kunteper
Member
ANKARA- AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, aracını durduran polis memurlarına hakaret içeren sözler sarf ettiği imgeler ortaya çıktı. Mersin Valiliği, polislerin açığa alınmasıyla sonuçlanan imgeleri paylaşan CHP’li Ali Yetenekli Başarır’ın olayı çarpıttığını tez ederken, AK Partili Yılmaz kelamları niçiniyle “milletten” özür diledi.
Yargıtay tarafınca kapatılan, dava süreci Anayasa Mahkemesi’nde devam eden Emniyet- Sen Genel Lideri Faruk Sezer, kelam konusu olayı 5 Ağustos tarihinde gündeme taşımaya çalıştığını ama kamuoyunca ilgi gösterilmediğini söylemiş oldu. Olayın akabinde açığa alınan polislerle ve yetkililerle görüştüğünü belirten Sezer, yaşananların perde ardını anlattı, “Memurları kimse dinlemiyor “dedi.
Emniyet- Sen Genel Lideri Faruk Sezer
‘MİLLETVEKİLİNİN ARACI DUR İHTARINA UYMADAN KAÇIYOR’
Mersin Valiliği’nin yaptığı açıklamanın hakikat olmadığını belirten Faruk Sezer, 18 Temmuz 2021’de tarihinde polislerin açığa alınmasıyla sonuçlanan olaya ait polis teşkilatı içerisinde görüşmeler yaptığını söylemiş oldu. Milletvekili Yılmaz’ın aracının Çeşmeli otobanında yüksek bir süratle, trafiği tehlikeye sokacak biçimde ilerlediğini, 132 KM sürat sonu olan yerde 190 km ile seyir halinde olduğunu belirten Sezer şunları söylemiş oldu:
“Trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek diye bir hata vardır. Bu hatası işleyen bir araçtan bahsediyoruz biz. Milletvekilinin aracı için fazlaca ağır bir ihbar geliyor. Bu araç için yol kesiliyor. Bu ihbarı yapanlar, ‘Ben karşım, bu aracın içerisinde de iktidar milletvekili var, dur ben bu arabayı şikâyet edeyim’ demiyor ki. Trafik güvenliği tehlikeye düştüğü için ihbar ediyor. Bu ihbarların akabinde polis yol denetimi alıyor ve yolu kapatıyor. Milletvekilinin aracı ‘dur ihtarına’ uymadan kaçıyor.”
‘OLAYI BÜYÜTEN MİLLETVEKİLİ VE ŞOFÖRÜ’
AK Partili Yılmaz’ın aracının ‘dur’ ihtarına uymadan kaçmasının akabinde, haber merkezi olarak isimlendirilen, anonsların koordine edildiği yerden ilgili aracın plakasının anons edildiğini belirten Sezer, “Madem valilik açıklama yapıyor, anonsu da yayınlasın. Nasıl bir anons yapılmış gorelim. O anonslar silinmez” dedi.
Aracın kavşakta “zorla” durdurulduğunu belirten Sezer kelamlarını şöyleki sürdürdü: “’Ben milletvekiliyim, beni kimse durduramaz’ diyemezsin. Bu olmaz. Sen, milletvekili olduğunu durup söyleyeceksin. Kimliğini göstermek istemiyor, hakaretler ediyor. Hakaretler devam edince polis, ‘müdürümü arayayım’ diyor. Bizde evvelce bir tane padişah vardı, artık milyon tane padişah var. Milletvekilinin sürücüsü aşağıya inip polisleri tehdit ediyor, ‘kimliğini çıkar, fotoğrafını çekeceğim’ diyor. Polis kimliğinin fotoğrafını çekmek istiyor. Aslında polis, milletvekilinin kimliğini gördükten daha sonra telefon edip tutanak tutup daha sonrasında özgür bırakacak. Lakin olayı büyüten milletvekili ve sürücüsü oluyor.”
‘MEMURLARI KİMSE DİNLEMİYOR’
Olayın akabinde AK Partili Yılmaz’ın vilayet emniyet müdürünü aradığını, o tarihten üç gün evvel bakılırsave başlayan vilayet emniyet müdürünün polislerin açığa alınması sürecini başlatmış olduğunı ve valiliğin polisleri açığa aldığını söyleyen Sezer, “Memurları kimse dinlemiyor. Memurların birinci derecede amirini kimse dinlemiyor. Şu an o amirler konuşur mu konuşmaz. Olayın akabinde, birinci derece amiri ‘siz haklısınız’ diyor. İkinci derece amir ‘haklısınız’ diyor. ‘Burada yanlış olan bizim memurumuz değil’ demelerine karşın milletvekilinin ‘Bu şerefsizleri görmek istemiyorum’ demesi üzerine bu açığa alma olayı oluyor” diye konuştu.
Açığa alınan polislerle kurduğu irtibatta polis memurlarının ne kaydettiklerini sorduğumuz Sezer, “Arkadaşlarım ismine konuşmayayım, kendi görüşümü belirteyim. Bu şahıslar tombaladan çıkmış üzere oluyor. Milletvekilini kim durdurmuş olsaydı, küstahlık tıpkı olduğu için, birebir sonuçla karşılaşacaktı. O takımdan bundan evvelki ya da bir daha sonraki takım bu aracı durdurmuş olsaydı birebir aşağılamaya maruz kalacağı için tıpkı sonuç doğacaktı” sözlerini kullandı.
‘KONU VALİNİN VE AK PARTİLİ MİLLETVEKİLİNİN İSTEDİĞİ DÜZLEME GELDİ’
AK Partili Zeynep Gül Yılmaz ile polis memurları içinde yaşanan diyaloğun olduğu manzaraları birinci vakit içinderda CHP Mersin Milletvekili Ali Yetenekli Başarır toplumsal medya hesabında paylaştı. Başarır’ın görüntüyü paylaşmasıyla mevzunun siyasallaştığını belirten Sezer, “Başarır bunu paylaşmadan medyaya vermeliydi” dedi ve şunları kaydetti: “Mahir Başarır’ın birinci görüntüyü paylaşmasıyla mevzu siyasallaştı. Valinin ve AK Partili milletvekilinin istediği düzleme geldi. Artık, ‘Bu CHP’ye servis edildi, AKP’ye oynanan bir oyundur’ deniliyor. Hoppala. Ekmeğinden edilmiş, maaşının üçte ikisi kesilmiş adamlardan bahsediyoruz şu anda. Bunun çocukları mı var, eşi mi var, ailesi ne durumda bunları konuşmuyoruz. Bu haber pahası olan bir şey ve Başarır’ın bunu medyaya vermesi gerekiyordu. bu biçimde olsaydı o milletvekili bu küstah açıklamasına devam etmezdi. Hem polislere ‘şerefsiz’ deyip birebir vakitte ‘mağdurum’ diyemezdi.
‘KİM İKTİDARA GELİRSE GELSİN BİZ ŞAMAR OĞLANI OLDUK’
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın da kendisini durduran polislere yönelik, “Meclis albümüne bak fotoğrafımı gör” sözlerini kullandığını hatırlatan Sezer, geçmişte parti idarelerine milletvekillerinin tavırlarına yönelik mektuplar yazdıklarını söylemiş oldu. Siyasetçilerin polislere yönelik tavrının polisleri olumsuz etkilediğini belirten Sezer kelamlarına şöyleki devam etti: “Ömrü hayatımda Tansu Çiller’in, Demirel’in, Mesut Yılmaz’ın, Ecevit’in, Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Binali Yıldırım’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın, yani 8 farklı kişinin başbakanlık yaptığı ülkede polislik yaptım. Siyasi partim yok epeyce şükür ve partiye oy vermem. Benim için partinin A’sı, B’si yok. Kim iktidara gelirse gelsin biz şamar oğlanı olduk. Her devir polis ezildi. Zira siyasetin gölgesi altında polis amirliği yeşerir. O sebepten bir yere müdür olmak istiyorsan birileriyle düzgün geçinmen gerekir. Her periyot bu biçimde. İstersen seksen tane üniversite bitir. senelerca polis olarak kalınabilen, adil yükselmesi olmayan bir teşkilat bu teşkilat. Bu teşkilatın her vakit siyasi erk karşısında ezik bir ruh hali olmuştur. Siz inanıyor musunuz yarın CHP- DÜZGÜN Parti geldiği vakit polisler, ‘Hayat bayram olsa’ müziğini söyleye söyleye bakılırsave gidecek? Hayır. bir daha birileri tarafınca ezilecek, açığa aldırılacak.
‘BARDAĞI DOLDURAN BİZİM ÇALIŞMA SİSTEMİMİZ’
Siyasetçilerin yanı sıra, yargı mensuplarının da polislere yönelik tavrı olumsuz. Bardağı dolduran bizim çalışma sistemimiz. Sabah tıraş olup meskenden çıktığımız anda bizim bardak dolmaya başlıyor.
Bir savcıyla trafikte karşılaşıyoruz. Savcı baş savcıyı arıyor, baş savcı vilayet emniyet müdürünü arıyor, vilayet emniyet müdürü polisleri açığa alma süreçlerini başlatıyor. Bitti. Bir yargıçla karşılaşırsan daha makûs. O hâkim arkadaşını arıyor ve polisi gözaltına aldırıyor. Bu biçimle tutuklanan size 100 polis sayarım. Sorgusuz sualsiz nazaranvini yaptığı için cezaevine atıyorlar. Bir kaymakam Ege’de tatile gidiyor. Bacağında şort, ayağında parmak ortası terlik. Polise “lanlı lunlu” konuşuyor. Bir bakıyorsun bulunduğu ilçenin kaymakamını arıyor, polisi şikâyet ediyor ve kaymakam polisi açığa alıyor. Bir açığa alınma 5-6 ay sürüyor. Sen bu müddette o insanlara eksik maaş veriyorsun. Ödemesi mi var taksitleri mi var hiç bir şey yapmıyorsun, bunlar düşünülmüyor. Bu anlattıklarımın hepsi yaşanmış olaylar.”
‘MADEM RUHSAL SORUNU VARDI niye SİLAHLI ÇALIŞTIRDIN?’
Son devirde artan polis intiharlarına da değinen Sezer, “Diyorlar ki ‘psikolojik sorunu’ vardı. Madem ruhsal sorunu vardı niye onu silahlı biçimde çalıştırdın? Ruhsal sorunu olduğunu biliyordun niye rehabilite uygulamadın?” tabirlerini kullandı ve bahisle ilgili şunları söylemiş oldu: “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı ve açıklamadığı araştırmaya bakılırsa son yirmi yılda 988 polis intihar etmiş. nazaranvsel baskılar niçiniyle intiharın oranı 0.8. Yani binde 8 kişi oluyor. Bu kadar mı palavra sizin etrafınızı bürüdü? Meskeninde ailesiyle arbede ediyor. niye ediyor, nazaranvsel düşünceler yüzünden ediyor. Lakin bunlar hiç açıklanmıyor.”
Yargıtay tarafınca kapatılan, dava süreci Anayasa Mahkemesi’nde devam eden Emniyet- Sen Genel Lideri Faruk Sezer, kelam konusu olayı 5 Ağustos tarihinde gündeme taşımaya çalıştığını ama kamuoyunca ilgi gösterilmediğini söylemiş oldu. Olayın akabinde açığa alınan polislerle ve yetkililerle görüştüğünü belirten Sezer, yaşananların perde ardını anlattı, “Memurları kimse dinlemiyor “dedi.
Emniyet- Sen Genel Lideri Faruk Sezer
‘MİLLETVEKİLİNİN ARACI DUR İHTARINA UYMADAN KAÇIYOR’
Mersin Valiliği’nin yaptığı açıklamanın hakikat olmadığını belirten Faruk Sezer, 18 Temmuz 2021’de tarihinde polislerin açığa alınmasıyla sonuçlanan olaya ait polis teşkilatı içerisinde görüşmeler yaptığını söylemiş oldu. Milletvekili Yılmaz’ın aracının Çeşmeli otobanında yüksek bir süratle, trafiği tehlikeye sokacak biçimde ilerlediğini, 132 KM sürat sonu olan yerde 190 km ile seyir halinde olduğunu belirten Sezer şunları söylemiş oldu:
“Trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek diye bir hata vardır. Bu hatası işleyen bir araçtan bahsediyoruz biz. Milletvekilinin aracı için fazlaca ağır bir ihbar geliyor. Bu araç için yol kesiliyor. Bu ihbarı yapanlar, ‘Ben karşım, bu aracın içerisinde de iktidar milletvekili var, dur ben bu arabayı şikâyet edeyim’ demiyor ki. Trafik güvenliği tehlikeye düştüğü için ihbar ediyor. Bu ihbarların akabinde polis yol denetimi alıyor ve yolu kapatıyor. Milletvekilinin aracı ‘dur ihtarına’ uymadan kaçıyor.”
‘OLAYI BÜYÜTEN MİLLETVEKİLİ VE ŞOFÖRÜ’
AK Partili Yılmaz’ın aracının ‘dur’ ihtarına uymadan kaçmasının akabinde, haber merkezi olarak isimlendirilen, anonsların koordine edildiği yerden ilgili aracın plakasının anons edildiğini belirten Sezer, “Madem valilik açıklama yapıyor, anonsu da yayınlasın. Nasıl bir anons yapılmış gorelim. O anonslar silinmez” dedi.
Aracın kavşakta “zorla” durdurulduğunu belirten Sezer kelamlarını şöyleki sürdürdü: “’Ben milletvekiliyim, beni kimse durduramaz’ diyemezsin. Bu olmaz. Sen, milletvekili olduğunu durup söyleyeceksin. Kimliğini göstermek istemiyor, hakaretler ediyor. Hakaretler devam edince polis, ‘müdürümü arayayım’ diyor. Bizde evvelce bir tane padişah vardı, artık milyon tane padişah var. Milletvekilinin sürücüsü aşağıya inip polisleri tehdit ediyor, ‘kimliğini çıkar, fotoğrafını çekeceğim’ diyor. Polis kimliğinin fotoğrafını çekmek istiyor. Aslında polis, milletvekilinin kimliğini gördükten daha sonra telefon edip tutanak tutup daha sonrasında özgür bırakacak. Lakin olayı büyüten milletvekili ve sürücüsü oluyor.”
‘MEMURLARI KİMSE DİNLEMİYOR’
Olayın akabinde AK Partili Yılmaz’ın vilayet emniyet müdürünü aradığını, o tarihten üç gün evvel bakılırsave başlayan vilayet emniyet müdürünün polislerin açığa alınması sürecini başlatmış olduğunı ve valiliğin polisleri açığa aldığını söyleyen Sezer, “Memurları kimse dinlemiyor. Memurların birinci derecede amirini kimse dinlemiyor. Şu an o amirler konuşur mu konuşmaz. Olayın akabinde, birinci derece amiri ‘siz haklısınız’ diyor. İkinci derece amir ‘haklısınız’ diyor. ‘Burada yanlış olan bizim memurumuz değil’ demelerine karşın milletvekilinin ‘Bu şerefsizleri görmek istemiyorum’ demesi üzerine bu açığa alma olayı oluyor” diye konuştu.
Açığa alınan polislerle kurduğu irtibatta polis memurlarının ne kaydettiklerini sorduğumuz Sezer, “Arkadaşlarım ismine konuşmayayım, kendi görüşümü belirteyim. Bu şahıslar tombaladan çıkmış üzere oluyor. Milletvekilini kim durdurmuş olsaydı, küstahlık tıpkı olduğu için, birebir sonuçla karşılaşacaktı. O takımdan bundan evvelki ya da bir daha sonraki takım bu aracı durdurmuş olsaydı birebir aşağılamaya maruz kalacağı için tıpkı sonuç doğacaktı” sözlerini kullandı.
‘KONU VALİNİN VE AK PARTİLİ MİLLETVEKİLİNİN İSTEDİĞİ DÜZLEME GELDİ’
AK Partili Zeynep Gül Yılmaz ile polis memurları içinde yaşanan diyaloğun olduğu manzaraları birinci vakit içinderda CHP Mersin Milletvekili Ali Yetenekli Başarır toplumsal medya hesabında paylaştı. Başarır’ın görüntüyü paylaşmasıyla mevzunun siyasallaştığını belirten Sezer, “Başarır bunu paylaşmadan medyaya vermeliydi” dedi ve şunları kaydetti: “Mahir Başarır’ın birinci görüntüyü paylaşmasıyla mevzu siyasallaştı. Valinin ve AK Partili milletvekilinin istediği düzleme geldi. Artık, ‘Bu CHP’ye servis edildi, AKP’ye oynanan bir oyundur’ deniliyor. Hoppala. Ekmeğinden edilmiş, maaşının üçte ikisi kesilmiş adamlardan bahsediyoruz şu anda. Bunun çocukları mı var, eşi mi var, ailesi ne durumda bunları konuşmuyoruz. Bu haber pahası olan bir şey ve Başarır’ın bunu medyaya vermesi gerekiyordu. bu biçimde olsaydı o milletvekili bu küstah açıklamasına devam etmezdi. Hem polislere ‘şerefsiz’ deyip birebir vakitte ‘mağdurum’ diyemezdi.
‘KİM İKTİDARA GELİRSE GELSİN BİZ ŞAMAR OĞLANI OLDUK’
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın da kendisini durduran polislere yönelik, “Meclis albümüne bak fotoğrafımı gör” sözlerini kullandığını hatırlatan Sezer, geçmişte parti idarelerine milletvekillerinin tavırlarına yönelik mektuplar yazdıklarını söylemiş oldu. Siyasetçilerin polislere yönelik tavrının polisleri olumsuz etkilediğini belirten Sezer kelamlarına şöyleki devam etti: “Ömrü hayatımda Tansu Çiller’in, Demirel’in, Mesut Yılmaz’ın, Ecevit’in, Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Binali Yıldırım’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın, yani 8 farklı kişinin başbakanlık yaptığı ülkede polislik yaptım. Siyasi partim yok epeyce şükür ve partiye oy vermem. Benim için partinin A’sı, B’si yok. Kim iktidara gelirse gelsin biz şamar oğlanı olduk. Her devir polis ezildi. Zira siyasetin gölgesi altında polis amirliği yeşerir. O sebepten bir yere müdür olmak istiyorsan birileriyle düzgün geçinmen gerekir. Her periyot bu biçimde. İstersen seksen tane üniversite bitir. senelerca polis olarak kalınabilen, adil yükselmesi olmayan bir teşkilat bu teşkilat. Bu teşkilatın her vakit siyasi erk karşısında ezik bir ruh hali olmuştur. Siz inanıyor musunuz yarın CHP- DÜZGÜN Parti geldiği vakit polisler, ‘Hayat bayram olsa’ müziğini söyleye söyleye bakılırsave gidecek? Hayır. bir daha birileri tarafınca ezilecek, açığa aldırılacak.
‘BARDAĞI DOLDURAN BİZİM ÇALIŞMA SİSTEMİMİZ’
Siyasetçilerin yanı sıra, yargı mensuplarının da polislere yönelik tavrı olumsuz. Bardağı dolduran bizim çalışma sistemimiz. Sabah tıraş olup meskenden çıktığımız anda bizim bardak dolmaya başlıyor.
Bir savcıyla trafikte karşılaşıyoruz. Savcı baş savcıyı arıyor, baş savcı vilayet emniyet müdürünü arıyor, vilayet emniyet müdürü polisleri açığa alma süreçlerini başlatıyor. Bitti. Bir yargıçla karşılaşırsan daha makûs. O hâkim arkadaşını arıyor ve polisi gözaltına aldırıyor. Bu biçimle tutuklanan size 100 polis sayarım. Sorgusuz sualsiz nazaranvini yaptığı için cezaevine atıyorlar. Bir kaymakam Ege’de tatile gidiyor. Bacağında şort, ayağında parmak ortası terlik. Polise “lanlı lunlu” konuşuyor. Bir bakıyorsun bulunduğu ilçenin kaymakamını arıyor, polisi şikâyet ediyor ve kaymakam polisi açığa alıyor. Bir açığa alınma 5-6 ay sürüyor. Sen bu müddette o insanlara eksik maaş veriyorsun. Ödemesi mi var taksitleri mi var hiç bir şey yapmıyorsun, bunlar düşünülmüyor. Bu anlattıklarımın hepsi yaşanmış olaylar.”
‘MADEM RUHSAL SORUNU VARDI niye SİLAHLI ÇALIŞTIRDIN?’
Son devirde artan polis intiharlarına da değinen Sezer, “Diyorlar ki ‘psikolojik sorunu’ vardı. Madem ruhsal sorunu vardı niye onu silahlı biçimde çalıştırdın? Ruhsal sorunu olduğunu biliyordun niye rehabilite uygulamadın?” tabirlerini kullandı ve bahisle ilgili şunları söylemiş oldu: “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı ve açıklamadığı araştırmaya bakılırsa son yirmi yılda 988 polis intihar etmiş. nazaranvsel baskılar niçiniyle intiharın oranı 0.8. Yani binde 8 kişi oluyor. Bu kadar mı palavra sizin etrafınızı bürüdü? Meskeninde ailesiyle arbede ediyor. niye ediyor, nazaranvsel düşünceler yüzünden ediyor. Lakin bunlar hiç açıklanmıyor.”