kunteper
Member
HDP bayan vilayet eşbaşkanları, partinin Ankara’daki genel merkezinde toplandı. görüşmede konuşan HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, “Sonuna kadar haklı, onurlu bir çabayı daima bir arada omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz. Aydınlık günleri bayanlar inşa edecek” dedi. Buldan, “Otoriter rejimin hukuksuz uygulamaları kararı bugün burada bizlerle olması gerekirken, cezaevlerinde tutulan ve sürgünde bulunan bütün eşbaşkanlarımızı, bayan siyasetçilerimizi ve bütün bayan yol arkadaşlarımızı en derin hislerimle selamlıyorum. Buradan her birine ortak uğraşımızın kuvvetli dayanışma hislerini iletiyorum” tabirlerini kullandı.
‘TÜM HASTA MAHPUSLAR ÖZGÜR BIRAKILINCAYA KADAR GAYRETE DEVAM EDECEĞİZ’
Ağır hastalıklarına karşın cezaevinde tutulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna değinen Buldan, şu biçimde devam etti: “Aysel Tuğluk’u buradan sevgi ve hasretle selamlıyorum. İçinde bulunduğu durum ve bütün ağır hasta tutsakların durumu en acil gündemlerimizin başında gelmektedir. Aysel Tuğluk ve tüm ağır hasta mahpuslar özgür bırakılıncaya kadar çabamıza devam edeceğiz. Bayan çabamız elbette bu zulüm siyasetlerinin da üstesinden gelecek ve bütün yoldaşlarımızla özgür yarınlarda kesinlikle buluşacağız. Yürüdüğümüz yolu daima bir arada kesinlikle zafere ulaştıracağız.”
‘EŞİTSİZLİK EN BÜYÜK TOPLUMSAL MESELE’
Eşitsizliğin bütün kötülüklere kaynaklık eden en büyük toplumsal sıkıntı olduğunun altını çizen Buldan, “Nitekim bugün ülkenin yaşadığı karanlık ortam eşitsizlik siyasetlerinin ve uygulamalarının bir kararı olarak karşımızda durmaktadır. Mevcut iktidar kendisini eşitsizlik temelleri üzerine pozisyonlandırmış ve eşitsizliği derinleştiren siyasetlerini tüm süratiyle sürdürmektedir. Farklı toplumsal kimliklerin, inançların ve kültürlerin eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği; ömür standartlarındaki, gelir dağılımındaki, hak ve hukuktaki eşitsizliği üretmekte ve büyütmektedir. Büyüyen eşitsizlik sömürüye ve şiddete ve bugün toplumun boğuştuğu fazlacalu krizlere niçiniyet vermektedir. Bu niçinle biz bayanlar bütün toplumsal alanlarda olduğu üzere bilhassa cinsiyet eşitsizliği aşılmadan maruz kaldığımız sömürüden, haksızlıklardan ve şiddetten asla kurtulamayacağımızın şuurundayız. İşte bu şuurla tarihi gayretimizi inşa ettik, büyüttük bugünlere taşıdık” sözlerini kullandı.
Kendi öz örgütlülüklerinden başlayarak “eşit temsiliyet” dediklerini hatırlatan Buldan, “Mücadele alanlarımızda eşit durumlarda, eşit iştirakle hareket etmeyi vazgeçilmez bir prensip haline getirdik. Eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyete bağlı olarak kota ve fermuar sistemimizi bu prensibin ışığında hayata geçirdik. Bu sistem hem biz bayanların uzun yıllar emek verdiği uğraşın bir kazanımıdır, tıpkı vakitte bayan çabasına güç katan bir fonksiyonu yerine getirmektedir. ötürüsıyla bu değerli kazanımımızın eşbaşkanlık takımlarında değerli bir sorumluluk alarak eşbaşkanlık bakılırsavini üstüne alan siz bedelli eşbaşkanlarımızı bir defa daha tebrik ediyor ve sizlere özel teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
‘AYDINLIK GÜNLERİ BAYANLAR İNŞA EDECEKTİR’
Buldan, devamında ise şunları söylemiş oldu: “Kadınların ve bir bütün olarak toplumun fazlaca sıkıntı günlerden geçtiği şu devirde tekçi erkek iktidarın baskıcı rejimine karşı, yolsuzluklara ve vurgunlara karşı, çete yapılanmalarına karşı, yoksulluğa karşı, ekolojik ve kültürel yıkıma karşı; bayanlara, gençlere, çocuklara karşı uygulanan her türlü suça karşı tarihî bir gayret yürüttük ve yürüteceğiz. Kolay değil! Bunun farkındayız. Ama sonuna kadar haklı, sonuna kadar onurlu bir çabayı daima birlikte omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz. Aydınlık günleri bizler inşa edeceğiz. Bayanlar inşa edecektir. HDP olarak bilhassa de Bayan Meclisi olarak uzunca bir müddetdir alanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda iş ve aş buluşmalarıyla ağır çalışmalar yürüttük. Halkımızla, işçi bayanlarla kuvvetli buluşmalar gerçekleştirdik. Bütün bu süreçlerde Bayan Meclisimizin, eşbaşkanlarımızın büyük emeği geçti. İnanın ki, çalışmalarınız, azim ve gayretiniz HDP’nin uğraşını genişletmekte, büyütmekte ve güçlendirmektedir. Bir sefer daha emeğimize sıhhat, uğraş azminize sıhhat diyorum.
Bizim dayandığımız güç; halkımızdır, bayanlardır, gençlerdir. İnancımız ve cüret kaynağımız halkımızın haklı davasıdır, kendi öz gücümüzdür. Halkın düşmanı olanlar, Kürde, farklı kimlik ve inançlara düşman gözüyle bakanlar, bayanları düşman ilan edenler; barıştan, gerçek hukuktan, tam demokrasiden korkanlar gayret tarihimiz boyunca partimize, demokratik gayretimize karşı daima akın halindedir.
‘HDP’Yİ TASFİYE ETMEK, EŞİT ORTAK GELECEĞİ ORTADAN KALDIRMAKTIR’
Pekala niye? Zira HDP’yi tasfiye etmek; Kürt halkının, Alevi toplumunun, halkların, inanç ve kimliklerin eşit ortak geleceğini ortadan kaldırmaktır. Emeğin hakkını gasp etmektir. Demokratik örgütlenmeleri, demokratik toplumu, medya özgürlüğünü tasfiye etmektir. Çocukların yarınlarını çalmak, hakkını soran ve özgürlük isteyen gençlerin, yükselen muhalefetin mimarı olan bayanların iradesini ve uğraşını tasfiye etmektir. HDP’yi tasfiye etmek; demokratik bir sistemin kurulmasını, barış imkanını, gelecek umudunu, gerçek adaletin inşasını, eş başkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, toplumsal cinsiyet eşitliğini engellemektir. Bize yönelik yok sayma, tasfiye etme siyasetlerinin sebebi budur.
Pekala, bize karşı bu yönelimlerle hareket edenler bu ülkeye 20 yılda ne verdiler? Tekçi, baskıcı bir erkek rejimini bu ülkenin başına bela ettiler. Hak, hukuk ve adaleti ortadan kaldırdılar. Anayasayı rafa kaldırdılar. Medyayı, basını susturdular. İçeride savaş, kıyım, tutuklama, sürgün; komşuda savaş, çetelerle işbirliği çetelere akıtılan milyar dolarlar, toprağa verilen canlar… Bayana yönelik kabahatlerde ve bayan cinayetlerinde rekor kıran bir erkek şiddeti. Çocuk istismarında dünyada birinci sıralarda yer alan bir utanç tablosu iktidarın pratikleridir. Yetmedi; ülkenin parasını pul ettiler. Ülke tarihinin en derin yoksulluğunu, en büyük yolsuzluğunu yarattılar. Halkı açlığa mahkum ettiler.
‘AÇLIK VE YOKSULLUĞUN ÖNÜNÜ SONUNA KADAR AÇTILAR’
Çok verimli Anadolu ve Mezopotamya topraklarını çöle çevirdiler. Çiftçiyi üretemez, esnafı, emekçiyi, işçiyi geçinemez hale getirdiler. Yoksulluk kuyruklarında, açlık savaşlarında emeklinin belini büktüler. Eş dost ve akrabalarını kamuya doldururken, yandaşlarına kamu ihalelerini, bürokratlarına çifter maaşları verirken, gençlerin gelecek hayallerini ise yarattıkları müthiş işsizlik tablosu ile ezdiler. Tek tipçi, bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitim sistemini; hekimleri ülkeden kaçırtan çökmüş bir sıhhat sistemini dizayn ettiler. Kendilerine uçan saraylar, yazlık kışlık saraylar yaparken, yandaşlarına beşli çetelerine hazineyi yağmalatırken, halktan aldıkları yüksek vergiler ile saltanatlarını beslediler. İşte bu saltanat rejimi ve bir avuç zenginleri doymadığı için ülkede açlık ve yoksulluğun önünü sonuna kadar açtılar. “Yerli ve milliyiz” dediler ülkenin her karış toprağını çetelerinin ve ulus ötesi güçlerin talanına açtılar. O ulus ötesi güçlerin çöplerini getirip bu ülkenin en verimli topraklarını zehirlediler.
‘TEKÇİ ERKEK FAŞİZMİNİN İTTİFAKI ERİYOR’
Saymakla bitmez bedelli arkadaşlarım. Günlerce saysak, haftalarca saysak bir daha bitmez. Zihniyetleri de, siyasetleri de o derece kirlidir, o kadar kirli icraatlar ile doludur. Artık ise palavrayla, korkutma ve baskıyla, hatası diğerlerine atmakla ayakta durmaya çalışıyorlar. Her gün yeni artırımlar yapan, hayat pahalılığını tarihin tepe noktasına taşıyan, enflasyonu durdurmak yerine daima harlayanlar, ülkeyi bir diğeri yönetiyormuş üzere artırımlardan da sorumlu hatalılar yaratmaya çalışmaktadırlar. Lakin bunların beyhude olduğunu bir kere daha belirtmek lazım. Bütün saha çalışmaları da gösteriyor ki, iktidar süratle eriyor, küçük ortağı tekrar Meclis’e giremeyecek kadar vahim bir biçimde eriyor. Tekçi erkek faşizminin ittifakı eriyor. Bizim uğraşımızla, bayanların çabasıyla bu erime daha da hızlanacaktır. Kendileri de bunun farkındadır ki; tahlil konusunda bir basiretleri yok lakin düzenbazlıkta ustadırlar. İktidarları açısından nerede bir zahmet çıksa, çabucak bir düzenbazlık formülü üretiyorlar.
‘DÜZENBAZLIK YASASINI MECLİS’TEN GEÇİRDİLER’
Bizler Meclis’e giremeyelim diye koydukları seçim barajını bugün onların başına sıkıntı olduğu için indirmek zorunda kaldıklarını son maddede gördük. ‘Seçim Yasası’ ismi altında bir düzenbazlık yasasını Meclis’ten geçirdiler. Halktan, sandıktan umudu kalmayanlar, hile düzenekleri ile kendilerini iktidarda tutma peşindeler. Kendileri için yasa çıkardılar. Ama kusura bakmasınlar. Biz bayanlar bu düzenbazlığa meydan verecek değiliz. Onların hileleri ve oyunları ile bugüne kadar nasıl baş ettiysek bundan daha sonra da baş etmeye devam edeceğiz. Ne baskı ve şiddet siyasetleri ne de seçim hileleri bunları kurtarmaya yetmeyecektir. Zira bayanlar gümbür gümbür geliyor. Bayanlar, örgütlü gayretiyle bu iktidarı o denli bir sallayacak ki, felekleri şaşacak.
Muhakkak bir bölümün değil, üstünlerin değil; halkların, bayanların ve tüm ezilenlerin hak gayretini yürüten Halkların Demokratik Partisi bu ülkenin siyaset mecrasındaki gerçek tahlil adresidir. Ülkenin içine çekildiği şu ağır kriz ortamından çıkışın yolu HDP’dir. HDP’nin üçüncü yol siyasetidir. Yakın tarihin deneyimleri ile sabittir, HDP’siz bir siyaset için plan yapanlar; bu ülkeye, krizden kaostan, acıdan ve sefaletten öbür hiç bir şey vaat edemezler. Ne mevcut çözümsüzlük ve kriz iktidarı, ne de temel meselelere kalıcı ve yürekli tahlil siyaseti üretemeyenler, bu kötülük tertibini kökten değiştirme amacı olmayanlar, ülkeye ve topluma yeni bir gelecek ve umut sunamaz. Yeni bir geleceği, demokratik bir hayatı alternatif olarak sunan güç bizleriz, HDP’dir. Bu nizam kesinlikle değişecek diyen HDP’dir, HDP ortasında gayret eden bayanlardır. Kürt problemini çözmeyi, barışı, eşitliği, gerçek adaleti ve gerçek bir demokrasiyi amacına koymamış hiç bir iktidar bu ülkeyi bugüne kadar yönetemedi. Bundan daha sonra da yönetemez.
‘HDP’YE YAKLAŞIM, DEMOKRASİYE YAKLAŞIMDIR’
Bu maksatlarla yol alan bir hareket olan HDP’yi ve demokratik tahlil fikriyatını, ortak gayret ve müzakere iradesini görmezden gelen çabalar, bu ülkeye asla aydınlık bir gelecek vaat edemez. Zira bu yaklaşım, halkın iradesini, bayanların iradesini görmezden gelmektir. Bu toprakların gerçekliğine sırt çevirmektir. HDP’ye yaklaşım, demokrasiye yaklaşımdır. HDP’ye yaklaşım ortak geleceğe, barışa, adalete yaklaşımdır. Gelecek konuşulacaksa, demokrasi konuşulacaksa bu HDP’yle mümkündür. Krizden çıkışın da, ortak geleceğin yolu da HDP’nin üçüncü yol siyasetinde ortaya koyduğu sınırdan geçmektedir. Gerçek çıkış yolu, Newroz’da milyonların ortaya koyduğu iradedir. her insanın bu hakikati düzgün görmesi ve buna göre siyasetini oluşturması gerekir. Hiç kimse HDP’yi ve HDP’ye gönül veren, oy veren, HDP’nin gerçek sahibi olan halkımızı, halklarımızı yanlış değerlendirmemelidir. Yanlış hesap peşinde de koşmamalıdır. HDP’ye gönül ve dayanak veren milyonlar son derece şuurludur ve kararlıdır. Bizler hangi hakikatleri savunuyorsak, hangi çabayı yürütüyorsak ve hangi noktada duruyorsak halkımız bunu fazlaca güzel bilir ve görür. İşte tam da bu niçinle HDP saflarında yer alır.
‘HDP SEÇMENİ, ‘OYUMU GELECEĞİME VERİYORUM’ DER’
HDP, onurlu ve eşit bir hayatı, onurlu bir barışı savunduğu için partisine güvenir, inanır ve bu yoldan vazgeçmez. HDP seçmeni, yalnızca ‘Oyumu HDP’ye veriyorum’ demez, ‘oyumu kendime veriyorum’ der. ‘Geleceğime veriyorum’ der. Herkes bunu fazlaca uygun bilmelidir. Her türlü engellemeye karşın Newroz alanlarını milyonlar olup dolduran halkımız, 8 Mart kutlamalarımıza akın akın gelen bayanlar, gerçekleştirdiğimiz bütün kongrelerimizde ne sayısı ne coşkusu ile salonlara sığmayan halkımız; HDP’nin kapatılamaz, engellenemez ve yok sayılamaz olduğunu dünya aleme göstermiştir. Milyonların buluştuğu bu coşkulu kutlamalarımızın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün bayan Arkadaşlarıma buradan en özel selamlarımı gönderiyorum. En büyük en kuvvetli ittifakın meydanlarda milyonların kurduğu halklar ittifakı olduğunu, bayan ittifakı olduğunu, demokrasi ittifakı olduğunu göstermiştir.
‘ÜÇÜNCÜ YOL’DA, DEMOKRASİ İTTİFAKINDA BULUŞUYORUZ’
Bizim ittifakımız demokrasi ittifakıdır. Tekçi erkek rejime karşı tam demokrasiyi, çoğulculuğu, eşitliği ve gerçek adaleti temel alan bir beraberlikle Üçüncü Yol’da, demokrasi ittifakında buluşuyoruz. Bizim ittifakımız bayanların ve haksızlığa uğrayan bütün toplumsal kesitlerin uğraş iştirakinde buluşmasıdır. Demokrasi ittifakımız ne şimdiki karanlık tertibi, ne de bu karanlık tertibin onarımını kabul etmeyen, yeni bir toplumsal mukaveleyi önbakılırsan ve bütün kurumlarıyla demokratik, eşitlikçi, özgür bir ülke ortamını inşa etmeyi amaçlayan bir ittifaktır. Bu ittifakla yol alırken bayan kazanımlarımız ile tarihe bayan gayretinin en değerli notlarını düşeceğiz. Bayanlar olarak, daima bir arada demokrasi ittifakına öncülük edeceğiz ve bayanların değişim gücünü ortaya koyacağız. Bayan eşbaşkanlar olarak tekçi erkek iktidarın palavralarına karşı gerçeğin sesi olmaya devam edeceğiz. Onların zulmüne karşı direnişin, umudun omuzlayanları olmaya devam edeceğiz. Onların haksızlıklarına, düzenbazlıklarına, kumpaslarına karşı adaletin ve hak arayışının asla vazgeçmeyen savunucuları olmaya devam edeceğiz.
‘KADIN ÇABASI İLE TECRİDİ KIRACAĞIZ’
İmralı’dan başlayıp tüm toplumun ve bayanların üzerinde uygulanan özel tecrit siyaseti ile uğraş etmeye devam edeceğiz. Bizler daima birlikte bayan uğraşı ile tecridi kıracağız. Her yerde, her vakit, daima birlikte çabada ve direnişte olacağız. Biz bayanların kararlı çabası ile statüko değil, tekçi erkek zihniyet değil; bayanlar kazanacak, halk kazanacak, eşit beraberlik kazanacak. Bu sorumluluk başta kendim olmak üzere hepimizin omuzlarındadır. O niçinle bilhassa şu şiddetli periyotta her vakit olduğundan epeyce daha fazla çalışacağız, her mahalleye gireceğiz, her haneye ulaşacağız, her hanımın yüreğine, şuuruna dokunacağız. Gözlerdeki umut, yüzlerdeki gülüş olacağız! Kendimizi, gayelerimizi herkese fakat bilhassa her bayana anlatacağız. Gayretimizi büyüteceğiz ve başaracağız. Biz bayanlar kesinlikle kazanacağız. Önümüzdeki yüzyılı bayan uğraşının zaferi ile karşılayacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
Buldan’ın açıklamasının akabinde toplantı basına kapalı devam etti. (HABER MERKEZİ)
‘TÜM HASTA MAHPUSLAR ÖZGÜR BIRAKILINCAYA KADAR GAYRETE DEVAM EDECEĞİZ’
Ağır hastalıklarına karşın cezaevinde tutulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna değinen Buldan, şu biçimde devam etti: “Aysel Tuğluk’u buradan sevgi ve hasretle selamlıyorum. İçinde bulunduğu durum ve bütün ağır hasta tutsakların durumu en acil gündemlerimizin başında gelmektedir. Aysel Tuğluk ve tüm ağır hasta mahpuslar özgür bırakılıncaya kadar çabamıza devam edeceğiz. Bayan çabamız elbette bu zulüm siyasetlerinin da üstesinden gelecek ve bütün yoldaşlarımızla özgür yarınlarda kesinlikle buluşacağız. Yürüdüğümüz yolu daima bir arada kesinlikle zafere ulaştıracağız.”
‘EŞİTSİZLİK EN BÜYÜK TOPLUMSAL MESELE’
Eşitsizliğin bütün kötülüklere kaynaklık eden en büyük toplumsal sıkıntı olduğunun altını çizen Buldan, “Nitekim bugün ülkenin yaşadığı karanlık ortam eşitsizlik siyasetlerinin ve uygulamalarının bir kararı olarak karşımızda durmaktadır. Mevcut iktidar kendisini eşitsizlik temelleri üzerine pozisyonlandırmış ve eşitsizliği derinleştiren siyasetlerini tüm süratiyle sürdürmektedir. Farklı toplumsal kimliklerin, inançların ve kültürlerin eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği; ömür standartlarındaki, gelir dağılımındaki, hak ve hukuktaki eşitsizliği üretmekte ve büyütmektedir. Büyüyen eşitsizlik sömürüye ve şiddete ve bugün toplumun boğuştuğu fazlacalu krizlere niçiniyet vermektedir. Bu niçinle biz bayanlar bütün toplumsal alanlarda olduğu üzere bilhassa cinsiyet eşitsizliği aşılmadan maruz kaldığımız sömürüden, haksızlıklardan ve şiddetten asla kurtulamayacağımızın şuurundayız. İşte bu şuurla tarihi gayretimizi inşa ettik, büyüttük bugünlere taşıdık” sözlerini kullandı.
Kendi öz örgütlülüklerinden başlayarak “eşit temsiliyet” dediklerini hatırlatan Buldan, “Mücadele alanlarımızda eşit durumlarda, eşit iştirakle hareket etmeyi vazgeçilmez bir prensip haline getirdik. Eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyete bağlı olarak kota ve fermuar sistemimizi bu prensibin ışığında hayata geçirdik. Bu sistem hem biz bayanların uzun yıllar emek verdiği uğraşın bir kazanımıdır, tıpkı vakitte bayan çabasına güç katan bir fonksiyonu yerine getirmektedir. ötürüsıyla bu değerli kazanımımızın eşbaşkanlık takımlarında değerli bir sorumluluk alarak eşbaşkanlık bakılırsavini üstüne alan siz bedelli eşbaşkanlarımızı bir defa daha tebrik ediyor ve sizlere özel teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
‘AYDINLIK GÜNLERİ BAYANLAR İNŞA EDECEKTİR’
Buldan, devamında ise şunları söylemiş oldu: “Kadınların ve bir bütün olarak toplumun fazlaca sıkıntı günlerden geçtiği şu devirde tekçi erkek iktidarın baskıcı rejimine karşı, yolsuzluklara ve vurgunlara karşı, çete yapılanmalarına karşı, yoksulluğa karşı, ekolojik ve kültürel yıkıma karşı; bayanlara, gençlere, çocuklara karşı uygulanan her türlü suça karşı tarihî bir gayret yürüttük ve yürüteceğiz. Kolay değil! Bunun farkındayız. Ama sonuna kadar haklı, sonuna kadar onurlu bir çabayı daima birlikte omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz. Aydınlık günleri bizler inşa edeceğiz. Bayanlar inşa edecektir. HDP olarak bilhassa de Bayan Meclisi olarak uzunca bir müddetdir alanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda iş ve aş buluşmalarıyla ağır çalışmalar yürüttük. Halkımızla, işçi bayanlarla kuvvetli buluşmalar gerçekleştirdik. Bütün bu süreçlerde Bayan Meclisimizin, eşbaşkanlarımızın büyük emeği geçti. İnanın ki, çalışmalarınız, azim ve gayretiniz HDP’nin uğraşını genişletmekte, büyütmekte ve güçlendirmektedir. Bir sefer daha emeğimize sıhhat, uğraş azminize sıhhat diyorum.
Bizim dayandığımız güç; halkımızdır, bayanlardır, gençlerdir. İnancımız ve cüret kaynağımız halkımızın haklı davasıdır, kendi öz gücümüzdür. Halkın düşmanı olanlar, Kürde, farklı kimlik ve inançlara düşman gözüyle bakanlar, bayanları düşman ilan edenler; barıştan, gerçek hukuktan, tam demokrasiden korkanlar gayret tarihimiz boyunca partimize, demokratik gayretimize karşı daima akın halindedir.
‘HDP’Yİ TASFİYE ETMEK, EŞİT ORTAK GELECEĞİ ORTADAN KALDIRMAKTIR’
Pekala niye? Zira HDP’yi tasfiye etmek; Kürt halkının, Alevi toplumunun, halkların, inanç ve kimliklerin eşit ortak geleceğini ortadan kaldırmaktır. Emeğin hakkını gasp etmektir. Demokratik örgütlenmeleri, demokratik toplumu, medya özgürlüğünü tasfiye etmektir. Çocukların yarınlarını çalmak, hakkını soran ve özgürlük isteyen gençlerin, yükselen muhalefetin mimarı olan bayanların iradesini ve uğraşını tasfiye etmektir. HDP’yi tasfiye etmek; demokratik bir sistemin kurulmasını, barış imkanını, gelecek umudunu, gerçek adaletin inşasını, eş başkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, toplumsal cinsiyet eşitliğini engellemektir. Bize yönelik yok sayma, tasfiye etme siyasetlerinin sebebi budur.
Pekala, bize karşı bu yönelimlerle hareket edenler bu ülkeye 20 yılda ne verdiler? Tekçi, baskıcı bir erkek rejimini bu ülkenin başına bela ettiler. Hak, hukuk ve adaleti ortadan kaldırdılar. Anayasayı rafa kaldırdılar. Medyayı, basını susturdular. İçeride savaş, kıyım, tutuklama, sürgün; komşuda savaş, çetelerle işbirliği çetelere akıtılan milyar dolarlar, toprağa verilen canlar… Bayana yönelik kabahatlerde ve bayan cinayetlerinde rekor kıran bir erkek şiddeti. Çocuk istismarında dünyada birinci sıralarda yer alan bir utanç tablosu iktidarın pratikleridir. Yetmedi; ülkenin parasını pul ettiler. Ülke tarihinin en derin yoksulluğunu, en büyük yolsuzluğunu yarattılar. Halkı açlığa mahkum ettiler.
‘AÇLIK VE YOKSULLUĞUN ÖNÜNÜ SONUNA KADAR AÇTILAR’
Çok verimli Anadolu ve Mezopotamya topraklarını çöle çevirdiler. Çiftçiyi üretemez, esnafı, emekçiyi, işçiyi geçinemez hale getirdiler. Yoksulluk kuyruklarında, açlık savaşlarında emeklinin belini büktüler. Eş dost ve akrabalarını kamuya doldururken, yandaşlarına kamu ihalelerini, bürokratlarına çifter maaşları verirken, gençlerin gelecek hayallerini ise yarattıkları müthiş işsizlik tablosu ile ezdiler. Tek tipçi, bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitim sistemini; hekimleri ülkeden kaçırtan çökmüş bir sıhhat sistemini dizayn ettiler. Kendilerine uçan saraylar, yazlık kışlık saraylar yaparken, yandaşlarına beşli çetelerine hazineyi yağmalatırken, halktan aldıkları yüksek vergiler ile saltanatlarını beslediler. İşte bu saltanat rejimi ve bir avuç zenginleri doymadığı için ülkede açlık ve yoksulluğun önünü sonuna kadar açtılar. “Yerli ve milliyiz” dediler ülkenin her karış toprağını çetelerinin ve ulus ötesi güçlerin talanına açtılar. O ulus ötesi güçlerin çöplerini getirip bu ülkenin en verimli topraklarını zehirlediler.
‘TEKÇİ ERKEK FAŞİZMİNİN İTTİFAKI ERİYOR’
Saymakla bitmez bedelli arkadaşlarım. Günlerce saysak, haftalarca saysak bir daha bitmez. Zihniyetleri de, siyasetleri de o derece kirlidir, o kadar kirli icraatlar ile doludur. Artık ise palavrayla, korkutma ve baskıyla, hatası diğerlerine atmakla ayakta durmaya çalışıyorlar. Her gün yeni artırımlar yapan, hayat pahalılığını tarihin tepe noktasına taşıyan, enflasyonu durdurmak yerine daima harlayanlar, ülkeyi bir diğeri yönetiyormuş üzere artırımlardan da sorumlu hatalılar yaratmaya çalışmaktadırlar. Lakin bunların beyhude olduğunu bir kere daha belirtmek lazım. Bütün saha çalışmaları da gösteriyor ki, iktidar süratle eriyor, küçük ortağı tekrar Meclis’e giremeyecek kadar vahim bir biçimde eriyor. Tekçi erkek faşizminin ittifakı eriyor. Bizim uğraşımızla, bayanların çabasıyla bu erime daha da hızlanacaktır. Kendileri de bunun farkındadır ki; tahlil konusunda bir basiretleri yok lakin düzenbazlıkta ustadırlar. İktidarları açısından nerede bir zahmet çıksa, çabucak bir düzenbazlık formülü üretiyorlar.
‘DÜZENBAZLIK YASASINI MECLİS’TEN GEÇİRDİLER’
Bizler Meclis’e giremeyelim diye koydukları seçim barajını bugün onların başına sıkıntı olduğu için indirmek zorunda kaldıklarını son maddede gördük. ‘Seçim Yasası’ ismi altında bir düzenbazlık yasasını Meclis’ten geçirdiler. Halktan, sandıktan umudu kalmayanlar, hile düzenekleri ile kendilerini iktidarda tutma peşindeler. Kendileri için yasa çıkardılar. Ama kusura bakmasınlar. Biz bayanlar bu düzenbazlığa meydan verecek değiliz. Onların hileleri ve oyunları ile bugüne kadar nasıl baş ettiysek bundan daha sonra da baş etmeye devam edeceğiz. Ne baskı ve şiddet siyasetleri ne de seçim hileleri bunları kurtarmaya yetmeyecektir. Zira bayanlar gümbür gümbür geliyor. Bayanlar, örgütlü gayretiyle bu iktidarı o denli bir sallayacak ki, felekleri şaşacak.
Muhakkak bir bölümün değil, üstünlerin değil; halkların, bayanların ve tüm ezilenlerin hak gayretini yürüten Halkların Demokratik Partisi bu ülkenin siyaset mecrasındaki gerçek tahlil adresidir. Ülkenin içine çekildiği şu ağır kriz ortamından çıkışın yolu HDP’dir. HDP’nin üçüncü yol siyasetidir. Yakın tarihin deneyimleri ile sabittir, HDP’siz bir siyaset için plan yapanlar; bu ülkeye, krizden kaostan, acıdan ve sefaletten öbür hiç bir şey vaat edemezler. Ne mevcut çözümsüzlük ve kriz iktidarı, ne de temel meselelere kalıcı ve yürekli tahlil siyaseti üretemeyenler, bu kötülük tertibini kökten değiştirme amacı olmayanlar, ülkeye ve topluma yeni bir gelecek ve umut sunamaz. Yeni bir geleceği, demokratik bir hayatı alternatif olarak sunan güç bizleriz, HDP’dir. Bu nizam kesinlikle değişecek diyen HDP’dir, HDP ortasında gayret eden bayanlardır. Kürt problemini çözmeyi, barışı, eşitliği, gerçek adaleti ve gerçek bir demokrasiyi amacına koymamış hiç bir iktidar bu ülkeyi bugüne kadar yönetemedi. Bundan daha sonra da yönetemez.
‘HDP’YE YAKLAŞIM, DEMOKRASİYE YAKLAŞIMDIR’
Bu maksatlarla yol alan bir hareket olan HDP’yi ve demokratik tahlil fikriyatını, ortak gayret ve müzakere iradesini görmezden gelen çabalar, bu ülkeye asla aydınlık bir gelecek vaat edemez. Zira bu yaklaşım, halkın iradesini, bayanların iradesini görmezden gelmektir. Bu toprakların gerçekliğine sırt çevirmektir. HDP’ye yaklaşım, demokrasiye yaklaşımdır. HDP’ye yaklaşım ortak geleceğe, barışa, adalete yaklaşımdır. Gelecek konuşulacaksa, demokrasi konuşulacaksa bu HDP’yle mümkündür. Krizden çıkışın da, ortak geleceğin yolu da HDP’nin üçüncü yol siyasetinde ortaya koyduğu sınırdan geçmektedir. Gerçek çıkış yolu, Newroz’da milyonların ortaya koyduğu iradedir. her insanın bu hakikati düzgün görmesi ve buna göre siyasetini oluşturması gerekir. Hiç kimse HDP’yi ve HDP’ye gönül veren, oy veren, HDP’nin gerçek sahibi olan halkımızı, halklarımızı yanlış değerlendirmemelidir. Yanlış hesap peşinde de koşmamalıdır. HDP’ye gönül ve dayanak veren milyonlar son derece şuurludur ve kararlıdır. Bizler hangi hakikatleri savunuyorsak, hangi çabayı yürütüyorsak ve hangi noktada duruyorsak halkımız bunu fazlaca güzel bilir ve görür. İşte tam da bu niçinle HDP saflarında yer alır.
‘HDP SEÇMENİ, ‘OYUMU GELECEĞİME VERİYORUM’ DER’
HDP, onurlu ve eşit bir hayatı, onurlu bir barışı savunduğu için partisine güvenir, inanır ve bu yoldan vazgeçmez. HDP seçmeni, yalnızca ‘Oyumu HDP’ye veriyorum’ demez, ‘oyumu kendime veriyorum’ der. ‘Geleceğime veriyorum’ der. Herkes bunu fazlaca uygun bilmelidir. Her türlü engellemeye karşın Newroz alanlarını milyonlar olup dolduran halkımız, 8 Mart kutlamalarımıza akın akın gelen bayanlar, gerçekleştirdiğimiz bütün kongrelerimizde ne sayısı ne coşkusu ile salonlara sığmayan halkımız; HDP’nin kapatılamaz, engellenemez ve yok sayılamaz olduğunu dünya aleme göstermiştir. Milyonların buluştuğu bu coşkulu kutlamalarımızın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün bayan Arkadaşlarıma buradan en özel selamlarımı gönderiyorum. En büyük en kuvvetli ittifakın meydanlarda milyonların kurduğu halklar ittifakı olduğunu, bayan ittifakı olduğunu, demokrasi ittifakı olduğunu göstermiştir.
‘ÜÇÜNCÜ YOL’DA, DEMOKRASİ İTTİFAKINDA BULUŞUYORUZ’
Bizim ittifakımız demokrasi ittifakıdır. Tekçi erkek rejime karşı tam demokrasiyi, çoğulculuğu, eşitliği ve gerçek adaleti temel alan bir beraberlikle Üçüncü Yol’da, demokrasi ittifakında buluşuyoruz. Bizim ittifakımız bayanların ve haksızlığa uğrayan bütün toplumsal kesitlerin uğraş iştirakinde buluşmasıdır. Demokrasi ittifakımız ne şimdiki karanlık tertibi, ne de bu karanlık tertibin onarımını kabul etmeyen, yeni bir toplumsal mukaveleyi önbakılırsan ve bütün kurumlarıyla demokratik, eşitlikçi, özgür bir ülke ortamını inşa etmeyi amaçlayan bir ittifaktır. Bu ittifakla yol alırken bayan kazanımlarımız ile tarihe bayan gayretinin en değerli notlarını düşeceğiz. Bayanlar olarak, daima bir arada demokrasi ittifakına öncülük edeceğiz ve bayanların değişim gücünü ortaya koyacağız. Bayan eşbaşkanlar olarak tekçi erkek iktidarın palavralarına karşı gerçeğin sesi olmaya devam edeceğiz. Onların zulmüne karşı direnişin, umudun omuzlayanları olmaya devam edeceğiz. Onların haksızlıklarına, düzenbazlıklarına, kumpaslarına karşı adaletin ve hak arayışının asla vazgeçmeyen savunucuları olmaya devam edeceğiz.
‘KADIN ÇABASI İLE TECRİDİ KIRACAĞIZ’
İmralı’dan başlayıp tüm toplumun ve bayanların üzerinde uygulanan özel tecrit siyaseti ile uğraş etmeye devam edeceğiz. Bizler daima birlikte bayan uğraşı ile tecridi kıracağız. Her yerde, her vakit, daima birlikte çabada ve direnişte olacağız. Biz bayanların kararlı çabası ile statüko değil, tekçi erkek zihniyet değil; bayanlar kazanacak, halk kazanacak, eşit beraberlik kazanacak. Bu sorumluluk başta kendim olmak üzere hepimizin omuzlarındadır. O niçinle bilhassa şu şiddetli periyotta her vakit olduğundan epeyce daha fazla çalışacağız, her mahalleye gireceğiz, her haneye ulaşacağız, her hanımın yüreğine, şuuruna dokunacağız. Gözlerdeki umut, yüzlerdeki gülüş olacağız! Kendimizi, gayelerimizi herkese fakat bilhassa her bayana anlatacağız. Gayretimizi büyüteceğiz ve başaracağız. Biz bayanlar kesinlikle kazanacağız. Önümüzdeki yüzyılı bayan uğraşının zaferi ile karşılayacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
Buldan’ın açıklamasının akabinde toplantı basına kapalı devam etti. (HABER MERKEZİ)