kunteper
Member
ANKARA- TBMM ismine kamu kurumlarını denetleyen Sayıştay’ın her yıl deklare ettiğı kontrol raporları, biroldukca çarpıcı bulguyu ortaya koyuyor. Raporlarda, Cumhurbaşkanlığı konutunun bir günlük harcanmasından, epeyce sayıda kurumda liyakatsiz, objektif kriterlere dayanmayan atamalara kadar hayli sayısı bulguya yer verilirken, ortaya çıkan usulsüzlükler büyük reaksiyon çekiyor.
CHP, DÜZGÜN Parti ve HDP temsilcileri üst üste yayımlanan ve kamuoyunda gündem olan Sayıştay raporlarını kıymetlendirdi. Siyasi partilere nazaran; Sayıştay raporlarında yer alan bulgular buzdağının ufak bir kesimi. Sayıştay raporlarının TBMM ile kamuoyuna sunulmadan evvel değerli yolsuzlukların raporlardan ayıklandığı görüşünü savunan muhalefet partileri, raporda kalan tespitlerin ‘görüşü etkilemeyen bulgular’ olduğuna dikkat çekiyor.
SAYIŞTAY RAPORLARI YAYINLANMADAN NASIL BİR SÜZGEÇTEN GEÇİYOR?
CHP İstanbul Milletvekili, Plan ve Bütçe Komitesi üyesi Mehmet Bekaroğlu’na göre Sayıştay raporlarından epeyce, raporların kamuoyuna ulaşana kadar geçtiği evreleri incelemek gerek.
Sayıştay denetçileri tarafınca yapılan kontrollerin de denetlendiğini, tespit edilen büyük yolsuzlukların da daha bu evrede rapordan çıkarıldığını savunan Bekaroğlu, süreci şöyle anlattı: “Açıklanan raporlar artık gerçek manada Sayıştay raporları değil. Sayıştay kontrolleri esnasında denetçiler de farklı üniteler tarafınca denetleniyor. Bu esnada da biroldukça bulgu raporlardan çıkarılıyor. En son ‘görüşü etkilemeyen bulgular’ diye sıradan bulgular kalıyor ve epey daha değerli olanlar görmezden geliniyor. AK Parti’ye yakın Sayıştay’ın üst seviye yöneticileri AK Parti’yi zora sokan kısımların ayrılarak raporların yayınlanmasında rol oynuyor. Yani bizi küçük yemlerin peşine takıp, büyük vurgunu görmemizi engelliyorlar.”
Mehmet Bekaroğlu
‘SAYIŞTAY RAPORLARINA YAYINLANMADAN EL KONUYOR’
“Sayıştay raporları senelera nazaran incelendiğinde Sayıştay kontrolünde ortaya çıkan sorunlarla ilgili dava açıldığını görmüyoruz artık” diyen Bekaroğlu, raporların Türkiye’de nasıl bir tablo ortaya koyduğunu şu biçimde kıymetlendirdi: “Sayıştay dediğimiz kurum bir üst mahkemedir; ötürüsıyla Sayıştay kontrol raporlarını etkileyecek bulgular hakkındaki durumu yargıya taşımalı. Bu biçim durumlara artık rastlanmıyor. Bizim tartıştığımız saray harcamaları, kamu- özel işbirliğiyle ilgili yasaya muhalif bulguların büyük çoğunluğu aslında ‘görüşü etkilemeyen’ bulgular kaleminde yer alıyor. Buna karşın biz bir daha de ne kadar fazla tartışıyoruz. halbuki bu rapordaki harcamalardan fazlaca daha büyük harcamalarla ilgili sorunlar var. Bu sorunlara daha kontrol basamağında el temalıyor, raporlara yansıması engelleniyor. Yani Sayıştay raporları artık harcamaların denetlenmesinden ve yapılan yanlışların, yolsuzlukların ortaya çıkarılmasından hayli yapılan yanlışlıkların örtülmesinin bir aracı haline gelmiştir.”
‘SAYIŞTAY TESPİTLERİ DENETLENMİYOR’
GÜZEL Parti Küme Lideri İsmail Tatlıoğlu da Sayıştay raporlarında tespit edilen bulgulara ait kontrol yetersizliğine dikkat çekti.
İsmail Tatlıoğlu
Türkiye’de bilhassa ihale ve satın almalar üzerinden önemli yolsuzluklar döndüğünü söz eden Tatlıoğlu, “Türkiye’de ihale ve satın almalar, üzerinde hassasiyetle durmamız gereken kamu kurumlarında bile artık bir alan oluşturmuş. Bilhassa Diyanet Başkanlığı’nda dahi ihaleler rekabetçi yöntemle değil de pazarlık tarzı ile yapılıyor. Bu da adrese teslim ihale demek. Sayıştay, bu durumun ismini raporda dolaylı da olsa koyuyor” formunda konuştu.
‘YARGIYA TAŞINAN BİR SAYIŞTAY TESPİTİ YOK’
Sayıştay’ın bulgularına yönelik ‘yolsuzluk’ takibi yapılmadığını, bu tespitlerin yargıya intikal etmediğini söyleyen Tatlıoğlu, şöyleki devam etti: “Türkiye tablosuna bakıldığında şunu söylememiz gerekir ki yolsuzluk bitmeden yoksulluk bitmez. Sayıştay raporları aslında yanlışları, usulsüzlükleri ve yolsuzlukları işaret ediyor lakin hiç bir biçimde takibi yapılmıyor. Yargıya intikal eden bir Sayıştay tespiti yok.”
PAYLAN: SAYIŞTAY KONTROLÜ FAAL YAPILMIYOR
GARO PAYLAN
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da Sayıştay raporların geçmiş senelerda daha detaylı, kapsayıcı ve çarpıcı bulgular ortaya koyduğunu söz ederek, şu biçimde konuştu: “Şu anda maalesef Sayıştay’a yapılan siyasi atamalar kararı epey daha az bulgu raporlarda yer alıyor. Buna niye olarak da siyasi baskının kararı yahut denetçilerin iktidarla birebir yolda yürümelerini gösterebiliriz. Bu da faal bir kontrolün olmadığını gösteriyor. Sayıştay’da hala meslek onurunu muhafazaya çalışan denetçiler mevcut fakat zirvedeki yöneticiler iktidarın siyasi temaları kararı bu raporun faal hale gelmesini engelliyor. Raporda tespit edilen bulgularla ilgili aktif bir kontrol asla yapılmıyor” sözlerine yer verdi.
‘SAYIŞTAY RAPORLARINDA YOLSUZLUK İKTİSADININ KIRINTILARINI GÖRÜYORUZ’
Sayıştay raporlarında yer alan bulguların bu halleriyle dahi Türkiye tablosunu ortaya koyduğunu kaydeden Paylan, şunları söylemiş oldu: “İktidarın bu kadar işsizliğin, yoksulluğun olduğu bir devirde yaptığı fütursuzca harcamalar bu raporlarda gözler önüne seriliyor. Raporlar, Türkiye’nin kaynaklarının lükse, şatafata ve yandaşlara aktarıldığını gösteriyor. Sayıştay raporlarında yalnızca buzdağının bir modülünü, yolsuzluk iktisadının ise kırıntılarını görüyoruz. Buna karşın bile Sayıştay raporlarında büyük skandallar var. Liyakatsiz atamalar, Cumhurbaşkanlığı sarayının bir günlük harcanmasına aktarılan 7.9 milyar TL, kurumlara aktarılan bütçelerde büyük bir berbata gidiş mevcut.”
CHP, DÜZGÜN Parti ve HDP temsilcileri üst üste yayımlanan ve kamuoyunda gündem olan Sayıştay raporlarını kıymetlendirdi. Siyasi partilere nazaran; Sayıştay raporlarında yer alan bulgular buzdağının ufak bir kesimi. Sayıştay raporlarının TBMM ile kamuoyuna sunulmadan evvel değerli yolsuzlukların raporlardan ayıklandığı görüşünü savunan muhalefet partileri, raporda kalan tespitlerin ‘görüşü etkilemeyen bulgular’ olduğuna dikkat çekiyor.
SAYIŞTAY RAPORLARI YAYINLANMADAN NASIL BİR SÜZGEÇTEN GEÇİYOR?
CHP İstanbul Milletvekili, Plan ve Bütçe Komitesi üyesi Mehmet Bekaroğlu’na göre Sayıştay raporlarından epeyce, raporların kamuoyuna ulaşana kadar geçtiği evreleri incelemek gerek.
Sayıştay denetçileri tarafınca yapılan kontrollerin de denetlendiğini, tespit edilen büyük yolsuzlukların da daha bu evrede rapordan çıkarıldığını savunan Bekaroğlu, süreci şöyle anlattı: “Açıklanan raporlar artık gerçek manada Sayıştay raporları değil. Sayıştay kontrolleri esnasında denetçiler de farklı üniteler tarafınca denetleniyor. Bu esnada da biroldukça bulgu raporlardan çıkarılıyor. En son ‘görüşü etkilemeyen bulgular’ diye sıradan bulgular kalıyor ve epey daha değerli olanlar görmezden geliniyor. AK Parti’ye yakın Sayıştay’ın üst seviye yöneticileri AK Parti’yi zora sokan kısımların ayrılarak raporların yayınlanmasında rol oynuyor. Yani bizi küçük yemlerin peşine takıp, büyük vurgunu görmemizi engelliyorlar.”
Mehmet Bekaroğlu
‘SAYIŞTAY RAPORLARINA YAYINLANMADAN EL KONUYOR’
“Sayıştay raporları senelera nazaran incelendiğinde Sayıştay kontrolünde ortaya çıkan sorunlarla ilgili dava açıldığını görmüyoruz artık” diyen Bekaroğlu, raporların Türkiye’de nasıl bir tablo ortaya koyduğunu şu biçimde kıymetlendirdi: “Sayıştay dediğimiz kurum bir üst mahkemedir; ötürüsıyla Sayıştay kontrol raporlarını etkileyecek bulgular hakkındaki durumu yargıya taşımalı. Bu biçim durumlara artık rastlanmıyor. Bizim tartıştığımız saray harcamaları, kamu- özel işbirliğiyle ilgili yasaya muhalif bulguların büyük çoğunluğu aslında ‘görüşü etkilemeyen’ bulgular kaleminde yer alıyor. Buna karşın biz bir daha de ne kadar fazla tartışıyoruz. halbuki bu rapordaki harcamalardan fazlaca daha büyük harcamalarla ilgili sorunlar var. Bu sorunlara daha kontrol basamağında el temalıyor, raporlara yansıması engelleniyor. Yani Sayıştay raporları artık harcamaların denetlenmesinden ve yapılan yanlışların, yolsuzlukların ortaya çıkarılmasından hayli yapılan yanlışlıkların örtülmesinin bir aracı haline gelmiştir.”
‘SAYIŞTAY TESPİTLERİ DENETLENMİYOR’
GÜZEL Parti Küme Lideri İsmail Tatlıoğlu da Sayıştay raporlarında tespit edilen bulgulara ait kontrol yetersizliğine dikkat çekti.
İsmail Tatlıoğlu
Türkiye’de bilhassa ihale ve satın almalar üzerinden önemli yolsuzluklar döndüğünü söz eden Tatlıoğlu, “Türkiye’de ihale ve satın almalar, üzerinde hassasiyetle durmamız gereken kamu kurumlarında bile artık bir alan oluşturmuş. Bilhassa Diyanet Başkanlığı’nda dahi ihaleler rekabetçi yöntemle değil de pazarlık tarzı ile yapılıyor. Bu da adrese teslim ihale demek. Sayıştay, bu durumun ismini raporda dolaylı da olsa koyuyor” formunda konuştu.
‘YARGIYA TAŞINAN BİR SAYIŞTAY TESPİTİ YOK’
Sayıştay’ın bulgularına yönelik ‘yolsuzluk’ takibi yapılmadığını, bu tespitlerin yargıya intikal etmediğini söyleyen Tatlıoğlu, şöyleki devam etti: “Türkiye tablosuna bakıldığında şunu söylememiz gerekir ki yolsuzluk bitmeden yoksulluk bitmez. Sayıştay raporları aslında yanlışları, usulsüzlükleri ve yolsuzlukları işaret ediyor lakin hiç bir biçimde takibi yapılmıyor. Yargıya intikal eden bir Sayıştay tespiti yok.”
PAYLAN: SAYIŞTAY KONTROLÜ FAAL YAPILMIYOR
GARO PAYLAN
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da Sayıştay raporların geçmiş senelerda daha detaylı, kapsayıcı ve çarpıcı bulgular ortaya koyduğunu söz ederek, şu biçimde konuştu: “Şu anda maalesef Sayıştay’a yapılan siyasi atamalar kararı epey daha az bulgu raporlarda yer alıyor. Buna niye olarak da siyasi baskının kararı yahut denetçilerin iktidarla birebir yolda yürümelerini gösterebiliriz. Bu da faal bir kontrolün olmadığını gösteriyor. Sayıştay’da hala meslek onurunu muhafazaya çalışan denetçiler mevcut fakat zirvedeki yöneticiler iktidarın siyasi temaları kararı bu raporun faal hale gelmesini engelliyor. Raporda tespit edilen bulgularla ilgili aktif bir kontrol asla yapılmıyor” sözlerine yer verdi.
‘SAYIŞTAY RAPORLARINDA YOLSUZLUK İKTİSADININ KIRINTILARINI GÖRÜYORUZ’
Sayıştay raporlarında yer alan bulguların bu halleriyle dahi Türkiye tablosunu ortaya koyduğunu kaydeden Paylan, şunları söylemiş oldu: “İktidarın bu kadar işsizliğin, yoksulluğun olduğu bir devirde yaptığı fütursuzca harcamalar bu raporlarda gözler önüne seriliyor. Raporlar, Türkiye’nin kaynaklarının lükse, şatafata ve yandaşlara aktarıldığını gösteriyor. Sayıştay raporlarında yalnızca buzdağının bir modülünü, yolsuzluk iktisadının ise kırıntılarını görüyoruz. Buna karşın bile Sayıştay raporlarında büyük skandallar var. Liyakatsiz atamalar, Cumhurbaşkanlığı sarayının bir günlük harcanmasına aktarılan 7.9 milyar TL, kurumlara aktarılan bütçelerde büyük bir berbata gidiş mevcut.”