kunteper
Member
Gelir dağılımındaki bozulmanın toplumdaki huzursuzluğun ana kaynağı olduğunu belirten CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “En büyük acı, kişinin hayat standardındaki gerilemedir. Gelir dağılımını bozan temel etmen işsizliktir. 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu genç işsiz var. Ayrıyeten 10 milyonun üzerinde işsizimiz var” dedi.
Şu anda Türkiye’de olağanüstü bir kayıt dışı iktisat olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunun koç başlığını da uyuşturucu baronlarının yaptığını söylemiş oldu. CHP başkanı, iktidara gelmeleri durumunda İstanbul Mukavelesi’ni bir hafta ortasında bir daha yürürlüğe koyacaklarını da bir dahaledi.
ODTÜ’LÜ GENÇLERLE BULUŞTU
Kılıçdaroğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencilerinin kurduğu ‘Kadesh Agenda’ mecmuasının muharriri gençlerle kahvaltıda buluştu. Kılıçdaroğlu, öğrencilerin gündeme ait sorularını yanıtladı.
Gençlere siyasete girme davetinde bulunan Kılıçdaroğlu, 6 milyon 300 bin gencin birinci defa sandığa gideceğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki seçimlerde 6 milyon 300 bin genç sandığa gidip nasıl bir Türkiye istediğini göstermeli. Kendi beklentilerine uygun bir partiye oyunu vermeli, kuvvetli bir değişime imza atmalı” diye konuştu.
‘YÖK KALDIRILMALI’
Bir öğrencinin üniversite özerkliği ve Yükseköğretim Konseyi (YÖK) konusundaki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
“Eğer biz bu ülkeye gerçek manada demokrasiyi getirmek istiyorsak yapacağımız birinci şey Türk hukuk sistemini darbe hukukundan temizlemek. YÖK ne vakit geldi, 12 Eylül’de üniversiteleri terbiye etmek için geldi. Şayet biz gerçek manada demokrasi istiyorsak üniversiteler üstündeki baskıyı kaldırmamız gerekiyor. Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Üniversitelerde niyete hudut getirilmez, en ters fikirler bile rahatlıkla lisana getirilmeli. YÖK’ün kaldırılması lazım. YÖK kaldırıldıktan daha sonra üniversitelerin bir daha kendi külçeşidini oluşturabileceği atmosferin yaratılması gerekiyor. Üniversite farklı bir dünya. Üniversite kendi rektörünü kendisi seçebilmeli, üniversite öğrencilerinin idarede kelam sahibi olabilmesi lazım. Üniversiteler üzerinde önemli baskı var, en tipik örneği Boğaziçi Üniversitesi.”
‘ASKERİ ÖĞRENCİLER MAHPUSTAN ÇIKARILMALI’
FETÖ davalarında yargılanan askeri öğrencilere ait soru üzerine Kılıçdaroğlu, adalet teriminin hayli soylu bir kavram olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Adaletin olduğu yerde en azından beşerler özgürlüklerini rahatlıkla yaşayabilirler, o niçinle adaleti hepimiz yaşatmak zorundayız. Askeri öğrencilerin durumu son derece dramatik. Bunlar uzun müddettir hapisteler. Asla hakikat bulmuyorum, yanlış bu. Askerlik yapan birisi şunu fazlaca düzgün bilir, sizin yaşınızın, aldığınız eğitimin hiç bir değeri yok orada. Kumandan buyruk verir, siz o emre uymak zorundasınız. Askerliğin kendine has kuralları var, bu her yerde birebirdir. Bunların kumandanlarını, talimatı verenleri mahpusa atacaksın sen, öğrenciden ne istiyorsun? Bu arkadaşları mahpustan çıkarmak lazım. Siyaseti kin ve intikam üzerine kuramazsınız.”
‘1 HAFTADA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE DÖNERİZ’
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair soruyu da karşılık verdi. Bu mukavelenin parlamentodan oy birliği ile çıktığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları lisana getirdi:
“Erdoğan ne olduğuysa bir gece yarısı, bir kararnameyle İstanbul Mukavelesi’ni iptal ettiğini ilan etti. 600 milletvekilinin onay verdiği kanunu bir kişinin iradesiyle siz yürürlükten kaldıramazsınız. bu biçimde Meclisi kapatın. Buna yönelik dava açıldı lakin ne yazık ki reddedildi. Türkiye genelinde 306 bayan örgütü var, olayı bir AK Parti-CHP çatışmasından uzak görüp bayan hareketinin öne çıkmasını istedik. Olayı bir iki parti içindeki arbedenin ötesine taşımamız lazım, bayanların kendi hakkını savunması lazım. Ancak ben inanıyorum, şayet hakikaten 6 milyon 300 bin gencin oyuyla iktidar yolu açılırsa, birinci bir hafta ortasında bir kararname ile İstanbul Mukavelesi’ni yürürlüğe koyacağız. Ben Danıştayın verdiği sonucun da hukuksuz olduğuna inanıyorum. Adalet yoktur burada. Ancak bayanlar bu uğraşlarını sürdürecektir.”
‘VİCDANİ RETÇİLERİ TUTUKLAMAK YANLIŞSIZ DEĞİL’
İktidar olmaları durumunda mecburî askerlikle ilgili bir çalışma yapmayı düşünüp düşünmedikleri istikametindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, dünyada ordusu olmayan hiç bir ülke bulunmadığına dikkati çekti. Orduların kendi kuralları olduğuna ve bunların da ülkeden ülkeye değişmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Emir komuta zinciri vardır. Askeri dünyada gri renk yoktur. Vicdani ret olayı son senelerda yüklü olarak gündeme gelen bir olay. Kamuoyunda tartışılabilir. Muhakkak bir olgunluğa ulaşabilir. Siyaset kurumu bunu dikkate alabilir. Ancak bunun muhakkak bir olgunluğa ulaşması lazım. Lakin vicdani rette bulundu yahut onu savundu diye insanları tutuklamak, gözaltına almak asla yanlışsız değil. Her fikrin kendi ortasında saygınlığı vardır. Siyaset kurumu da her kanıya kulak kabartmak lazım. Bu çerçevede olayın değerlendirilmesinden yanayım.” diye konuştu.
‘EUROVISION’DAN ÇEKİLMEK TÜRKİYE’NİN AYIBI’
CHP önderi, Türkiye’nin Eurovision müzik yarışından çekilmesine yönelik bir soruyu yanıtlarken de “Eurovision müzik yarışı olur, niçin olmasın. Türkiye’nin çekilmesi aslında Türkiye’nin ayıbıdır” dedi ve ekledi:
“Sanatçılarımız gidecek, orada müziklerini, türkülerini söyleyecek, ülkeler oy verecek, birisi kazanacak. Bu bir müsabakadır aslına bakarsanız. Burada Türkiye’deki sanatkarların memleketler arası müsabakalara katılmaları, ödül almaları, Türkiye’nin isminin bütün dünyada duyulmasına niye olur. Buna dış siyasette yumuşak güç deniyor. Tankla, topla, silahla saygınlık kazanılmıyor. Lakin bir yazarınızın Nobel mükafatı alması ve bunun kitabının bütün dünyada çeviri edilip yayımlanması Türkiye’nin yumuşak gücünü gösterir. Bir sinema sinemanızın dünyanın bütün sinemalarında gösterilmesi olağanüstü bir olaydır. Türkiye’yi aslında dünyaya tanıtacak olan da budur. Siz, Eurovision müzik müsabakasından çekiliyorsunuz. Aklın alacağı şey değil. Niçin çekiliyorsunuz? Bu büsbütün sanattan ve kültürden korkmaktan kaynaklanıyor. halbuki sanat ve kültür insanın tabiatında olan bir şeydir.”
‘TÜRKİYE BU ATMOSFERDEN ÇIKMALI’
Kılıçdaroğlu, bir gencin sorusu üzerine özel hayatın kapalılığının temel olduğunu söylemiş oldu. Darbe anayasasının bile bunu değiştirmediğini söz eden Kılıçdaroğlu, “Size ne kişinin özel hayatından. Toplumsal devlet olarak bizim vazifemiz o kişinin işi var mı yok mu, ömründen memnun mu değil mi… Kişinin özel hayatı devletin alanına girmez. Devletin alınanına girdiği andan itibaren baskıcı bir devlet imgesi vermiş olursunuz” dedi.
Gençlerle bir anısını da paylaşan Kılıçdaroğlu, hesap uzmanlığı imtihanını kazandıktan daha sonra kelamlı imtihana girmedilk evvel berbere gidip favorilerini kısalttırdığını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Toplumun içine sokulduğu atmosferi düşünebiliyor musunuz? Bu atmosferden Türkiye’nin çıkması lazım. Saçının rengi, yok tıraş oldun, dışarıda kahkaha attın, bunlardan siz ne kardeşim. Siyasetin konusu değil ki bunlar. Toplumu ayrıştırmak siyasetçinin işi değildir, siyasetçinin işi toplumu kaynaştırmak olmalı. Eurovision müzik yarışına da Türkiye girmeli. Yalnızca ona değil aslında, ne kadar müsabaka var ise girmeli” diye konuştu.
‘DIŞ SİYASET 180 DERECE DEĞİŞMELİ’
Kılıçdaroğlu, dış siyasete dönük bir soru üzerine iktidarın dış siyasetinin yanlış olduğunu savunarak şunları kaydetti. “Bugün izlenen dış siyasetin tam 180 derece değişmesi lazım. Bu dış siyaset Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırdı. Yalnızca Avrupa’da, Uzak Doğu’da değil Orta Doğu coğrafyasında Türkiye yalnız kaldı, yalnızlaştırıldı. İzlenen dış siyasetin bize faturası epey ağır oldu. Doğu Akdeniz’deki karbon yataklarının çıkarılması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na dahil edilmemesi, KKTC’nin burada dikkate alınmaması, bizim haklarımızın teslim edilmemesi, Mısır’ın, Yunanistan’ın, Filistin’in, Ürdün’ün, İsrail’in Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nda bir ortaya gelmeleri ve bizim burada kelam sahibi olmamamız epeyce büyük kayıplar doğruyor. Bu niçinle bu siyasetin değişmesi lazım.”
‘EN BÜYÜK ACI HAYAT STANDARTINDAKİ GERİLEMEDİR’
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki gelir dağılımına ait bir soru üzerine, gelir dağılımındaki bozulmanın toplumdaki huzursuzluğun ana kaynağı olduğunu söylemiş oldu.
Gelir dağılımın olabildiğince istikrarlı olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de son 10 yılda gelir dağılımında hayli büyük dengesizlikler çıktı. Mevduat hesaplarına bakarsanız o dengesizliği daha net görürsünüz. Bunu önlemek bütün devletlerin bakılırsavi. Bunun yolu istihdam yaratmaktır. Herkes kesinlikle gelir elde edebileceği bir alanda çalışmalıdır.” diye konuştu.
Üç yıl evvel kişi başına ulusal gelirin 12 bin dolar olduğunu, bugün ise 7 bin dolara kadar gerilediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
“En büyük acı, kişinin hayat standardındaki gerilemedir. Gelir dağılımını bozan temel etmen işsizliktir. 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu genç işsiz var. Ayrıyeten 10 milyonun üzerinde işsizimiz var. Bunun çözülmesi lazım. Bir ülkeyi süratle büyütmek ve kalkındırmak istiyorsanız demokrasiyi gerçek manada getireceksiniz. Bunu yaparsanız her insanın can ve mal güvenliği olur. Bu, yatırımcının yatırım yapması demektir. Artık hiç kimse önünü nazaranmediği için yatırım da yapılmıyor dikkat ederseniz zira Türkiye’de can ve mal güvenliği yok. Yarın birisi gelip benim malıma çökerse ne olacak? Var ya, marinaya çöktüler örneğin. Diyor ki periyodun İçişleri Bakanı ‘Biz burayı almasaydık mafya gelip çökecekti.’ Akıl alacak şey değil. Mafyanın gelip çökeceğini eski İçişleri Bakanının itiraf etmesi, devlette siyasetle mafya içinde önemli bir iş birliğinin olduğunu da gösteriyor. Demokrasiyi sağlamlaştırdığıniz vakit kayıt dışı ekonomiyi de sonlandırmış oluyorsunuz.”
‘OLAĞANÜSTÜ BİR KAYIT DIŞI İKTİSAT VAR’
Şu anda Türkiye’de olağanüstü bir kayıt dışı iktisat olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bunun koç başlığını da uyuşturucu baronlarının yaptığı görüşünü lisana getirdi. Kılıçdaroğlu, “Düşünün Brezilya’dan bir gemiye 5 ton kokain bindiriliyor, yakalanıyor, Türkiye’ye gelecek, kime geleceği belirli değil. Sormuyorlar, milyar dolarlar bu sayılar. İzmit Dilovası’nda, Mersin’de yakalanan kokainlerle ilgili hiç soruşturma bile açılmadı” dedi.
Türkiye’nin katma pahası yüksek eserler üretmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, teknoloji ihtilalinin kaçırılmaması gerektiğini söylemiş oldu.
Bingöl’ün Genç ilçesinde, çocukluk devrinde yaşadığı bir bayram anısını da anlatan Kılıçdaroğlu, tüm halkın bayramını da kutladı. (ANKARA-AA)
Şu anda Türkiye’de olağanüstü bir kayıt dışı iktisat olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunun koç başlığını da uyuşturucu baronlarının yaptığını söylemiş oldu. CHP başkanı, iktidara gelmeleri durumunda İstanbul Mukavelesi’ni bir hafta ortasında bir daha yürürlüğe koyacaklarını da bir dahaledi.
ODTÜ’LÜ GENÇLERLE BULUŞTU
Kılıçdaroğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencilerinin kurduğu ‘Kadesh Agenda’ mecmuasının muharriri gençlerle kahvaltıda buluştu. Kılıçdaroğlu, öğrencilerin gündeme ait sorularını yanıtladı.
Gençlere siyasete girme davetinde bulunan Kılıçdaroğlu, 6 milyon 300 bin gencin birinci defa sandığa gideceğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki seçimlerde 6 milyon 300 bin genç sandığa gidip nasıl bir Türkiye istediğini göstermeli. Kendi beklentilerine uygun bir partiye oyunu vermeli, kuvvetli bir değişime imza atmalı” diye konuştu.
‘YÖK KALDIRILMALI’
Bir öğrencinin üniversite özerkliği ve Yükseköğretim Konseyi (YÖK) konusundaki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
“Eğer biz bu ülkeye gerçek manada demokrasiyi getirmek istiyorsak yapacağımız birinci şey Türk hukuk sistemini darbe hukukundan temizlemek. YÖK ne vakit geldi, 12 Eylül’de üniversiteleri terbiye etmek için geldi. Şayet biz gerçek manada demokrasi istiyorsak üniversiteler üstündeki baskıyı kaldırmamız gerekiyor. Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Üniversitelerde niyete hudut getirilmez, en ters fikirler bile rahatlıkla lisana getirilmeli. YÖK’ün kaldırılması lazım. YÖK kaldırıldıktan daha sonra üniversitelerin bir daha kendi külçeşidini oluşturabileceği atmosferin yaratılması gerekiyor. Üniversite farklı bir dünya. Üniversite kendi rektörünü kendisi seçebilmeli, üniversite öğrencilerinin idarede kelam sahibi olabilmesi lazım. Üniversiteler üzerinde önemli baskı var, en tipik örneği Boğaziçi Üniversitesi.”
‘ASKERİ ÖĞRENCİLER MAHPUSTAN ÇIKARILMALI’
FETÖ davalarında yargılanan askeri öğrencilere ait soru üzerine Kılıçdaroğlu, adalet teriminin hayli soylu bir kavram olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Adaletin olduğu yerde en azından beşerler özgürlüklerini rahatlıkla yaşayabilirler, o niçinle adaleti hepimiz yaşatmak zorundayız. Askeri öğrencilerin durumu son derece dramatik. Bunlar uzun müddettir hapisteler. Asla hakikat bulmuyorum, yanlış bu. Askerlik yapan birisi şunu fazlaca düzgün bilir, sizin yaşınızın, aldığınız eğitimin hiç bir değeri yok orada. Kumandan buyruk verir, siz o emre uymak zorundasınız. Askerliğin kendine has kuralları var, bu her yerde birebirdir. Bunların kumandanlarını, talimatı verenleri mahpusa atacaksın sen, öğrenciden ne istiyorsun? Bu arkadaşları mahpustan çıkarmak lazım. Siyaseti kin ve intikam üzerine kuramazsınız.”
‘1 HAFTADA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE DÖNERİZ’
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair soruyu da karşılık verdi. Bu mukavelenin parlamentodan oy birliği ile çıktığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları lisana getirdi:
“Erdoğan ne olduğuysa bir gece yarısı, bir kararnameyle İstanbul Mukavelesi’ni iptal ettiğini ilan etti. 600 milletvekilinin onay verdiği kanunu bir kişinin iradesiyle siz yürürlükten kaldıramazsınız. bu biçimde Meclisi kapatın. Buna yönelik dava açıldı lakin ne yazık ki reddedildi. Türkiye genelinde 306 bayan örgütü var, olayı bir AK Parti-CHP çatışmasından uzak görüp bayan hareketinin öne çıkmasını istedik. Olayı bir iki parti içindeki arbedenin ötesine taşımamız lazım, bayanların kendi hakkını savunması lazım. Ancak ben inanıyorum, şayet hakikaten 6 milyon 300 bin gencin oyuyla iktidar yolu açılırsa, birinci bir hafta ortasında bir kararname ile İstanbul Mukavelesi’ni yürürlüğe koyacağız. Ben Danıştayın verdiği sonucun da hukuksuz olduğuna inanıyorum. Adalet yoktur burada. Ancak bayanlar bu uğraşlarını sürdürecektir.”
‘VİCDANİ RETÇİLERİ TUTUKLAMAK YANLIŞSIZ DEĞİL’
İktidar olmaları durumunda mecburî askerlikle ilgili bir çalışma yapmayı düşünüp düşünmedikleri istikametindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, dünyada ordusu olmayan hiç bir ülke bulunmadığına dikkati çekti. Orduların kendi kuralları olduğuna ve bunların da ülkeden ülkeye değişmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Emir komuta zinciri vardır. Askeri dünyada gri renk yoktur. Vicdani ret olayı son senelerda yüklü olarak gündeme gelen bir olay. Kamuoyunda tartışılabilir. Muhakkak bir olgunluğa ulaşabilir. Siyaset kurumu bunu dikkate alabilir. Ancak bunun muhakkak bir olgunluğa ulaşması lazım. Lakin vicdani rette bulundu yahut onu savundu diye insanları tutuklamak, gözaltına almak asla yanlışsız değil. Her fikrin kendi ortasında saygınlığı vardır. Siyaset kurumu da her kanıya kulak kabartmak lazım. Bu çerçevede olayın değerlendirilmesinden yanayım.” diye konuştu.
‘EUROVISION’DAN ÇEKİLMEK TÜRKİYE’NİN AYIBI’
CHP önderi, Türkiye’nin Eurovision müzik yarışından çekilmesine yönelik bir soruyu yanıtlarken de “Eurovision müzik yarışı olur, niçin olmasın. Türkiye’nin çekilmesi aslında Türkiye’nin ayıbıdır” dedi ve ekledi:
“Sanatçılarımız gidecek, orada müziklerini, türkülerini söyleyecek, ülkeler oy verecek, birisi kazanacak. Bu bir müsabakadır aslına bakarsanız. Burada Türkiye’deki sanatkarların memleketler arası müsabakalara katılmaları, ödül almaları, Türkiye’nin isminin bütün dünyada duyulmasına niye olur. Buna dış siyasette yumuşak güç deniyor. Tankla, topla, silahla saygınlık kazanılmıyor. Lakin bir yazarınızın Nobel mükafatı alması ve bunun kitabının bütün dünyada çeviri edilip yayımlanması Türkiye’nin yumuşak gücünü gösterir. Bir sinema sinemanızın dünyanın bütün sinemalarında gösterilmesi olağanüstü bir olaydır. Türkiye’yi aslında dünyaya tanıtacak olan da budur. Siz, Eurovision müzik müsabakasından çekiliyorsunuz. Aklın alacağı şey değil. Niçin çekiliyorsunuz? Bu büsbütün sanattan ve kültürden korkmaktan kaynaklanıyor. halbuki sanat ve kültür insanın tabiatında olan bir şeydir.”
‘TÜRKİYE BU ATMOSFERDEN ÇIKMALI’
Kılıçdaroğlu, bir gencin sorusu üzerine özel hayatın kapalılığının temel olduğunu söylemiş oldu. Darbe anayasasının bile bunu değiştirmediğini söz eden Kılıçdaroğlu, “Size ne kişinin özel hayatından. Toplumsal devlet olarak bizim vazifemiz o kişinin işi var mı yok mu, ömründen memnun mu değil mi… Kişinin özel hayatı devletin alanına girmez. Devletin alınanına girdiği andan itibaren baskıcı bir devlet imgesi vermiş olursunuz” dedi.
Gençlerle bir anısını da paylaşan Kılıçdaroğlu, hesap uzmanlığı imtihanını kazandıktan daha sonra kelamlı imtihana girmedilk evvel berbere gidip favorilerini kısalttırdığını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Toplumun içine sokulduğu atmosferi düşünebiliyor musunuz? Bu atmosferden Türkiye’nin çıkması lazım. Saçının rengi, yok tıraş oldun, dışarıda kahkaha attın, bunlardan siz ne kardeşim. Siyasetin konusu değil ki bunlar. Toplumu ayrıştırmak siyasetçinin işi değildir, siyasetçinin işi toplumu kaynaştırmak olmalı. Eurovision müzik yarışına da Türkiye girmeli. Yalnızca ona değil aslında, ne kadar müsabaka var ise girmeli” diye konuştu.
‘DIŞ SİYASET 180 DERECE DEĞİŞMELİ’
Kılıçdaroğlu, dış siyasete dönük bir soru üzerine iktidarın dış siyasetinin yanlış olduğunu savunarak şunları kaydetti. “Bugün izlenen dış siyasetin tam 180 derece değişmesi lazım. Bu dış siyaset Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırdı. Yalnızca Avrupa’da, Uzak Doğu’da değil Orta Doğu coğrafyasında Türkiye yalnız kaldı, yalnızlaştırıldı. İzlenen dış siyasetin bize faturası epey ağır oldu. Doğu Akdeniz’deki karbon yataklarının çıkarılması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na dahil edilmemesi, KKTC’nin burada dikkate alınmaması, bizim haklarımızın teslim edilmemesi, Mısır’ın, Yunanistan’ın, Filistin’in, Ürdün’ün, İsrail’in Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nda bir ortaya gelmeleri ve bizim burada kelam sahibi olmamamız epeyce büyük kayıplar doğruyor. Bu niçinle bu siyasetin değişmesi lazım.”
‘EN BÜYÜK ACI HAYAT STANDARTINDAKİ GERİLEMEDİR’
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki gelir dağılımına ait bir soru üzerine, gelir dağılımındaki bozulmanın toplumdaki huzursuzluğun ana kaynağı olduğunu söylemiş oldu.
Gelir dağılımın olabildiğince istikrarlı olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de son 10 yılda gelir dağılımında hayli büyük dengesizlikler çıktı. Mevduat hesaplarına bakarsanız o dengesizliği daha net görürsünüz. Bunu önlemek bütün devletlerin bakılırsavi. Bunun yolu istihdam yaratmaktır. Herkes kesinlikle gelir elde edebileceği bir alanda çalışmalıdır.” diye konuştu.
Üç yıl evvel kişi başına ulusal gelirin 12 bin dolar olduğunu, bugün ise 7 bin dolara kadar gerilediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
“En büyük acı, kişinin hayat standardındaki gerilemedir. Gelir dağılımını bozan temel etmen işsizliktir. 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu genç işsiz var. Ayrıyeten 10 milyonun üzerinde işsizimiz var. Bunun çözülmesi lazım. Bir ülkeyi süratle büyütmek ve kalkındırmak istiyorsanız demokrasiyi gerçek manada getireceksiniz. Bunu yaparsanız her insanın can ve mal güvenliği olur. Bu, yatırımcının yatırım yapması demektir. Artık hiç kimse önünü nazaranmediği için yatırım da yapılmıyor dikkat ederseniz zira Türkiye’de can ve mal güvenliği yok. Yarın birisi gelip benim malıma çökerse ne olacak? Var ya, marinaya çöktüler örneğin. Diyor ki periyodun İçişleri Bakanı ‘Biz burayı almasaydık mafya gelip çökecekti.’ Akıl alacak şey değil. Mafyanın gelip çökeceğini eski İçişleri Bakanının itiraf etmesi, devlette siyasetle mafya içinde önemli bir iş birliğinin olduğunu da gösteriyor. Demokrasiyi sağlamlaştırdığıniz vakit kayıt dışı ekonomiyi de sonlandırmış oluyorsunuz.”
‘OLAĞANÜSTÜ BİR KAYIT DIŞI İKTİSAT VAR’
Şu anda Türkiye’de olağanüstü bir kayıt dışı iktisat olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bunun koç başlığını da uyuşturucu baronlarının yaptığı görüşünü lisana getirdi. Kılıçdaroğlu, “Düşünün Brezilya’dan bir gemiye 5 ton kokain bindiriliyor, yakalanıyor, Türkiye’ye gelecek, kime geleceği belirli değil. Sormuyorlar, milyar dolarlar bu sayılar. İzmit Dilovası’nda, Mersin’de yakalanan kokainlerle ilgili hiç soruşturma bile açılmadı” dedi.
Türkiye’nin katma pahası yüksek eserler üretmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, teknoloji ihtilalinin kaçırılmaması gerektiğini söylemiş oldu.
Bingöl’ün Genç ilçesinde, çocukluk devrinde yaşadığı bir bayram anısını da anlatan Kılıçdaroğlu, tüm halkın bayramını da kutladı. (ANKARA-AA)