İnil Hükmü Illâ Lillah Ne Demek ?

Melek

Global Mod
Yetkili
Global Mod
İnil Hükmü Illâ Lillah Ne Demek? Bir Hikâye Üzerinden Anlatım

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. Belki de hayatınızda bazı şeylerin anlamını bir türlü çözemediniz, belki de bir kavram var ki sürekli kafanızı kurcalıyor: İnil Hükmü Illâ Lillah. Bugün size, iki farklı karakter üzerinden bunu anlatmaya çalışacağım. Birinin çözüm odaklı bakışı, diğerinin ise duygusal ve ilişki odaklı bakışıyla, bu derin anlamı kavrayacağız.

Hikâyenin Başlangıcı: İki İnsan, Farklı Yollar

Bir zamanlar küçük bir köyde, birbirine zıt karakterlere sahip iki insan yaşarmış: Ali ve Ayşe. Ali, köyün en saygın, en akıllı erkeği olarak biliniyordu. Ne zaman bir sorun çıksa, çözümü hemen bulur, başkalarına yardımcı olmak için elinden geleni yapardı. Ayşe ise duygusal zekâsı yüksek, insan ilişkilerinde hassas, empatik bir kadındı. Onun en büyük gücü, insanların kalplerine dokunabilmesiydi.

Bir gün köyde büyük bir sıkıntı baş gösterdi. Bir grup insan, köyün dışındaki büyük bir dağa tırmanarak bir hazine bulmuştu. Ancak dağda tırmanacak kimse kalmamış, çünkü o yoldan geçmek son derece tehlikeli ve zorlayıcıydı. Köydeki herkes bu konuda kaygılıydı. Hazinenin değeri tartışılmazdı, ancak dağa tırmanmak çok riskliydi. Birkaç adam dağa çıkmayı teklif etti, ancak hiçbiri gerçekten gitmek istemedi.

Ali, çözüm arayan biri olarak hemen bir plan yapmaya başladı. "Bu tehlikeyi nasıl aşarız?" diye düşündü. Çeşitli stratejiler geliştirdi, yolları inceledi ve sağlam adımlar atmaya karar verdi. Fakat bir şey eksikti. Ayşe, Ali’nin planlarını dinlerken sadece mantıklı buldu, ancak kalbinde bir şeyler eksikti. “Ali, bu kadar stratejiye boğulmak yerine, bu insanları anlamaya çalışsan, belki daha farklı bir çözüm bulabilirsin,” dedi.

Farklı Perspektifler: Çözüm ve Empati

Ali, Ayşe'nin sözlerine gülümseyerek, “Ayşe, senin bakış açını anlıyorum ama burada işin mantıkla çözüme kavuşturulacak bir tarafı var. O yüzden bu kadar çok düşündük. İnsanlar her zaman çözüm istiyorlar,” dedi. Ayşe ise biraz durakladı. “Ali, bazen çözümün hemen kendisi olmadığına inanıyorum. İnsanlar en çok, birinin gerçekten onları anlamasını istiyor. Kimse bir yola çıkmadan önce birinin derdini dinlesin, kaygılarını anlasın istiyor.”

Bir süre sessiz kaldılar. Ayşe, köydeki insanların kaygılarını düşünüyordu. O insanlar sadece hazineyi aramakla değil, dağdaki tehlikeden korkarak bir yolculuğa çıkmak istemiyorlardı. Her biri, bir şekilde köyün düzenini kaybetmekten, kayıplarından korkuyordu. Ayşe, köydeki herkese kendilerini güvende hissettirecek bir yol bulmak istedi.

Ayşe’nin sözleri üzerine Ali, kısa bir süre düşünerek, "Peki, biz bunu nasıl başarırız?" diye sordu. Ayşe, köydeki her bir kişiyle konuşarak onların duygusal hallerini, kaygılarını anlamaya karar verdi. Ali ise, köydeki insanlara nasıl daha iyi bir çözüm sunacakları üzerine düşünmeye devam etti. Bu ikisinin yaklaşımı, köydeki tehlikeyi yenmek için farklı yollar sunmuştu. Ama her iki yol da bir şekilde birbirini tamamlıyordu.

İnil Hükmü Illâ Lillah: Derin Anlamı ve Hikâyedeki Yeri

Hikâyede, Ali'nin çözüm odaklı yaklaşımı ve Ayşe'nin empatik bakışı bir araya geldiğinde, köy halkı dağa çıkmayı kabul etti. Ancak bu süreçte, her birinin yaşadığı duygusal çözülmeler ve zihinlerdeki blokajlar, Ali’nin mantıklı planı ile Ayşe’nin empatik yaklaşımlarının birleşimiyle aşıldı. İşte burada, İnil Hükmü Illâ Lillah devreye giriyordu. Bu kavram, tüm her şeyin son tahlilde sadece Allah’a ait olduğunun, her türlü gücün, kudretin ve kararın O’na ait olduğunu anlatan bir ilahî hakikattir.

Ali ve Ayşe’nin hikâyesinde bu anlamı şu şekilde görebiliriz: Ali, bir çözüm bulduğunda bile, sonuçları Allah’a teslim etmek zorunda kaldı. Ayşe de, insanların duygusal hallerini anlayarak onlara güven verirken, aynı zamanda her şeyin sonunda Allah’ın iradesinin olduğunu kabul etti. Her iki bakış açısı, sonunda bir araya gelerek doğru yolu bulmalarını sağladı.

Hikâyenin Sonu: Anlamlı Bir Ders

Sonunda, köy halkı birlikte dağa tırmandı ve büyük zorlukları aşarak hazineye ulaştılar. Ancak en değerli şey, bu yolculuk boyunca her birinin içsel bir değişim yaşamış olmasıydı. Ali, çözüm odaklı yaklaşımını, Ayşe’nin empatik ve ilişkisel bakış açısıyla birleştirerek gerçek anlamda başarılı oldu. Ve en önemlisi, her ikisi de “İnil Hükmü Illâ Lillah”ı içselleştirerek, her çözümün ve her başarıda Allah’ın iradesinin yeri olduğunu fark ettiler.

Bunu düşündükçe, belki de hayatta yaşadığımız zorluklarda hem mantıklı adımlar atmalı, hem de duygusal bağ kurmalıyız. Ve her ikisini de sadece Allah’a teslim etmeliyiz. Neler yaşadınız, sizce bir soruna çözüm bulmak mı daha önemli, yoksa insanların hislerini anlamak mı? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
 
Üst