kunteper
Member
HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, parlamento seçimlerinde Millet İttifakı’yla bir beraberliğin kelam konusu olmadığını belirterek, Cumhurbaşkanlığı için de muhalefete “ortak aday” davetinde bulundu.
Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’ya konuşan Sancar’ın röportajından öne çıkanlar şu biçimde:
“Seçimler öncesinde ittifaklar ortası ittifak olabilir mi?
Kastettiğiniz Millet İttifakı’yla bağsa, biz bunun karşılığını uzun müddettir açık bir biçimde veriyoruz, ki az evvel de bir daha söylemiş oldum. Bizim, Millet İttifakı’nı oluşturan 6’lı masadaki 4 partiyle, yani CHP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi ile diyaloğumuz var. Gereksinim duyulduğunda heyetlerimiz görüşüyor. İki kere da kamuya açık bir biçimde bu partilerin genel liderleriyle, eş genel liderler olarak görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler ittifaklar ortası ittifak kurma emelini taşımıyordu; ortak demokratik uğraş alanlarına dair davet niteliği taşıyan ziyaretlerdi.
2021’in Şubat ayında yaptığımız ziyaretlerde, yalnızca bize yönelik baskıları değil, yargı alanındaki büyük yıkımlar hakkında da istişarelerde bulunduk. Adalet alanında yaşanan büyük tahribatlar, önümüzdeki seçimlere ait seçim güvenliği çerçevesinde ortak bir çalışmanın yürütülmesi ve seçimlerde muhalefet partilerinin çalışmalarını engellemeye yönelik iktidar uygulamalarına karşı ortak irade gösterilmesi gerektiğine dair ihtarlarda bulunduk ve davetler yaptık. Lakin şunu fazlaca açıklıkla söz etmeliyim ki ittifaklar ortası ittifak problemi, iki cins olarak gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde de, heyetlerimizin görüşmelerinde de hiç husus olmadı, aslına bakarsan gündemimizde de bu sorun yoktu. zati adalet konusunda yaptığımız ortak çalışma davetlerinin ne kadar haklı bir tabana oturduğu hepimiz görüyoruz. Yargının, iktidar eliyle toplumu sindirme aracına dönüşmesine karşı muhalefet hayli kuvvetli bir irade ortaya koyabilseydi, bugün pervasızca hayata geçirilen adaletsiz uygulamalara bu kadar rahat başvurulamazdı. Örneğin sanatçı Gülşen’in tutuklanması bu kadar kolay olmazdı. Bizim Millet İttifakı’ndan beklentimiz ağır adaletsizlik uygulamalarına, yıkıcı ve ayrıştırıcı atılımlara ve bütün bunları besleyen savaş siyasetlerine karşı ortak tavır almayı mümkün kılacak iradeyi göstermeleridir. Bunun ötesinde, parlamento seçimlerine yönelik Millet İttifakı’yla bir beraberlik kelam konusu değildir. Parlamento seçimlerine biz kendi ittifakımızla gireceğiz; lakin Cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak aday konusunda müzakere, diyalog ve mutabakat sistemini öneriyoruz.
‘Ortak aday’ konusunda bir görüşmeniz oldu mu?
Bu bahiste şimdiye kadar rastgele bir partiyle bir görüşmemiz olmadı. Diyaloğumuzu sürdürdüğümüz partiler, 6’lı masadaki çalışmaların gidişatı konusunda birtakım kimi bizi bilgilendiriyorlar. Bizim onlara yaptığımız teklifler oluyor; ancak bunun bir ittifak müzakeresi olarak algılanması katiyen yanlıştır. Diyalog her vakit olabilir, olmalıdır da.
Mansur Yavaş ve Meral Akşener’e şerh düşmüştünüz…
İsimleri hiç bir biçimde konuşmayacağımızı sürecin en başından bu yana söylemiş olduk. Bu, arabayı atın önüne koşmaktır, biz ise atı otomobilin önüne yerleştirmek için uzun müddettir birebir zamandamokratik olgunluğun gereklerine uygun bir tavır sergiliyoruz tıpkı vakitte prensipler konusunda kararlı bir yol izliyoruz. Seçimlerde başvuracağımız formül, yaklaşık bir buçuk yıldır muhakkaktır. Kamuoyu ile paylaştığımız 27 Eylül 2021 tarihindeki 11 unsurluk deklarasyon metnimiz de ortadadır. Öteki muhalefet partilerine bu çerçevede açık diyalog ve direkt müzakere tekniğiyle ortak aday konusunda mutabakat arayışı daveti yapıyoruz. Birebir biçimde, seçimler daha sonrasında bir daha yapılanmayı yahut yeni başlangıcın temel ögelerini müzakere edelim diyoruz. İsim tartışması tuzaklarla doludur. Lakin şunu söylemekte beis görmüyorum: Deklarasyonumuzda ilan ettiğimiz unsurlarla bağı olmayan ve olamayacak bir isme dayanak vermemiz kelam konusu olmaz.
Peki ikinci çeşide Erdoğan ile Millet İttifakı’nın adayı kalırsa…
Bunu da tehlikeli, riskli ve önemli tuzaklar içeren bir tartışma olarak değerlendiriyorum. Açık söyleyeyim, bu biçimde bir soruyu ortaya atmak ve bunun etrafında gürültü koparmak, mevcut iktidara karşı kuvvetli bir demokratik alternatif yaratma arayışlarını baltalamaktan diğer bir işe yaramaz. Ben bu hususta bir tek söz dahi söylesem, yaratacağı spekülasyonların ve yapılacak manipülasyonların ne olabileceğini öngorebiliyorum. Bizim temel gayemiz seçimi birinci çeşitte kazanacak ve Türkiye’yi bu yıkımdan, çöküşten, felaketten ve sefaletten kurtaracak ortak bir program ve bu programı yürütebilecek aday üzerinde mutabık kalmaktır. HDP olarak şunu söylüyoruz: Gelin, bu ülkeyi demokrasiye, adalete ve barışa götürecek yolu açacak bir programın temel prensiplerinde uzlaşalım ve bu seçimi birinci çeşitte açık farkla kazanalım.
Emek ve Özgürlük İttifakı bir cumhurbaşkanı adayı çıkarır mı?
HDP olarak biz, Cumhurbaşkanlığı seçimini, parlamento seçiminden farklı tutuyoruz. Şayet Emek ve Özgürlük İttifakı, seçim ittifakına evrilecekse, bu, parlamento seçimlerine dönük olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka muhalefet partilerine davetimizi yaptık. Açık diyalog ve müzakere kararında bir mutabakata varılırsa ortak aday fikrine açığız dedik. Lakin davetimiz, öteki muhalefet partileri tarafınca karşılık bulmazsa, Demokrasi İttifakı olarak şüphesiz öbür seçenekler üzerinde duracağız. Birinci seçeneğin de başka bir aday çıkarmak olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Demirtaş’ın adaylığı kelam konusu olur mu?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine farklı bir adayla girme noktasına gelirsek, isim belirleme metodumuz, bu çeşit durumlarda yaptığımız üzere, sürecin geniş iştirak ve istişareyle yürütülmesi formunda olacaktır. olağan olarak Selahattin Demirtaş’la ve mahpusta siyasi rehine olarak tutulan arkadaşlarımızla da mevzuyu enine uzunluğuna konuşacağız, görüş ve tekliflerini alacağız. Bunun ötesinde, Selahattin arkadaşımız üzerinden yaratılmak istenen gündemlerin bir karşılığı yoktur. Kendisi bizim epeyce pahalı bir arkadaşımızdır. HDP ile Selahattin Demirtaş içinde ayrılık yahut çatışma olduğuna dair her türlü tez, sav temelsizdir. Demirtaş arkadaşımız bulunduğu sıkıntı kaideler altında partimizin çalışmalarına, çizgisine ve siyasetlerine dayanak sunmaktadır. Onun haricinde, isminin spekülasyonların ortasında yer almasına biz müsaade vermeyiz.”
SÖYLEŞİNİN TAMAMI
Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’ya konuşan Sancar’ın röportajından öne çıkanlar şu biçimde:
“Seçimler öncesinde ittifaklar ortası ittifak olabilir mi?
Kastettiğiniz Millet İttifakı’yla bağsa, biz bunun karşılığını uzun müddettir açık bir biçimde veriyoruz, ki az evvel de bir daha söylemiş oldum. Bizim, Millet İttifakı’nı oluşturan 6’lı masadaki 4 partiyle, yani CHP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi ile diyaloğumuz var. Gereksinim duyulduğunda heyetlerimiz görüşüyor. İki kere da kamuya açık bir biçimde bu partilerin genel liderleriyle, eş genel liderler olarak görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler ittifaklar ortası ittifak kurma emelini taşımıyordu; ortak demokratik uğraş alanlarına dair davet niteliği taşıyan ziyaretlerdi.
2021’in Şubat ayında yaptığımız ziyaretlerde, yalnızca bize yönelik baskıları değil, yargı alanındaki büyük yıkımlar hakkında da istişarelerde bulunduk. Adalet alanında yaşanan büyük tahribatlar, önümüzdeki seçimlere ait seçim güvenliği çerçevesinde ortak bir çalışmanın yürütülmesi ve seçimlerde muhalefet partilerinin çalışmalarını engellemeye yönelik iktidar uygulamalarına karşı ortak irade gösterilmesi gerektiğine dair ihtarlarda bulunduk ve davetler yaptık. Lakin şunu fazlaca açıklıkla söz etmeliyim ki ittifaklar ortası ittifak problemi, iki cins olarak gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde de, heyetlerimizin görüşmelerinde de hiç husus olmadı, aslına bakarsan gündemimizde de bu sorun yoktu. zati adalet konusunda yaptığımız ortak çalışma davetlerinin ne kadar haklı bir tabana oturduğu hepimiz görüyoruz. Yargının, iktidar eliyle toplumu sindirme aracına dönüşmesine karşı muhalefet hayli kuvvetli bir irade ortaya koyabilseydi, bugün pervasızca hayata geçirilen adaletsiz uygulamalara bu kadar rahat başvurulamazdı. Örneğin sanatçı Gülşen’in tutuklanması bu kadar kolay olmazdı. Bizim Millet İttifakı’ndan beklentimiz ağır adaletsizlik uygulamalarına, yıkıcı ve ayrıştırıcı atılımlara ve bütün bunları besleyen savaş siyasetlerine karşı ortak tavır almayı mümkün kılacak iradeyi göstermeleridir. Bunun ötesinde, parlamento seçimlerine yönelik Millet İttifakı’yla bir beraberlik kelam konusu değildir. Parlamento seçimlerine biz kendi ittifakımızla gireceğiz; lakin Cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak aday konusunda müzakere, diyalog ve mutabakat sistemini öneriyoruz.
‘Ortak aday’ konusunda bir görüşmeniz oldu mu?
Bu bahiste şimdiye kadar rastgele bir partiyle bir görüşmemiz olmadı. Diyaloğumuzu sürdürdüğümüz partiler, 6’lı masadaki çalışmaların gidişatı konusunda birtakım kimi bizi bilgilendiriyorlar. Bizim onlara yaptığımız teklifler oluyor; ancak bunun bir ittifak müzakeresi olarak algılanması katiyen yanlıştır. Diyalog her vakit olabilir, olmalıdır da.
Mansur Yavaş ve Meral Akşener’e şerh düşmüştünüz…
İsimleri hiç bir biçimde konuşmayacağımızı sürecin en başından bu yana söylemiş olduk. Bu, arabayı atın önüne koşmaktır, biz ise atı otomobilin önüne yerleştirmek için uzun müddettir birebir zamandamokratik olgunluğun gereklerine uygun bir tavır sergiliyoruz tıpkı vakitte prensipler konusunda kararlı bir yol izliyoruz. Seçimlerde başvuracağımız formül, yaklaşık bir buçuk yıldır muhakkaktır. Kamuoyu ile paylaştığımız 27 Eylül 2021 tarihindeki 11 unsurluk deklarasyon metnimiz de ortadadır. Öteki muhalefet partilerine bu çerçevede açık diyalog ve direkt müzakere tekniğiyle ortak aday konusunda mutabakat arayışı daveti yapıyoruz. Birebir biçimde, seçimler daha sonrasında bir daha yapılanmayı yahut yeni başlangıcın temel ögelerini müzakere edelim diyoruz. İsim tartışması tuzaklarla doludur. Lakin şunu söylemekte beis görmüyorum: Deklarasyonumuzda ilan ettiğimiz unsurlarla bağı olmayan ve olamayacak bir isme dayanak vermemiz kelam konusu olmaz.
Peki ikinci çeşide Erdoğan ile Millet İttifakı’nın adayı kalırsa…
Bunu da tehlikeli, riskli ve önemli tuzaklar içeren bir tartışma olarak değerlendiriyorum. Açık söyleyeyim, bu biçimde bir soruyu ortaya atmak ve bunun etrafında gürültü koparmak, mevcut iktidara karşı kuvvetli bir demokratik alternatif yaratma arayışlarını baltalamaktan diğer bir işe yaramaz. Ben bu hususta bir tek söz dahi söylesem, yaratacağı spekülasyonların ve yapılacak manipülasyonların ne olabileceğini öngorebiliyorum. Bizim temel gayemiz seçimi birinci çeşitte kazanacak ve Türkiye’yi bu yıkımdan, çöküşten, felaketten ve sefaletten kurtaracak ortak bir program ve bu programı yürütebilecek aday üzerinde mutabık kalmaktır. HDP olarak şunu söylüyoruz: Gelin, bu ülkeyi demokrasiye, adalete ve barışa götürecek yolu açacak bir programın temel prensiplerinde uzlaşalım ve bu seçimi birinci çeşitte açık farkla kazanalım.
Emek ve Özgürlük İttifakı bir cumhurbaşkanı adayı çıkarır mı?
HDP olarak biz, Cumhurbaşkanlığı seçimini, parlamento seçiminden farklı tutuyoruz. Şayet Emek ve Özgürlük İttifakı, seçim ittifakına evrilecekse, bu, parlamento seçimlerine dönük olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka muhalefet partilerine davetimizi yaptık. Açık diyalog ve müzakere kararında bir mutabakata varılırsa ortak aday fikrine açığız dedik. Lakin davetimiz, öteki muhalefet partileri tarafınca karşılık bulmazsa, Demokrasi İttifakı olarak şüphesiz öbür seçenekler üzerinde duracağız. Birinci seçeneğin de başka bir aday çıkarmak olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Demirtaş’ın adaylığı kelam konusu olur mu?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine farklı bir adayla girme noktasına gelirsek, isim belirleme metodumuz, bu çeşit durumlarda yaptığımız üzere, sürecin geniş iştirak ve istişareyle yürütülmesi formunda olacaktır. olağan olarak Selahattin Demirtaş’la ve mahpusta siyasi rehine olarak tutulan arkadaşlarımızla da mevzuyu enine uzunluğuna konuşacağız, görüş ve tekliflerini alacağız. Bunun ötesinde, Selahattin arkadaşımız üzerinden yaratılmak istenen gündemlerin bir karşılığı yoktur. Kendisi bizim epeyce pahalı bir arkadaşımızdır. HDP ile Selahattin Demirtaş içinde ayrılık yahut çatışma olduğuna dair her türlü tez, sav temelsizdir. Demirtaş arkadaşımız bulunduğu sıkıntı kaideler altında partimizin çalışmalarına, çizgisine ve siyasetlerine dayanak sunmaktadır. Onun haricinde, isminin spekülasyonların ortasında yer almasına biz müsaade vermeyiz.”
SÖYLEŞİNİN TAMAMI