kunteper
Member
Hükümetin Avrupa Birliği ile yaptığı ve sığınmacıların Avrupa’ya geçişinin engellenerek Türkiye’de kalmalarını önnazarann mutabakata iş dünyasından tenkit geldi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Lideri Simone Kaslowski, “Uluslararası iş kısmında Türkiye’nin, içine kapanmış bir ‘Kale Avrupası’nın hudut bekçisi pozisyonunda, sığınmacılar için bir cazibe merkezi haline gelmesi ilerleme amaçlarına aykırıdır” dedi.
“AB İLE ALAKAMIZ ISLAHAT ÇIPASI OLMAKTAN ÇIKTI”
TÜSİAD Global Siyaset Forumu tarafınca düzenlenen “Hırs ve Pahalar içinde Yarış: Kapitalizm, Liberalizm ve Demokrasi” başlıklı webinarda açılış konuşmasını yapan Kaslowski, “Türkiye açısından da demokrasinin yalnızca iç siyasette değil, stratejik dış siyaset kimliğinde de belirleyici olacağı bir periyoda girildi. Kurallara dayalı liberal demokratik bir dünya nizamının ve kıymetlerin modülü olmak Türkiye için hayati önemdedir” tabirlerini kullandı.
Hükümetin mevcut dış siyasetini “Türkiye’nin; çağdaşlaşma çizgisine ve cumhuriyet prensip ve kıymetlerine dayalı, kısa vadeli alışveriş münasebetlerine göre değişkenlik göstermeyen, kriz-normalleşme döngüsünden kurtulmuş, kural temelli bir dış siyaset modeline dönmesi temel olmalıdır” kelamlarıyla eleştiren TÜSİAD Lideri, “Şu anda genelde Batı ile, özelde ise AB ile münasebetlerimiz uzunca bir müddetdir ilerleme ve ıslahat çıpası olmaktan maalesef çıkmış durumdadır” dedi.
“TAMPON BÖLGE TASARIMI SONA ERMELİ”
“Bunun için de öncelikli olarak, kelam konusu alışveriş bağının en temel ögelerinden biri olan göç konusunda Türkiye’nin AB için sığınmacılara karşı tampon bölge dizaynının sona ermesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Kaslowski, şu biçimde devam etti:
“Uluslararası iş kısmında Türkiye’nin, içine kapanmış bir “Kale Avrupası”nın hudut bekçisi pozisyonunda, sığınmacılar için bir cazibe merkezi haline gelmesi ilerleme maksatlarına karşıttır. AB tarafının kuruluş ülkülerine de karşıt olan bu mevzu bir daha müzakere edilmelidir.”
ALMANYA SEÇİMLERİNE İŞARET ETTİ
Türkiye-AB alakalarını üyelik ve entegrasyon perspektifine tekrar oturtmanın ana maksat olması gerektiğini vurgulayan Kaslowski, bu türlü prensip ve bedeller temelinde bir dış siyaset çizgisine dönüşün mümkün olabileceğini söylemiş oldu.
TÜSİAD Lideri, AB’nin bu siyasetinde belirleyici ülke olan Almanya’da yaklaşan genel seçimlerden çıkacak sonuçların hakikat değerlendirilmesinin de yeni bir fırsat olabileceğini lisana getirdi.
TÜSİAD Lideri ayrıyeten, “Yeni devir transatlantik bağlantılarında demokrasinin belirleyici olması iradesi de bu açıdan çok umut vericidir” tabirlerini kullandı.
Forumda, Financial Times gazetesi muharriri ve baş iktisat yorumcusu Martin Wolf da bir konuşma yaptı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Lideri Simone Kaslowski, “Uluslararası iş kısmında Türkiye’nin, içine kapanmış bir ‘Kale Avrupası’nın hudut bekçisi pozisyonunda, sığınmacılar için bir cazibe merkezi haline gelmesi ilerleme amaçlarına aykırıdır” dedi.
“AB İLE ALAKAMIZ ISLAHAT ÇIPASI OLMAKTAN ÇIKTI”
TÜSİAD Global Siyaset Forumu tarafınca düzenlenen “Hırs ve Pahalar içinde Yarış: Kapitalizm, Liberalizm ve Demokrasi” başlıklı webinarda açılış konuşmasını yapan Kaslowski, “Türkiye açısından da demokrasinin yalnızca iç siyasette değil, stratejik dış siyaset kimliğinde de belirleyici olacağı bir periyoda girildi. Kurallara dayalı liberal demokratik bir dünya nizamının ve kıymetlerin modülü olmak Türkiye için hayati önemdedir” tabirlerini kullandı.
Hükümetin mevcut dış siyasetini “Türkiye’nin; çağdaşlaşma çizgisine ve cumhuriyet prensip ve kıymetlerine dayalı, kısa vadeli alışveriş münasebetlerine göre değişkenlik göstermeyen, kriz-normalleşme döngüsünden kurtulmuş, kural temelli bir dış siyaset modeline dönmesi temel olmalıdır” kelamlarıyla eleştiren TÜSİAD Lideri, “Şu anda genelde Batı ile, özelde ise AB ile münasebetlerimiz uzunca bir müddetdir ilerleme ve ıslahat çıpası olmaktan maalesef çıkmış durumdadır” dedi.
“TAMPON BÖLGE TASARIMI SONA ERMELİ”
“Bunun için de öncelikli olarak, kelam konusu alışveriş bağının en temel ögelerinden biri olan göç konusunda Türkiye’nin AB için sığınmacılara karşı tampon bölge dizaynının sona ermesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Kaslowski, şu biçimde devam etti:
“Uluslararası iş kısmında Türkiye’nin, içine kapanmış bir “Kale Avrupası”nın hudut bekçisi pozisyonunda, sığınmacılar için bir cazibe merkezi haline gelmesi ilerleme maksatlarına karşıttır. AB tarafının kuruluş ülkülerine de karşıt olan bu mevzu bir daha müzakere edilmelidir.”
ALMANYA SEÇİMLERİNE İŞARET ETTİ
Türkiye-AB alakalarını üyelik ve entegrasyon perspektifine tekrar oturtmanın ana maksat olması gerektiğini vurgulayan Kaslowski, bu türlü prensip ve bedeller temelinde bir dış siyaset çizgisine dönüşün mümkün olabileceğini söylemiş oldu.
TÜSİAD Lideri, AB’nin bu siyasetinde belirleyici ülke olan Almanya’da yaklaşan genel seçimlerden çıkacak sonuçların hakikat değerlendirilmesinin de yeni bir fırsat olabileceğini lisana getirdi.
TÜSİAD Lideri ayrıyeten, “Yeni devir transatlantik bağlantılarında demokrasinin belirleyici olması iradesi de bu açıdan çok umut vericidir” tabirlerini kullandı.
Forumda, Financial Times gazetesi muharriri ve baş iktisat yorumcusu Martin Wolf da bir konuşma yaptı.