kunteper
Member
CHP Genel Lideri Kemal Kılılçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlıyor.
CHP önderi “İnadına inadına demokrasinin bütün kurallarını bu ülkeye getirmek için uğraş edeceğiz. Bu ülkenin halkı demokrasi, yargı bağımsızlığı istiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyleki:
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyleki:
Anadolu’da hoş bir kelam vardır. Zalimin erken gitmesi için zulmün artsın derler. Saray iktidarının da yaptığı bu. Tek kişilik hükümet. Yasama, yargı kendisine bağlı, yürütme organının başında. İstediği yere hakim atayıp, istediği yargıçtan karar çıkartabiliyor. Kendisinin önüne çıkacak mahzurların, İstanbul’un rantlarını devşirmek istiyor. İstanbul’u kaybetmesi onun için yara oldu. Zira ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti. İstanbul’u kaybetti, artık Türkiye’yi de kaybediyor.
Normalde olması gereken yargının bağımsız olmasıdır. Yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdanına bakılırsa değil saraydan gelen talimata nazaran karar veriyor. Bu ulusal iradeye darbedir. Bu tablo bizim alışkın olmadığımız, demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Bu tablo maalesef Türkiye’de etap evre hayata geçiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Liderimiz emsal bir tablo ile karşılaşmıştı. Ona da 100 küsür yıl ceza isteniyordu. İstanbul Vilayet Liderimize siyasi yasak getirildi. Sanıyorlar ki CHP, CHP başkanı geri adım atar. Asla ve asla zalimin karşısında bir milim geri adım atmayacağız. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin halkı demokrasiye aşıktır.
Daha evvelki duruşmada yargıç ‘YSK ile ilgisi yok bunun’ diyor. Gülşah İnce de şahit olarak inceleniyor, ‘Soylu ile ilgili soru sordum bu yanıtı aldım’ diyor. Artık bunu diğer bir olayla temas kurup İstanbul Büyükşehir Belediye liderini cezalandırmak istiyorlar. Sayın İmamoğlu’na ‘Sakın üzülme, senin sorumluluğun var 16 milyon seni dirençle, kararlılıkla görmek istiyor’ dedim.
Demokrasi ismine, ülkem ismine üzüldüm. Olay bir kişi olayı değil demokrasi, insan hakları, ulusal iradeye hürmet olayıdır. Bunları düşündüğünüz vakit öteden beri gelen bir müddetç var. Bu süreç kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım Türkiye yanabilir… Ortamızda dağlar kadar fark var.
Siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. Artık bunu basamak evre hayata geçirmeye çalışıyorlar. Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların gücünü gerilerine alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bizde halkın gücünü, iradesini kazanmak istiyoruz. Halkın iradesi pahalıdır. Halkın iradesine darbe yapan bir anlayış demokraside yoktur. 16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir.
İstinaf ve Yargıtay yoluna gidilecek. Hala bu ülkede hakkın, hukukun ne olduğunu bilen, namuslu ve yürekli yargıçlarımız var. Biz o yargıçlarımıza, yargıçlarımıza güveniyoruz. Adalet kurumuna en büyük ziyan verenlerin iradelerini ipotek eden yargıçlar olduğunu lisana getiriyorlar. niye İstinaf’tan dönmesin. Bu ülkede adalet var ise dönecektir. Ne demek dönmez? Şayet hakikaten ülkede adaletin zerreciği kaldıysa dönecektir.
Elini vicdanına koyan bir yargıç, bir belediye liderini bir sözü ötürüsıyla hem mahkumiyet hem siyasi yasaklı pozisyonuna getiriyorsunuz. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok. Bunun sağı, solu yok. Bu iş insan hakları, demokrasi olayıdır. Bütün bunlara karşın biz uğraşımızı sürdüreceğiz. Bu çaba bununla birlikte bir demokrasi gayretidir. İstanbul Vilayet Liderimiz siyasi yasaklı hale getirildiğinde sahip çıktık, bugünde yarında çabayı vereceğiz.
Osman Kavala niçin içeride AİHM sonucuna karşın? Selahattin Demirtaş yargı sonucuna karşın niye içeride? Avukatlar içeride. Askeri öğrenciler içeride, öğrenciler darbe mi yapar? Buna benzeri haksızlıklar var. Türkiye’de bir değişim, dönüşüm yaşanıyor. Türkiye’de demokrasinin nasıl olduğunu nazaranceksiniz. Göstereceğiz.
sonucun onanacağı biçiminde bir fikre sahip değilim. Bu ülkenin namuslu yargıçları, savcıları var. Bu adaletsizliğe ‘dur’ diyeceklerdir. Vicdan sahibi olan her yargıç, bunun ne kadar haksız bir uygulama olduğunu fark eder.
Bir partili nasıl olur da hakim koltuğuna oturabilir? Bunlar gerçek değil. Bir hakim yahut savcı seçime girmek isteyebilir. İstifa edip. Seçimi kazanırsa aslına bakarsanız milletvekili, kazanırsa geri dönemiyor. Bu unsur var. Bu unsura karşın bir küme hakim ve savcı aldılar, kendi partilerinde üyelik, vilayet başkanlığı, ilçe başkanlığı yapmış insanları hakim, savcı koltuğuna oturttular. HSK’nın, bakanlığın ‘dur’ demesi lazım. Diyemediler. HSK’nın da bağımsız iradesi yok. Bugün Erdoğan ne dese onlar altına şartsız imza atarlar. Bütün bunlara karşın kilit noktalarda bunlar ancak onların altında fazilet, ahlak sahibi adalet ordusu var.
(Bu davanın bu biçimde sonuçlanacağını varsayım ediyor muydunuz?) Emin olun hayır. Yargıcın tutanaklara geçen ‘Bu tabir Soylu’ya söylenmiştir’ tabiri var. Bunun üzerine beraat beklersiniz. Karar açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Ertelense bile beraat çıkacağını düşünüyordum.
Odatv.com
CHP önderi “İnadına inadına demokrasinin bütün kurallarını bu ülkeye getirmek için uğraş edeceğiz. Bu ülkenin halkı demokrasi, yargı bağımsızlığı istiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyleki:
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyleki:
Anadolu’da hoş bir kelam vardır. Zalimin erken gitmesi için zulmün artsın derler. Saray iktidarının da yaptığı bu. Tek kişilik hükümet. Yasama, yargı kendisine bağlı, yürütme organının başında. İstediği yere hakim atayıp, istediği yargıçtan karar çıkartabiliyor. Kendisinin önüne çıkacak mahzurların, İstanbul’un rantlarını devşirmek istiyor. İstanbul’u kaybetmesi onun için yara oldu. Zira ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti. İstanbul’u kaybetti, artık Türkiye’yi de kaybediyor.
Normalde olması gereken yargının bağımsız olmasıdır. Yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdanına bakılırsa değil saraydan gelen talimata nazaran karar veriyor. Bu ulusal iradeye darbedir. Bu tablo bizim alışkın olmadığımız, demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Bu tablo maalesef Türkiye’de etap evre hayata geçiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Liderimiz emsal bir tablo ile karşılaşmıştı. Ona da 100 küsür yıl ceza isteniyordu. İstanbul Vilayet Liderimize siyasi yasak getirildi. Sanıyorlar ki CHP, CHP başkanı geri adım atar. Asla ve asla zalimin karşısında bir milim geri adım atmayacağız. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin halkı demokrasiye aşıktır.
Daha evvelki duruşmada yargıç ‘YSK ile ilgisi yok bunun’ diyor. Gülşah İnce de şahit olarak inceleniyor, ‘Soylu ile ilgili soru sordum bu yanıtı aldım’ diyor. Artık bunu diğer bir olayla temas kurup İstanbul Büyükşehir Belediye liderini cezalandırmak istiyorlar. Sayın İmamoğlu’na ‘Sakın üzülme, senin sorumluluğun var 16 milyon seni dirençle, kararlılıkla görmek istiyor’ dedim.
Demokrasi ismine, ülkem ismine üzüldüm. Olay bir kişi olayı değil demokrasi, insan hakları, ulusal iradeye hürmet olayıdır. Bunları düşündüğünüz vakit öteden beri gelen bir müddetç var. Bu süreç kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım Türkiye yanabilir… Ortamızda dağlar kadar fark var.
Siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. Artık bunu basamak evre hayata geçirmeye çalışıyorlar. Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların gücünü gerilerine alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bizde halkın gücünü, iradesini kazanmak istiyoruz. Halkın iradesi pahalıdır. Halkın iradesine darbe yapan bir anlayış demokraside yoktur. 16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir.
İstinaf ve Yargıtay yoluna gidilecek. Hala bu ülkede hakkın, hukukun ne olduğunu bilen, namuslu ve yürekli yargıçlarımız var. Biz o yargıçlarımıza, yargıçlarımıza güveniyoruz. Adalet kurumuna en büyük ziyan verenlerin iradelerini ipotek eden yargıçlar olduğunu lisana getiriyorlar. niye İstinaf’tan dönmesin. Bu ülkede adalet var ise dönecektir. Ne demek dönmez? Şayet hakikaten ülkede adaletin zerreciği kaldıysa dönecektir.
Elini vicdanına koyan bir yargıç, bir belediye liderini bir sözü ötürüsıyla hem mahkumiyet hem siyasi yasaklı pozisyonuna getiriyorsunuz. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok. Bunun sağı, solu yok. Bu iş insan hakları, demokrasi olayıdır. Bütün bunlara karşın biz uğraşımızı sürdüreceğiz. Bu çaba bununla birlikte bir demokrasi gayretidir. İstanbul Vilayet Liderimiz siyasi yasaklı hale getirildiğinde sahip çıktık, bugünde yarında çabayı vereceğiz.
Osman Kavala niçin içeride AİHM sonucuna karşın? Selahattin Demirtaş yargı sonucuna karşın niye içeride? Avukatlar içeride. Askeri öğrenciler içeride, öğrenciler darbe mi yapar? Buna benzeri haksızlıklar var. Türkiye’de bir değişim, dönüşüm yaşanıyor. Türkiye’de demokrasinin nasıl olduğunu nazaranceksiniz. Göstereceğiz.
sonucun onanacağı biçiminde bir fikre sahip değilim. Bu ülkenin namuslu yargıçları, savcıları var. Bu adaletsizliğe ‘dur’ diyeceklerdir. Vicdan sahibi olan her yargıç, bunun ne kadar haksız bir uygulama olduğunu fark eder.
Bir partili nasıl olur da hakim koltuğuna oturabilir? Bunlar gerçek değil. Bir hakim yahut savcı seçime girmek isteyebilir. İstifa edip. Seçimi kazanırsa aslına bakarsanız milletvekili, kazanırsa geri dönemiyor. Bu unsur var. Bu unsura karşın bir küme hakim ve savcı aldılar, kendi partilerinde üyelik, vilayet başkanlığı, ilçe başkanlığı yapmış insanları hakim, savcı koltuğuna oturttular. HSK’nın, bakanlığın ‘dur’ demesi lazım. Diyemediler. HSK’nın da bağımsız iradesi yok. Bugün Erdoğan ne dese onlar altına şartsız imza atarlar. Bütün bunlara karşın kilit noktalarda bunlar ancak onların altında fazilet, ahlak sahibi adalet ordusu var.
(Bu davanın bu biçimde sonuçlanacağını varsayım ediyor muydunuz?) Emin olun hayır. Yargıcın tutanaklara geçen ‘Bu tabir Soylu’ya söylenmiştir’ tabiri var. Bunun üzerine beraat beklersiniz. Karar açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Ertelense bile beraat çıkacağını düşünüyordum.
Odatv.com