kunteper
Member
CHP’nin son devirde Türkiye’de biroldukca kesimi elinde bulunduran dev şirketlere yönelik kamulaştırma iletileri vermesinde kritik bir viraj aşıldı.
Partinin liberal iktisatçılarından Selin Sayek Böke Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisi’nde bugün “Neoliberal ekonomik tertibi değiştirmek zorundayız” diyerek dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Temel gereksinimlerde devletleşmeyi savunan Selin Sayek Böke konuşmasında, neoliberalizmin demokrasileri yıkan bir hale dönüştüğünü savundu.
CHP’li Böke konuşmasında, “Neoliberal model eğitim, elektrik, telekomünikasyon, sıhhat üzere temel insan haklarıyla ilgili kamu hizmetlerinin özelleştirilmesini içeren mali ve ekonomik siyaset tercihleri ile temel ekonomik ve toplumsal hakların kullanılamadığı tertipleri dayatır. halbuki bu alanlar kar arayışında olanların ellerine bırakılamaz. Bunlar bizim temel haklarımızdır” tabirlerini kullandı.
BÖKE’NİN KAMULAŞTIRMAYA GELİŞİ
“Liberal iktisatçı” Selin Sayek Böke’nin “kamulaştırma” siyasetini savunmasına dair Sözcü gazetesi muharriri Soner Yalçın iki yıl evvel dikkat çeken bir yazı kaleme almıştı.
“Bugün liberalizmin, bir defa daha insanlarda hayal kırıklığı yarattığına şahit oluyoruz” diyen Yalçın, “Atatürk’ün kurucu ideolojisine sıkı sıkıya sarılma devrindeyiz; krizden öteki çıkış yolu gözükmüyor!” sözlerini kullanmıştı.
İşte o yazının bir kısmı:
Tarih: 15 Eylül 2008.
ABD’nin dördüncü büyük yatırım bankası Lehman Brothers‘ın iflasını açıklamasıyla kapitalizmin yine krize girdiği süreç başladı. Bu iflası Merrill Lynch, sigorta firması American International Group, Washington Mutual ve Wachovia üzere bankalar takip etti. Vs.
1929‘dan daha sonra yaşanan 2008 buhranı, kapitalizmin dünyayı etkileyen üçüncü büyük kriziydi.
Liberalizme olan inanç bir sefer daha sekteye uğradı. 1980’lerde neoliberalizmi/ globalleşmeyi öven iktisatçılar yanıldıklarını kabul ettiler.
Erdoğan‘ın “kriz teğet geçti” lafına karşın bu süreçte Türk iktisadı bir türlü kendine gelemedi. Bugün yaşananlar bunun göstergesi; 2019’da yüzde 1 büyümeyi bile gerçekleştiremedi Türkiye. Ki daha ortada COVID-19 yoktu!
Bugün liberalizmin, bir kere daha insanlarda hayal kırıklığı yarattığına şahit oluyoruz.
Peki… Gerek 1873 ve gerekse 1929 liberal ekonomik buhranın ağır sonuçlarını devletçilik ile gideren Türkiye, hala yaşadığımız bu krizi nasıl atlatacak?
“Liberal iktisatçı” Selin Sayek Böke’nin “kamulaştırma” kelamını bu bağlamda kıymetlendirmek gerekiyor. Bir defa daha liberalizmin “modası” geçmiştir; insanlığa güzel gelmediği bir defa daha görülmüştür.
Böke’nin bugün muhafazacı devletçiliğe-halkçılığa sarılması şaşırtan değildir. Son senelerda unutulan CHP programına da uygundur.
Atatürk’ün kurucu ideolojisine sıkı sıkıya sarılma devrindeyiz; krizden diğer çıkış yolu gözükmüyor!
Partinin liberal iktisatçılarından Selin Sayek Böke Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisi’nde bugün “Neoliberal ekonomik tertibi değiştirmek zorundayız” diyerek dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Temel gereksinimlerde devletleşmeyi savunan Selin Sayek Böke konuşmasında, neoliberalizmin demokrasileri yıkan bir hale dönüştüğünü savundu.
CHP’li Böke konuşmasında, “Neoliberal model eğitim, elektrik, telekomünikasyon, sıhhat üzere temel insan haklarıyla ilgili kamu hizmetlerinin özelleştirilmesini içeren mali ve ekonomik siyaset tercihleri ile temel ekonomik ve toplumsal hakların kullanılamadığı tertipleri dayatır. halbuki bu alanlar kar arayışında olanların ellerine bırakılamaz. Bunlar bizim temel haklarımızdır” tabirlerini kullandı.
BÖKE’NİN KAMULAŞTIRMAYA GELİŞİ
“Liberal iktisatçı” Selin Sayek Böke’nin “kamulaştırma” siyasetini savunmasına dair Sözcü gazetesi muharriri Soner Yalçın iki yıl evvel dikkat çeken bir yazı kaleme almıştı.
“Bugün liberalizmin, bir defa daha insanlarda hayal kırıklığı yarattığına şahit oluyoruz” diyen Yalçın, “Atatürk’ün kurucu ideolojisine sıkı sıkıya sarılma devrindeyiz; krizden öteki çıkış yolu gözükmüyor!” sözlerini kullanmıştı.
İşte o yazının bir kısmı:
Tarih: 15 Eylül 2008.
ABD’nin dördüncü büyük yatırım bankası Lehman Brothers‘ın iflasını açıklamasıyla kapitalizmin yine krize girdiği süreç başladı. Bu iflası Merrill Lynch, sigorta firması American International Group, Washington Mutual ve Wachovia üzere bankalar takip etti. Vs.
1929‘dan daha sonra yaşanan 2008 buhranı, kapitalizmin dünyayı etkileyen üçüncü büyük kriziydi.
Liberalizme olan inanç bir sefer daha sekteye uğradı. 1980’lerde neoliberalizmi/ globalleşmeyi öven iktisatçılar yanıldıklarını kabul ettiler.
Erdoğan‘ın “kriz teğet geçti” lafına karşın bu süreçte Türk iktisadı bir türlü kendine gelemedi. Bugün yaşananlar bunun göstergesi; 2019’da yüzde 1 büyümeyi bile gerçekleştiremedi Türkiye. Ki daha ortada COVID-19 yoktu!
Bugün liberalizmin, bir kere daha insanlarda hayal kırıklığı yarattığına şahit oluyoruz.
Peki… Gerek 1873 ve gerekse 1929 liberal ekonomik buhranın ağır sonuçlarını devletçilik ile gideren Türkiye, hala yaşadığımız bu krizi nasıl atlatacak?
“Liberal iktisatçı” Selin Sayek Böke’nin “kamulaştırma” kelamını bu bağlamda kıymetlendirmek gerekiyor. Bir defa daha liberalizmin “modası” geçmiştir; insanlığa güzel gelmediği bir defa daha görülmüştür.
Böke’nin bugün muhafazacı devletçiliğe-halkçılığa sarılması şaşırtan değildir. Son senelerda unutulan CHP programına da uygundur.
Atatürk’ün kurucu ideolojisine sıkı sıkıya sarılma devrindeyiz; krizden diğer çıkış yolu gözükmüyor!