kunteper
Member
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti (YİK) Başkanvekili ve eski TBMM Lideri İsmail Kahraman Birlik Vakfının Çemberlitaş’taki genel merkezinde “Yeni Anayasa ve Öze Dönüş” temalı konferans verdi. Konferansın akabinde açıklamalarda bulunan Kahraman yeni anayasa için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında bir çalışmanın sürdüğünü belirterek laiklik hususuyla ilgili kıymetlendirme yaptı.
Kahraman, “Laiklik dünya anayasalarında 5 anayasada unsur olarak var. 195 ülkenin 5 adedinde laiklik prensip olarak geçiyor. Sadece Fransa’da ‘din yok’ manasında kullanılıyor, başkalarında dine karşı oluş yok. Dinle barışık bir anayasa hepsinde var” dedi.
Kalkınma için ise istikrarın koşul olduğunu, parlamenter sistemde ise bunun bulunmadığını ileri süren Kahraman, yeni anayasanın 1924, 1961, 1982 anayasaları üzere ”dindar bir anayasa” olması gerektiğini söylemiş oldu.
Kahraman, “Bütün bu anayasalarda din vardır, din dersleri vardır, Diyanet İşleri Başkanlığı vardır, din nazaranvlileri maaşını devletten almaktadır. Dini bayramlar, resmi tatil günleridir. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyelerinden birisidir. Hatta İSEDAK’ın lideri Cumhurbaşkanımızdır. İçinde olduğumuz etrafın haricindeymış üzere davranmak fazlaca yanlıştır” diye konuştu.
Anayasalarda değişmez kararların olmaması gerektiğini vurgulayan Kahraman şöyleki devam etti:
”Değişmez unsurlar anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir. Millet kendini yönetim etmek için bir ortaya geliyor da bir karar veriyorsa demokrasinin gereğini yerine getirmek lazımdır. Parlamenter sistem demokrasiyle uyuşmaz. Zira demokrasilerde 3 temel kurum birbirinden başkadır. Yasama, yürütme, yargı birbirine bağlı değildir. Hepsi farklı güçlerdir. Parlamenter sistemde yürütmeyle yasama bir, Meclis’in ortasından bakanlar çıkıyor. halbuki şimdikinde Meclis haricindendır bakanlar. Meclis’in gücünün fazlaca daha arttığını nazaranceğiz. Milletvekillerinin ytesirinin arttığını goreceğiz vakit ortasında. Hoş bir sistem ve bu sistem devam etmelidir. Türkiye sahiden hukuk devleti normlarına uygun, ufku açık, teferruata girmeyen, kısa, öz bir anayasa yapmalıdır. Ümit ederim ki bu gerçekleşir. Bu temenniyi bütün partiler seçimlerde tabir ediyor. Söz ettikleri bu temenninin yerine gelmesine de ellerinden gelen dayanağı vereceklerine inanıyorum.” (AA)
Kahraman, “Laiklik dünya anayasalarında 5 anayasada unsur olarak var. 195 ülkenin 5 adedinde laiklik prensip olarak geçiyor. Sadece Fransa’da ‘din yok’ manasında kullanılıyor, başkalarında dine karşı oluş yok. Dinle barışık bir anayasa hepsinde var” dedi.
Kalkınma için ise istikrarın koşul olduğunu, parlamenter sistemde ise bunun bulunmadığını ileri süren Kahraman, yeni anayasanın 1924, 1961, 1982 anayasaları üzere ”dindar bir anayasa” olması gerektiğini söylemiş oldu.
Kahraman, “Bütün bu anayasalarda din vardır, din dersleri vardır, Diyanet İşleri Başkanlığı vardır, din nazaranvlileri maaşını devletten almaktadır. Dini bayramlar, resmi tatil günleridir. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyelerinden birisidir. Hatta İSEDAK’ın lideri Cumhurbaşkanımızdır. İçinde olduğumuz etrafın haricindeymış üzere davranmak fazlaca yanlıştır” diye konuştu.
Anayasalarda değişmez kararların olmaması gerektiğini vurgulayan Kahraman şöyleki devam etti:
”Değişmez unsurlar anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir. Millet kendini yönetim etmek için bir ortaya geliyor da bir karar veriyorsa demokrasinin gereğini yerine getirmek lazımdır. Parlamenter sistem demokrasiyle uyuşmaz. Zira demokrasilerde 3 temel kurum birbirinden başkadır. Yasama, yürütme, yargı birbirine bağlı değildir. Hepsi farklı güçlerdir. Parlamenter sistemde yürütmeyle yasama bir, Meclis’in ortasından bakanlar çıkıyor. halbuki şimdikinde Meclis haricindendır bakanlar. Meclis’in gücünün fazlaca daha arttığını nazaranceğiz. Milletvekillerinin ytesirinin arttığını goreceğiz vakit ortasında. Hoş bir sistem ve bu sistem devam etmelidir. Türkiye sahiden hukuk devleti normlarına uygun, ufku açık, teferruata girmeyen, kısa, öz bir anayasa yapmalıdır. Ümit ederim ki bu gerçekleşir. Bu temenniyi bütün partiler seçimlerde tabir ediyor. Söz ettikleri bu temenninin yerine gelmesine de ellerinden gelen dayanağı vereceklerine inanıyorum.” (AA)