İstanbul İtfaiyesi bünyesinde 36 bayan itfaiyeci 5 aylık eğitimini tamamladı.
Alevlerle savaşmaya hazırlanan bayanlar son hazırlıklarını tatbikatla yaptı.
36 bayan itfaiyeci, 3 Eylül’de yapılacak merasimle bakılırsav yerlerine dağılacak.
“TÜRK BAYANININ ARTIK İTFAİYEDE DE VAR OLDUĞUNU KANITLAYACAĞIZ”
İBB İtfaiye Eğitim Merkezi (İBİTEM) Müdür Yardımcısı Hakan Karabulut, “Kadın itfaiyeci olarak 50 kişilik kontenjan açtık. Fakat alım parkurları kararında 36 kişi itfaiye erliği için hak kazandı. Geri kalanlar öteki alımlarda olacak. İtfaiyeye her sene bayan işçi almayı planlıyoruz. Şu anda 36 bayan itfaiyecimiz var. Bu birinci olduğu için bayan çalışanlarımızı İstanbul İtfaiyesi’nin müdahale kısmında nazaranvlendireceğiz. Daha evvelinde alım oldu ancak bu arkadaşlarımız alanda çalışmadılar. Şu anda birinci sefer yaptığımız için istasyonlarımızı da buna bakılırsa düzenliyoruz.
Bayan erkek ayrımı katiyetle kelam konusu değil. Hepsi tıpkı eğitimi aldı. Aldıkları eğitimi alanda gösterebilmeleri için geriye yalnızca cüretleri kalıyor. İşçi sayısını artıracağız.
Türk bayanının artık itfaiyede de var olduğunu kanıtlayacağız. Dünya genelinde yarışlar oluyor. Güreşçi, halterci bayanlarımız var. niye itfaiyeci bayanlarımız olmasın. Her vakit yanımızda olan bayanlarımız itfaiyede de yanımızda canla başla bu yarışın içerisinde olacaklar” tabirlerini kullandı.
“BİR İNSANIN HAYATINI, KENDİ HAYATINIZ TEHLİKEDEYKEN KURTARMAK DAHA ZORDUR”
İnsanları kurtarma isteğinin erkeklere özel olduğunu düşünmediği için itfaiye eri olmaya karar verdiğini belirten His Özdemir, “Biz bayanlarda da insanları ve tüm canlıları kurtarma isteği var. Bu yüzden bu mesleği seçtim. Biraz şiddetli bir müddetç lakin üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
Fizikî olarak hayli zorlanıyoruz. Lakin öğretmenlerimiz bu hususta fazlaca yardımcı oluyor. Kolay değil. 600-700 derecelik sıcaklıklar görüyoruz. Fakat üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
Bir insanın hayatını kurtarmak zordur lakin bir insanın hayatını kendi hayatınız tehlikedeyken kurtarmak daha zordur. Bu yüzden hayli kutsal bir meslek olarak gördüm. Çok hürmet duydum. Zorlanıyoruz ancak seve seve yapıyorum bu mesleği. Zorluklarla müsabakaya her vakit hazırız. Biz bu mesleği tehlikeye düşen her canlının yardımına koşmak için yapıyoruz” diye konuştu.
Nurdan Nalçakar ise, “Bu konteynerde gerçek bir yangında yanmamış gazların yanması kararı oluşabilecek alevlerin tehlikesini görüyoruz. Yangını nasıl söndürebileceğimizi öğreniyoruz. Konteynerde soğutarak ilerleme tekniğini kullanıyoruz. ‘Lansı’ nasıl kullanmamız gerektiğini, sıkış hallerini, yangının merkezini bulmayı öğreniyoruz. bu türlü yangını büsbütün söndürmüş oluyoruz” halinde konuştu.
“HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK BİZİM İŞİMİZ”
Fazilet Parıltı Karabaş da, “İtfaiyeci olmak isteme niçinim, Türk bayanlarının her alanda olduğu üzere bu meslek içerisinde de olmasına katkıda bulunmaktı. Ben de bunların temsilcilerinden olmak istedim. Müdahale eğitimlerinde zorlandığımız anlar oldu.
Yangına müdahaleyi öncesinden görme imkanı bulduğumuz, yerlerde süründüğümüz, hortumları taşımak zorunda kaldığımız eğitimlerimiz zordu. Ancak her zorluğun üstesinden gelebilmek bizim işimiz. Bu mesleği yapabileceğime inanıyorum. Bir diğerinin ömrünü kurtaramamak beni hayli korkutur zira yaşayacağım vicdan azabı beni epeyce düşündürür” sözünü kullandı.
Alevlerle savaşmaya hazırlanan bayanlar son hazırlıklarını tatbikatla yaptı.
36 bayan itfaiyeci, 3 Eylül’de yapılacak merasimle bakılırsav yerlerine dağılacak.
“TÜRK BAYANININ ARTIK İTFAİYEDE DE VAR OLDUĞUNU KANITLAYACAĞIZ”
İBB İtfaiye Eğitim Merkezi (İBİTEM) Müdür Yardımcısı Hakan Karabulut, “Kadın itfaiyeci olarak 50 kişilik kontenjan açtık. Fakat alım parkurları kararında 36 kişi itfaiye erliği için hak kazandı. Geri kalanlar öteki alımlarda olacak. İtfaiyeye her sene bayan işçi almayı planlıyoruz. Şu anda 36 bayan itfaiyecimiz var. Bu birinci olduğu için bayan çalışanlarımızı İstanbul İtfaiyesi’nin müdahale kısmında nazaranvlendireceğiz. Daha evvelinde alım oldu ancak bu arkadaşlarımız alanda çalışmadılar. Şu anda birinci sefer yaptığımız için istasyonlarımızı da buna bakılırsa düzenliyoruz.
Bayan erkek ayrımı katiyetle kelam konusu değil. Hepsi tıpkı eğitimi aldı. Aldıkları eğitimi alanda gösterebilmeleri için geriye yalnızca cüretleri kalıyor. İşçi sayısını artıracağız.
Türk bayanının artık itfaiyede de var olduğunu kanıtlayacağız. Dünya genelinde yarışlar oluyor. Güreşçi, halterci bayanlarımız var. niye itfaiyeci bayanlarımız olmasın. Her vakit yanımızda olan bayanlarımız itfaiyede de yanımızda canla başla bu yarışın içerisinde olacaklar” tabirlerini kullandı.
“BİR İNSANIN HAYATINI, KENDİ HAYATINIZ TEHLİKEDEYKEN KURTARMAK DAHA ZORDUR”
İnsanları kurtarma isteğinin erkeklere özel olduğunu düşünmediği için itfaiye eri olmaya karar verdiğini belirten His Özdemir, “Biz bayanlarda da insanları ve tüm canlıları kurtarma isteği var. Bu yüzden bu mesleği seçtim. Biraz şiddetli bir müddetç lakin üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
Fizikî olarak hayli zorlanıyoruz. Lakin öğretmenlerimiz bu hususta fazlaca yardımcı oluyor. Kolay değil. 600-700 derecelik sıcaklıklar görüyoruz. Fakat üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
Bir insanın hayatını kurtarmak zordur lakin bir insanın hayatını kendi hayatınız tehlikedeyken kurtarmak daha zordur. Bu yüzden hayli kutsal bir meslek olarak gördüm. Çok hürmet duydum. Zorlanıyoruz ancak seve seve yapıyorum bu mesleği. Zorluklarla müsabakaya her vakit hazırız. Biz bu mesleği tehlikeye düşen her canlının yardımına koşmak için yapıyoruz” diye konuştu.
Nurdan Nalçakar ise, “Bu konteynerde gerçek bir yangında yanmamış gazların yanması kararı oluşabilecek alevlerin tehlikesini görüyoruz. Yangını nasıl söndürebileceğimizi öğreniyoruz. Konteynerde soğutarak ilerleme tekniğini kullanıyoruz. ‘Lansı’ nasıl kullanmamız gerektiğini, sıkış hallerini, yangının merkezini bulmayı öğreniyoruz. bu türlü yangını büsbütün söndürmüş oluyoruz” halinde konuştu.
“HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK BİZİM İŞİMİZ”
Fazilet Parıltı Karabaş da, “İtfaiyeci olmak isteme niçinim, Türk bayanlarının her alanda olduğu üzere bu meslek içerisinde de olmasına katkıda bulunmaktı. Ben de bunların temsilcilerinden olmak istedim. Müdahale eğitimlerinde zorlandığımız anlar oldu.
Yangına müdahaleyi öncesinden görme imkanı bulduğumuz, yerlerde süründüğümüz, hortumları taşımak zorunda kaldığımız eğitimlerimiz zordu. Ancak her zorluğun üstesinden gelebilmek bizim işimiz. Bu mesleği yapabileceğime inanıyorum. Bir diğerinin ömrünü kurtaramamak beni hayli korkutur zira yaşayacağım vicdan azabı beni epeyce düşündürür” sözünü kullandı.