kunteper
Member
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu biçimde:
Türkiye’nin bir değişime, dönüşüme, akılcı siyasetlere muhtaçlığı var.
birlikte, bir arada yapacağız. Pürüzler çıkartabilirler. Yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.
Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok CHP’ye yakışır. Fiyat istikrarından sorumlu olan kim: Yasaya göre Merkez Bankası. Sıcak siyaset Merkez Bankası’na müdahale ediyor. Onların sağlıklı karar almasını engelliyor
Merkez Bankası’nın kendi kültürü var. Dışarıdan eleman getirmek hakikat değil. Külçeşidini yok eder. Unutmadık, Merkez Bankası’nın kasasından alınan 128 milyar doların Maliye Bakanı’na bırakıldığı süreci unutmadık.
Hangi kurla kime satıldığını bilmiyoruz.
Rezervdeki 123 milyar doların 1 centi bile Merkez Bankası’na ilişkin değil. 128 milyar dolar kime gitti? Kim aldı? Satışını Merkez Bankası değil kendisi yaptı.
Yarın zeytinin fiyatı ne olacak belirli değil. Herkes artırım bekliyor. Merkez Bankası’nın kullanacağı araçları direkt kendisi belirler diyor yasa. Saray karar almasını engelliyor.
Tefecilere hizmet eden bir siyasi iktidar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iktisadını düzeltemez.
Yalnızca ve yalnızca tefeci bölümüne hizmet eder.
Türk lirası kar üzere eriyor. Merkez Bankası’nın dolar satması lazım. Kendi doları yok ki satsın. Diğerinin. Satamıyor.
Dönemi iktidarımızda Merkez Bankası’nın nasıl çalıştığını, sıcak siyasetin nasıl müdahale etmediğini, iktisadın nasıl düzeldiğini goreceksiniz.
Bir görüntü paylaştım. Devlet memurlarınıza misyonunuzu yapın dedim. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin memurlarısınız. Pazartesi kim yasa dışı talimat verirse orada durun ve yapmayın.
BULUNMAZSANIZ NAMERTSİNİZ
Onlar malı gdolayırken bunları söylemiş oldum Saray ve şurekası baştan aşağı bunları söylemiş oldu: Vesayetmiş, darbeci zihniyetmiş. Allah akıl fikir versin. Hırsızlığa bulaşmayın dedim. Savcılığa kabahat duyurusunda bulunacaklarmış bulunmazsanız namertsiniz.
Saray’ın baş memuru var. Fuat Beyefendi. Vesayet ve paralel yapı oluşturmaya çalışıyormuşum. Çalışanlarımızın diyor. Kimsin sen? Devlet memuru ne vakitten beri çalışanlarınız oluyor. Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun. Devletin memuru milletin işini yapar. Kullandığım her cümlenin kanunda yeri vardır.
Gideceksin Erdoğan ailesinin vakfından torpil yapacaksın, devlete yerleşeceksin. Biz bunu yapınca kıyamet kopacak. Bürokratlar buyruk aldık diyebilir. Yasa dışı buyruğu yapmayacaksın. Kanun bunu söylüyor.
TEHDİT EDİYORUM
Saray’ın avukatları savcılara hata duyurusunda bulunmuşlar. ‘Hırsızlık yapmayın’ diyorum, ‘hakaret’ diyorlar. Demek ki ‘hırsızlık yapın’ desem hiç bir şey olmayacak.
Yasal ölçüler ortasında çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Kim devlete hizmet ediyorsa başımın üstünde yeri vardır. Fakat mafyatik alakalara girenleri tehdit ediyorum. Kimsenin hakkını yedirmeyeceğim.
Erdoğan ailesinin vakıflarının ister devletten, ister belediyeden, ister vatandaşlardan, ister kira gelirlerinden ne kadar para topladığını bilmiyoruz. Diğer ülkenin hazine sitesinde bunlar müellif.
Vakıf kamu için çalışır. Vakıfta çalışanlar istekli olarak çalışırlar. Yoksul öğrencilere burs verirler, imkanlar sağlarlar. Erdoğan ve ailesinin kurduğu vakıflar 83 milyondan ne kadar para topladı bilen var mı? Yok.
Bir Cumhurbaşkanının oğlu, babasının mevkisini bilerek davranmak zorundadır. Oğlu gidip de MEB bürokratlarını toplayıp ulusal eğitim siyaseti anlatıyorsa bir sorun vardır. Kimsin sen?
Anayasanın 138. Unsuru var ‘yargıya talimat verilemez’ diyor. Erdoğan ailesinin kurduğu TÜGVA’ya taşınmaz tahsil edilmiş. Belediye de itiraz ediyor, mahkeme ‘gayrimenkulü iade edin’ diyor. Polise talimat verip yargı sonucunın uygulanması engelleniyor.
İktidarımızda kelamlı imtihan kalkacak. Kim KPSS’den kazandıysa gelip yerleşecek.
Bir Cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete adam yerleştiremez. Cumhurbaşkanının oğluna ulaşamayan garibanlar ne yapsın? bu biçimde kamuya yerleşen kişi devletin değil, Saray’ın memurudur.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu biçimde:
Türkiye’nin bir değişime, dönüşüme, akılcı siyasetlere muhtaçlığı var.
birlikte, bir arada yapacağız. Pürüzler çıkartabilirler. Yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.
Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok CHP’ye yakışır. Fiyat istikrarından sorumlu olan kim: Yasaya göre Merkez Bankası. Sıcak siyaset Merkez Bankası’na müdahale ediyor. Onların sağlıklı karar almasını engelliyor
Merkez Bankası’nın kendi kültürü var. Dışarıdan eleman getirmek hakikat değil. Külçeşidini yok eder. Unutmadık, Merkez Bankası’nın kasasından alınan 128 milyar doların Maliye Bakanı’na bırakıldığı süreci unutmadık.
Hangi kurla kime satıldığını bilmiyoruz.
Rezervdeki 123 milyar doların 1 centi bile Merkez Bankası’na ilişkin değil. 128 milyar dolar kime gitti? Kim aldı? Satışını Merkez Bankası değil kendisi yaptı.
Yarın zeytinin fiyatı ne olacak belirli değil. Herkes artırım bekliyor. Merkez Bankası’nın kullanacağı araçları direkt kendisi belirler diyor yasa. Saray karar almasını engelliyor.
Tefecilere hizmet eden bir siyasi iktidar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iktisadını düzeltemez.
Yalnızca ve yalnızca tefeci bölümüne hizmet eder.
Türk lirası kar üzere eriyor. Merkez Bankası’nın dolar satması lazım. Kendi doları yok ki satsın. Diğerinin. Satamıyor.
Dönemi iktidarımızda Merkez Bankası’nın nasıl çalıştığını, sıcak siyasetin nasıl müdahale etmediğini, iktisadın nasıl düzeldiğini goreceksiniz.
Bir görüntü paylaştım. Devlet memurlarınıza misyonunuzu yapın dedim. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin memurlarısınız. Pazartesi kim yasa dışı talimat verirse orada durun ve yapmayın.
BULUNMAZSANIZ NAMERTSİNİZ
Onlar malı gdolayırken bunları söylemiş oldum Saray ve şurekası baştan aşağı bunları söylemiş oldu: Vesayetmiş, darbeci zihniyetmiş. Allah akıl fikir versin. Hırsızlığa bulaşmayın dedim. Savcılığa kabahat duyurusunda bulunacaklarmış bulunmazsanız namertsiniz.
Saray’ın baş memuru var. Fuat Beyefendi. Vesayet ve paralel yapı oluşturmaya çalışıyormuşum. Çalışanlarımızın diyor. Kimsin sen? Devlet memuru ne vakitten beri çalışanlarınız oluyor. Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun. Devletin memuru milletin işini yapar. Kullandığım her cümlenin kanunda yeri vardır.
Gideceksin Erdoğan ailesinin vakfından torpil yapacaksın, devlete yerleşeceksin. Biz bunu yapınca kıyamet kopacak. Bürokratlar buyruk aldık diyebilir. Yasa dışı buyruğu yapmayacaksın. Kanun bunu söylüyor.
TEHDİT EDİYORUM
Saray’ın avukatları savcılara hata duyurusunda bulunmuşlar. ‘Hırsızlık yapmayın’ diyorum, ‘hakaret’ diyorlar. Demek ki ‘hırsızlık yapın’ desem hiç bir şey olmayacak.
Yasal ölçüler ortasında çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Kim devlete hizmet ediyorsa başımın üstünde yeri vardır. Fakat mafyatik alakalara girenleri tehdit ediyorum. Kimsenin hakkını yedirmeyeceğim.
Erdoğan ailesinin vakıflarının ister devletten, ister belediyeden, ister vatandaşlardan, ister kira gelirlerinden ne kadar para topladığını bilmiyoruz. Diğer ülkenin hazine sitesinde bunlar müellif.
Vakıf kamu için çalışır. Vakıfta çalışanlar istekli olarak çalışırlar. Yoksul öğrencilere burs verirler, imkanlar sağlarlar. Erdoğan ve ailesinin kurduğu vakıflar 83 milyondan ne kadar para topladı bilen var mı? Yok.
Bir Cumhurbaşkanının oğlu, babasının mevkisini bilerek davranmak zorundadır. Oğlu gidip de MEB bürokratlarını toplayıp ulusal eğitim siyaseti anlatıyorsa bir sorun vardır. Kimsin sen?
Anayasanın 138. Unsuru var ‘yargıya talimat verilemez’ diyor. Erdoğan ailesinin kurduğu TÜGVA’ya taşınmaz tahsil edilmiş. Belediye de itiraz ediyor, mahkeme ‘gayrimenkulü iade edin’ diyor. Polise talimat verip yargı sonucunın uygulanması engelleniyor.
İktidarımızda kelamlı imtihan kalkacak. Kim KPSS’den kazandıysa gelip yerleşecek.
Bir Cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete adam yerleştiremez. Cumhurbaşkanının oğluna ulaşamayan garibanlar ne yapsın? bu biçimde kamuya yerleşen kişi devletin değil, Saray’ın memurudur.