
1940 doğumlu olan orkestra şefi ve caz sanatkarı, usta müzisyen Durul Gence, davul çalmaya başlayarak müzik hayatına atıldı. Gence, 1970 yılında yaptığı Pir Şamil plağı ile ünlendi ve 70’li senelera müziğiyle damga vurdu.
“İstanbul Express” ve “Asia Minor Mission” topluluklarıyla, Ajda Pekkan, Rüçhan Çamay, Gönül Müellif, Alpay, Tanju Okan, Ertan Anapa üzere isimlere eşlik eden sanatçı, yurt haricinde da Herb Geller, Sonny Sharock, Bertice Reading, Four Pennies, Lili İvanova, Mads Vinding, Peter Bastian, Anders Koppel, Herbie Mann üzere isimlerle çalıştı. Gence, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nde de “insan, müzik ve caz” dersleri vermişti.
OLACAK ÜZERE DEĞİL
Yazının başında iki üzücü kaybı sabahleyin E. Büyükelçi Ergun’un toplumsal medya paylaşımından öğrendiğimi not etmiştim. Olacak üzere değil, ne acı bir tesadüf ki, dün Odatv’deki yazımda bahsetmiş olduğum Uğur Ergun’un Mehmet Öğütçü ile birlikte kaleme aldığı “Bir Diğerdir Diplomatların Dünyası” kitabının 329. sayfasında Sertoğlu ve Gence’nin ismi bir arada geçiyor! Zira anlatılan macerada iki isim, Uğur Ergun ve Yusuf Işık’la beraberdir. Üç arkadaş eğlenmeye gitmiştir, Durul Gence’nin orkestrası da gidilen yerde müzik yapmaktadır.
Kelam konusu kitaptaki o kısım şöyleki:
“Büyük titizliği ile tanınan ve giysisine de hayli ihtimam gösteren Hasan Bey’in sivri oklarına daha öğrencilik senelerında -üstelik daha tehlikeli olacak biçimde- maksat olabilirdim! Hasan Bey’in oğlu Yusuf ve yeğeni Esat Atikkan arkadaşlarımdı. Hasan Beyefendi Brüksel’de büyükelçi olduğu günlerde, yaz aylarında İstanbul’da tatil yaparken Moda’daki aileden kalma büyük konakta kalıyordu. Bir yaz akşamı Caddebostan’da, Bağdat Caddesi üzerinde yeni açılan Lebon’da Esat, Yusuf ve okul arkadaşımız Sedat Sertoğlu ile otururken bitişik masaya gelen dört hoş kızla çabucak arkadaş olduk ve o gece Moda Deniz Kulübü’nde düzenlenen gençlik gecesine birlikte gitmeye karar verdik.
adamların kostümlü ve kravatlı olmaları gerekiyordu. Yusuf ve Esat evvel Moda’daki meskenlerine gitmemizi önerdiler, bize uygun kravat ve giysileri orada bulabilecektik. Hasan Beyefendi o sırada tatil için İstanbul’daydı lakin meskende değildiler. Yusuf bana babasının lacivert blazerini giymemi önerdi.
Ceket onun varsayım ettiği üzere tam üstüme oturdu ve Hasan Bey’in dolabından seçtiğim bir kravatı da taktıktan daha sonra sekiz kişi hayli yakınımızdaki Moda Deniz Kulübü’ne yürüyerek gittik. Müziği o günlerin tanınan orkestrası Durul Gence 10 yapıyordu.”
(Bir not aktarayım: Merhum Hasan Beyefendi (Işık), Ecevit’in kurduğu birinci hükümetin bakanlarındandır. Yusuf (Işık) ise halihazırda Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktisat danışmanıdır. Moda’daki ikinci değerli önemli caddenin ismi Hasan Işık’ın babası Dr. Esat Işık’ın ismini taşımaktadır.)
XXX
Bugün en epey üzülen ve şaşıranlardan biri kuşkusuz Sedat Bey’in ve bir yaş küçük kardeşi Vedat’ın yakın arkadaşı olan E. Büyükelçi Ergun oldu. Yeni çıkan kitabının birebir sayfasında yer alan bir maceradaki iki ismin de birebir gün hayatını yitirmesi şaşırılmayacak üzere değildi nitekim de!
Muzaffer Ayhan Kara