kunteper
Member
CHP İktisat Masası’nın Zonguldak ziyaretinde konuşan CHP Genel Lider Yardımcısı, parti sözcüsü ve İktisat Masası (Masa) Lideri Faik Öztrak, “Merkez Bankası Lideri ‘Enflasyon reisimize uymadı, reisimize enflasyon uyduralım. Enflasyonun çekirdeğine bakalım’ dedi. O günden bu yana geçen 19 günde TL, dolar karşısında yüzde 6 paha kaybetti. TL’deki paha kaybı niçiniyle 19 günde Türkiye’nin dış borcunun TL karşılığı 236 milyar TL ağırlaştı” dedi.
Öztrak, görüşmede yaptığı sunumda şunları söylemiş oldu:
‘RESMİ BİLGİLERDEKİ BÜYÜME ORANI SOKAĞA YANSIMIYOR’
“Erdoğan Şahsım Hükümetinin ekonomiyi sıcak parayla şişirmeye dayalı büyüme modeli 2007’den daha sonra patinaja başladı, 2013’te sıcak para musluklarının kesilmesiyle bu tıkanma barizleşti. Akabinde 2014 yılında tek kişilik vesayet rejiminin düğmesine basıldı ve işler düzgünden uyguna sarpa sarmaya başladı. Bugün ülkemiz ekonomik kriz, devlet krizi ve sıhhat krizinin iç içe geçmesiyle büyük bir buhranın ortasında.
Yılın ikinci çeyreği itibariyle, mevsim tesirlerinden arınmış işsiz sayımız hala 9 milyonun üstünde. İşgücü ödemelerinin ulusal gelir ortasındaki hissesi da yıldan yıla düşüyor. Resmi bilgilerdeki büyüme oranları sokağa, cüzdana, fileye yansımıyor. İşsizlikle birlikte hayat pahalılığı da milletimizi eziyor. Ağustos ayı itibariyle resmi tüketici enflasyonu yüzde 19,25 görünse de, milletimizin yaşadığı enflasyon bunun epeyce üstünde. Ayrıyeten birebir devirde, üretici fiyatlarında yüzde 45’in üzerine çıkan artış, maliyetlerin çabucak hemen fiyatlara tam olarak yansımadığını, güç fiyatlarındaki artışlarla bir arada düşünüldüğünde önümüzdeki kış günlerinin milletimiz için kara kış olacağını gösteriyor.
‘ERDOĞAN’IN AÇIKLADIĞI 2023 GAYELERİ HAYAL OLDU’
Hükümet daima 2023 maksatlarının isminden bahsediyor fakat bu amaçların ne olduğunu bir türlü söylemiyor. Bundan 10 yıl evvel, 2011 Lokal Seçimlerine giderken Erdoğan 2023’te 2 trilyon dolar ulusal gelir, 25 bin dolar kişi başına gelir, 500 milyar dolar ihracat ve yüzde 5 işsizlik kelamı verdi. halbuki Orta Vadeli Program’a bakılırsa 2023’te ulusal gelir 925 milyar dolar, kişi başına gelir 10 bin 703 dolar, ihracat 242 milyar dolar, işsizlik ise yüzde 11,4 olacak. Orta Vadeli Program’a göre Erdoğan’ın deklare ettiğı 2023 maksatları hayal oldu, yarısı bile gerçekleşmeyecek. Bir tek şey haricinde, o da işsizlik. İşsizlik oranı Erdoğan’ın vadettiğinin iki katından fazla olacak. 2013’ten itibaren Türkiye’nin 2023 rotasından çıkmasının milletimize faturası 1 trilyondan fazla olacak.
‘EKONOMİ İDARESİNDE KURUMSAL ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR’
İktisat idaresinde kurumsal bir çöküş yaşanıyor. Merkez Bankası’nın Temmuz sonunda yaptığı iddialar Eylül başında çöpe atılıyor. Merkez Bankası’nın yüzde 5 enflasyon amacına artık hükümet dahil kimse inanmıyor. Merkez Bankası yılın ikinci yarısında cari fazla geleceğini söylüyor fakat OVP’de bu beklenmiyor.
‘BİR İNATLA 19 GÜNDE 236 MİLYAR LİRALIK FATURA’
Yüksek faiz alışılmış ki kimsenin isteyeceği bir şey değil. Ama Erdoğan’ın kerameti kendinden menkul enflasyon-faiz teorisinin peşine takılarak riskleri düşürmeden, hesapsız kitapsız yapılan faiz indirimi iktisada ziyan veriyor. İşte Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları ortada… Daha evvel “Politika faizi enflasyonun üstünde olacak” diyen Merkez Bankası Lideri, daha sonra çıktı Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası İktisat Toplantısında “Çekirdek enflasyona yük vereceğiz” deyiverdi. Bu, oyun devam ederken kural değiştirmektir. Merkez Bankası Liderinin açıklamasından bu yana geçen 19 günde TL, dolar karşısında yüzde 6 paha kaybetti. TL’deki bedel kaybı niçiniyle 19 günde Türkiye’nin dış borcunun TL karşılığı, yani dış borç yükü 236 milyar TL ağırlaştı.
Meşhur bir Erzurum deyişi vardır: Deftere bakarsan hac farz olmuş; kasaya bakarsan zekata muhtaç. Merkez Bankası net rezervleri açık veriyor. Analitik bilançodan hesaplanan Milletlerarası Para Fonu tarifli net rezerve bakarsanız açık 40 milyar dolar. Merkez Bankası kasasındaki emanet dövizleri ve bilanço içi yükümlülükleri çıkarırsak rezerv açığı 53 milyar doları buluyor.
‘ÜLKE HER ALANDA YER KAYBETTİ’
Bu ucube rejimin ülkeyi nereye getirdiği ortada… Yangın ve sel felaketinde yaşananları daima birlikte gördük. “Türkiye’yi uçuracak” dedikleri rejim, yangında uçak uçuramadı. Ya dış siyasette yaşananlar? Sonlarımız Peşaverleşti. Türkiye Avrupa’nın sığınmacı gettosu haline geldi. Erdoğan da başta buna teşne göründü, finansı güzel yönettiğimiz için yeni sığınmacı alabileceğimizi söylemiş oldu. daha sonra bir u dönüşü yaparak daha fazla göç yükünü kaldıramayacağımızı söylemeye başladı. Salgında da durum parlak değil. Geçen yılın 26 Eylül’ünde salgın niçiniyle kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 71 idi. Bu yılın 26 Eylül’ünde bunun üç katına çıktı, günlük vefat sayımız 228’e ulaştı. Okullar büyük bir zahmetle açıldı. Önlemler yetersiz, bir hayli okulda hijyen gereci ve hizmetli gereksinimi var. Memleketler arası karşılaştırmalarda da durumumuz parlak değil. Son 7-8 yıllık devirde Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 48 sıra, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 22 sıra, İnsani Özgürlük Endeksi’nde 57 sıra, Dünya Memnunluk Endeksi’nde 27 sıra geriledik. Ülkemiz her alanda taban kaybetti.
Ancak ümitsizliğe gerek yok. Her sorunun tahlili var. Sıkıntıları 3 yeniyle, Yeni Kurallarla, Yeni Kurumlarla ve Yeni Takımlarla çözeceğiz. Bunun için dört sütun üzerine oturan bir programımız var. Programımızın birinci ayağında, adaleti, demokrasiyi ve kuvvetler ayrılığını ayağa kaldırmak var. Tarafsız Cumhurbaşkanı ile “Yepyeni ve Güçlendirilmiş Bir Parlamenter Sistemi” getireceğiz. Bu, yapacağımız başka işlerde için kuvvetli bir taban ve inanç ortamı oluşturacak.
‘REFAHI PAYLAŞMADAN BÜYÜME SÜRMÜYOR’
Programımızın ikinci ayağında üretimin önünü açacak tedbirler yer alıyor. Üreterek, verimliliği artırarak, ekonomiyi büyüten bir modeli getireceğiz. Salgın devrinde ülkeler hayli değerli dersler edindi. Bu dersler ışığında devletin, sıhhat, eğitim, besin güvenliği üzere kritik alanlarda akılcı müdahalesini değeri ortaya çıktı. Biz, Dijital ve Yeşil İktisadın sunduğu fırsatları değerlendireceğiz. Refah Devleti 3.0 yaklaşımından yararlanacağız.
Programımızın üçüncü ayağında, üretilen refahın adil paylaşılması var. Refahı topluma yaymazsanız büyüme sürmüyor. Bunu artık herkes anladı. Bizim burada yararlanacağımız en kıymetli yeni kurum Aile Dayanakları Sigortası olacak. Programımızın dördüncü ayağında ise çevresel, ekonomik ve mali sürdürülebilirlik var. Bu sene yangın ve sellerde gördük; tüm yapılacak işlerde, etrafın sürdürülebilirliğini planlamak önceliğimiz olacak. Yeşil Mutabakata ahenk sağlayacağız, Paris İklim Antlaşması’nı onaylayacağız. Borcun denetimsiz artışına müsaade etmeyeceğiz. Enflasyona niye olmadan, istikrar ortasında süratle büyüyeceğiz. Biz hazırız. Milletimiz hazır. Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında, CHP ülkemizi yesyeni bir ufka taşımaya hazır.” (DUVAR)
Öztrak, görüşmede yaptığı sunumda şunları söylemiş oldu:
‘RESMİ BİLGİLERDEKİ BÜYÜME ORANI SOKAĞA YANSIMIYOR’
“Erdoğan Şahsım Hükümetinin ekonomiyi sıcak parayla şişirmeye dayalı büyüme modeli 2007’den daha sonra patinaja başladı, 2013’te sıcak para musluklarının kesilmesiyle bu tıkanma barizleşti. Akabinde 2014 yılında tek kişilik vesayet rejiminin düğmesine basıldı ve işler düzgünden uyguna sarpa sarmaya başladı. Bugün ülkemiz ekonomik kriz, devlet krizi ve sıhhat krizinin iç içe geçmesiyle büyük bir buhranın ortasında.
Yılın ikinci çeyreği itibariyle, mevsim tesirlerinden arınmış işsiz sayımız hala 9 milyonun üstünde. İşgücü ödemelerinin ulusal gelir ortasındaki hissesi da yıldan yıla düşüyor. Resmi bilgilerdeki büyüme oranları sokağa, cüzdana, fileye yansımıyor. İşsizlikle birlikte hayat pahalılığı da milletimizi eziyor. Ağustos ayı itibariyle resmi tüketici enflasyonu yüzde 19,25 görünse de, milletimizin yaşadığı enflasyon bunun epeyce üstünde. Ayrıyeten birebir devirde, üretici fiyatlarında yüzde 45’in üzerine çıkan artış, maliyetlerin çabucak hemen fiyatlara tam olarak yansımadığını, güç fiyatlarındaki artışlarla bir arada düşünüldüğünde önümüzdeki kış günlerinin milletimiz için kara kış olacağını gösteriyor.
‘ERDOĞAN’IN AÇIKLADIĞI 2023 GAYELERİ HAYAL OLDU’
Hükümet daima 2023 maksatlarının isminden bahsediyor fakat bu amaçların ne olduğunu bir türlü söylemiyor. Bundan 10 yıl evvel, 2011 Lokal Seçimlerine giderken Erdoğan 2023’te 2 trilyon dolar ulusal gelir, 25 bin dolar kişi başına gelir, 500 milyar dolar ihracat ve yüzde 5 işsizlik kelamı verdi. halbuki Orta Vadeli Program’a bakılırsa 2023’te ulusal gelir 925 milyar dolar, kişi başına gelir 10 bin 703 dolar, ihracat 242 milyar dolar, işsizlik ise yüzde 11,4 olacak. Orta Vadeli Program’a göre Erdoğan’ın deklare ettiğı 2023 maksatları hayal oldu, yarısı bile gerçekleşmeyecek. Bir tek şey haricinde, o da işsizlik. İşsizlik oranı Erdoğan’ın vadettiğinin iki katından fazla olacak. 2013’ten itibaren Türkiye’nin 2023 rotasından çıkmasının milletimize faturası 1 trilyondan fazla olacak.
‘EKONOMİ İDARESİNDE KURUMSAL ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR’
İktisat idaresinde kurumsal bir çöküş yaşanıyor. Merkez Bankası’nın Temmuz sonunda yaptığı iddialar Eylül başında çöpe atılıyor. Merkez Bankası’nın yüzde 5 enflasyon amacına artık hükümet dahil kimse inanmıyor. Merkez Bankası yılın ikinci yarısında cari fazla geleceğini söylüyor fakat OVP’de bu beklenmiyor.
‘BİR İNATLA 19 GÜNDE 236 MİLYAR LİRALIK FATURA’
Yüksek faiz alışılmış ki kimsenin isteyeceği bir şey değil. Ama Erdoğan’ın kerameti kendinden menkul enflasyon-faiz teorisinin peşine takılarak riskleri düşürmeden, hesapsız kitapsız yapılan faiz indirimi iktisada ziyan veriyor. İşte Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları ortada… Daha evvel “Politika faizi enflasyonun üstünde olacak” diyen Merkez Bankası Lideri, daha sonra çıktı Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası İktisat Toplantısında “Çekirdek enflasyona yük vereceğiz” deyiverdi. Bu, oyun devam ederken kural değiştirmektir. Merkez Bankası Liderinin açıklamasından bu yana geçen 19 günde TL, dolar karşısında yüzde 6 paha kaybetti. TL’deki bedel kaybı niçiniyle 19 günde Türkiye’nin dış borcunun TL karşılığı, yani dış borç yükü 236 milyar TL ağırlaştı.
Meşhur bir Erzurum deyişi vardır: Deftere bakarsan hac farz olmuş; kasaya bakarsan zekata muhtaç. Merkez Bankası net rezervleri açık veriyor. Analitik bilançodan hesaplanan Milletlerarası Para Fonu tarifli net rezerve bakarsanız açık 40 milyar dolar. Merkez Bankası kasasındaki emanet dövizleri ve bilanço içi yükümlülükleri çıkarırsak rezerv açığı 53 milyar doları buluyor.
‘ÜLKE HER ALANDA YER KAYBETTİ’
Bu ucube rejimin ülkeyi nereye getirdiği ortada… Yangın ve sel felaketinde yaşananları daima birlikte gördük. “Türkiye’yi uçuracak” dedikleri rejim, yangında uçak uçuramadı. Ya dış siyasette yaşananlar? Sonlarımız Peşaverleşti. Türkiye Avrupa’nın sığınmacı gettosu haline geldi. Erdoğan da başta buna teşne göründü, finansı güzel yönettiğimiz için yeni sığınmacı alabileceğimizi söylemiş oldu. daha sonra bir u dönüşü yaparak daha fazla göç yükünü kaldıramayacağımızı söylemeye başladı. Salgında da durum parlak değil. Geçen yılın 26 Eylül’ünde salgın niçiniyle kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 71 idi. Bu yılın 26 Eylül’ünde bunun üç katına çıktı, günlük vefat sayımız 228’e ulaştı. Okullar büyük bir zahmetle açıldı. Önlemler yetersiz, bir hayli okulda hijyen gereci ve hizmetli gereksinimi var. Memleketler arası karşılaştırmalarda da durumumuz parlak değil. Son 7-8 yıllık devirde Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 48 sıra, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 22 sıra, İnsani Özgürlük Endeksi’nde 57 sıra, Dünya Memnunluk Endeksi’nde 27 sıra geriledik. Ülkemiz her alanda taban kaybetti.
Ancak ümitsizliğe gerek yok. Her sorunun tahlili var. Sıkıntıları 3 yeniyle, Yeni Kurallarla, Yeni Kurumlarla ve Yeni Takımlarla çözeceğiz. Bunun için dört sütun üzerine oturan bir programımız var. Programımızın birinci ayağında, adaleti, demokrasiyi ve kuvvetler ayrılığını ayağa kaldırmak var. Tarafsız Cumhurbaşkanı ile “Yepyeni ve Güçlendirilmiş Bir Parlamenter Sistemi” getireceğiz. Bu, yapacağımız başka işlerde için kuvvetli bir taban ve inanç ortamı oluşturacak.
‘REFAHI PAYLAŞMADAN BÜYÜME SÜRMÜYOR’
Programımızın ikinci ayağında üretimin önünü açacak tedbirler yer alıyor. Üreterek, verimliliği artırarak, ekonomiyi büyüten bir modeli getireceğiz. Salgın devrinde ülkeler hayli değerli dersler edindi. Bu dersler ışığında devletin, sıhhat, eğitim, besin güvenliği üzere kritik alanlarda akılcı müdahalesini değeri ortaya çıktı. Biz, Dijital ve Yeşil İktisadın sunduğu fırsatları değerlendireceğiz. Refah Devleti 3.0 yaklaşımından yararlanacağız.
Programımızın üçüncü ayağında, üretilen refahın adil paylaşılması var. Refahı topluma yaymazsanız büyüme sürmüyor. Bunu artık herkes anladı. Bizim burada yararlanacağımız en kıymetli yeni kurum Aile Dayanakları Sigortası olacak. Programımızın dördüncü ayağında ise çevresel, ekonomik ve mali sürdürülebilirlik var. Bu sene yangın ve sellerde gördük; tüm yapılacak işlerde, etrafın sürdürülebilirliğini planlamak önceliğimiz olacak. Yeşil Mutabakata ahenk sağlayacağız, Paris İklim Antlaşması’nı onaylayacağız. Borcun denetimsiz artışına müsaade etmeyeceğiz. Enflasyona niye olmadan, istikrar ortasında süratle büyüyeceğiz. Biz hazırız. Milletimiz hazır. Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında, CHP ülkemizi yesyeni bir ufka taşımaya hazır.” (DUVAR)