kunteper
Member
Hala Edirne Cezaevi’nde tutulan HDP’nin eski Eşgenel Lideri Selahattin Demirtaş, bugün Artı Gerçek’te yayınlanan yazısında, “HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir ortada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade üzere durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz lakin ne yapmayacaklarını epey güzel biliyoruz, aptallık etmeyecekler” dedi.
“HDP seçmeni ne yapacak?” başlıklı yazıdan bir kısım şu biçimde:
HDP’liler oy veriyorlar diye CHP ve DÜZGÜN Partili seçmenler kendi partilerinden vazgeçer mi?
Mahallî seçimlerde HDP, Millet İttifakının ortasında değildi, hala de değil. ötürüsıyla Millet İttifakının hiç bir belediye lideri adayı HDP’li değildi ya CHP’liydiler ya da DÜZGÜN Partili. HDP o devirde ne yaptı? CHP’li adayları dışarıdan destekleme sonucu aldı ve o adaylara kazandırdı. DÜZGÜN Partili adaylara karşı da kendi adayını çıkardı. Cumhur İttifakı buna karşı, beka tartışmasını öne çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü.
Artık kendinizi CHP’li yahut YETERLİ Partili seçmenlerin yerine koyarak düşünün lütfen. Desteklediğiniz Millet İttifakının adayının kazanması güç görünüyor fakat siz kazanmasını epey istiyorsunuz haklı olarak. daha sonra HDP diye bir parti çıkıyor ve sizin adayınızı yalnızca demokrasinin gelişmesi için destekleme sonucu alıyor. Bu durumda, CHP ve UYGUN Parti seçmeninin şöyleki mi düşünmesi beklenir? “Aaa, bak bu olmadı. Şayet benim kazanmasını epeyce istediğim adayıma HDP’liler de oy verecekse ben oy vermem kardeşim, masraf Cumhur İttifakı adayına oy veririm.” Bu mudur yani? HDP’liler de oy verecek diye bir parti seçmeni, kendi adayından ve partisinden vazgeçip karşı ittifaka mı geçer yoksa sevinçten, HDP’li seçmenle kol kola halay mı çekmeye başlar? Karşılığı aşikâr esasen, seçimi kazandılar ve kol kola halay çektiler.
Seçmenlerin zeka düzeyini kendilerininki kadar sanıyorlar
Erdoğan ile Bahçeli’nin bu kirli, kara propagandalarının akılcı olması için seçimlerde ortak adayın HDP’li olması gerekirdi. Şayet HDP’li bir adaya CHP ve DÜZGÜN Partili seçmenlerin oy vermeleri gerekseydi bu atakların bir mantığı olabilirdi. Fakat gelin görün ki, bu sıradan durumu bile anlayamayacak kadar akıl ve izandan mahrumlar. Ve hala durmuyorlar, tıpkı saçma sapan stratejide ısrar ediyorlar. Yandaş kanallarda HDP’ye, bana ve ötürüsıyla seçmenlerimize gece gündüz hakaret ediyorlar. HDP’ye yahut bana her “terörist” dediklerinde, seçmenlerimizin tamamı, bu hakareti kendilerine edilmiş sayıyorlar. Buna inanmayanlar 2018 lokal seçim neticelerina bakabilirler.
örneğin bizleri mahpusta tutmak, HDP’li belediyelere kayyum atayarak, HDP’yi kapatarak; küme toplantılarından, miting meydanlarından ve televizyon programlarından hakaretler yağdırarak HDP seçmenlerinin ikna olacaklarına mı inanıyorlar? HDP’lilerin şu biçimde mi düşünmelerini bekliyorlar sanki? “Evet ya, Erdoğan ile Bahçeli haklıymış, HDP de Demirtaş da biz de teröristmişiz, öğrendiğimiz güzel oldu. En yeterlisi sandığa gitmeyelim, gitsek bile ya Erdoğan’a ya da Bahçeli’ye oy verelim.” Komik fakat durum bu. Seçmenlerin zeka düzeyini kendilerininki kadar sanıyorlar.
Lokal seçimlerdeki denklem cumhurbaşkanlığı seçiminde de geçerli
Tıpkı denklem cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli. Meclis seçimlerine HDP aslına bakarsan parti olarak tek başına gireceğini deklare etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise HDP’liler muhalefetin ortak adayına oy versinler diye Erdoğan, Bahçeli ve şürekaları her gün HDP’li seçmenleri motive etmeyi sürdürüyor. Ve evet, bu sıradan denklemi bile çözebilecek kadar akıldan ve ferasetten mahrumlar. Cumhur İttifakı, HDP’ye bu kadar hukuksuz, ahlaksız akınları sürdürerek kazanacağını sanıyorsa üzücü biçimde yanılıyor.
Sonuç olarak HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir ortada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade üzere durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz lakin ne yapmayacaklarını fazlaca düzgün biliyoruz, aptallık etmeyecekler. Her zamanki üzere akılla ve vicdanla hareket edecekler.
Tüm Bilal’lerden özür dileyerek tane tane anlattım, daha ne yapayım?
YAZININ TAMAMI
“HDP seçmeni ne yapacak?” başlıklı yazıdan bir kısım şu biçimde:
HDP’liler oy veriyorlar diye CHP ve DÜZGÜN Partili seçmenler kendi partilerinden vazgeçer mi?
Mahallî seçimlerde HDP, Millet İttifakının ortasında değildi, hala de değil. ötürüsıyla Millet İttifakının hiç bir belediye lideri adayı HDP’li değildi ya CHP’liydiler ya da DÜZGÜN Partili. HDP o devirde ne yaptı? CHP’li adayları dışarıdan destekleme sonucu aldı ve o adaylara kazandırdı. DÜZGÜN Partili adaylara karşı da kendi adayını çıkardı. Cumhur İttifakı buna karşı, beka tartışmasını öne çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü.
Artık kendinizi CHP’li yahut YETERLİ Partili seçmenlerin yerine koyarak düşünün lütfen. Desteklediğiniz Millet İttifakının adayının kazanması güç görünüyor fakat siz kazanmasını epey istiyorsunuz haklı olarak. daha sonra HDP diye bir parti çıkıyor ve sizin adayınızı yalnızca demokrasinin gelişmesi için destekleme sonucu alıyor. Bu durumda, CHP ve UYGUN Parti seçmeninin şöyleki mi düşünmesi beklenir? “Aaa, bak bu olmadı. Şayet benim kazanmasını epeyce istediğim adayıma HDP’liler de oy verecekse ben oy vermem kardeşim, masraf Cumhur İttifakı adayına oy veririm.” Bu mudur yani? HDP’liler de oy verecek diye bir parti seçmeni, kendi adayından ve partisinden vazgeçip karşı ittifaka mı geçer yoksa sevinçten, HDP’li seçmenle kol kola halay mı çekmeye başlar? Karşılığı aşikâr esasen, seçimi kazandılar ve kol kola halay çektiler.
Seçmenlerin zeka düzeyini kendilerininki kadar sanıyorlar
Erdoğan ile Bahçeli’nin bu kirli, kara propagandalarının akılcı olması için seçimlerde ortak adayın HDP’li olması gerekirdi. Şayet HDP’li bir adaya CHP ve DÜZGÜN Partili seçmenlerin oy vermeleri gerekseydi bu atakların bir mantığı olabilirdi. Fakat gelin görün ki, bu sıradan durumu bile anlayamayacak kadar akıl ve izandan mahrumlar. Ve hala durmuyorlar, tıpkı saçma sapan stratejide ısrar ediyorlar. Yandaş kanallarda HDP’ye, bana ve ötürüsıyla seçmenlerimize gece gündüz hakaret ediyorlar. HDP’ye yahut bana her “terörist” dediklerinde, seçmenlerimizin tamamı, bu hakareti kendilerine edilmiş sayıyorlar. Buna inanmayanlar 2018 lokal seçim neticelerina bakabilirler.
örneğin bizleri mahpusta tutmak, HDP’li belediyelere kayyum atayarak, HDP’yi kapatarak; küme toplantılarından, miting meydanlarından ve televizyon programlarından hakaretler yağdırarak HDP seçmenlerinin ikna olacaklarına mı inanıyorlar? HDP’lilerin şu biçimde mi düşünmelerini bekliyorlar sanki? “Evet ya, Erdoğan ile Bahçeli haklıymış, HDP de Demirtaş da biz de teröristmişiz, öğrendiğimiz güzel oldu. En yeterlisi sandığa gitmeyelim, gitsek bile ya Erdoğan’a ya da Bahçeli’ye oy verelim.” Komik fakat durum bu. Seçmenlerin zeka düzeyini kendilerininki kadar sanıyorlar.
Lokal seçimlerdeki denklem cumhurbaşkanlığı seçiminde de geçerli
Tıpkı denklem cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli. Meclis seçimlerine HDP aslına bakarsan parti olarak tek başına gireceğini deklare etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise HDP’liler muhalefetin ortak adayına oy versinler diye Erdoğan, Bahçeli ve şürekaları her gün HDP’li seçmenleri motive etmeyi sürdürüyor. Ve evet, bu sıradan denklemi bile çözebilecek kadar akıldan ve ferasetten mahrumlar. Cumhur İttifakı, HDP’ye bu kadar hukuksuz, ahlaksız akınları sürdürerek kazanacağını sanıyorsa üzücü biçimde yanılıyor.
Sonuç olarak HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir ortada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade üzere durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz lakin ne yapmayacaklarını fazlaca düzgün biliyoruz, aptallık etmeyecekler. Her zamanki üzere akılla ve vicdanla hareket edecekler.
Tüm Bilal’lerden özür dileyerek tane tane anlattım, daha ne yapayım?
YAZININ TAMAMI