kunteper
Member
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan’da, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Liderleri Birinci Tepesi’nde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyleki:
“Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet liderleri üçlü doruğu vesilesiyle Hazar’ın her iki yakasındaki bedelli kardeşlerime bir ortaya geldiğimiz şu Avaza Başkanlar Doruğu’nda, inanıyorum ki bugün hayli farklı manalı bir güne daima bir arada şahitlik ediyoruz.
Kardeşlik bağlarımızla güçlenen ilgilerimizin, sahip olduğumuz stratejik avantajlar temelinde daha da pekişeceğine yürekten inanıyorum. Amacımız global ve bölgesel dinamiklerle birlikte gelişen yeni imkanları insanlarımızın refahı ile bölgemizin istikrarı doğrultusunda değerlendirmektir. Doğanlar olarak el ele verdiğimiz dayanışma ortasında hareket ettiğimiz her hususta Allah’ın müsaadesiyle muvaffakiyete ulaşacağımız muhakkaktır. Karabağ’ın yaklaşık 30 yıllık işgaline son veren Vatan Muharebesi bunun en son örneğidir. Türk Devletleri Teşkilatımız bu bakımdan son derece kıymetlidir. Geçtiğimiz yıl teşkilatımıza gözlemci üye olarak katılan Türkmenistan’ın tam üyelik sürecinin en kısa müddette tamamlanması bizlere büyük güç katacaktır.
DİPLOMASİYE FIRSAT VERİLİRSE BARIŞA GİDEN YOLUN AÇILABİLECEĞİNİ GÖRDÜK: KKTC’nin Semerkant doruğunda gözlemci olarak kabul edilmesi de birlik ve birlikteliğimizi perçinlemiştir. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı, global sistemin güvenlik, besin ve güç sütunlarını sarsmıştır. Savaşın olumsuz tesirlerine, tüm dünyada rekor kıran enflasyon oranları başta olmak üzere bir fazlaca alanda şahit oluyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak en başından beri savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmayacağını tabir ettim. Adil barışın lakin diyalogla tesis edileceğini lisana getirdim. Akan kanı durdurmak ve çatışmaları sonlandırmak için birinci günden itibaren gerek ikili seviyede gerekse öteki düzeylerde içtenlikle uğraş harcadık. Teşebbüslerimiz sonucunda İstanbul’da başlatılan müzakere süreci barış görüşmeleri bakımından hala en muteber çerçeveyi oluşturuyor. Tahıl mutabakatı ve esir takasıyla bir arada diplomasiye fırsat verilmesi halinde barışa giden yolun açılabileceğini gördük. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy’le görüşmelerimizi bu istikamette sürdürüyor, inşallah evvel ateşkesi akabinde da bölgemizde kalıcı barışı sağlamayı ümit ediyoruz.
BİRLİKTELİĞİMİZ DAHA DA TAÇLANACAK: Türkiye, öbür bölümlerdeki muvaffakiyetlerinin yanı sıra bugün savunma sanayii alanında kendi mamüllerini tasarlayan, geliştiren, üreten ve bunları ihraç eden bir ülke pozisyonuna gelmiştir. Türkmenistan ve Azerbaycan’ın da dirayetli liderlikleriniz yardımıyla örnek gösterilecek düzeylere ulaşması bizi gururlandırıyor. Gerçekten bugün üçlü tepede imzalayacağımız belgelerimizle bu beraberliğimiz daha da taçlanacaktır.” (HABER MERKEZİ)
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyleki:
“Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet liderleri üçlü doruğu vesilesiyle Hazar’ın her iki yakasındaki bedelli kardeşlerime bir ortaya geldiğimiz şu Avaza Başkanlar Doruğu’nda, inanıyorum ki bugün hayli farklı manalı bir güne daima bir arada şahitlik ediyoruz.
Kardeşlik bağlarımızla güçlenen ilgilerimizin, sahip olduğumuz stratejik avantajlar temelinde daha da pekişeceğine yürekten inanıyorum. Amacımız global ve bölgesel dinamiklerle birlikte gelişen yeni imkanları insanlarımızın refahı ile bölgemizin istikrarı doğrultusunda değerlendirmektir. Doğanlar olarak el ele verdiğimiz dayanışma ortasında hareket ettiğimiz her hususta Allah’ın müsaadesiyle muvaffakiyete ulaşacağımız muhakkaktır. Karabağ’ın yaklaşık 30 yıllık işgaline son veren Vatan Muharebesi bunun en son örneğidir. Türk Devletleri Teşkilatımız bu bakımdan son derece kıymetlidir. Geçtiğimiz yıl teşkilatımıza gözlemci üye olarak katılan Türkmenistan’ın tam üyelik sürecinin en kısa müddette tamamlanması bizlere büyük güç katacaktır.
DİPLOMASİYE FIRSAT VERİLİRSE BARIŞA GİDEN YOLUN AÇILABİLECEĞİNİ GÖRDÜK: KKTC’nin Semerkant doruğunda gözlemci olarak kabul edilmesi de birlik ve birlikteliğimizi perçinlemiştir. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı, global sistemin güvenlik, besin ve güç sütunlarını sarsmıştır. Savaşın olumsuz tesirlerine, tüm dünyada rekor kıran enflasyon oranları başta olmak üzere bir fazlaca alanda şahit oluyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak en başından beri savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmayacağını tabir ettim. Adil barışın lakin diyalogla tesis edileceğini lisana getirdim. Akan kanı durdurmak ve çatışmaları sonlandırmak için birinci günden itibaren gerek ikili seviyede gerekse öteki düzeylerde içtenlikle uğraş harcadık. Teşebbüslerimiz sonucunda İstanbul’da başlatılan müzakere süreci barış görüşmeleri bakımından hala en muteber çerçeveyi oluşturuyor. Tahıl mutabakatı ve esir takasıyla bir arada diplomasiye fırsat verilmesi halinde barışa giden yolun açılabileceğini gördük. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy’le görüşmelerimizi bu istikamette sürdürüyor, inşallah evvel ateşkesi akabinde da bölgemizde kalıcı barışı sağlamayı ümit ediyoruz.
BİRLİKTELİĞİMİZ DAHA DA TAÇLANACAK: Türkiye, öbür bölümlerdeki muvaffakiyetlerinin yanı sıra bugün savunma sanayii alanında kendi mamüllerini tasarlayan, geliştiren, üreten ve bunları ihraç eden bir ülke pozisyonuna gelmiştir. Türkmenistan ve Azerbaycan’ın da dirayetli liderlikleriniz yardımıyla örnek gösterilecek düzeylere ulaşması bizi gururlandırıyor. Gerçekten bugün üçlü tepede imzalayacağımız belgelerimizle bu beraberliğimiz daha da taçlanacaktır.” (HABER MERKEZİ)