kunteper
Member
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, A Haber yayınına katıldı.
Soylu’nun açıklamalarından satır başları şu biçimde:
– (HDP’li Semra Güzel’in fotoğrafları) Biz bu resme sırtımızı dönemeyiz. Muhalefet üzere sulandırma yapamayız, görmezden gelemeyiz. Terörü sorun bakılırsanlerin oranı yüzde 1.3’e düşmüş Türkiye’de. Küme toplantılarında ne YETERLİ Parti Meral Akşener, ne Kemal Kılıçdaroğlu, ne HDP ‘Bu fotoğraf yanlışsız değildir. Terörle bu kadar iç içe girmiş bu anlayışı şiddetle reddediyoruz’ diyemedi. Bir tanesi bir şey söyleyemedi.
– Türkiye 21. asırdaki yürüyüşünde o denli bir noktaya geldi ki kendisi dönmek istese dönemez. Bu terörist gibilerden Türkiye’de fazlaca var. Önümüzdeki günlerde bunlar daha sıkça Türkiye’nin gündeminde olur. ABD, Fransa, Avrupa bize bu meşruiyet alanını dayatmaya çalışıyor. Siyaseti buna alet etmek ve bunu legal siyaset üzere göstermek kadar Türkiye’ye de ziyan veren bir anlayış kelam konusu değildir.
– İBB’de örneğin, diyor ki ‘Adli sicil kaydı pak’. Millete palavra söylemeyin, ben neyin pak olup olmadığını biliyorum. Elinizde epeyce toplumsal medya troll’ü olması yalanınızı hakikat kılmaz. Her ay gazetecilere 15, 30 bin lira, birtakım gazetecilere öbür şeyler vermek sizi haklı ve yasal kılmaz.
– Seçimler kaybedilir, kazanılır. Kaybetmenizin size o denli bir yararı olur ki kazansaydınız tahminen kaybın önü açılırdı. Biz İstanbul’da elimizden geleni yaptık, takdiri millete bıraktık. olağan olarak yarışı bıraktığımız manasına gelmez. Parti teşkilatlarımız ellerinden geleni yapacaklar.
‘TEFTİŞ CHP’Lİ BELEDİYELERE HAS DEĞİL’
– Patnos, Silopi belediyeleri HDP’de. Bu belediyelerin oraya istediği kişiyi almasına seyirci mi kalmalıyız? HDP’de olabilir, kanuna uymayan bir durum var ise benim bakılırsavim o durumu denetim etmektir. Bizim bakanlığımız 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili farklı münasebetlerle 2 bin 32 soruşturma yapmış.
– Bakanlığımız 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili farklı münasebetlerle 2 bin 32 soruşturma yapmış. Bu o denli abartıldığı üzere üstüne gitmek değil. 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili özel teftiş sayısı 166. 2019’da 40, 2020’de 3, 2021’de 6 AK Parti belediyesine özel teftiş yapılmış. 2020’de 4, 2019 yılında 25 CHP belediyesine özel teftiş yapılmış. 2020’nin tamamında ben özel teftiş aldım. Kendim, kendi birimlerime özel teftiş yaptım.
– ‘Sen bunu yapamazsın’ demek devleti etkisizleştirmek demek. Devlet yönetmek bu değildir, burası çadır devleti değil. ‘Benim belgelerime el koydular’ diyor. Biz kimsenin belgesine el koymayız, o da palavra.
– İBB’de işçi alınıyor. Alırken de bir şeye bakılması lazım. Belediyelerin şirketleri var, temel sorun burada. Belediyelerin şirketlerinin istihdam yönetme biçiminin devleti aldatması sorun aslında. Aldatmak istemezse ona diyebilecek bir şey yok. 2019’un Haziran’ıyla 2019’un Kasım’ı içinde ‘Bu sakıncalıdır, bunun alınmaması gerekir’ dendiği anda almışlar işe. Bu olay başladığında ben bunun İBB’yle kontaklı olduğunu bilmiyordum.
– Bütün bunlarla ilgili biz tarama yaptık. Özgür Özel tarafınca soru gelince de dedik ki ‘İltisak ve irtibatlı olanlar bunlardır.’ Bunlar dağa gitmiş, evlatlarımızı şehit etmiş olanlar. İBB’ye ilişkin hadisede tam fotoğrafı görmek, bunun için yapılıyor teftiş.
– Gönderdiği yazı tam manasıyla diyor ki “Ben eksik yanılgı yaptım, yanılgı ettim, buradan dönüyorum ve cayıyorum”. Alıyorsunuz orada işe, daha sonra hiç bir araştırma yapmıyorsunuz. 2 yıl daha sonra soruşturma açılınca valiliğe yazı yazıyorsunuz.
Bunun kimsenin belediyesiyle bir ilgisi yok. Büyükşehir Belediyesi’nin yerinde ben olsaydım birinci cümlesi çıktığı andan itibaren İBB Lideri’nin kamuoyuna “Teftiş konseyi başkanımı bu işi soruşturması için nazaranvlendiriyorum” derdim. Siyasi mağduriyet oluşuyorsa kanun geçerli olmasın, bu biçimde bir devlet anlayışı olabilir mi?
bahsetmiş olduğuniz 20 bin kişiyi hangi kritere bakılırsa aldınız? Kaç kişiyi çağırdınız, kaç şahısla mülakat yaptınız? KPSS’ye göre mi aldınız? Bütün bunları bir tarafa koyabilmek, siyasi bir mugalataya bunu getirebilmek, tartışma ortamı çıkarabilmek için bu biçimde bir durum.
‘KILIÇDAROĞLU’NU DİNLESEYDİ…’
– Kılıçdaroğlu’nu T.C. Devleti dinleseydi, Pensilvanya’yla konuştuğunu kaydederdi. bu biçimde bir şey yok desin. Pensilva’yla bir diş muayenesinde konuştuğumuzda ‘Yurtta barış, dünyada barış’ kelamını konuşmadık desin, ‘Diş muayenesine gitmedim’ desin. Karşımızda siyaset tarifine sığdıramadığımız ve bu ülkenin bedelleriyle örtüştüremediğimiz bir kimlik var. ‘Siz bizi dinliyorsunuz’ diyor. Sizi 2007’de dinlemiş FETÖ. Namuslu biri çıkar, FETÖ’nün dinlemesiyle ilgili hata duyurusunda bulunur.
– İBB Lideri dedi ki ‘Elimde 40 yolsuzluk evrakı var’, sayısını da bilmiyor. Kılıçdaroğlu da dedi ki ’13 milyarlık yolsuzluk var.’ Arkadaşlarımız evrakları incelediler, 21 adedinde rastgele bir hata yahut suistimal ögesi olmadan soruşturmasına gerek yok sonucu alınmış. 7 tanesi şirketlerle alakalı, bunlar Ticaret Bakanlığı ve Mülkiyet Teftiş Şurası’yla ortak biçimde teftiş ediliyor. Geri kalanını da biz ön incelemeye aldık. Şu 34 evrakta kamu ziyanını ortaya koyabilecek tek evrak yok. (HABER MERKEZİ)
Soylu’nun açıklamalarından satır başları şu biçimde:
– (HDP’li Semra Güzel’in fotoğrafları) Biz bu resme sırtımızı dönemeyiz. Muhalefet üzere sulandırma yapamayız, görmezden gelemeyiz. Terörü sorun bakılırsanlerin oranı yüzde 1.3’e düşmüş Türkiye’de. Küme toplantılarında ne YETERLİ Parti Meral Akşener, ne Kemal Kılıçdaroğlu, ne HDP ‘Bu fotoğraf yanlışsız değildir. Terörle bu kadar iç içe girmiş bu anlayışı şiddetle reddediyoruz’ diyemedi. Bir tanesi bir şey söyleyemedi.
– Türkiye 21. asırdaki yürüyüşünde o denli bir noktaya geldi ki kendisi dönmek istese dönemez. Bu terörist gibilerden Türkiye’de fazlaca var. Önümüzdeki günlerde bunlar daha sıkça Türkiye’nin gündeminde olur. ABD, Fransa, Avrupa bize bu meşruiyet alanını dayatmaya çalışıyor. Siyaseti buna alet etmek ve bunu legal siyaset üzere göstermek kadar Türkiye’ye de ziyan veren bir anlayış kelam konusu değildir.
– İBB’de örneğin, diyor ki ‘Adli sicil kaydı pak’. Millete palavra söylemeyin, ben neyin pak olup olmadığını biliyorum. Elinizde epeyce toplumsal medya troll’ü olması yalanınızı hakikat kılmaz. Her ay gazetecilere 15, 30 bin lira, birtakım gazetecilere öbür şeyler vermek sizi haklı ve yasal kılmaz.
– Seçimler kaybedilir, kazanılır. Kaybetmenizin size o denli bir yararı olur ki kazansaydınız tahminen kaybın önü açılırdı. Biz İstanbul’da elimizden geleni yaptık, takdiri millete bıraktık. olağan olarak yarışı bıraktığımız manasına gelmez. Parti teşkilatlarımız ellerinden geleni yapacaklar.
‘TEFTİŞ CHP’Lİ BELEDİYELERE HAS DEĞİL’
– Patnos, Silopi belediyeleri HDP’de. Bu belediyelerin oraya istediği kişiyi almasına seyirci mi kalmalıyız? HDP’de olabilir, kanuna uymayan bir durum var ise benim bakılırsavim o durumu denetim etmektir. Bizim bakanlığımız 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili farklı münasebetlerle 2 bin 32 soruşturma yapmış.
– Bakanlığımız 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili farklı münasebetlerle 2 bin 32 soruşturma yapmış. Bu o denli abartıldığı üzere üstüne gitmek değil. 2019’dan bugüne kadar her partiden belediyelerle ilgili özel teftiş sayısı 166. 2019’da 40, 2020’de 3, 2021’de 6 AK Parti belediyesine özel teftiş yapılmış. 2020’de 4, 2019 yılında 25 CHP belediyesine özel teftiş yapılmış. 2020’nin tamamında ben özel teftiş aldım. Kendim, kendi birimlerime özel teftiş yaptım.
– ‘Sen bunu yapamazsın’ demek devleti etkisizleştirmek demek. Devlet yönetmek bu değildir, burası çadır devleti değil. ‘Benim belgelerime el koydular’ diyor. Biz kimsenin belgesine el koymayız, o da palavra.
– İBB’de işçi alınıyor. Alırken de bir şeye bakılması lazım. Belediyelerin şirketleri var, temel sorun burada. Belediyelerin şirketlerinin istihdam yönetme biçiminin devleti aldatması sorun aslında. Aldatmak istemezse ona diyebilecek bir şey yok. 2019’un Haziran’ıyla 2019’un Kasım’ı içinde ‘Bu sakıncalıdır, bunun alınmaması gerekir’ dendiği anda almışlar işe. Bu olay başladığında ben bunun İBB’yle kontaklı olduğunu bilmiyordum.
– Bütün bunlarla ilgili biz tarama yaptık. Özgür Özel tarafınca soru gelince de dedik ki ‘İltisak ve irtibatlı olanlar bunlardır.’ Bunlar dağa gitmiş, evlatlarımızı şehit etmiş olanlar. İBB’ye ilişkin hadisede tam fotoğrafı görmek, bunun için yapılıyor teftiş.
– Gönderdiği yazı tam manasıyla diyor ki “Ben eksik yanılgı yaptım, yanılgı ettim, buradan dönüyorum ve cayıyorum”. Alıyorsunuz orada işe, daha sonra hiç bir araştırma yapmıyorsunuz. 2 yıl daha sonra soruşturma açılınca valiliğe yazı yazıyorsunuz.
Bunun kimsenin belediyesiyle bir ilgisi yok. Büyükşehir Belediyesi’nin yerinde ben olsaydım birinci cümlesi çıktığı andan itibaren İBB Lideri’nin kamuoyuna “Teftiş konseyi başkanımı bu işi soruşturması için nazaranvlendiriyorum” derdim. Siyasi mağduriyet oluşuyorsa kanun geçerli olmasın, bu biçimde bir devlet anlayışı olabilir mi?
bahsetmiş olduğuniz 20 bin kişiyi hangi kritere bakılırsa aldınız? Kaç kişiyi çağırdınız, kaç şahısla mülakat yaptınız? KPSS’ye göre mi aldınız? Bütün bunları bir tarafa koyabilmek, siyasi bir mugalataya bunu getirebilmek, tartışma ortamı çıkarabilmek için bu biçimde bir durum.
‘KILIÇDAROĞLU’NU DİNLESEYDİ…’
– Kılıçdaroğlu’nu T.C. Devleti dinleseydi, Pensilvanya’yla konuştuğunu kaydederdi. bu biçimde bir şey yok desin. Pensilva’yla bir diş muayenesinde konuştuğumuzda ‘Yurtta barış, dünyada barış’ kelamını konuşmadık desin, ‘Diş muayenesine gitmedim’ desin. Karşımızda siyaset tarifine sığdıramadığımız ve bu ülkenin bedelleriyle örtüştüremediğimiz bir kimlik var. ‘Siz bizi dinliyorsunuz’ diyor. Sizi 2007’de dinlemiş FETÖ. Namuslu biri çıkar, FETÖ’nün dinlemesiyle ilgili hata duyurusunda bulunur.
– İBB Lideri dedi ki ‘Elimde 40 yolsuzluk evrakı var’, sayısını da bilmiyor. Kılıçdaroğlu da dedi ki ’13 milyarlık yolsuzluk var.’ Arkadaşlarımız evrakları incelediler, 21 adedinde rastgele bir hata yahut suistimal ögesi olmadan soruşturmasına gerek yok sonucu alınmış. 7 tanesi şirketlerle alakalı, bunlar Ticaret Bakanlığı ve Mülkiyet Teftiş Şurası’yla ortak biçimde teftiş ediliyor. Geri kalanını da biz ön incelemeye aldık. Şu 34 evrakta kamu ziyanını ortaya koyabilecek tek evrak yok. (HABER MERKEZİ)