kunteper
Member
HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘icraat beklediklerini’ söylemiş oldu. Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’a konuşan Sancar, milletvekilliği seçimleri için üçüncü ittifak çalışmalarının bulunduğunu lakin cumhurbaşkanlığı seçimini bütün muhalefet partileriyle muhakkak bir tabanda müzakere etmek istediklerini söyleyerek, “Mutabakat oluşursa muhalefetin ortak aday fikrine açığız” sözlerini kullandı.
Sancar’ın açıklamaları şu biçimde:
‘DEMOKRASİ İTTİFAKI YALNIZCA SEÇİME ODAKLI BİR İTTİFAK ARAYIŞI DEĞİL’
Üçüncü ittifak tartışmalarına bakışınız nedir, bu ittifak neyi hedeflemeli?
Demokrasi İttifakı’nın temelini en geniş mağdur, mazlum ve ezilen kesitlerin ortak çabası oluşturuyor. Bu gayesi birinci lisana getirdiğimizde fazlaca fazla yankı bulduğunu söyleyemem. Ancak vakit içerisinde iktidarın siyasetinin daha da sertleşmesi, kullandığı araçların niteliği ve yoksulluğun yaygın bir hal alması, ortak gayret muhtaçlığının ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne serdi. Demokrasi İttifakı elbet yalnızca seçime odaklı bir ittifak arayışı değil ancak seçim kelam konusu olduğunda, onu kapsayacak bir niteliğe de sahip. Kıymetli ve yakıcı konularda bir ortada çabayı temel alan davetimizin, seçimlerin gündeme geldiği bu vakitte onu içerecek bir formasyonu da kapsaması kaçınılmaz. Parlamento seçimlerine dönük bir üçüncü ittifak arayışımız, bu hususta çalışmalarımız olduğunu söyleyebilirim.
‘ORTAK ADAY FİKRİNE AÇIĞIZ’
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik nasıl bir siyaset izleyeceksiniz?
Farklı bir yol öneriyoruz. Millet İttifakı da dahil bütün muhalefet partileriyle muhakkak bir yerde müzakere etmek istiyoruz. Seçimlere kadar özgürlükleri yok etmek ve muhalefet güçlerini sindirmek hedefiyle bir fazlaca adaletsizlik yaşanabileceğini, kirli oyunlar oynanabileceğini, iktidarın bu hususta bir epey atılım yapabileceğini öngörüyoruz. İktidar, epey çeşitli hareketlerle toplumu germeyi sürdürecek, bu siyasetle demokrasi güçlerini, muhalefet etraflarını birbirleriyle çatışma içine sokmayı hedefleyecektir. Seçim güvenliği konusunda da ortak çalışma öneriyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş konusunda biz de muhalefetle tıpkı şeyleri düşünüyoruz lakin eskinin yineını yahut ufak tefek düzeltmelerle bir daha uygulanacağı bir sistemi kabul etmiyoruz. Muhalefete, kuvvetli demokrasi, kalıcı barış ve gerçek adalet biçiminde üç başlıkla bir müzakere teklifinde bulunuyoruz. Bu konularda tümüyle bir mutabakat oluşursa muhalefetin ortak aday fikrine açığız. Temel dikkat etmemiz gereken şey, ayrıştırma siyasetlerinin toplumda yaratabileceği kırılmadır. Bu kırılma potansiyelinin farkındayız, boşa çıkarmak için adaletin temel prensiplerinden ve demokrasiden şaşmamak gerekiyor. İktidarın zihniyetini paylaşan kim var ise bu siyasetlere dayanak veriyor demektir. Muhalefette olduğunu söyleyen hiç bir parti ve kesim, iktidarın bu anlayışıyla uyuşan kelam ve hal ortasında olmamalı. İktidar uzun müddettir ayrıştırma ve kutuplaştırma biçimlerini uyguluyor. Buna karşı topluma sunmamız gereken en değerli vaat, farklılıklarımızla bir arada diyalog ortasında olabildiğimizi göstermek ve çeşitlilik içerisinde, müzakere yollarıyla mutabakat aradığımızı ortaya koymaktır. Bu ekmek ve özgürlüğü buluşturmanın yoludur.
İttifak görüşmeleri hangi kademede?
Çeşitli çevrelerle görüşmeler yapıyoruz. Sol-sosyalist yapılarla dostça ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik, sürdürme sonucu aldık ve bunu bir ortak açıklamayla kamuoyuna duyurduk. Lokal seçimlerde ittifak yaptığımız Kürdi partiler de var. O ittifakı da genişletmek istiyoruz. İnanç kümelerine, emek ve meslek örgütlerine, yöre derneklerine kadar toplumda aşikâr kısımları temsil ettiğini düşündüğümüz bütün oluşumlarla görüşmeler yürütüyoruz. Takvim öngörmek mümkün değil fakat en kısa müddette bir netleşme muhtaçlığı olduğunun farkındayız.
‘HDP’NİN DE KESİNLİKLE MUHATAP ALINMASI GEREKİYORDU’
Görüşmelere yönelik birtakım partilerden “ilke” tenkitleri geldi…
Teorik tartışmalar ve soyut unsur polemikleriyle işe başlamak isterseniz, yol alamazsınız. Kelamı edilen prensiplerle HDP’nin bir sorunu yok. Bütün partiler birbirlerini eleştirebilir lakin bu tartışma ve tenkitlerin bir manası olmalı. Geçmişe saplanıp kalmanın kimseye bir yararı yok. Kıymetli olan geçmişten dersler çıkarıp geleceği inşa edebilmektir. Biz diyoruz ki birbirimizi, ortak gayret için yan yana geldiğimizde, gayret sürecinin ortasında eleştirelim. bu biçimdelikle soyut olarak tabir edilen unsurların içini dolduralım. Karşıtından hareket ederseniz, karşınıza dünya kadar tartışma konusu çıkar. bu biçimde yapılınca da gayeye odaklanmak epeyce zorlaşır, hatta imkânsızlaşır.
Millet İttifakı’yla görüşecek misiniz?
Her vakit diyaloğa ve müzakereye açık ve hazır olduğumuzu söylemiş olduk. Ne vakit başlayacağı bize bağlı değil. Bu durum, ittifakla hareket edeceği öngörülen öbür partilerin nasıl hareket edeceği ve bu bahse nasıl yanıt vereceği ile ilgili sorun. Örneğin, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili altı partinin ortak çalışması var. bu biçimde çalışmalar yürütülmesini olumlu buluyoruz fakat bu amaçlara ulaşılabileceği konusunda toplumu ikna etmek istiyorlarsa şayet, hayli değerli bir sosyolojiyi temsil eden ve hayli kilit bir rolü olan HDP’nin de kesinlikle muhatap alınması gerekiyordu. Ortaya çıkan çalışma, önümüzdeki süreçte kamuoyuna açıklanacak. Bu çalışma, kamuoyunun bilgisi dahilinde, açık bir biçimde bize de sunulsun, biz de görüşümüzü bildirelim. O masada olmamız üzere bir ön kuralımız, özel talebimiz yok. Ama şu kıymetli; diyalog ve müzakere yürütülmezse öngörülen bütün bu değişiklikler gelecekte nasıl hayata geçirilecek, hangi toplumsal ve sayısal güçle gerçekleştirilecek, toplum nasıl ikna edilecek? Bu soruları her insanın kendine sorması gerekiyor. HDP’yi açıktan, direkt, kamuoyunun bilgisi dahilinde, şeffaf bir biçimde muhatap almadan, diyalog ve müzakereye girmeden cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl kazanılabileceği konusunu muhalefetin topluma anlatması gerekiyor.
‘HDP’NİN KAPATILMASI, KALICI BARIŞ ANLAYIŞINA ÖNEMLİ BİR DARBE VURACAKTIR’
Kapatma davası kararında kitlenizin temsilsiz kalma mümkünlüğü var mı?
Bizdilk evvel bu gelenek ortasında yer alan partilerin kimisi kapatıldı. Lakin HDP’nin kapatılması, bizdilk evvelki partilerin kapatılmasından muhakkak ölçülerde farklı riskler ve tehlikeler barındırır, farklı sonuçlar doğurur. HDP, kendindilk evvel bu gelenek ortasında kurulmuş partilerin birikimini devralmış bir partidir ancak beraberinde yeni bir tecrübedir. Bütün zorluklara karşın kuruluşundaki özel misyonun hakkını yerine getirmek için başarılı sayabileceğimiz çalışmalar yürütmüştür. HDP’nin kapatılması, Türkiye’nin çoğulculuk ve çeşitlilik ortasında kuvvetli demokrasi ve kalıcı barış arayışına önemli darbe vuracaktır. Temsilsiz kalma, bizim sosyolojimiz açısından kelam konusu olmaz. HDP, seçimlerdilk evvel kapatılsa bile seçimlerin kararınu belirleyecek gücü ortaya koyma konusunda kararlıdır, bir epey da seçeneğe sahiptir. Kimsenin kuşkusu olmasın, bu mevzuda irademiz de hazırlığımız da imkânlarımız da var.
‘DEMOKRATİK TAHLİL ARAYIŞININ ARAÇSALLAŞTIRILMASI KABUL EDİLEMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ”Öcalan-Demirtaş” açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri, HDP’yi karıştırmak, seçmenimizin başında soru işaretleri yaratmak, hem muhalefet partileri ile HDP tıpkı vakitte muhalefet partilerinin kendi içinde çeşitli ayrıştırıcı tartışmalar yaratmak istiyor olabilir. Bu seçeneklerin hepsi hakkında yorumlar ve değerlendirmeler yapılıyor, doğruluk hisseleri da olduğunu kabul ediyoruz. Kürt sıkıntısına demokratik tahlil arayışının seçimler için araçsallaştırılması ve manipüle edilmesi siyaseten, hukuken ve ahlaken asla kabul edilemez. Erdoğan’ın yaptığı şey budur. Abdullah Öcalan daha evvelce avukatlarıyla görüşebiliyordu, artık görüşemiyor. Cumhurbaşkanı, madem bu sıkıntıyı ve Öcalan’ın kelamlarını kamuoyuna aktaracak kadar kıymetli görüyor, bu biçimde avukatlarıyla ve gerekiyorsa bağımsız heyetler aracılığıyla görüşmeler yapılmasının önü açılsın. Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyu şahsen kendisinden öğrensin.
‘ÖCALAN’IN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞMESİ SAĞLANSIN’
Tartışma ve tehdit tezini nasıl görüyorsunuz?
Bize nazaran bu biçimde bir şey kelam konusu değil, konuşulması bile abes. Dediğim üzere, ısrar ediyor ve bu biçimde bir olgu vardır diyorsa bunu öğrenmenin yolu açık. Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi sağlansın, biz de onun görüşlerini direkt öğrenelim.
‘KILIÇDAROĞLU’NDAN İCRAAT BEKLİYORUZ’
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” kelamını nasıl karşıladınız?
Bunu uygun niyetli bir irade beyanı olarak görüyor, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de demokrasinin gerçek manada kurulamayacağına ait bir ileti olarak değerlendiriyorum. Bu kelam birinci kez söyleniyor değil. Farklı siyasi aktörler tarafınca farklı bağlamlarda daha evvel de lisana getirildi. Maalesef gerekleri yerine getirilmedi, kelamda kaldı. Kamuoyu, bu biçimde bir beyan üzerine Kılıçdaroğlu’ndan bu kelamların içinin doldurulması manasına gelecek daha somut açıklamalar, icraat ya da program vaatleri bekler. Bizler de bekliyoruz.
Baro liderleri, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine aday belirleme konusunda birlik olamadı…
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nda, şu anda vazifede olan idarenin seçilmesi için takviye verdik. Mevcut iktidarın siyasetlerine muhalif barolar ve delegeler birlikte hareket etti. Biz de bu beraberliğin sağlanabilmesi için katkı sunduk. Alınan sonuç, birlikte hareket edildiğinde, ortak uğraş ve irade yaratılabildiğinde demokrasi güçlerinin başarabileceğinin yakın ve kıymetli bir örneğidir. Tıpkı basiret ve tesirli çalışma, AYM’ye aday belirleme sürecinde yürütülemedi. Oradaki dağınıklığın neye mal olduğunu daha âlâ gorebiliyoruz.
‘GÜZEL’İN FOTOĞRAFLARI niye ARTIK SERVİS EDİLİYOR?’
Semra Güzel’in fotoğrafları ve dokunulmazlığının kaldırılmasının istenmesini nasıl yorumlarsınız?
İktidar, 2016’da dokunulmazlık problemini artık ortasında bulunduğumuz problemleri derinleştiren bir faktör olarak kullandı. 2017 referandumu o koşullarda yapıldı. Şayet dokunulmazlıklar kaldırılmasaydı, arkadaşlarımız içeri alınmasaydı, başka bütün manipülasyonlara karşın “hayır” çıkma mümkünlüğü yüksekti. Son olayda da ortada bir manipülasyon ve kumpas olduğunu söylüyoruz. Orada, HDP’nin kabul etmeyeceği imgeler var. HDP, milletvekili olsun olmasın, rastgele bir mensubunun silahla tıpkı karede yer almasını yanlışsız bulmaz, kabul etmez. HDP, demokratik siyaset yürüten bir partidir ve demokratik siyaset, var oluşunun öne sürülen nedenidir. HDP’nin demokratik siyaset dışı hiç bir usul ve araçla bir ortaya gelmesi düşünülemez. Şiddet, silah ve öbür bütün demokrasi dışı usuller, HDP’ye yabancıdır, HDP bunlara kapalıdır.
Bu manzaraların ne vakitten beri mevcut olduğunu da soruşturma belgesinden görüyoruz. niye artık servis ediliyor? Fotoğrafların, “çözüm süreci”’ devam ederken çekilmiş olmasını yine anlatmamıza gerek yok. Devletin bilgisi, hatta nezareti dahilinde on binlerce insan PKK mensubu yakınlarıyla buluştu. Bu sıkıntı, bu ülkenin sorunudur. PKK’ye katılanlar da bu ülkenin topraklarından gitmiştir. Kaybettiğimiz bütün canlar, bu topraklara aittir. Bu insani gerçeği ve altında yatak derin yaraları güzelleştirmek zorundayız. Kaşıyarak kanatmak bu ülkeye yapılacak büyük haksızlık olur. (HABER MERKEZİ)
Sancar’ın açıklamaları şu biçimde:
‘DEMOKRASİ İTTİFAKI YALNIZCA SEÇİME ODAKLI BİR İTTİFAK ARAYIŞI DEĞİL’
Üçüncü ittifak tartışmalarına bakışınız nedir, bu ittifak neyi hedeflemeli?
Demokrasi İttifakı’nın temelini en geniş mağdur, mazlum ve ezilen kesitlerin ortak çabası oluşturuyor. Bu gayesi birinci lisana getirdiğimizde fazlaca fazla yankı bulduğunu söyleyemem. Ancak vakit içerisinde iktidarın siyasetinin daha da sertleşmesi, kullandığı araçların niteliği ve yoksulluğun yaygın bir hal alması, ortak gayret muhtaçlığının ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne serdi. Demokrasi İttifakı elbet yalnızca seçime odaklı bir ittifak arayışı değil ancak seçim kelam konusu olduğunda, onu kapsayacak bir niteliğe de sahip. Kıymetli ve yakıcı konularda bir ortada çabayı temel alan davetimizin, seçimlerin gündeme geldiği bu vakitte onu içerecek bir formasyonu da kapsaması kaçınılmaz. Parlamento seçimlerine dönük bir üçüncü ittifak arayışımız, bu hususta çalışmalarımız olduğunu söyleyebilirim.
‘ORTAK ADAY FİKRİNE AÇIĞIZ’
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik nasıl bir siyaset izleyeceksiniz?
Farklı bir yol öneriyoruz. Millet İttifakı da dahil bütün muhalefet partileriyle muhakkak bir yerde müzakere etmek istiyoruz. Seçimlere kadar özgürlükleri yok etmek ve muhalefet güçlerini sindirmek hedefiyle bir fazlaca adaletsizlik yaşanabileceğini, kirli oyunlar oynanabileceğini, iktidarın bu hususta bir epey atılım yapabileceğini öngörüyoruz. İktidar, epey çeşitli hareketlerle toplumu germeyi sürdürecek, bu siyasetle demokrasi güçlerini, muhalefet etraflarını birbirleriyle çatışma içine sokmayı hedefleyecektir. Seçim güvenliği konusunda da ortak çalışma öneriyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş konusunda biz de muhalefetle tıpkı şeyleri düşünüyoruz lakin eskinin yineını yahut ufak tefek düzeltmelerle bir daha uygulanacağı bir sistemi kabul etmiyoruz. Muhalefete, kuvvetli demokrasi, kalıcı barış ve gerçek adalet biçiminde üç başlıkla bir müzakere teklifinde bulunuyoruz. Bu konularda tümüyle bir mutabakat oluşursa muhalefetin ortak aday fikrine açığız. Temel dikkat etmemiz gereken şey, ayrıştırma siyasetlerinin toplumda yaratabileceği kırılmadır. Bu kırılma potansiyelinin farkındayız, boşa çıkarmak için adaletin temel prensiplerinden ve demokrasiden şaşmamak gerekiyor. İktidarın zihniyetini paylaşan kim var ise bu siyasetlere dayanak veriyor demektir. Muhalefette olduğunu söyleyen hiç bir parti ve kesim, iktidarın bu anlayışıyla uyuşan kelam ve hal ortasında olmamalı. İktidar uzun müddettir ayrıştırma ve kutuplaştırma biçimlerini uyguluyor. Buna karşı topluma sunmamız gereken en değerli vaat, farklılıklarımızla bir arada diyalog ortasında olabildiğimizi göstermek ve çeşitlilik içerisinde, müzakere yollarıyla mutabakat aradığımızı ortaya koymaktır. Bu ekmek ve özgürlüğü buluşturmanın yoludur.
İttifak görüşmeleri hangi kademede?
Çeşitli çevrelerle görüşmeler yapıyoruz. Sol-sosyalist yapılarla dostça ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik, sürdürme sonucu aldık ve bunu bir ortak açıklamayla kamuoyuna duyurduk. Lokal seçimlerde ittifak yaptığımız Kürdi partiler de var. O ittifakı da genişletmek istiyoruz. İnanç kümelerine, emek ve meslek örgütlerine, yöre derneklerine kadar toplumda aşikâr kısımları temsil ettiğini düşündüğümüz bütün oluşumlarla görüşmeler yürütüyoruz. Takvim öngörmek mümkün değil fakat en kısa müddette bir netleşme muhtaçlığı olduğunun farkındayız.
‘HDP’NİN DE KESİNLİKLE MUHATAP ALINMASI GEREKİYORDU’
Görüşmelere yönelik birtakım partilerden “ilke” tenkitleri geldi…
Teorik tartışmalar ve soyut unsur polemikleriyle işe başlamak isterseniz, yol alamazsınız. Kelamı edilen prensiplerle HDP’nin bir sorunu yok. Bütün partiler birbirlerini eleştirebilir lakin bu tartışma ve tenkitlerin bir manası olmalı. Geçmişe saplanıp kalmanın kimseye bir yararı yok. Kıymetli olan geçmişten dersler çıkarıp geleceği inşa edebilmektir. Biz diyoruz ki birbirimizi, ortak gayret için yan yana geldiğimizde, gayret sürecinin ortasında eleştirelim. bu biçimdelikle soyut olarak tabir edilen unsurların içini dolduralım. Karşıtından hareket ederseniz, karşınıza dünya kadar tartışma konusu çıkar. bu biçimde yapılınca da gayeye odaklanmak epeyce zorlaşır, hatta imkânsızlaşır.
Millet İttifakı’yla görüşecek misiniz?
Her vakit diyaloğa ve müzakereye açık ve hazır olduğumuzu söylemiş olduk. Ne vakit başlayacağı bize bağlı değil. Bu durum, ittifakla hareket edeceği öngörülen öbür partilerin nasıl hareket edeceği ve bu bahse nasıl yanıt vereceği ile ilgili sorun. Örneğin, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili altı partinin ortak çalışması var. bu biçimde çalışmalar yürütülmesini olumlu buluyoruz fakat bu amaçlara ulaşılabileceği konusunda toplumu ikna etmek istiyorlarsa şayet, hayli değerli bir sosyolojiyi temsil eden ve hayli kilit bir rolü olan HDP’nin de kesinlikle muhatap alınması gerekiyordu. Ortaya çıkan çalışma, önümüzdeki süreçte kamuoyuna açıklanacak. Bu çalışma, kamuoyunun bilgisi dahilinde, açık bir biçimde bize de sunulsun, biz de görüşümüzü bildirelim. O masada olmamız üzere bir ön kuralımız, özel talebimiz yok. Ama şu kıymetli; diyalog ve müzakere yürütülmezse öngörülen bütün bu değişiklikler gelecekte nasıl hayata geçirilecek, hangi toplumsal ve sayısal güçle gerçekleştirilecek, toplum nasıl ikna edilecek? Bu soruları her insanın kendine sorması gerekiyor. HDP’yi açıktan, direkt, kamuoyunun bilgisi dahilinde, şeffaf bir biçimde muhatap almadan, diyalog ve müzakereye girmeden cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl kazanılabileceği konusunu muhalefetin topluma anlatması gerekiyor.
‘HDP’NİN KAPATILMASI, KALICI BARIŞ ANLAYIŞINA ÖNEMLİ BİR DARBE VURACAKTIR’
Kapatma davası kararında kitlenizin temsilsiz kalma mümkünlüğü var mı?
Bizdilk evvel bu gelenek ortasında yer alan partilerin kimisi kapatıldı. Lakin HDP’nin kapatılması, bizdilk evvelki partilerin kapatılmasından muhakkak ölçülerde farklı riskler ve tehlikeler barındırır, farklı sonuçlar doğurur. HDP, kendindilk evvel bu gelenek ortasında kurulmuş partilerin birikimini devralmış bir partidir ancak beraberinde yeni bir tecrübedir. Bütün zorluklara karşın kuruluşundaki özel misyonun hakkını yerine getirmek için başarılı sayabileceğimiz çalışmalar yürütmüştür. HDP’nin kapatılması, Türkiye’nin çoğulculuk ve çeşitlilik ortasında kuvvetli demokrasi ve kalıcı barış arayışına önemli darbe vuracaktır. Temsilsiz kalma, bizim sosyolojimiz açısından kelam konusu olmaz. HDP, seçimlerdilk evvel kapatılsa bile seçimlerin kararınu belirleyecek gücü ortaya koyma konusunda kararlıdır, bir epey da seçeneğe sahiptir. Kimsenin kuşkusu olmasın, bu mevzuda irademiz de hazırlığımız da imkânlarımız da var.
‘DEMOKRATİK TAHLİL ARAYIŞININ ARAÇSALLAŞTIRILMASI KABUL EDİLEMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ”Öcalan-Demirtaş” açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri, HDP’yi karıştırmak, seçmenimizin başında soru işaretleri yaratmak, hem muhalefet partileri ile HDP tıpkı vakitte muhalefet partilerinin kendi içinde çeşitli ayrıştırıcı tartışmalar yaratmak istiyor olabilir. Bu seçeneklerin hepsi hakkında yorumlar ve değerlendirmeler yapılıyor, doğruluk hisseleri da olduğunu kabul ediyoruz. Kürt sıkıntısına demokratik tahlil arayışının seçimler için araçsallaştırılması ve manipüle edilmesi siyaseten, hukuken ve ahlaken asla kabul edilemez. Erdoğan’ın yaptığı şey budur. Abdullah Öcalan daha evvelce avukatlarıyla görüşebiliyordu, artık görüşemiyor. Cumhurbaşkanı, madem bu sıkıntıyı ve Öcalan’ın kelamlarını kamuoyuna aktaracak kadar kıymetli görüyor, bu biçimde avukatlarıyla ve gerekiyorsa bağımsız heyetler aracılığıyla görüşmeler yapılmasının önü açılsın. Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyu şahsen kendisinden öğrensin.
‘ÖCALAN’IN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞMESİ SAĞLANSIN’
Tartışma ve tehdit tezini nasıl görüyorsunuz?
Bize nazaran bu biçimde bir şey kelam konusu değil, konuşulması bile abes. Dediğim üzere, ısrar ediyor ve bu biçimde bir olgu vardır diyorsa bunu öğrenmenin yolu açık. Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi sağlansın, biz de onun görüşlerini direkt öğrenelim.
‘KILIÇDAROĞLU’NDAN İCRAAT BEKLİYORUZ’
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” kelamını nasıl karşıladınız?
Bunu uygun niyetli bir irade beyanı olarak görüyor, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de demokrasinin gerçek manada kurulamayacağına ait bir ileti olarak değerlendiriyorum. Bu kelam birinci kez söyleniyor değil. Farklı siyasi aktörler tarafınca farklı bağlamlarda daha evvel de lisana getirildi. Maalesef gerekleri yerine getirilmedi, kelamda kaldı. Kamuoyu, bu biçimde bir beyan üzerine Kılıçdaroğlu’ndan bu kelamların içinin doldurulması manasına gelecek daha somut açıklamalar, icraat ya da program vaatleri bekler. Bizler de bekliyoruz.
Baro liderleri, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine aday belirleme konusunda birlik olamadı…
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nda, şu anda vazifede olan idarenin seçilmesi için takviye verdik. Mevcut iktidarın siyasetlerine muhalif barolar ve delegeler birlikte hareket etti. Biz de bu beraberliğin sağlanabilmesi için katkı sunduk. Alınan sonuç, birlikte hareket edildiğinde, ortak uğraş ve irade yaratılabildiğinde demokrasi güçlerinin başarabileceğinin yakın ve kıymetli bir örneğidir. Tıpkı basiret ve tesirli çalışma, AYM’ye aday belirleme sürecinde yürütülemedi. Oradaki dağınıklığın neye mal olduğunu daha âlâ gorebiliyoruz.
‘GÜZEL’İN FOTOĞRAFLARI niye ARTIK SERVİS EDİLİYOR?’
Semra Güzel’in fotoğrafları ve dokunulmazlığının kaldırılmasının istenmesini nasıl yorumlarsınız?
İktidar, 2016’da dokunulmazlık problemini artık ortasında bulunduğumuz problemleri derinleştiren bir faktör olarak kullandı. 2017 referandumu o koşullarda yapıldı. Şayet dokunulmazlıklar kaldırılmasaydı, arkadaşlarımız içeri alınmasaydı, başka bütün manipülasyonlara karşın “hayır” çıkma mümkünlüğü yüksekti. Son olayda da ortada bir manipülasyon ve kumpas olduğunu söylüyoruz. Orada, HDP’nin kabul etmeyeceği imgeler var. HDP, milletvekili olsun olmasın, rastgele bir mensubunun silahla tıpkı karede yer almasını yanlışsız bulmaz, kabul etmez. HDP, demokratik siyaset yürüten bir partidir ve demokratik siyaset, var oluşunun öne sürülen nedenidir. HDP’nin demokratik siyaset dışı hiç bir usul ve araçla bir ortaya gelmesi düşünülemez. Şiddet, silah ve öbür bütün demokrasi dışı usuller, HDP’ye yabancıdır, HDP bunlara kapalıdır.
Bu manzaraların ne vakitten beri mevcut olduğunu da soruşturma belgesinden görüyoruz. niye artık servis ediliyor? Fotoğrafların, “çözüm süreci”’ devam ederken çekilmiş olmasını yine anlatmamıza gerek yok. Devletin bilgisi, hatta nezareti dahilinde on binlerce insan PKK mensubu yakınlarıyla buluştu. Bu sıkıntı, bu ülkenin sorunudur. PKK’ye katılanlar da bu ülkenin topraklarından gitmiştir. Kaybettiğimiz bütün canlar, bu topraklara aittir. Bu insani gerçeği ve altında yatak derin yaraları güzelleştirmek zorundayız. Kaşıyarak kanatmak bu ülkeye yapılacak büyük haksızlık olur. (HABER MERKEZİ)