kunteper
Member
Saadet Partisi eski Genel Lideri ve Yüksek İstişare Şurası üyesi Mustafa Kamalak, Halk TV’de İpek Özbey ile Gündem Özel programında açıklamalarda bulundu.
Kamalak, “Asiltürk ne yapmak istiyor?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Dışarıdan görüldüğü kadarıyla Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı’nın yanında yer almasını istiyor üzere bir manzara var. bu biçimdesine sonucu tek başına sayın büyüğümüzün vermemesi lazım.”
Kamalak, Oğuzhan Asiltürk’ün partililerin kendisine ‘itaat kelamı verdiği’ne dair tabirlerine ait şunları söylemiş oldu:
YOK BU TÜRLÜ BİR TOPLANTI: Mutlak manada bir itaat kelamı vermek aklı selim beşere asla yakışmaz. Beynini oraya teslim edecek demektir. Sayın büyüğümüze sormak isterim bu kelam ne vakit verilmiş? bu biçimdesine geniş bir görüşmede bu konuşmaları yapmış olmalı. Erbakan hocamız Ulusal Görüş başkanı olarak bütün parti teşkilatlarını çağırdığına bakılırsa kendisinin bu biçimdesine değerli bir açıklama yapmadan evvel parti teşkilatlarını bütünüyle bir ortaya getirip oradan görüş alması lazımdı. bu biçimde bir toplantı yapılmadı. Yapamıyoruz da. Ben bir ortaya geldiğimiz vakit ki konuşmalarımda iki başlılık partimize ziyan veriyor, vazgeçmemiz lazım üzere konuşmalarımdan rahatsız olmuş olmalı ki Yüksek İstişare Şurası Lideri olarak 7-8 aydan bu yana bu konsey bir ortaya gelemedi.
EN GÜÇLÜ RAKİP AKP: Tüm teşkilat mensuplarımıza şu iletisi vermek isterim. Saadet Partisi’nin hiç elbet ki en kuvvetli rakibi AK Parti’dir. AK Parti, genel liderinin elini daha da güçlendirmek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı’nı AK Parti’nin buyruğuna verdi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı şu anda AK Parti Genel Lideri’nin buyruğunda. Rakibimiz bu biçimdesine elini güçlendirirken bizim Saadet Partisi olarak Genel Lideri’nin yetkilerini alıp sorumluluğu olmayan birisine devretmemiz akılla, mantıkla, kanunla, siyasetle bağdaşabilir mi? Hayır diyorum ben.
AÇIKLAMA YAPMA HAKKI YOK: Genel Liderin yetkileri diğerine devredilemez. Kesinlikle bu biçimde bir konuşma geçmedi. Hatırlamıyorum ben, benim olmadığım bir görüşmede geçmişse onu bilmiyorum lakin duymadım. bu biçimde bir şey olamaz. Yüksek İstişare Heyeti Lideri olarak partimiz ismine bu biçimde bir açıklama yapma hakkı yok. Partinin Genel Lideri da Temel beyefendi. Bu açıklamayı lakin o yapabilir.
Ne olmuştu?
Oğuzhan Asiltürk Ulusal Gazete’de kaleme aldığı yazısında şu tabirleri kullanmıştı: “Millî Görüş Toplumunun hizmetini yüklenme misyonu, Erbakan Hoca’mızdan daha sonra bana, teklif edildiğinde, bu nazaranvi bir kaideyle kabul edeceğimi söylemiş oldum: ‘Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize kelam veriyor musunuz’ dedim. Bu talebime cevap olarak, o toplantıya katılanların tamamı ‘evet, sen bizden aslında yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz’ dediler.”
Kamalak, “Asiltürk ne yapmak istiyor?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Dışarıdan görüldüğü kadarıyla Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı’nın yanında yer almasını istiyor üzere bir manzara var. bu biçimdesine sonucu tek başına sayın büyüğümüzün vermemesi lazım.”
Kamalak, Oğuzhan Asiltürk’ün partililerin kendisine ‘itaat kelamı verdiği’ne dair tabirlerine ait şunları söylemiş oldu:
YOK BU TÜRLÜ BİR TOPLANTI: Mutlak manada bir itaat kelamı vermek aklı selim beşere asla yakışmaz. Beynini oraya teslim edecek demektir. Sayın büyüğümüze sormak isterim bu kelam ne vakit verilmiş? bu biçimdesine geniş bir görüşmede bu konuşmaları yapmış olmalı. Erbakan hocamız Ulusal Görüş başkanı olarak bütün parti teşkilatlarını çağırdığına bakılırsa kendisinin bu biçimdesine değerli bir açıklama yapmadan evvel parti teşkilatlarını bütünüyle bir ortaya getirip oradan görüş alması lazımdı. bu biçimde bir toplantı yapılmadı. Yapamıyoruz da. Ben bir ortaya geldiğimiz vakit ki konuşmalarımda iki başlılık partimize ziyan veriyor, vazgeçmemiz lazım üzere konuşmalarımdan rahatsız olmuş olmalı ki Yüksek İstişare Şurası Lideri olarak 7-8 aydan bu yana bu konsey bir ortaya gelemedi.
EN GÜÇLÜ RAKİP AKP: Tüm teşkilat mensuplarımıza şu iletisi vermek isterim. Saadet Partisi’nin hiç elbet ki en kuvvetli rakibi AK Parti’dir. AK Parti, genel liderinin elini daha da güçlendirmek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı’nı AK Parti’nin buyruğuna verdi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı şu anda AK Parti Genel Lideri’nin buyruğunda. Rakibimiz bu biçimdesine elini güçlendirirken bizim Saadet Partisi olarak Genel Lideri’nin yetkilerini alıp sorumluluğu olmayan birisine devretmemiz akılla, mantıkla, kanunla, siyasetle bağdaşabilir mi? Hayır diyorum ben.
AÇIKLAMA YAPMA HAKKI YOK: Genel Liderin yetkileri diğerine devredilemez. Kesinlikle bu biçimde bir konuşma geçmedi. Hatırlamıyorum ben, benim olmadığım bir görüşmede geçmişse onu bilmiyorum lakin duymadım. bu biçimde bir şey olamaz. Yüksek İstişare Heyeti Lideri olarak partimiz ismine bu biçimde bir açıklama yapma hakkı yok. Partinin Genel Lideri da Temel beyefendi. Bu açıklamayı lakin o yapabilir.
Ne olmuştu?
Oğuzhan Asiltürk Ulusal Gazete’de kaleme aldığı yazısında şu tabirleri kullanmıştı: “Millî Görüş Toplumunun hizmetini yüklenme misyonu, Erbakan Hoca’mızdan daha sonra bana, teklif edildiğinde, bu nazaranvi bir kaideyle kabul edeceğimi söylemiş oldum: ‘Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize kelam veriyor musunuz’ dedim. Bu talebime cevap olarak, o toplantıya katılanların tamamı ‘evet, sen bizden aslında yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz’ dediler.”