kunteper
Member
Türkiye Personel Partisi (TİP), MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘mezar’la tehdit ettiği Ahmet Şık’a takviye olmak için İstanbul Beşiktaş’ta basın açıklaması yaptı. TİP’liler ‘Ahmet Şık yalnız değildir’ pankartı yanı sıra, ‘Çete sistemine son’, ‘Tuğlaları çekeceğiz, duvarları yıkacağız’, ‘ KYK borçlarını Demirören ödesin’ ve ‘Mafya-çete-kayyum nizamına son’ dövizleri taşıdı.
‘AKP-MHP İKTİDARI MAFYAYLA SAVAŞAMAZ’
Açıklamaya TİP Genel Lideri Erkan Baş ve Genel Lider Yardımcısı Barış Atay katıldı. Sedat Peker’in argümanlarına ve Ahmet Şık’a yönelik tehditlere değinen Atay, “19 yıllık AKP iktidarının son vakit içinderda MHP ile kurdukları paydaşlığı, on senelera dayanan sağ siyasete dayandırdıkları ve oluşturdukları lağımın patlamasını izliyoruz” dedi. Atay şöyleki devam etti: “Bu lağımın patlamasında oluşacak pisliğin kokusundan rahatsız olmayacak bir küme var. O da AKP-MHP faşist bloğundan diğeri değildir. Bugün bu ülkede gerçekleşen her türlü pisliğe karşı ses çıkaran insanları, vakitte birlikte çalıştıkları, hiç beis görmedikleri, hiç soru işaretleri oluşmayan bir organize çete örgütü önderinin kelamlarına dayandırmakla suçlayan iktidara buradan seslenmemiz gerekiyor. Duyduklarımız olağan olarak yeni değil. Lakin kendi içlerinden birinin söylemesi şu açıdan fazlaca önemsiyoruz. Siz on senelera dayanan vakitte bu ülkenin sosyalistlerine, kim oldukları muhakkak olmayan kapalı tanıklıkların tanıklıklarına dayandırarak senelerca hapishanelerde çürüttünüz. Bugün birlikte iş tuttuğunuz birinin tanıklığını kabul etmiyorsunuz. Bu sizin tanıklarınız değil, cürüm ortağınız olarak biliniyor. Dinlemeye de devam edeceğiz. Uzun yıllardır söylemeye çalıştığımız bir şeyi, sizin içinizden birinin söylemesi elbette ki ehemmiyet arz ediyor. AKP ile MHP iktidarı mafya ile hesaplaşamaz. Yolsuzlukla hesaplaşamaz. Zira Türkiye’de mafyanın ta kendisi en baştan saraydan aşağı AKP-MHP iktidarının şahsen kendisidir.”
‘AZDAN AZ ÇOKTAN ÇOK GİDER’
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin, Ahmet Şık’a yönelik tehditlerine de değinen Atay, şu sözleri kullandı: “Biz helalleşmeyeceğiz bu iktidarla. Ve kesinlikle hesaplaşacağız. Çıkıp Meclis kürsüsünden Ahmet yoldaşımızı tehdit eden Devlet Bahçeli zatından herkese seslenmekte fayda var. Biz ne vakit tehditlerden korktuk ki bugün korkalım? Bizi cezaevi ile mi tehdit edeceksiniz? Bizi mezarlığa göndermekle mi tehdit edeceksiniz? Cezaevine de gireriz, ölürüz de.
Bütün bu tehditlerin bize vız gelir tırıs sarfiyat. Mehmet Ağar’ın kelamını tekrar hatırlatırım. O tuğlayı çekeceğiz ve hepiniz altında kalacaksınız. Ahmet Şık demiş ki ‘devleti yıkmak bir daha kurmak lazım’. Devlet katildir. Bahçeli de ‘devlet katil olsaydı kaldığı yer mezarlık olurdu” demiş. Bundan daha düzgün bir itiraf olmaz. Kemiklerini yüzlerce haftadır aradığımız insanların katili Devlet Bahçeli’dir. Ahmet Şık’ın kelamları nettir. Devleti yıkan AKP-MHP’nin kendisidir. Biz onun üzerine yeni bir devlet inşa edeceğiz. Ve inşa edeceğiz de. Bizi mezarlıklarla tehdit edenlere, aba altından sopa gösterenlere kelamımız şudur: Hodri meydan. Azdan az, fazlacatan epeyce masraf. Buyurun bakalım, el mi yaman beyefendi mi yaman.”
‘TEMİZ TOPLUMU KİRLİ AĞIZLARDAN ÇIKAN LAFLARLA YARATMAYACAĞIZ’
Türkiye geçmişte de pek aydınlık sayılamayacak günleri bulunmasına karşın, tarihinin en karanlık devrinden geçtiğini belirten TİP üyesi Aslı Altınok ise şunları söylemiş oldu: “Açlığın, yoksulluğun, işsizliğin, güvencesizliğin, sömürünün, yağma ve talanın, baskın in, şiddetin, azabın, bayan cinayetlerinin, çocuk istismarının tırmanışa geçtiği AKP periyodunda artık bir de gündemimizde iktidar-mafya-medya üçgeni yer alıyor. Bu gündem bizler için yeni değil. Türkiye Personel Partisi olarak Saray rejimi etrafında dönen bu kirli bağları her vakit işaret ettik, daima yüksek sesle lisana getirdik. Lakin mevzunun kamuoyunun gündemine girmesi bir kabahat örgütü başkanının kapana sıkıştıktan daha sonra yayınlamaya başladığı ifşa-itiraf görüntüleriyle oldu. Bizlerin uzun yıllardır işaret ettiği bu çürümüş mafya sistemine ait gerçeklerin bu görüntülerle görünür olması haklılığımızı bir defa daha kanıtlamıştır. Lakin biz, bir mafya bozuntusunun kelamlarına sırtımızı yaslayacak değiliz. Pak toplumu kirli ağızlardan çıkan laflarla yaratmayacağız.”
‘BİZ BU ÇETE NİZAMIYLA HELALLEŞMEYECEĞİZ’
Altınok şöyleki devam etti: “Ülkeyi peşkeş çekenlerin, Saray bahçesinden halkı sülük üzere sömürenlerin, birbirlerine yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçılığı, faili meçhul cinayetler üzere hata ve çıkar paydaşlığıyla bağlanmış kirli öznelerin her biri cürüm duvarının tuğlalarını oluşturuyor. Hatalılar ördükleri duvarın epey kuvvetli olduğunu sanıyor lakin yanılıyorlar. İşçiler, alın teriyle geçinen, bu ülkenin onurlu insanları, ömürleri çalınan bayanlar, gelecekleri, hayalleri çalınan gençler daima birlikte tuğlaları çekip duvarı yıkacaktır. Biz, kurtarıcıyı hiç bir yerde aramıyoruz. Bizim gücümüz kendi ellerimizdedir. Bundan eminiz lakin kaybedecek vaktimiz yok.
Çete iktidarından, açlıktan, yoksulluktan kurtulmak için, sömürüye ve adaletsizliğe son vermek için, İstanbul Mukavelesi’ni geri kazanmak için, bayanların ömür hakkı, gençlerin gelecek hakkı için, Kanal İstanbul’u durdurmak için, İkizdere’yi, Salda’yı, Marmara Denizi’ni, Kazdağları’nı kurtarmak için vaktimiz yok. Kaybedecek tek bir günümüz dahi yok. Artık yan yana gelme, sesimizi çıkarma ve çabayı büyütme devridir.
Biz bu çete tertibiyle asla helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız. Suçluları yargılayacağız ve aydınlık yarınları, pak bir geleceği o denli kuracağız. Eşit, özgür, adil bir dünyada inat ediyoruz ve biliyoruz, kesinlikle inadımız kazanacak.”
‘AKP-MHP İKTİDARI MAFYAYLA SAVAŞAMAZ’
Açıklamaya TİP Genel Lideri Erkan Baş ve Genel Lider Yardımcısı Barış Atay katıldı. Sedat Peker’in argümanlarına ve Ahmet Şık’a yönelik tehditlere değinen Atay, “19 yıllık AKP iktidarının son vakit içinderda MHP ile kurdukları paydaşlığı, on senelera dayanan sağ siyasete dayandırdıkları ve oluşturdukları lağımın patlamasını izliyoruz” dedi. Atay şöyleki devam etti: “Bu lağımın patlamasında oluşacak pisliğin kokusundan rahatsız olmayacak bir küme var. O da AKP-MHP faşist bloğundan diğeri değildir. Bugün bu ülkede gerçekleşen her türlü pisliğe karşı ses çıkaran insanları, vakitte birlikte çalıştıkları, hiç beis görmedikleri, hiç soru işaretleri oluşmayan bir organize çete örgütü önderinin kelamlarına dayandırmakla suçlayan iktidara buradan seslenmemiz gerekiyor. Duyduklarımız olağan olarak yeni değil. Lakin kendi içlerinden birinin söylemesi şu açıdan fazlaca önemsiyoruz. Siz on senelera dayanan vakitte bu ülkenin sosyalistlerine, kim oldukları muhakkak olmayan kapalı tanıklıkların tanıklıklarına dayandırarak senelerca hapishanelerde çürüttünüz. Bugün birlikte iş tuttuğunuz birinin tanıklığını kabul etmiyorsunuz. Bu sizin tanıklarınız değil, cürüm ortağınız olarak biliniyor. Dinlemeye de devam edeceğiz. Uzun yıllardır söylemeye çalıştığımız bir şeyi, sizin içinizden birinin söylemesi elbette ki ehemmiyet arz ediyor. AKP ile MHP iktidarı mafya ile hesaplaşamaz. Yolsuzlukla hesaplaşamaz. Zira Türkiye’de mafyanın ta kendisi en baştan saraydan aşağı AKP-MHP iktidarının şahsen kendisidir.”
‘AZDAN AZ ÇOKTAN ÇOK GİDER’
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin, Ahmet Şık’a yönelik tehditlerine de değinen Atay, şu sözleri kullandı: “Biz helalleşmeyeceğiz bu iktidarla. Ve kesinlikle hesaplaşacağız. Çıkıp Meclis kürsüsünden Ahmet yoldaşımızı tehdit eden Devlet Bahçeli zatından herkese seslenmekte fayda var. Biz ne vakit tehditlerden korktuk ki bugün korkalım? Bizi cezaevi ile mi tehdit edeceksiniz? Bizi mezarlığa göndermekle mi tehdit edeceksiniz? Cezaevine de gireriz, ölürüz de.
Bütün bu tehditlerin bize vız gelir tırıs sarfiyat. Mehmet Ağar’ın kelamını tekrar hatırlatırım. O tuğlayı çekeceğiz ve hepiniz altında kalacaksınız. Ahmet Şık demiş ki ‘devleti yıkmak bir daha kurmak lazım’. Devlet katildir. Bahçeli de ‘devlet katil olsaydı kaldığı yer mezarlık olurdu” demiş. Bundan daha düzgün bir itiraf olmaz. Kemiklerini yüzlerce haftadır aradığımız insanların katili Devlet Bahçeli’dir. Ahmet Şık’ın kelamları nettir. Devleti yıkan AKP-MHP’nin kendisidir. Biz onun üzerine yeni bir devlet inşa edeceğiz. Ve inşa edeceğiz de. Bizi mezarlıklarla tehdit edenlere, aba altından sopa gösterenlere kelamımız şudur: Hodri meydan. Azdan az, fazlacatan epeyce masraf. Buyurun bakalım, el mi yaman beyefendi mi yaman.”
‘TEMİZ TOPLUMU KİRLİ AĞIZLARDAN ÇIKAN LAFLARLA YARATMAYACAĞIZ’
Türkiye geçmişte de pek aydınlık sayılamayacak günleri bulunmasına karşın, tarihinin en karanlık devrinden geçtiğini belirten TİP üyesi Aslı Altınok ise şunları söylemiş oldu: “Açlığın, yoksulluğun, işsizliğin, güvencesizliğin, sömürünün, yağma ve talanın, baskın in, şiddetin, azabın, bayan cinayetlerinin, çocuk istismarının tırmanışa geçtiği AKP periyodunda artık bir de gündemimizde iktidar-mafya-medya üçgeni yer alıyor. Bu gündem bizler için yeni değil. Türkiye Personel Partisi olarak Saray rejimi etrafında dönen bu kirli bağları her vakit işaret ettik, daima yüksek sesle lisana getirdik. Lakin mevzunun kamuoyunun gündemine girmesi bir kabahat örgütü başkanının kapana sıkıştıktan daha sonra yayınlamaya başladığı ifşa-itiraf görüntüleriyle oldu. Bizlerin uzun yıllardır işaret ettiği bu çürümüş mafya sistemine ait gerçeklerin bu görüntülerle görünür olması haklılığımızı bir defa daha kanıtlamıştır. Lakin biz, bir mafya bozuntusunun kelamlarına sırtımızı yaslayacak değiliz. Pak toplumu kirli ağızlardan çıkan laflarla yaratmayacağız.”
‘BİZ BU ÇETE NİZAMIYLA HELALLEŞMEYECEĞİZ’
Altınok şöyleki devam etti: “Ülkeyi peşkeş çekenlerin, Saray bahçesinden halkı sülük üzere sömürenlerin, birbirlerine yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçılığı, faili meçhul cinayetler üzere hata ve çıkar paydaşlığıyla bağlanmış kirli öznelerin her biri cürüm duvarının tuğlalarını oluşturuyor. Hatalılar ördükleri duvarın epey kuvvetli olduğunu sanıyor lakin yanılıyorlar. İşçiler, alın teriyle geçinen, bu ülkenin onurlu insanları, ömürleri çalınan bayanlar, gelecekleri, hayalleri çalınan gençler daima birlikte tuğlaları çekip duvarı yıkacaktır. Biz, kurtarıcıyı hiç bir yerde aramıyoruz. Bizim gücümüz kendi ellerimizdedir. Bundan eminiz lakin kaybedecek vaktimiz yok.
Çete iktidarından, açlıktan, yoksulluktan kurtulmak için, sömürüye ve adaletsizliğe son vermek için, İstanbul Mukavelesi’ni geri kazanmak için, bayanların ömür hakkı, gençlerin gelecek hakkı için, Kanal İstanbul’u durdurmak için, İkizdere’yi, Salda’yı, Marmara Denizi’ni, Kazdağları’nı kurtarmak için vaktimiz yok. Kaybedecek tek bir günümüz dahi yok. Artık yan yana gelme, sesimizi çıkarma ve çabayı büyütme devridir.
Biz bu çete tertibiyle asla helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız. Suçluları yargılayacağız ve aydınlık yarınları, pak bir geleceği o denli kuracağız. Eşit, özgür, adil bir dünyada inat ediyoruz ve biliyoruz, kesinlikle inadımız kazanacak.”