kunteper
Member
BBP Başkanı Mustafa Destici, 14 Mart Tıp Bayramı niçiniyle yayımladığı bildirisinde, tüm siyasi partilere düşen vazife ve sorumlukların bulunduğunu bildirdi. Bunların başında sıhhat çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının önlenmesi geldiğini belirten Mustafa Destici, bu hücumların sıhhat çalışanlarıyla bir arada tüm vatandaşların vicdanında ağır yaralara niye olduğunu kaydetti.
FEDAKARLIK DAVETİ
Bu tip kabahatlerin engellenmesi için cezaların artırılması, maddelerde hatalıların lehine kullanılan boşlukların giderilmesi gerektiğini belirten Mustafa Destici şunları kaydetti:
“Devletimiz, sıhhat hizmetlerine ve sıhhat çalışanlarımıza kıymetli yatırımlar yapıyor. Tüm sıhhat çalışanlarımız, bilhassa tabiplerimiz, ülkemizin en başarılı öğrencileri içinden seçilip tıp fakültelerimize kabul ediliyorlar. Karşılıklı olarak büyük fedakarlıklarla gerçekleşen uzun, güç, yorucu bir eğitim sürecinden daha sonra doktorlarımız vazife yapmaya başlıyorlar ve hekimlik mesleği, ömür uzunluğu devam eden bir öğrenme süreciyle yürütülebiliyor. Bu gerçeklerin ışığında tabiplerimiz verdikleri emek ve milletimize sağladıkları katkıyla orantılı fiyatlara ve özlük haklarına sahip olmalı. Doktorlarımız kendilerine verilen emeğin, kendilerine duyulan inancın ve milletimizin geleceğine duydukları bağlılıklarının şuuruyla milletimize hizmet etme konusunda ısrarlı olmalı. Devletimiz de doktorlarımızın gelecek korkusu duymadan, huzurla nazaranv yapabilmeleri için üzerine düşen fedakarlığı yapmalı, bütçeden doktorlarımız başta olmak üzere tüm sıhhat çalışanlarına daha fazla hissesi ayırmalıdır.”
“LÜKSÜMÜZ YOK”
Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hekimlere yönelik “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” kelamlarıyla başlayan tartışmaya da girdi. Mustafa Destici şunları söylemiş oldu:
“En kıymetlisi doktorlarımızın kanıları ve talepleri ciddiyetle dikkate alınmalı, sıhhat hizmetleri alanında yaşanan sorunların tahliline, doktorlarımızın katkı sağlamasına imkan tanınmalıdır. Bizim ülke olarak doktorlarımız başta olmak üzere uygun yetişmiş-yetiştirilmiş hiç bir bireyimizi kaybetme lüksümüz yoktur. Bu tartışılmaz bir gerçektir.”
TTB’YE REAKSİYON
Mustafa Destici ayrıyeten, Türk Tabipler Birliği’nin mevzuyu siyaset materyali yapmaya çalıştığını öne sürerek, “İçinde Türk Tabipler Birliği’nin de olduğu birtakım meslek kuruluşlarının yöneticilerinin, yürütmekle yükümlü oldukları asli nazaranvleri yerine ülkemize ve milletimize düşmanlık etmeyi nazaranv edinmiş odakların sözcülüğünü üstlenmeye çalışmalarının mevzunun haricinde ve müstakilen Türkiye’nin değerli sorunlarından biri olduğunu düşünüyoruz” dedi.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Bayanlar günü niçiniyle külliyede bayan muhtarlarla bir ortaya gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabiplerin özel dalı tercih etmesi ve yurt dışına gitmesine ait açıklamalarda bulundu.
“Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim” diyen Erdoğan şunları söylemiş oldu:
“Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar, bedelli kardeşlerim samimi konuşuyorum dost acı söyler ancak gerçeği söyler bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu tabipleri okutan yetiştiren bu devlet değil mi? E? Bu devlet sizi okuttu yetiştirdi en çok maliyeti yüksek olan da sıhhattir. Fakat artık az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna karşın özel kesim epeyce daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren hekimlerimizi buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt haricinden ülkemize dönmek isteyenleri hızla davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk üzere bir aziz mesleği oraya onu dayamak herbiçimde pek de insani değildir.”
FEDAKARLIK DAVETİ
Bu tip kabahatlerin engellenmesi için cezaların artırılması, maddelerde hatalıların lehine kullanılan boşlukların giderilmesi gerektiğini belirten Mustafa Destici şunları kaydetti:
“Devletimiz, sıhhat hizmetlerine ve sıhhat çalışanlarımıza kıymetli yatırımlar yapıyor. Tüm sıhhat çalışanlarımız, bilhassa tabiplerimiz, ülkemizin en başarılı öğrencileri içinden seçilip tıp fakültelerimize kabul ediliyorlar. Karşılıklı olarak büyük fedakarlıklarla gerçekleşen uzun, güç, yorucu bir eğitim sürecinden daha sonra doktorlarımız vazife yapmaya başlıyorlar ve hekimlik mesleği, ömür uzunluğu devam eden bir öğrenme süreciyle yürütülebiliyor. Bu gerçeklerin ışığında tabiplerimiz verdikleri emek ve milletimize sağladıkları katkıyla orantılı fiyatlara ve özlük haklarına sahip olmalı. Doktorlarımız kendilerine verilen emeğin, kendilerine duyulan inancın ve milletimizin geleceğine duydukları bağlılıklarının şuuruyla milletimize hizmet etme konusunda ısrarlı olmalı. Devletimiz de doktorlarımızın gelecek korkusu duymadan, huzurla nazaranv yapabilmeleri için üzerine düşen fedakarlığı yapmalı, bütçeden doktorlarımız başta olmak üzere tüm sıhhat çalışanlarına daha fazla hissesi ayırmalıdır.”
“LÜKSÜMÜZ YOK”
Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hekimlere yönelik “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” kelamlarıyla başlayan tartışmaya da girdi. Mustafa Destici şunları söylemiş oldu:
“En kıymetlisi doktorlarımızın kanıları ve talepleri ciddiyetle dikkate alınmalı, sıhhat hizmetleri alanında yaşanan sorunların tahliline, doktorlarımızın katkı sağlamasına imkan tanınmalıdır. Bizim ülke olarak doktorlarımız başta olmak üzere uygun yetişmiş-yetiştirilmiş hiç bir bireyimizi kaybetme lüksümüz yoktur. Bu tartışılmaz bir gerçektir.”
TTB’YE REAKSİYON
Mustafa Destici ayrıyeten, Türk Tabipler Birliği’nin mevzuyu siyaset materyali yapmaya çalıştığını öne sürerek, “İçinde Türk Tabipler Birliği’nin de olduğu birtakım meslek kuruluşlarının yöneticilerinin, yürütmekle yükümlü oldukları asli nazaranvleri yerine ülkemize ve milletimize düşmanlık etmeyi nazaranv edinmiş odakların sözcülüğünü üstlenmeye çalışmalarının mevzunun haricinde ve müstakilen Türkiye’nin değerli sorunlarından biri olduğunu düşünüyoruz” dedi.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Bayanlar günü niçiniyle külliyede bayan muhtarlarla bir ortaya gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabiplerin özel dalı tercih etmesi ve yurt dışına gitmesine ait açıklamalarda bulundu.
“Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim” diyen Erdoğan şunları söylemiş oldu:
“Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar, bedelli kardeşlerim samimi konuşuyorum dost acı söyler ancak gerçeği söyler bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu tabipleri okutan yetiştiren bu devlet değil mi? E? Bu devlet sizi okuttu yetiştirdi en çok maliyeti yüksek olan da sıhhattir. Fakat artık az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna karşın özel kesim epeyce daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren hekimlerimizi buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt haricinden ülkemize dönmek isteyenleri hızla davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk üzere bir aziz mesleği oraya onu dayamak herbiçimde pek de insani değildir.”