kunteper
Member
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, orman yangınlarıyla ilgili iklim krizine dikkat çekti. Bahçeli, Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın mültecilere karşı telaffuzlarını de, ‘ırkçılık ve ayrımcılık’ olarak kıymetlendirdi.
‘ORMAN YAKMAK İNSAN CANINA KIYMAKLA AYNI’
Bahçeli, Türkgün’den Kadir Yıldız’a yaptığı konuşmada orman yangınlarıyla ilgili şunları söylemiş oldu: “Sadece ormanlar değil yüreğimiz de yandı. Ciğerlerimiz kavruldu. Güney vilayet ve ilçelerimiz diken üstündedir. Sabotaj ihtimalinin üzerine kararlıca gidilmelidir. Ormanlarımızı yakanlar en ağır biçimde, en acımasız halde cezalandırılmalıdır. Orman yakmakla insan canına kıymak birebirdir. İnsan ve tabiat katillerine hayat zindan edilmelidir. Devletin nefesi canilerin ensesindedir. İnanıyorum ki, devam eden soruşturmaların sonucunda her şey netlik kazanmış olacaktır. Yeşile, ağaca, orman canlılarına kıyanların insan olması mümkün değildir.”
ÖZCAN’A REAKSİYON: BU KARAR AYRIMCILIK VE IRKÇILIK
Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın kentteki mültecilerin su ve katı atık fiyatlarına 10 katı artırım yapacağı kelamlarına de değinen Bahçeli şu biçimde devam etti: “Bu karar sakat ve skandal bir karardır. İnsanlık kıymetlerine suikasttır. Ayrımcılıktır, ırkçılıktır, milletimizin alicenaplığıyla bağdaşmayan bir ilkelliktir. Ne yapacaklar, oksijenden de para mı alacaklar? CHP zihniyeti zorbadır. Türkiye’ye sığınmış insanları bu yolla dışlamaya, ötekileştirmeye, yok saymaya, eziyet etmeye, istismara ne hakları var? Parti idaresi farklı düşünse de, bu kurnazca tertip edilmiş bir rol paylaşımıdır. Bu hususta CHP’de çatlak matlak yoktur, çürümüşlük hükümrandır.”
‘HUZURLU FORMDA DÖNSÜNLER’
Mültecilerin ülkelerine dönmeleri gerektiğini belirten Bahçeli, “İnsanlığın var oluşundan beri göç önemli bir sıkıntı olarak varlığını korumuştur. Türkiye bir göç güzergahındadır. bununla birlikte kıtaların kavşak ve kaynaşma noktasındadır. Suriyelilerin ülkelerindeki zulüm, terör ve iç karışıklıklardan dolayı Türkiye başta olmak üzere bir epey ülkeye sığındıkları bilinmektedir. Onlar bize konuktur. Ve süreksiz muhafaza statüsüyle ülkemizde bulunuyorlar. Göçlerine niye olan vahim olaylar durulmadan, şiddet sahneleri durmadan bunları kapı dışarı etmek insanlıkla izah edilemez, inançlarımızla örtüşmez. Türk milleti aranan, beklenen, özlenen, merhamet ve müsamahasına gereksinim duyulan bir millettir. Biz ilkesel olarak ülkemizde süreksiz statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, inançlı ve huzurlu biçimde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız” dedi.
‘DEMOGRAFİK YAPIMIZI DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ’
Bahçeli şöyleki devam etti: “Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Fakat ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir. Vatandaşlarımızın sorun ve şikâyetlerinden birisi de budur. Gettolaşmaya, şiddet ve asayişsizlik olaylarının yayılmasına, huzursuzluğun genişlemesine müsaade edilmemelidir. Bir yanda ülkesi için canını ortaya koyanlar varken, öteki yanda sığındığı ülkenin plajlarında keyif sürenler doğal olarak maşeri vicdanda sorgulanmaktadır. Bu çelişki reaksiyon toplamaktadır.”
‘ORMAN YAKMAK İNSAN CANINA KIYMAKLA AYNI’
Bahçeli, Türkgün’den Kadir Yıldız’a yaptığı konuşmada orman yangınlarıyla ilgili şunları söylemiş oldu: “Sadece ormanlar değil yüreğimiz de yandı. Ciğerlerimiz kavruldu. Güney vilayet ve ilçelerimiz diken üstündedir. Sabotaj ihtimalinin üzerine kararlıca gidilmelidir. Ormanlarımızı yakanlar en ağır biçimde, en acımasız halde cezalandırılmalıdır. Orman yakmakla insan canına kıymak birebirdir. İnsan ve tabiat katillerine hayat zindan edilmelidir. Devletin nefesi canilerin ensesindedir. İnanıyorum ki, devam eden soruşturmaların sonucunda her şey netlik kazanmış olacaktır. Yeşile, ağaca, orman canlılarına kıyanların insan olması mümkün değildir.”
ÖZCAN’A REAKSİYON: BU KARAR AYRIMCILIK VE IRKÇILIK
Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın kentteki mültecilerin su ve katı atık fiyatlarına 10 katı artırım yapacağı kelamlarına de değinen Bahçeli şu biçimde devam etti: “Bu karar sakat ve skandal bir karardır. İnsanlık kıymetlerine suikasttır. Ayrımcılıktır, ırkçılıktır, milletimizin alicenaplığıyla bağdaşmayan bir ilkelliktir. Ne yapacaklar, oksijenden de para mı alacaklar? CHP zihniyeti zorbadır. Türkiye’ye sığınmış insanları bu yolla dışlamaya, ötekileştirmeye, yok saymaya, eziyet etmeye, istismara ne hakları var? Parti idaresi farklı düşünse de, bu kurnazca tertip edilmiş bir rol paylaşımıdır. Bu hususta CHP’de çatlak matlak yoktur, çürümüşlük hükümrandır.”
‘HUZURLU FORMDA DÖNSÜNLER’
Mültecilerin ülkelerine dönmeleri gerektiğini belirten Bahçeli, “İnsanlığın var oluşundan beri göç önemli bir sıkıntı olarak varlığını korumuştur. Türkiye bir göç güzergahındadır. bununla birlikte kıtaların kavşak ve kaynaşma noktasındadır. Suriyelilerin ülkelerindeki zulüm, terör ve iç karışıklıklardan dolayı Türkiye başta olmak üzere bir epey ülkeye sığındıkları bilinmektedir. Onlar bize konuktur. Ve süreksiz muhafaza statüsüyle ülkemizde bulunuyorlar. Göçlerine niye olan vahim olaylar durulmadan, şiddet sahneleri durmadan bunları kapı dışarı etmek insanlıkla izah edilemez, inançlarımızla örtüşmez. Türk milleti aranan, beklenen, özlenen, merhamet ve müsamahasına gereksinim duyulan bir millettir. Biz ilkesel olarak ülkemizde süreksiz statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, inançlı ve huzurlu biçimde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız” dedi.
‘DEMOGRAFİK YAPIMIZI DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ’
Bahçeli şöyleki devam etti: “Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Fakat ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir. Vatandaşlarımızın sorun ve şikâyetlerinden birisi de budur. Gettolaşmaya, şiddet ve asayişsizlik olaylarının yayılmasına, huzursuzluğun genişlemesine müsaade edilmemelidir. Bir yanda ülkesi için canını ortaya koyanlar varken, öteki yanda sığındığı ülkenin plajlarında keyif sürenler doğal olarak maşeri vicdanda sorgulanmaktadır. Bu çelişki reaksiyon toplamaktadır.”