Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kısmı Lideri ve Koronavirüs Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, Delta’nın ötesinde yeni varyantların ortaya çıkmasını önlemek için her insanın kurallara uyması ve aşılanması gerektiğini belirtti.
Sabri Ülker Vakfı Bilim Şurası Üyesi de olan Ünal, son periyotta hem önlemlere gereğince uyulmaması birebir vakitte Delta varyantının ortaya çıkmasıyla hadise sayılarında artış yaşandığını söylemiş oldu.
“AŞI, AĞIR OLAYLARI DÜŞÜRÜYOR”
Alfa, Beta ve Gama’dan daha sonra tüm dünyanın artık de Delta varyantıyla çaba ettiğini belirten Ünal, olay artışlarının önüne geçebilmek için herkese aşı olma ve önlemlere uyma daveti yaptı.
Prof. Dr. Ünal, “Aşısız bir kişi Delta varyantına enfekte olduğu vakit mevt ihtimali fazlaca yükseliyor. Daha yeterli yapıştığı için içeriye daha hayli virüs giriyor ve daha ağır bir hastalığa yol açabiliyor lakin kişi aşılanmışsa, bu hangi aşı olursa olsun, bulaşma yüzde 40-50 üzere bir oranda duruyor. Natürel büsbütün bulaşmayı da engelleyemiyor ancak bulaşma olsa bile yüzde 80-90 oranında ağır hadise olarak seyretmesine mahzur oluyor.” diye konuştu.
“YENİ HADİSE şayet olmazsa MUTASYON DA OLMAZ”
Yeni varyantların çıkmasına pürüz olabilmek için yapılması gerekenleri de anlatan Ünal şunları kaydetti:
“Varyantın ortaya çıkmasını engellemek için yapılacak en değerli iş, virüsün çoğalmasına müsaade vermemek yani yeni hadise şayet olmazsa, mutasyona pürüz olabiliriz. Bunun için de maske, uzaklık ve el hijyenine dikkat etmek, kapalı yerlerden kaçınmak ve kapalı ortamları sık sık havalandırmak gerekiyor. Öteki bir kıymetli nokta ise aşılanmak. Aşı bulaşmaya mani olmuyor ancak bulaş olsa bile epeyce ağır tesir meydana gelmiyor. ötürüsıyla Delta’nın ötesinde yeni varyantların ortaya çıkmasını önlemede iki değerli faktör var; birincisi kurallara uyacağız, yeni olayları engelleyeceğiz. İkincisi de aşılanacağız ki bulaş olsa bile daha yavaş çoğalsın ve mutantlar azalsın.”
“EN DEĞERLİ ARAÇLARDAN BİRİ AŞI”
Okulların açılmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ünal, eğitimde aksamaların makûs sonuçlar doğurabileceğini, bu niçinle yüz yüze eğitime geçilmesinin isabetli olduğunu tabir etti.
Prof. Dr. Ünal, öğretmen, servis sürücüsü, okuldaki memur ve ebeveyn dahil okulla bağlantısı olan her insanın aşılanmasının değerli olduğunu vurgulayarak şu biçimde konuştu:
“Aşılardan hala çekinen vatandaşlarımız var. Şu anda kuşkuya mahal yok. Büyük bir yangın devam ediyor ve bu yangını söndürmekteki en kıymetli araçlarımızdan biri aşı. Aşı olmamak bireylerin kendi hür iradeleridir ancak aşılanmamış şahıslar niçiniyle hastalığın yayılımının devam etmesi sıkıntısı var. Bu da toplumsal bir sorun haline geliyor. Kimseye zorla aşı yaptırmak uygun değil fakat okul meseladen yola çıkarsak ek önlemlerin alınması, haftada iki sefer PCR testleri ya da süratli testlerle hastalığın olup olmadığını denetim etmek, hasta olanları erken yakalayabilmek için gerekli.”
OKULLAR ÖNEMLİ FORMDA DENETLENECEK
Ulusal Eğitim ve Sıhhat Bakanlıklarının okulların nasıl temizleneceği, hangi aralıkta kaç çocuk olacağı, sıraların nasıl düzenleneceği, teneffüs ortalarının nasıl değerlendirileceği, maske kullanması ve bunların denetiminin nasıl olacağına ait rehber hazırlandığını hatırlatan Ünal kuralların önemli biçimde denetleneceğini söz etti.
“12-16 YAŞ ORTASI ÖNEMLİ HASTALIĞI OLANLAR AŞILANMALI”
Çocukların aşılamasıyla ilgili yürütülen çalışmaları da aktaran Ünal şöyleki konuştu:
“Dünyada 12 yaşa kadar çalışmalar yapıldı. BioNTech’in 12 yaşından itibaren inançlı ve tesirli olduğuna dair yayımlanmış üçüncü faz çalışmaları var. Sinovac aşısının 3 yaştan 18 yaşa kadar inançlı ve tesirli olduğunu gösteren ikinci faz çalışmaları bitti. Varyantların artmasıyla hastalık çocuklar içinde da yayılmaya başladı. ABD başta olmak üzere çocuk hadiselerinde artış oldu. Bizde de bir ölçü kıpırdanma var. O niçinle 12-16 yaş ortası altta önemli hastalığı olanlar ve 16 yaş üstü her insanın aşılanması değerli.”
“SALGIN, YILBAŞIYLA DENETİM ALTINA ALINABİLİR”
Ünal, tam olarak olağan hayata geçebilmek için hadiselerin 100 binde 3-5’lerin altına inmesi gerektiğini belirterek bunun için maske, aralık ve el hijyeni kurallarından taviz verilmemesi, kalabalık ortamlardan kaçınılması, kapalı yerlerin havalandırılması, toplu alanlara HES koduyla giriş yapılması üzere kurallara uyulması ve aşının yaygınlaştırılması gerektiğini söylemiş oldu.
Salgın bittikten daha sonra da bir süre maske takmak zorunda kalınabileceğini belirten Ünal kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Dünya aşılanmayı biraz daha hızlandırabilirse, önlemler devam ederse, yılbaşıyla birlikte bir ay ortasında bu işi denetim altına alabilme umudumuz var. Lakin bunun kuralı kurallara fazlaca düzgün uymak ve dünyada aşılamayı yaygın olarak yapabilmek. Yoksa Delta’nın ötesinde çıkacak bir varyant, daha süratli bulaşacak, daha tesirli olacak, aşıdan daha fazla kaçacak, aşıların koruyuculuğu kabul edilemez seviyeye inecek.”
Sabri Ülker Vakfı Bilim Şurası Üyesi de olan Ünal, son periyotta hem önlemlere gereğince uyulmaması birebir vakitte Delta varyantının ortaya çıkmasıyla hadise sayılarında artış yaşandığını söylemiş oldu.
“AŞI, AĞIR OLAYLARI DÜŞÜRÜYOR”
Alfa, Beta ve Gama’dan daha sonra tüm dünyanın artık de Delta varyantıyla çaba ettiğini belirten Ünal, olay artışlarının önüne geçebilmek için herkese aşı olma ve önlemlere uyma daveti yaptı.
Prof. Dr. Ünal, “Aşısız bir kişi Delta varyantına enfekte olduğu vakit mevt ihtimali fazlaca yükseliyor. Daha yeterli yapıştığı için içeriye daha hayli virüs giriyor ve daha ağır bir hastalığa yol açabiliyor lakin kişi aşılanmışsa, bu hangi aşı olursa olsun, bulaşma yüzde 40-50 üzere bir oranda duruyor. Natürel büsbütün bulaşmayı da engelleyemiyor ancak bulaşma olsa bile yüzde 80-90 oranında ağır hadise olarak seyretmesine mahzur oluyor.” diye konuştu.
“YENİ HADİSE şayet olmazsa MUTASYON DA OLMAZ”
Yeni varyantların çıkmasına pürüz olabilmek için yapılması gerekenleri de anlatan Ünal şunları kaydetti:
“Varyantın ortaya çıkmasını engellemek için yapılacak en değerli iş, virüsün çoğalmasına müsaade vermemek yani yeni hadise şayet olmazsa, mutasyona pürüz olabiliriz. Bunun için de maske, uzaklık ve el hijyenine dikkat etmek, kapalı yerlerden kaçınmak ve kapalı ortamları sık sık havalandırmak gerekiyor. Öteki bir kıymetli nokta ise aşılanmak. Aşı bulaşmaya mani olmuyor ancak bulaş olsa bile epeyce ağır tesir meydana gelmiyor. ötürüsıyla Delta’nın ötesinde yeni varyantların ortaya çıkmasını önlemede iki değerli faktör var; birincisi kurallara uyacağız, yeni olayları engelleyeceğiz. İkincisi de aşılanacağız ki bulaş olsa bile daha yavaş çoğalsın ve mutantlar azalsın.”
“EN DEĞERLİ ARAÇLARDAN BİRİ AŞI”
Okulların açılmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ünal, eğitimde aksamaların makûs sonuçlar doğurabileceğini, bu niçinle yüz yüze eğitime geçilmesinin isabetli olduğunu tabir etti.
Prof. Dr. Ünal, öğretmen, servis sürücüsü, okuldaki memur ve ebeveyn dahil okulla bağlantısı olan her insanın aşılanmasının değerli olduğunu vurgulayarak şu biçimde konuştu:
“Aşılardan hala çekinen vatandaşlarımız var. Şu anda kuşkuya mahal yok. Büyük bir yangın devam ediyor ve bu yangını söndürmekteki en kıymetli araçlarımızdan biri aşı. Aşı olmamak bireylerin kendi hür iradeleridir ancak aşılanmamış şahıslar niçiniyle hastalığın yayılımının devam etmesi sıkıntısı var. Bu da toplumsal bir sorun haline geliyor. Kimseye zorla aşı yaptırmak uygun değil fakat okul meseladen yola çıkarsak ek önlemlerin alınması, haftada iki sefer PCR testleri ya da süratli testlerle hastalığın olup olmadığını denetim etmek, hasta olanları erken yakalayabilmek için gerekli.”
OKULLAR ÖNEMLİ FORMDA DENETLENECEK
Ulusal Eğitim ve Sıhhat Bakanlıklarının okulların nasıl temizleneceği, hangi aralıkta kaç çocuk olacağı, sıraların nasıl düzenleneceği, teneffüs ortalarının nasıl değerlendirileceği, maske kullanması ve bunların denetiminin nasıl olacağına ait rehber hazırlandığını hatırlatan Ünal kuralların önemli biçimde denetleneceğini söz etti.
“12-16 YAŞ ORTASI ÖNEMLİ HASTALIĞI OLANLAR AŞILANMALI”
Çocukların aşılamasıyla ilgili yürütülen çalışmaları da aktaran Ünal şöyleki konuştu:
“Dünyada 12 yaşa kadar çalışmalar yapıldı. BioNTech’in 12 yaşından itibaren inançlı ve tesirli olduğuna dair yayımlanmış üçüncü faz çalışmaları var. Sinovac aşısının 3 yaştan 18 yaşa kadar inançlı ve tesirli olduğunu gösteren ikinci faz çalışmaları bitti. Varyantların artmasıyla hastalık çocuklar içinde da yayılmaya başladı. ABD başta olmak üzere çocuk hadiselerinde artış oldu. Bizde de bir ölçü kıpırdanma var. O niçinle 12-16 yaş ortası altta önemli hastalığı olanlar ve 16 yaş üstü her insanın aşılanması değerli.”
“SALGIN, YILBAŞIYLA DENETİM ALTINA ALINABİLİR”
Ünal, tam olarak olağan hayata geçebilmek için hadiselerin 100 binde 3-5’lerin altına inmesi gerektiğini belirterek bunun için maske, aralık ve el hijyeni kurallarından taviz verilmemesi, kalabalık ortamlardan kaçınılması, kapalı yerlerin havalandırılması, toplu alanlara HES koduyla giriş yapılması üzere kurallara uyulması ve aşının yaygınlaştırılması gerektiğini söylemiş oldu.
Salgın bittikten daha sonra da bir süre maske takmak zorunda kalınabileceğini belirten Ünal kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Dünya aşılanmayı biraz daha hızlandırabilirse, önlemler devam ederse, yılbaşıyla birlikte bir ay ortasında bu işi denetim altına alabilme umudumuz var. Lakin bunun kuralı kurallara fazlaca düzgün uymak ve dünyada aşılamayı yaygın olarak yapabilmek. Yoksa Delta’nın ötesinde çıkacak bir varyant, daha süratli bulaşacak, daha tesirli olacak, aşıdan daha fazla kaçacak, aşıların koruyuculuğu kabul edilemez seviyeye inecek.”