kunteper
Member
ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısının akabinde yaptığı açıklamada, gündemleri içinde cemevleri olduğunu da söylemiş oldu, “Talimatımızla ülkemizin 58 vilayetindeki 1585 cemevi ziyaret edilerek hazırlanan kapsamlı çalışmayı görüştük” dedi.
Alevi derneklerinden edinilen bilgiye nazaran kelam konusu çalışmayı AK Parti Merkez Karar ve İdare Heyeti (MKYK) Üyesi Dr. Ali Arif Özzeybek yaptı. Kendisini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı olarak tanıtıp Cemevlerini ziyaret eden Özzeybek’in Cemevi temsilcilerine “Ne eksiğiniz var” diye sorular yönelttiği, lakin resmi statü üzere sıkıntılarla ilgilenmediği belirtiliyor.
Ali Arif Özzeybek
‘CEMEVLERİNE RESMİ STATÜ’ TALEBİNE ‘ONU BOŞVERİN’ KARŞILIĞI VERİLDİ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Lideri Gani Kaplan, geçmişte CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan, 2018 yılında CHP’den istifa ederek AK Parti’ye geçen Dr. Ali Arif Özzeybek’in, kendisini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı olarak tanıtarak bu ziyaretleri gerçekleştirdiğini söylemiş oldu. Şubelerine yapılan ziyaretlerde “Cemevlerine resmi statü istiyoruz” dediklerini, buna karşılık Özzeybek idaresindeki heyetin, “Onu boş verin. Neye gereksiniminiz var? Kum, çimento, çakıl, işçi vs. gereksiniminiz var ise onları halledelim” karşılığı verdiğini aktaran Kaplan, ziyaretleri yapan Özzeybek’in de Alevi olduğunu belirterek şunları söylemiş oldu: “Cemevlerinin meselesini çözmekten çok alandaki temel gereksinimlerin neler olduğunu saptama maksadıyla görüşmeler yapıldığı bilgisini aldık. Günlük gereksinimlerin ne olduğunu sormuşlar. Birtakım Cemevlerinin liderlerinin onayı olmadan bankalardan IBAN’larını bularak hesaplarına para yatırmışlar. Vilayetlerdeki kültür müdürlükleri, valilik bünyesindeki vakıflar vasıtasıyla Cemevlerine para göndermişler. Muğla ve Aydın etrafında bilhassa bu örnekleri gördük. Öte yandan ‘Elektriğinizi suyunuzu kim ödüyor?’ diye sormuşlar. Elektriği ödemeyi de taahhüt etmiyorlar. Elektriği ödemeyi taahhüt etseler statüsünü tanımış olacaklar. Hesaplara para yatırarak yardımcı olmaya çalışıyorlar.”
Gani Kaplan
‘ALEVİLERİN EMEKLERİNİN KARŞILIĞI İKİ TORBA ÇİMENTO MU?’
İktidarın yeni bir “Alevi açılımı” üzere bir adımı kelam konusu olursa Cemevlerinin yasal statüsünü tanımadan masaya oturmayacaklarını belirten Gani Kaplan, “Bu iktidar sıkıştı. Halk da gitgide yoksullaşıyor. Sıkışmışlık siyaseti içerisinde Alevilere, ‘Biz gezdik gördük, sizin problemlerinizi dinledik ve bunları tahlil noktasında konuştuk’ diyorlar” dedi. Kaplan kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Alevi meselelerinin önündeki en büyük mani Cemevlerinin yasal statüsüdür. Evvel tanıyacaklar, daha sonrasında Alevilerin öteki sıkıntılarının tahlili çorap söküğü üzere gelir. Cemevlerinin statüsünü öteki dini merkezlerde olduğu üzere tıpkı tutsunlar. Biz lakin bu koşulla masaya oturabiliriz. Alevilerin bu vatana emeklerinin karşılığı iki torba çimento, bir ton demir midir? Ya da iki üç işçi midir?”
AKD LİDERİ KURT: KAÇ YÜZ GÜNDÜR BEKLİYORUZ
İçişleri Bakanlığı’nın danışman aracılığıyla bir çalışmasının olduğunu, şubelerinin ziyaret edildiğini belirten Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Lideri İsmet Kurt’a bakılırsa iktidar yeni bir çalışma içerisine girecek. Alevilerin temel meselelerinin görüşmeye gelenlere iletildiğini belirten Kurt, “Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesi vaatlerinden bir tanesi, Cemevlerinin birinci 100 gün içerisinde yasal sürece kavuşturulmasıydı ancak kaç yüz gün geçti hala bekliyoruz. En azından bunun samimi bir biçimde çözülmesi lazımdı” dedi.
İsmet Kurt
İçişleri Bakanlığı’ndan gelen şahıslara, “Genel merkez manasında Ankara’da merkezi bulunan kurumlarız. Orada bir ortaya gelebilirdik” söylemiş olduğini aktaran Kurt, “Alevi Bektaşi kurumlar olarak bizim raporlarımız var. O raporlar daha sağlıklı bir biçimde tartışılabilirdi. Bizlerin söyleyeceği yahut onların bizden istediği talepler var ise oturulup daha sağlıklı bir biçimde konuşulabilirdi” dedi. Kurt şöyleki devam etti: “Bir çalışma yapılıyor. Doğal çalışmanın en küçük ayağı olsa bile epey değerlidir. Bu çalışma doğrultusunda ileriki vakitte bir daha bir ortaya geliriz diye düşünüyorum. yine bir ortaya geldiğimizde Alevi Bektaşi kurumlarının, alevi yurttaşların taleplerini lisana getireceğiz. Bu doğrultuda bizim şayet olmazsa olmazımız Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması.”
‘LAİK, DEMOKRAT VE TOPLUMSAL BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSTİYORUZ’
İnançsal boyutta alınan vergilerin Alevilere yeniden dönmesi gerektiğini, sırf Sünni, Hanefi mezhep üzerinden bir vergi sisteminin olduğunu ve bunun gerçek olmadığını belirten Kurt, “Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin bu ülkede diretilmemesi lazım. Cemevlerinin yasal statüsünün tanınması lazım. Eşit yurttaşlık manasında herkesi kapsayan geniş bir anayasanın yeniden gündeme gelmesi lazım” diye konştu. Kurt kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti’nin ileri süreçte her insanın kendisini ortasında bulduğu eşit bir yurttaşlık anayasasının olması gerekiyor. Hukuk sisteminin herkese eşit olması gerekiyor. Türkiye’deki bütün toplumların genel olarak ne korkusu var ise Alevilerde de var. ‘Alevilere farklı bir yaşamsal sınıf olsun’ diye bakmıyoruz. her insanın eşit olduğu bir Türkiye Cumhuriyeti istiyoruz. Laik, demokrat ve toplumsal bir Türkiye Cumhuriyeti istiyoruz.”
‘TEK ADAM REJİMİ SIKIŞTIĞI YERDEN ÇIKIŞ ARIYOR’
İçişleri Bakanlığı’nın Cemevlerine yönelik çalışmasıyla ilgili ayrıntılarının olduğunu belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Lideri Musa Kulu ise “Ama gittikleri yerleri sır üzere saklıyorlar ya da kendisine yakın ‘Gri pasaportlu’ Cemevlerini ziyaret ediyorlar” dedi.
‘Gri pasaportlu’ teriminin ne manaya geldiğini sorduğumuz Kulu, “Gri pasaportlu, devletle çalışan demek. Devlet tarafınca nazaranvlendirilen Alevilikle yakından ilgisi olmayan, büsbütün öteki bir biçimde kullanılan insan demektir” cevabını verdi.
Musa Kulu
İktidarın, Alevilerin olmadığı, çağrılmadığı bir teşebbüs içerisinde olduğunu, “Kendi Alevisini çağırıp oradan bir şey devşirmeye” çalıştığını belirten Musa Kulu, şunları söylemiş oldu: “Sistem sıkıştığı vakit öteki gördüğüne tatlı gözükmek için bir sürü gayretin içerisine girer. Bu toplumun biroldukça ötekisi var. Türk İslam sentezi olanların haricindeki hiç kimse makbul vatandaş değil. Hal bu biçimde olunca ötekiler seçimde ya da savaşta lazım olur. Bu yüz yıllardır sistemin yaptığı şeydir. Şu anda sıkışmış, tanımı ve ne olduğu belirli olmayan bir sistem var. Tek adam rejimi sıkıştığı yerden bir çıkış arıyor zira oya muhtaçlığı var. Devşirilecek insanlara muhtaçlığı var ve bu biçimde bir beyhude gayret içerisinde. Hal bu biçimde olunca da bu efor devam edecek. Bu ne demokrasiyi ne barışı ne de farklılıkların anayasal garantiye kavuşmasını sağlayacak. Şayet Türkiye’de barış olacaksa, toplumsal farklılıklarla bir istekle bir ortaya gelecekse Alevilerin eşit yurttaş olduğunu, bu eşit yurttaşlık temelinde inançsal ve kimliksel olarak da anayasal teminatın olması gerekiyor. Bunun haricindeki hiç bir şey bu sorunu çözmeyecektir.”
BİRİNCİ ŞART İSTEK ANAYASASI
İktidarla masaya oturmalarının birinci şartı olarak “rıza anayasası”nı işaret eden DAD Eş Lideri Kulu, kelamlarını şu tabirlerle sürdürdü: “Bizim inancımız bütün insanlıkla barışıktır. Karşıdakinin dini, mezhebi ne olursa olsun. İnsan ayırmaz. Biz kıblemizi insan yapmışız ve dinimizin ismi sevgi. Onun için biz oturduğumuz vakit kendi taleplerimizle otururuz. Bu ülkede kardeşliğin, barışın olabilmesi için bir istek anayasasına gereksinim var. Yani bütün kimliklerin, inançların anayasal teminatta olduğu bir teklif gelirse olağan oturur detaylarını konuşuruz. Bunun haricindeki beyhude uğraşlarla hiç bir şey olmayacağını biliyoruz. Yeni bir kandırmaca, yeni bir aldatmacayla masaya oturmanın manası yok.”
SÜLEYMAN SOYLU ÖZZEYBEK SORULARINI KARŞILIKSIZ BIRAKTI
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Temmuz 2021’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Ali Arif Özzeybek’in danışmanı olup olmadığını sordu. Özzeybek’in “danışman” sıfatını kullanarak Cemevlerini ziyaret etmesinin maksadını soran Kaya, “Alevi vatandaşlarımızın yargı yoluyla kazandıkları hakları dahi verilmemişken, kelamda danışmanların ‘ihtiyaç’ sorması ne manaya gelmektedir” sorusuna karşılık talep etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu CHP’li Kaya’nın önergesine geride kalan dört ayda karşılık vermedi.
ÖZZEYBEK DÖNÜŞ YAPMADI
AK Parti Merkez Karar ve İdare Heyeti Üyesi olan, Alevi dernekleri temsilcilerinin Cemevlerine ait çalışma yaptığını belirttiği Dr. Ali Arif Özzeybek’in yardımcısına ulaştık. Görüşme talep ettiğimiz Özzeybek’in yardımcısı, talebimizi ileteceğini, olumlu ya da olumsuz geri dönüş yapacağını tabir etti. Haberin yayına hazırlandığı ana kadar Özzeybek’ten olumlu ya da olumsuz dönüş yapılmadı.
Alevi derneklerinden edinilen bilgiye nazaran kelam konusu çalışmayı AK Parti Merkez Karar ve İdare Heyeti (MKYK) Üyesi Dr. Ali Arif Özzeybek yaptı. Kendisini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı olarak tanıtıp Cemevlerini ziyaret eden Özzeybek’in Cemevi temsilcilerine “Ne eksiğiniz var” diye sorular yönelttiği, lakin resmi statü üzere sıkıntılarla ilgilenmediği belirtiliyor.
Ali Arif Özzeybek
‘CEMEVLERİNE RESMİ STATÜ’ TALEBİNE ‘ONU BOŞVERİN’ KARŞILIĞI VERİLDİ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Lideri Gani Kaplan, geçmişte CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan, 2018 yılında CHP’den istifa ederek AK Parti’ye geçen Dr. Ali Arif Özzeybek’in, kendisini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı olarak tanıtarak bu ziyaretleri gerçekleştirdiğini söylemiş oldu. Şubelerine yapılan ziyaretlerde “Cemevlerine resmi statü istiyoruz” dediklerini, buna karşılık Özzeybek idaresindeki heyetin, “Onu boş verin. Neye gereksiniminiz var? Kum, çimento, çakıl, işçi vs. gereksiniminiz var ise onları halledelim” karşılığı verdiğini aktaran Kaplan, ziyaretleri yapan Özzeybek’in de Alevi olduğunu belirterek şunları söylemiş oldu: “Cemevlerinin meselesini çözmekten çok alandaki temel gereksinimlerin neler olduğunu saptama maksadıyla görüşmeler yapıldığı bilgisini aldık. Günlük gereksinimlerin ne olduğunu sormuşlar. Birtakım Cemevlerinin liderlerinin onayı olmadan bankalardan IBAN’larını bularak hesaplarına para yatırmışlar. Vilayetlerdeki kültür müdürlükleri, valilik bünyesindeki vakıflar vasıtasıyla Cemevlerine para göndermişler. Muğla ve Aydın etrafında bilhassa bu örnekleri gördük. Öte yandan ‘Elektriğinizi suyunuzu kim ödüyor?’ diye sormuşlar. Elektriği ödemeyi de taahhüt etmiyorlar. Elektriği ödemeyi taahhüt etseler statüsünü tanımış olacaklar. Hesaplara para yatırarak yardımcı olmaya çalışıyorlar.”
Gani Kaplan
‘ALEVİLERİN EMEKLERİNİN KARŞILIĞI İKİ TORBA ÇİMENTO MU?’
İktidarın yeni bir “Alevi açılımı” üzere bir adımı kelam konusu olursa Cemevlerinin yasal statüsünü tanımadan masaya oturmayacaklarını belirten Gani Kaplan, “Bu iktidar sıkıştı. Halk da gitgide yoksullaşıyor. Sıkışmışlık siyaseti içerisinde Alevilere, ‘Biz gezdik gördük, sizin problemlerinizi dinledik ve bunları tahlil noktasında konuştuk’ diyorlar” dedi. Kaplan kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Alevi meselelerinin önündeki en büyük mani Cemevlerinin yasal statüsüdür. Evvel tanıyacaklar, daha sonrasında Alevilerin öteki sıkıntılarının tahlili çorap söküğü üzere gelir. Cemevlerinin statüsünü öteki dini merkezlerde olduğu üzere tıpkı tutsunlar. Biz lakin bu koşulla masaya oturabiliriz. Alevilerin bu vatana emeklerinin karşılığı iki torba çimento, bir ton demir midir? Ya da iki üç işçi midir?”
AKD LİDERİ KURT: KAÇ YÜZ GÜNDÜR BEKLİYORUZ
İçişleri Bakanlığı’nın danışman aracılığıyla bir çalışmasının olduğunu, şubelerinin ziyaret edildiğini belirten Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Lideri İsmet Kurt’a bakılırsa iktidar yeni bir çalışma içerisine girecek. Alevilerin temel meselelerinin görüşmeye gelenlere iletildiğini belirten Kurt, “Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesi vaatlerinden bir tanesi, Cemevlerinin birinci 100 gün içerisinde yasal sürece kavuşturulmasıydı ancak kaç yüz gün geçti hala bekliyoruz. En azından bunun samimi bir biçimde çözülmesi lazımdı” dedi.
İsmet Kurt
İçişleri Bakanlığı’ndan gelen şahıslara, “Genel merkez manasında Ankara’da merkezi bulunan kurumlarız. Orada bir ortaya gelebilirdik” söylemiş olduğini aktaran Kurt, “Alevi Bektaşi kurumlar olarak bizim raporlarımız var. O raporlar daha sağlıklı bir biçimde tartışılabilirdi. Bizlerin söyleyeceği yahut onların bizden istediği talepler var ise oturulup daha sağlıklı bir biçimde konuşulabilirdi” dedi. Kurt şöyleki devam etti: “Bir çalışma yapılıyor. Doğal çalışmanın en küçük ayağı olsa bile epey değerlidir. Bu çalışma doğrultusunda ileriki vakitte bir daha bir ortaya geliriz diye düşünüyorum. yine bir ortaya geldiğimizde Alevi Bektaşi kurumlarının, alevi yurttaşların taleplerini lisana getireceğiz. Bu doğrultuda bizim şayet olmazsa olmazımız Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması.”
‘LAİK, DEMOKRAT VE TOPLUMSAL BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSTİYORUZ’
İnançsal boyutta alınan vergilerin Alevilere yeniden dönmesi gerektiğini, sırf Sünni, Hanefi mezhep üzerinden bir vergi sisteminin olduğunu ve bunun gerçek olmadığını belirten Kurt, “Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin bu ülkede diretilmemesi lazım. Cemevlerinin yasal statüsünün tanınması lazım. Eşit yurttaşlık manasında herkesi kapsayan geniş bir anayasanın yeniden gündeme gelmesi lazım” diye konştu. Kurt kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti’nin ileri süreçte her insanın kendisini ortasında bulduğu eşit bir yurttaşlık anayasasının olması gerekiyor. Hukuk sisteminin herkese eşit olması gerekiyor. Türkiye’deki bütün toplumların genel olarak ne korkusu var ise Alevilerde de var. ‘Alevilere farklı bir yaşamsal sınıf olsun’ diye bakmıyoruz. her insanın eşit olduğu bir Türkiye Cumhuriyeti istiyoruz. Laik, demokrat ve toplumsal bir Türkiye Cumhuriyeti istiyoruz.”
‘TEK ADAM REJİMİ SIKIŞTIĞI YERDEN ÇIKIŞ ARIYOR’
İçişleri Bakanlığı’nın Cemevlerine yönelik çalışmasıyla ilgili ayrıntılarının olduğunu belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Lideri Musa Kulu ise “Ama gittikleri yerleri sır üzere saklıyorlar ya da kendisine yakın ‘Gri pasaportlu’ Cemevlerini ziyaret ediyorlar” dedi.
‘Gri pasaportlu’ teriminin ne manaya geldiğini sorduğumuz Kulu, “Gri pasaportlu, devletle çalışan demek. Devlet tarafınca nazaranvlendirilen Alevilikle yakından ilgisi olmayan, büsbütün öteki bir biçimde kullanılan insan demektir” cevabını verdi.
Musa Kulu
İktidarın, Alevilerin olmadığı, çağrılmadığı bir teşebbüs içerisinde olduğunu, “Kendi Alevisini çağırıp oradan bir şey devşirmeye” çalıştığını belirten Musa Kulu, şunları söylemiş oldu: “Sistem sıkıştığı vakit öteki gördüğüne tatlı gözükmek için bir sürü gayretin içerisine girer. Bu toplumun biroldukça ötekisi var. Türk İslam sentezi olanların haricindeki hiç kimse makbul vatandaş değil. Hal bu biçimde olunca ötekiler seçimde ya da savaşta lazım olur. Bu yüz yıllardır sistemin yaptığı şeydir. Şu anda sıkışmış, tanımı ve ne olduğu belirli olmayan bir sistem var. Tek adam rejimi sıkıştığı yerden bir çıkış arıyor zira oya muhtaçlığı var. Devşirilecek insanlara muhtaçlığı var ve bu biçimde bir beyhude gayret içerisinde. Hal bu biçimde olunca da bu efor devam edecek. Bu ne demokrasiyi ne barışı ne de farklılıkların anayasal garantiye kavuşmasını sağlayacak. Şayet Türkiye’de barış olacaksa, toplumsal farklılıklarla bir istekle bir ortaya gelecekse Alevilerin eşit yurttaş olduğunu, bu eşit yurttaşlık temelinde inançsal ve kimliksel olarak da anayasal teminatın olması gerekiyor. Bunun haricindeki hiç bir şey bu sorunu çözmeyecektir.”
BİRİNCİ ŞART İSTEK ANAYASASI
İktidarla masaya oturmalarının birinci şartı olarak “rıza anayasası”nı işaret eden DAD Eş Lideri Kulu, kelamlarını şu tabirlerle sürdürdü: “Bizim inancımız bütün insanlıkla barışıktır. Karşıdakinin dini, mezhebi ne olursa olsun. İnsan ayırmaz. Biz kıblemizi insan yapmışız ve dinimizin ismi sevgi. Onun için biz oturduğumuz vakit kendi taleplerimizle otururuz. Bu ülkede kardeşliğin, barışın olabilmesi için bir istek anayasasına gereksinim var. Yani bütün kimliklerin, inançların anayasal teminatta olduğu bir teklif gelirse olağan oturur detaylarını konuşuruz. Bunun haricindeki beyhude uğraşlarla hiç bir şey olmayacağını biliyoruz. Yeni bir kandırmaca, yeni bir aldatmacayla masaya oturmanın manası yok.”
SÜLEYMAN SOYLU ÖZZEYBEK SORULARINI KARŞILIKSIZ BIRAKTI
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Temmuz 2021’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Ali Arif Özzeybek’in danışmanı olup olmadığını sordu. Özzeybek’in “danışman” sıfatını kullanarak Cemevlerini ziyaret etmesinin maksadını soran Kaya, “Alevi vatandaşlarımızın yargı yoluyla kazandıkları hakları dahi verilmemişken, kelamda danışmanların ‘ihtiyaç’ sorması ne manaya gelmektedir” sorusuna karşılık talep etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu CHP’li Kaya’nın önergesine geride kalan dört ayda karşılık vermedi.
ÖZZEYBEK DÖNÜŞ YAPMADI
AK Parti Merkez Karar ve İdare Heyeti Üyesi olan, Alevi dernekleri temsilcilerinin Cemevlerine ait çalışma yaptığını belirttiği Dr. Ali Arif Özzeybek’in yardımcısına ulaştık. Görüşme talep ettiğimiz Özzeybek’in yardımcısı, talebimizi ileteceğini, olumlu ya da olumsuz geri dönüş yapacağını tabir etti. Haberin yayına hazırlandığı ana kadar Özzeybek’ten olumlu ya da olumsuz dönüş yapılmadı.