kunteper
Member
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir canlı yayında Canan Kaftacıoğlu ile ilgili bir soruyu karşılık vererek, “Türkiye’de tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir kişi yok. Tweetin ortasında yazandan dolayı soruşturma açılıyor” tabirlerini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başşehir Kulisi programında soruları yanıtladı. Bakan Bozdağ, Canan Kaftancıoğlu’nun yargılanma sürece ile ilgili konuşarak, “Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Lakin burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Ancak bunun pak lisanla, hürmet ortasında olması lazım. Kılıçdaroğlu, ‘Ben mahkemeyi tanımıyorum’ diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini lisanından düşürmeyen kişinin, ‘sonucu beğenmedim. Ben karşıyım lakin ortada mahkeme sonucu vardır. şüphesiz gereği yapılacaktır’ demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik suçtur” dedi.
Bozdağ’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
KILIÇDAROĞLU’NUN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI
“Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını üstü kapalı biçimde deklare etti.
Herkes biliyor ki masadaki 7’nci HDP’dir.
Kılıçdaroğlu kendi adaylığına kabule evvel CHP ortasındaki muhalefeti daha sonra masadakileri zorluyor. Onlar bu zorlama karşısında ne yapıyor, vakit ortasında nazaranceğiz.
Sanki Türkiye’de 2023 seçimi sandığı gelmiş, Millet İttifakı kimi aday gösterirse göstermiş Türk halkı onu seçmeye mecburmuş üzere bir algı oluşturmaya çaba ediyorlar.
Kirli politikayı Türk halkı bir sefer daha tekzip edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız her gün halkın içinde. Halkın ne hissettiğini görüyoruz, meseleleri da biliyoruz.
(7’li masadan uzlaşı bekliyor musunuz?)
18 Haziran 2019 seçimlerinden bu yana tek bir şey konuşuyor: Adayın vasıfları, nitelikleri. Bu bana 2007 seçimlerini hatırlatıyor. Sayın Baykal hatırlarsanız şunlar aday olamaz diyordu. Artık kimlerin aday olabileceğini, kimlerin olamayacağını söylüyorlar lakin adayı somutlaştırma konusuna bir türlü giremiyorlar.
2014’te cumhurbaşkanı seçimi yaptık, bir oldular aday çıkardılar. 2014 10 Ağustos’undan beri cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartışıyorlar. Hala bir tane adayı belirleyip kamuoyuna açıklayamadılar. Bu ismi somutlaştırmaya geldiğinde masanın konumu ne olacak, ondan telaş duyduklarını düşünüyorum. her insanın gönlünde bir aslan var. Herkes önder. Herkes gördüğünün kabul görmesini istiyor.
Sayın Akşener’e söylüyorum: YETERLİ Parti’nin, CHP’nin, AK Parti’nin üyelerine sorun. Cumhur İttifakı’nın adayı kimdir diye çıkın sorun. Her vatandaş Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olduğunu söyleyecektir. Genel Lider seviyesinde, ‘Daha onlar bile açıklamadı’ denmesi milletin aklıyla alay etmektir.
Adayların vasıflarını anlatırken şunu söylüyorlar: Şunu yapacak, bunu yapacak. Orada temelinde genel liderlere biat edecek, onların buyruk eri olmayı kabul edecek, onlar ne derse ’emredersiniz’ deyip onların dediklerini hayata geçirecek bir cumhurbaşkanı adayı profili arıyorlar. ‘Falanca gelir de bu yetkileri eline alırsa halimiz ne olur’ diye telaş ediyorlar. Dediklerini yapma konusunda bir sürü vaatte bulunuyorlar, vaatlerin yapılmayacağını kendileri de Türk halkı da epey güzel biliyor. Cumhurbaşkanı orada yalnızca vitrin olarak duracak fakat temel icrayı bunlar yapacak.
YARGITAY’IN CANAN KAFTANCIOĞLU KARARI
(Kılıçdaroğlu’nun, ‘Mahkemeyi de sonucunı da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul Vilayet Liderimizdir, nokta’ açıklaması)
Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Lakin burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Ancak bunun pak lisanla, hürmet ortasında olması lazım. Kılıçdaroğlu, ‘Ben mahkemeyi tanımıyorum’ diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini lisanından düşürmeyen kişinin, ‘sonucu beğenmedim. Ben karşıyım lakin ortada mahkeme sonucu vardır. şüphesiz gereği yapılacaktır’ demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik hatadır.
TÜRKİYE’NİN HUKUK DEVLETİ OLMADIĞI KELAMINA ‘YANIT’
Sadece bir, iki isim üzerinden hem Avrupa Kurulu hem Türkiye ortasında kararlar veriliyor. Türkiye’de cezaevinde o kadar kişi var, onlar üzerinden bu argümanlar lisana getirilmiyor. İki, üç kişi üzerinden Türkiye’deki hukuk sistemini kimse sorgulayamaz, buradan da adil bir sonuca varamaz.
Tayyip Bey’i milletvekili listesinden sildiler. Anayasa’nın 76. unsurunda değişiklik yaptık. Bir parti düşünün, 363 milletvekili çıkarmış, onun genel lideri milletvekili olamamış. Biz Anayasa’yı değiştirdik, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan oldu. Hukuk devleti zayıfladı mı? Dayatmalar yapıldı 2007’de. 367 ucube sonucu çıktı. Biz seçim sonucu aldık, seçime gittik. Ayrıyeten Anayasa’yı değiştirdik, Cumhurbaşkanı’nı halk seçecek dedik. Hukuk devleti güçlendi mi, zayıfladı mı?
“BİREYSEL MÜRACAAT HAKKINI BİZ GETİRDİK”
15 Temmuz’u yapan hainler hesap verdi, veriyor. Hukuk devleti zayıfladı mı? Askeri yargıyı biz kaldırdık. Bir devlet, iki yargı. Farklı başka yollar. Dün, bunların hiç birinin ağzına almaya yürek edemediği şeylerdi. Türkiye’nin hukuk devleti vasfının güçlenmesi için tarihi ıslahatlara biz imza attık.
Bireysel müracaat hakkını biz getirdik. Yönetimin işleyişinin kontrolü yolunu biz açtık. Bilgi edinme hakkını vatandaşımıza verdik. Kendi ve kamuyla ilgili mevzularla da kamuya mecburiyet getirdik.
Merve Kavakçı hanımefendinin başına neler geldi. Fakat artık Türkiye’nin büyükelçisi. Biz, Türkiye’yi hukuk devleti vasıflarından uzak ayıplarından kurtardık. Türkiye’deki hiç bir parti, hukuk devletini zayıflatma konusunda AK Parti’yi suçlama hakkına sahip değildir. Bu bahiste alnımız ak, yaptıklarımız ortada.
AÇIK CEZAEVİ MÜSAADELERİ UZATILACAK MI?
Geçenlerde AK Parti MYK’da bu husus konuşuldu. Yarın da Kabine’de benim de sunumum olacak, orada bir kıymetlendirme yapılacak. O değerlendirmeden daha sonra bu bahiste karar çıkarsa kamuoyuyla paylaşılacak.
Bugüne kadar 413 bin 652 kişi bundan istifade etti. Bunların ortasında çıkıp suça karışanlar var. Onlarla ilgili isimli süreç başlatıldı. Şu anda tutuklanmış olanlar var.
KİRACILARLA İLGİLİ DÜZENLEME YAPILACAK MI?
(Bazı konut sahiplerinin kiracıları zorla yahut birtakım mazeretlerle çıkartıp, meskenini yüksek ölçüyle kiralamaları)
Bizim borçlar kanununda temelinde kiracıları, kiralayanları koruyan değerli kararlar var. Berbat niyetli biçimde bu hususta hareket edilmemiş olsa bu düzenlemeler hem kiracıları hem konut sahiplerini koruyor. Fakat son vakit içinderda kiracıları zorlayan, onları zorla çıkarmak isteyen ve bu hususta kiracının karşılayamayacağı ölçüde artış talep eden konut sahipleri olduğuna dair önemli haberler var. Bu mevzu Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanlığımızın konusu. Onlar bu hususta Maliye Bakanlığıyla birlikte çalışma yapıyor. Biz de Adalet Bakanlığı olarak takviye veriyoruz.
Kanunlarımızın koyduğu kararlar, hudutlar var. Yasa minimum müşterekleri ve metodu ortaya koyuyor. Düzenlemede ne çıkacak, artık söylemeye imkan yok. Hem konut sahibi tıpkı vakitte kiracıyı koruyacak makul bir formül ortaya çıkarsa, bu mevzuyla ilgili adım atabiliriz.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başşehir Kulisi programında soruları yanıtladı. Bakan Bozdağ, Canan Kaftancıoğlu’nun yargılanma sürece ile ilgili konuşarak, “Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Lakin burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Ancak bunun pak lisanla, hürmet ortasında olması lazım. Kılıçdaroğlu, ‘Ben mahkemeyi tanımıyorum’ diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini lisanından düşürmeyen kişinin, ‘sonucu beğenmedim. Ben karşıyım lakin ortada mahkeme sonucu vardır. şüphesiz gereği yapılacaktır’ demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik suçtur” dedi.
Bozdağ’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
KILIÇDAROĞLU’NUN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI
“Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını üstü kapalı biçimde deklare etti.
Herkes biliyor ki masadaki 7’nci HDP’dir.
Kılıçdaroğlu kendi adaylığına kabule evvel CHP ortasındaki muhalefeti daha sonra masadakileri zorluyor. Onlar bu zorlama karşısında ne yapıyor, vakit ortasında nazaranceğiz.
Sanki Türkiye’de 2023 seçimi sandığı gelmiş, Millet İttifakı kimi aday gösterirse göstermiş Türk halkı onu seçmeye mecburmuş üzere bir algı oluşturmaya çaba ediyorlar.
Kirli politikayı Türk halkı bir sefer daha tekzip edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız her gün halkın içinde. Halkın ne hissettiğini görüyoruz, meseleleri da biliyoruz.
(7’li masadan uzlaşı bekliyor musunuz?)
18 Haziran 2019 seçimlerinden bu yana tek bir şey konuşuyor: Adayın vasıfları, nitelikleri. Bu bana 2007 seçimlerini hatırlatıyor. Sayın Baykal hatırlarsanız şunlar aday olamaz diyordu. Artık kimlerin aday olabileceğini, kimlerin olamayacağını söylüyorlar lakin adayı somutlaştırma konusuna bir türlü giremiyorlar.
2014’te cumhurbaşkanı seçimi yaptık, bir oldular aday çıkardılar. 2014 10 Ağustos’undan beri cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartışıyorlar. Hala bir tane adayı belirleyip kamuoyuna açıklayamadılar. Bu ismi somutlaştırmaya geldiğinde masanın konumu ne olacak, ondan telaş duyduklarını düşünüyorum. her insanın gönlünde bir aslan var. Herkes önder. Herkes gördüğünün kabul görmesini istiyor.
Sayın Akşener’e söylüyorum: YETERLİ Parti’nin, CHP’nin, AK Parti’nin üyelerine sorun. Cumhur İttifakı’nın adayı kimdir diye çıkın sorun. Her vatandaş Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olduğunu söyleyecektir. Genel Lider seviyesinde, ‘Daha onlar bile açıklamadı’ denmesi milletin aklıyla alay etmektir.
Adayların vasıflarını anlatırken şunu söylüyorlar: Şunu yapacak, bunu yapacak. Orada temelinde genel liderlere biat edecek, onların buyruk eri olmayı kabul edecek, onlar ne derse ’emredersiniz’ deyip onların dediklerini hayata geçirecek bir cumhurbaşkanı adayı profili arıyorlar. ‘Falanca gelir de bu yetkileri eline alırsa halimiz ne olur’ diye telaş ediyorlar. Dediklerini yapma konusunda bir sürü vaatte bulunuyorlar, vaatlerin yapılmayacağını kendileri de Türk halkı da epey güzel biliyor. Cumhurbaşkanı orada yalnızca vitrin olarak duracak fakat temel icrayı bunlar yapacak.
YARGITAY’IN CANAN KAFTANCIOĞLU KARARI
(Kılıçdaroğlu’nun, ‘Mahkemeyi de sonucunı da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul Vilayet Liderimizdir, nokta’ açıklaması)
Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Lakin burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Ancak bunun pak lisanla, hürmet ortasında olması lazım. Kılıçdaroğlu, ‘Ben mahkemeyi tanımıyorum’ diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini lisanından düşürmeyen kişinin, ‘sonucu beğenmedim. Ben karşıyım lakin ortada mahkeme sonucu vardır. şüphesiz gereği yapılacaktır’ demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik hatadır.
TÜRKİYE’NİN HUKUK DEVLETİ OLMADIĞI KELAMINA ‘YANIT’
Sadece bir, iki isim üzerinden hem Avrupa Kurulu hem Türkiye ortasında kararlar veriliyor. Türkiye’de cezaevinde o kadar kişi var, onlar üzerinden bu argümanlar lisana getirilmiyor. İki, üç kişi üzerinden Türkiye’deki hukuk sistemini kimse sorgulayamaz, buradan da adil bir sonuca varamaz.
Tayyip Bey’i milletvekili listesinden sildiler. Anayasa’nın 76. unsurunda değişiklik yaptık. Bir parti düşünün, 363 milletvekili çıkarmış, onun genel lideri milletvekili olamamış. Biz Anayasa’yı değiştirdik, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan oldu. Hukuk devleti zayıfladı mı? Dayatmalar yapıldı 2007’de. 367 ucube sonucu çıktı. Biz seçim sonucu aldık, seçime gittik. Ayrıyeten Anayasa’yı değiştirdik, Cumhurbaşkanı’nı halk seçecek dedik. Hukuk devleti güçlendi mi, zayıfladı mı?
“BİREYSEL MÜRACAAT HAKKINI BİZ GETİRDİK”
15 Temmuz’u yapan hainler hesap verdi, veriyor. Hukuk devleti zayıfladı mı? Askeri yargıyı biz kaldırdık. Bir devlet, iki yargı. Farklı başka yollar. Dün, bunların hiç birinin ağzına almaya yürek edemediği şeylerdi. Türkiye’nin hukuk devleti vasfının güçlenmesi için tarihi ıslahatlara biz imza attık.
Bireysel müracaat hakkını biz getirdik. Yönetimin işleyişinin kontrolü yolunu biz açtık. Bilgi edinme hakkını vatandaşımıza verdik. Kendi ve kamuyla ilgili mevzularla da kamuya mecburiyet getirdik.
Merve Kavakçı hanımefendinin başına neler geldi. Fakat artık Türkiye’nin büyükelçisi. Biz, Türkiye’yi hukuk devleti vasıflarından uzak ayıplarından kurtardık. Türkiye’deki hiç bir parti, hukuk devletini zayıflatma konusunda AK Parti’yi suçlama hakkına sahip değildir. Bu bahiste alnımız ak, yaptıklarımız ortada.
AÇIK CEZAEVİ MÜSAADELERİ UZATILACAK MI?
Geçenlerde AK Parti MYK’da bu husus konuşuldu. Yarın da Kabine’de benim de sunumum olacak, orada bir kıymetlendirme yapılacak. O değerlendirmeden daha sonra bu bahiste karar çıkarsa kamuoyuyla paylaşılacak.
Bugüne kadar 413 bin 652 kişi bundan istifade etti. Bunların ortasında çıkıp suça karışanlar var. Onlarla ilgili isimli süreç başlatıldı. Şu anda tutuklanmış olanlar var.
KİRACILARLA İLGİLİ DÜZENLEME YAPILACAK MI?
(Bazı konut sahiplerinin kiracıları zorla yahut birtakım mazeretlerle çıkartıp, meskenini yüksek ölçüyle kiralamaları)
Bizim borçlar kanununda temelinde kiracıları, kiralayanları koruyan değerli kararlar var. Berbat niyetli biçimde bu hususta hareket edilmemiş olsa bu düzenlemeler hem kiracıları hem konut sahiplerini koruyor. Fakat son vakit içinderda kiracıları zorlayan, onları zorla çıkarmak isteyen ve bu hususta kiracının karşılayamayacağı ölçüde artış talep eden konut sahipleri olduğuna dair önemli haberler var. Bu mevzu Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanlığımızın konusu. Onlar bu hususta Maliye Bakanlığıyla birlikte çalışma yapıyor. Biz de Adalet Bakanlığı olarak takviye veriyoruz.
Kanunlarımızın koyduğu kararlar, hudutlar var. Yasa minimum müşterekleri ve metodu ortaya koyuyor. Düzenlemede ne çıkacak, artık söylemeye imkan yok. Hem konut sahibi tıpkı vakitte kiracıyı koruyacak makul bir formül ortaya çıkarsa, bu mevzuyla ilgili adım atabiliriz.