kunteper
Member
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Seyahat Davası’nda çıkan kararlara reaksiyon gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Yazdığım konuşmayı bir kenara bırakıyorum, epey öfkeliyim” dedi.
Kılıçdaroğlu, Seyahat Davası’ndan verilen ceza kararları için, “Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada bakılırsav alan yargıçların bir kısmı esasen evvelinde kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar. Talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun 12 dakikalık konuşması şu biçimde:
ÇOK GÜÇLÜ BİR İRADEYİ ALTI GENEL LİDER ORTAYA KOYMUŞ OLDU: Karamsar bir ortamda olduğunuzu biliyorum lakin hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Hoş ülkemizde huzuru, barışı, kardeşliği, iyiliği, sıhhati daima birlikte yerine getireceğiz ve sağlayacağız. Altı siyasi partinin genel liderleri olarak pazar günü toplandık, uzun bir çalışma yaptık. Çalışmamızın kararında; kamuoyuna bir açıklama da yaptık, tek sayfalık bir açıklama… Orada hoş açıklamalarız var. ‘Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız’ diye bir kelamımız var, bunun çalışmaları için bir kurul kuruldu. bu biçimdece siyaseti kirlilikten arıtma konusunda epey kuvvetli bir iradeyi, altı genel lider ortaya koymuş oldu. Ekonomik ve Toplumsal Konsey’e işlerlik kazandıracağız. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı teminat altına alınacak. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumun oluşturulması için de çalışmalarımızı sürdürme konusunda, komiteler oluşturduk. Ayrıyeten seçeceğimiz, altı başkanın belirleyeceği cumhurbaşkanının niteliklerini de kamuoyuyla paylaşmış olduk.
KURGULANMIŞ MAHKEMELERDEN ADALET ÇIKMAZ: Dün bir karar belirtildi. Seyahat. Seyahat sonucu belirtildi. Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada misyon alan yargıçların bir kısmı aslına bakarsan evvelde kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar. Talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar. Bu cins mahkemelerle yeni karşılaşmıyoruz, aslında. Demokrasi tarihimize baktığımızda bu tıp mahkemeleri epeyce gördük. Bu ülkenin Genelkurmay Liderinin bile terörist olarak, kurgulanmış mahkemelerden mahpusa atıldığını da gördük. Seyahat nedir? Bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir, aslında. Baskıya isyandır Seyahat, aslında. ‘Baskıyı istemiyoruz, kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz’ diyor gençler. ‘Doğayı koruyalım’ diyor gençler. Bu kurgulanmış mahkemede, Osman Kavala beraat ettiği bir davadan müebbet mahpusa mahkûm oldu. Daha evvel beraat ettiği bir davadan müebbet mahpusa mahkum oldu. Dünyada bu biçimde bir örnek yok, bu biçimde bir garabet yok fakat bizim ülkemizde olur. Zira yargı bağımsız değil. Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman; tutuklandılar ve mahpusa gönderildiler. Vera’yı unutmayın. Vera, (Tayfun Kahraman’ın kızı) babası mahpusa giderken babasını kucakladı ve öptü. Bizim daima birlikte Vera’ya bir kelamımız var. Biz sevgili Vera’yı babasıyla kucaklaştıracağız. Onun kelamını veriyoruz. Vera babası ile kucaklaşacak.
Bu iktidar ‘beşli çetelerin’ iktidarıdır. Hiç kimse unutmasın. Halkın iktidarı değil, milletin iktidarı değil; ‘beşli çetelerin’ iktidarıdır.”
YAZDIĞIM KONUŞMAYI BİR TARAFA BIRAKTIM: Karanlığa mahkûm edilen milyonların sesini lisana getirmek istiyorum. Onların sıkıntılarını size anlatmak istiyorum. Sahiden epey öfkeliyim. Evlatların karanlığa mahkûm edildiği bir Türkiye’yi asla istemiyorum, farklı bir Türkiye, her çocuğun aydınlık bir ortamda yatağına başını koyduğu bir ülke istiyorum, karanlığa mahkûm edilen çocuklarımız ötürüsıyla öfkeliyim.
EY SARAY, SESİMİ DUYUYOR MUSUN?: Saray’a seslenmek istiyorum. Ey saray, sesimi duyuyor musun? Hiç kimse olarak gördüklerin, yani görmezden geldiğin, hiç kimse olarak gördüklerinin karanlık ışıksız konutlarından sesleniyorum sana. Fakirlerin biriken öfkesini görüyor musun? Evsiz, yurtsuz, elektriksiz, aç bıraktığın bebeklerin ağladığını duyuyor musun? Ben o bebeklerin ağlamalarından gece uyuyamıyorum. Karanlıkta onları düşünüyorum. daha sonra o karanlıkta senin ‘beşli çetelerini’ de düşünüyorum ve yumruklarımı sıkıyorum. ‘Bunlar engerekler ve çıyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır’ diyor Ahmed Arif. Dünya kötülük yapanların yüzünden değil, berbatlığa seyirci kalıp hiç bir şey yapmayanlar yüzünden bu hale geldi. Cüret yoksa, zafer yoktur.
BÜTÜN YOL ARKADAŞLARIMA SESLENİYORUM, YA BANA KATILIN YA ŞU ANDA YOLUMDAN ÇEKİLİN: Bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum. Size de bir çift lafım var. Bu engereklerle ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ne değerine olursa olsun yürüyeceğiz. Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben, o yoksulluğa mahkûm edilen çocuklar için çaba edeceğim. Ya bana katılın ya artık, şu anda yolumdan çekilin. Açık ve net söylüyorum. Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa ömründe, esasen o hiç yaşamamıştır. Pes etmeyeceğim, durmayacağım, kelam veriyorum. Hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda kelam veriyorum. Durmayacağım.
VATANI SATANLARLA HENGAME EDECEĞİZ: İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir hengame var. Bu hengameyi daima birlikte, yol arkadaşlarımla bir arada yapacağız. Ülkeyi kaçak sığınmacılarla dolduranlarla arbede edeceğiz. Beş paraya vatandaşlığı satanlarla arbede edeceğiz. Yabancılara daire satılsın diye emlak dayanağı çıkanlarla hengame edeceğiz. Ülkede milyonların elettiğini kesen çetelerle hengame edeceğiz. Çocukları etten, sütten mahkûm bırakanlarla hengame edeceğiz. Bu kiralarla, bu enflasyonla arbede edeceğiz. Sokaklarımızı mafyaya teslim edenlerle arbede edeceğiz. Uyuşturucu baronlarıyla iş tutanlarla hengame edeceğiz. Ülkenin onurunu konsolosluk bahçelerine gömenlerle hengame edeceğiz. Yargıyı siyasetin buyruğuna verip Brunson’ları özel uçaklarla gönderip kendi insanımızı hapishanelerde rehin tutanlarla hengame edeceğiz. Halkın milyarlarını, alın terini art kapıdan satanlarla hengame edeceğiz. Yani özetle; vatanı satanlarla arbede edeceğiz. Biz birbirimize emanetiz yol arkadaşlarım. Kol kola gireceğiz ve yürüyeceğiz. Bu memleket bize emanet. Birimiz açken hiç birimiz tok değiliz. Birimiz karanlıktayken hiç birimiz aydınlıkta değiliz. Haydi eyvallah kıymetli arkadaşlar…”
(HABER MERKEZİ)
Kılıçdaroğlu, Seyahat Davası’ndan verilen ceza kararları için, “Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada bakılırsav alan yargıçların bir kısmı esasen evvelinde kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar. Talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun 12 dakikalık konuşması şu biçimde:
ÇOK GÜÇLÜ BİR İRADEYİ ALTI GENEL LİDER ORTAYA KOYMUŞ OLDU: Karamsar bir ortamda olduğunuzu biliyorum lakin hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Hoş ülkemizde huzuru, barışı, kardeşliği, iyiliği, sıhhati daima birlikte yerine getireceğiz ve sağlayacağız. Altı siyasi partinin genel liderleri olarak pazar günü toplandık, uzun bir çalışma yaptık. Çalışmamızın kararında; kamuoyuna bir açıklama da yaptık, tek sayfalık bir açıklama… Orada hoş açıklamalarız var. ‘Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız’ diye bir kelamımız var, bunun çalışmaları için bir kurul kuruldu. bu biçimdece siyaseti kirlilikten arıtma konusunda epey kuvvetli bir iradeyi, altı genel lider ortaya koymuş oldu. Ekonomik ve Toplumsal Konsey’e işlerlik kazandıracağız. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı teminat altına alınacak. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumun oluşturulması için de çalışmalarımızı sürdürme konusunda, komiteler oluşturduk. Ayrıyeten seçeceğimiz, altı başkanın belirleyeceği cumhurbaşkanının niteliklerini de kamuoyuyla paylaşmış olduk.
KURGULANMIŞ MAHKEMELERDEN ADALET ÇIKMAZ: Dün bir karar belirtildi. Seyahat. Seyahat sonucu belirtildi. Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada misyon alan yargıçların bir kısmı aslına bakarsan evvelde kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar. Talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar. Bu cins mahkemelerle yeni karşılaşmıyoruz, aslında. Demokrasi tarihimize baktığımızda bu tıp mahkemeleri epeyce gördük. Bu ülkenin Genelkurmay Liderinin bile terörist olarak, kurgulanmış mahkemelerden mahpusa atıldığını da gördük. Seyahat nedir? Bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir, aslında. Baskıya isyandır Seyahat, aslında. ‘Baskıyı istemiyoruz, kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz’ diyor gençler. ‘Doğayı koruyalım’ diyor gençler. Bu kurgulanmış mahkemede, Osman Kavala beraat ettiği bir davadan müebbet mahpusa mahkûm oldu. Daha evvel beraat ettiği bir davadan müebbet mahpusa mahkum oldu. Dünyada bu biçimde bir örnek yok, bu biçimde bir garabet yok fakat bizim ülkemizde olur. Zira yargı bağımsız değil. Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman; tutuklandılar ve mahpusa gönderildiler. Vera’yı unutmayın. Vera, (Tayfun Kahraman’ın kızı) babası mahpusa giderken babasını kucakladı ve öptü. Bizim daima birlikte Vera’ya bir kelamımız var. Biz sevgili Vera’yı babasıyla kucaklaştıracağız. Onun kelamını veriyoruz. Vera babası ile kucaklaşacak.
Bu iktidar ‘beşli çetelerin’ iktidarıdır. Hiç kimse unutmasın. Halkın iktidarı değil, milletin iktidarı değil; ‘beşli çetelerin’ iktidarıdır.”
YAZDIĞIM KONUŞMAYI BİR TARAFA BIRAKTIM: Karanlığa mahkûm edilen milyonların sesini lisana getirmek istiyorum. Onların sıkıntılarını size anlatmak istiyorum. Sahiden epey öfkeliyim. Evlatların karanlığa mahkûm edildiği bir Türkiye’yi asla istemiyorum, farklı bir Türkiye, her çocuğun aydınlık bir ortamda yatağına başını koyduğu bir ülke istiyorum, karanlığa mahkûm edilen çocuklarımız ötürüsıyla öfkeliyim.
EY SARAY, SESİMİ DUYUYOR MUSUN?: Saray’a seslenmek istiyorum. Ey saray, sesimi duyuyor musun? Hiç kimse olarak gördüklerin, yani görmezden geldiğin, hiç kimse olarak gördüklerinin karanlık ışıksız konutlarından sesleniyorum sana. Fakirlerin biriken öfkesini görüyor musun? Evsiz, yurtsuz, elektriksiz, aç bıraktığın bebeklerin ağladığını duyuyor musun? Ben o bebeklerin ağlamalarından gece uyuyamıyorum. Karanlıkta onları düşünüyorum. daha sonra o karanlıkta senin ‘beşli çetelerini’ de düşünüyorum ve yumruklarımı sıkıyorum. ‘Bunlar engerekler ve çıyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır’ diyor Ahmed Arif. Dünya kötülük yapanların yüzünden değil, berbatlığa seyirci kalıp hiç bir şey yapmayanlar yüzünden bu hale geldi. Cüret yoksa, zafer yoktur.
BÜTÜN YOL ARKADAŞLARIMA SESLENİYORUM, YA BANA KATILIN YA ŞU ANDA YOLUMDAN ÇEKİLİN: Bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum. Size de bir çift lafım var. Bu engereklerle ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ne değerine olursa olsun yürüyeceğiz. Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben, o yoksulluğa mahkûm edilen çocuklar için çaba edeceğim. Ya bana katılın ya artık, şu anda yolumdan çekilin. Açık ve net söylüyorum. Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa ömründe, esasen o hiç yaşamamıştır. Pes etmeyeceğim, durmayacağım, kelam veriyorum. Hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda kelam veriyorum. Durmayacağım.
VATANI SATANLARLA HENGAME EDECEĞİZ: İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir hengame var. Bu hengameyi daima birlikte, yol arkadaşlarımla bir arada yapacağız. Ülkeyi kaçak sığınmacılarla dolduranlarla arbede edeceğiz. Beş paraya vatandaşlığı satanlarla arbede edeceğiz. Yabancılara daire satılsın diye emlak dayanağı çıkanlarla hengame edeceğiz. Ülkede milyonların elettiğini kesen çetelerle hengame edeceğiz. Çocukları etten, sütten mahkûm bırakanlarla hengame edeceğiz. Bu kiralarla, bu enflasyonla arbede edeceğiz. Sokaklarımızı mafyaya teslim edenlerle arbede edeceğiz. Uyuşturucu baronlarıyla iş tutanlarla hengame edeceğiz. Ülkenin onurunu konsolosluk bahçelerine gömenlerle hengame edeceğiz. Yargıyı siyasetin buyruğuna verip Brunson’ları özel uçaklarla gönderip kendi insanımızı hapishanelerde rehin tutanlarla hengame edeceğiz. Halkın milyarlarını, alın terini art kapıdan satanlarla hengame edeceğiz. Yani özetle; vatanı satanlarla arbede edeceğiz. Biz birbirimize emanetiz yol arkadaşlarım. Kol kola gireceğiz ve yürüyeceğiz. Bu memleket bize emanet. Birimiz açken hiç birimiz tok değiliz. Birimiz karanlıktayken hiç birimiz aydınlıkta değiliz. Haydi eyvallah kıymetli arkadaşlar…”
(HABER MERKEZİ)