kunteper
Member
Saadet Partisi Yüksek İstişare Şurası Lideri Oğuzhan Asiltürk, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklama ile Ulusal Görüş hareketi içerisinde kurultay ateşini yaktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sık sık görüşmesiyle gündeme gelen Oğuzhan Asiltürk yaptığı açıklamada, “kuvvetli bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve üstte durumlarını anlattığım gençleri, Ulusal Görüşe kazandırmak için, benim nezaretimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak. Rabbimiz güzel hizmetler yapmalarını nasip eylesin” sözünü kullanarak SP içerisinde yeni bir liste hazırlayacağı ve kurultay kazanını kaldırdığını duyurdu.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Heyeti Lideri Oğuzhan Asiltürk’ün toplumsal medya hesabından ayetlerle birlikte yaptığı açıklama şu biçimde:
1- Gayemiz huzur ortasında yaşayacağımız bir dünya oluşturmaktır.
2- Ulaşmak istediğimiz maksadın kıymet ve kıymetinden dolayı, hoşgörülü, toparlayıcı ve yol gösterici olmamız gerekiyor.
3- Mü’minlerin kardeş olduklarına inandığımız için, kardeşler içinde uygun ilgiler olmasını dilek ediyoruz. Siyâsi çekişmelerin oluşturduğu olumsuz ortamdan etkilenmeden, kardeşliğin oluşmasına ve gelişmesine çalışırız.
4- İnsanlara karşı hoşgörülü olmak, peygamberlerin ahlâkındandır. Peygamberimiz (a.s.) da insanlara şefkat ve merhametle davranmamızı emretmiştir. Müminler bu hoş ahlâka uyarlar.
5- Yeryüzünde biroldukca ülkede yaşayan Mü’minlerden farkımız, Allah’ın buyruk ve yasaklarına tam teslim olarak yaşamayı dilek etmemizdir.
6- Bu şuur düzeyine ulaşabilmek için, evvel nefsimizle cihad etmemiz gerekir. Fakat bunu yaptıktan daha sonra insanlara örnek olabilir, onlara gerçek yolu gösterebiliriz.
7- Bize bunu nasıl yapacağımızı Allah (c.c) Kur’anı Kerîmde bildirmiş ve Resûlullah da (a.s) örnek uygulamalarıyla, hayatında şahsen yaşayarak göstermiştir.
8- Ulusal Görüşçüler, kendi istek ve istediklerine uyarak değil, ahlâki ve mânevî pahalara uygun olarak hareket ederler. Şayet inandığımız üzere yaşamazsak, yaşadığımız üzere inanmaya başlarız. Hz. Ömer (r.a.) bu gerçeği hayli hoş söz etmiş.
9- Mekkenin fethindilk evvelki devirde o periyodun müşrik idarecileri, Peygamberimiz (a.s.)’a inanan isanlara zulümlerini artırınca, zulüm nazarannler, zâlimleri Allah’ın cezalandırması için Peygamberimiz den yardım istediler.
10- Peygamberimiz (a.s.) zâlimler aleyhine bedduâ etmeye başlayınca, Allah (c.c.), Âli İmran mühletinin 128. âyetini indirdi. Âyette şu biçimde buyruluyor:
11- “Bu işte, (zâlimlerle ilgili olarak) senin yapacağın bir şey yoktur. (eğer tevbe ederlerse) Allah, ya tevbelerini kabul edip onları affeder, ya da zâlim olduklarından dolayı onlara azap eder.”
12- Bu âyetin ışığı altında Ulusal Görüşçülerin bakılırsavi, yanılgısı olanları kötülemek değil, onları uygun bir lisanla hak ve adâlete çağırmaktır.
13- Peygamberimiz (a.s.), insanlara şefkat ve merhametle davranmamızı emrediyor. Erbakan hocamız bunu epey yeterli bildiği için konuşmalarında kırıcı olmamaya itina gösterir, dinleyenlerin akıl, mantık ve vicdanlarına hitap ederdi.
14- Erbakan hocamızdan daha sonra, Saadet Partisinde misyon yapan kardeşlerimiz, yalnızca iktidarı tenkit etmekle yetindiler.
15- bu biçimde olunca, ahlâki ve mânevî bedelleri savunduğu için, Saadet Partisini destekleyenlerin takviyesi azaldı.
16- Bu takviye azaldığından dolayı, bundan evvelki seçimde Millet Vekili çıkaracak kadar oy aldığımız vilayetlerde, seçim işbirliği ötürüsıyla baraj uygulanmadığı biçimde, birebir oyu alamadığımız için Millet Vekili çıkaramadık.
17- Bir Siyasi Partinin başarılı olması için, inandığı gerçeklere hizmet etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim öncelikli maksadımız, toplumu ahlâki ve mânevi pahalara yönlendirmeye çalışması olmalıdır.
18- elbette toplumun maddî gereksinimlerini da dikkate alacağız. Lakin bunu yaparken Partiyi yalnızca toplumun karnını doyurmaya çalışan bir parti üzere göstermekten de kaçınacağız.
19- Ulusal Görüşün partisini, öteki partilerden ayıran en kıymetli tarafı, ahlâki ve mânevi pahalara bağlılığını ön planda tutmasıdır.
20- Buna dikkat etmezsek Erbakan hocamızın tabiriyle evvel öteki partilerden biri üzere olur, daha sonra da yok oluruz. Şunu unutmamalıyız: Bize oy verecek olanlar, maddî imkânlar elde etmek için yanımıza gelenler değil, inancımıza saygılı olanlardır.
21- İnşaAllah, önümüzdeki kongrede alacağımız kararlarla, Saadet Partimiz, kuruluşundaki pahaları savunur hâle gelir.
22- Erbakan hocamız, insanların kalbine, akıl ve mantığına hitap etmeye, ömrü boyunca devam etti. Yöneticilerin yaptığı bir yanılgı ve yanlıştan dönmelerini isterken “Bunlar bizim kardeşlerimizdir” diye kelama başlardı.
23- Biz onların da yeterliliğini istiyoruz. Fakat şu şu konularda kusur ediyorlar. Şöyle şu biçimde yaparlarsa, daha gerçek olur. Kendileri de kazanır. Millet de kazanır.” kaygısı.
24- bu biçimde konuştuğu için, hitap ettiği beşerler, reaksiyon göstermezler, tam bilakis hürmet duyarlardı. Kamuoyunun dayanağını kazanmak, Erbakan hocamız üzere davranmakla mümkün olur.
25- Etrafımızdaki insanlarda, bir kusur ve kusur görürsek, o kusur ve kusuru düzeltmeyi nazaranv biliriz. Lakin, bu nazaranvi yerine getirirken kelama tenkitle başlar, suçlayıcı bir lisan kullanırsak, konuşmamız dinleyenler üzerinde olumlu bir tesir yapmadığı üzere,
26- tam bilakis bizden uzaklaşmalarına da sebep olur. Yapılan son kamuoyu yoklamalarında, desteğimizin epey düşük çıkmasının niçini konuşmalarda kullandığımız üslûbumuzdur..
27- Ulusal Görüşçülerin en kıymetli nazaranvi insanları, yeterli, hoş, yanlışsız ve faydalıya, tek söz ile tabir edersek, hakka dâvettir. Bu nazaranv, başta Saadet Partisi olmak üzere, bütün Ulusal Görüşçü kuruluşlarımızın en kıymetli misyonudur.
28- Toplumun olumsuz hallerine bakarak, sakın bu bozukluklar düzelmez diye ümitsizliğe kapılmayın.
29- Her gecenin bir sabahı olduğu üzere, her yanlışı düzeltmenin de bir yolu vardır. Bu yol Allah’ın buyruk ve yasaklarına uyarak ve O’na tam teslim olarak yürünecek yoldur.
30- Allah’ın isteğini gözetir, O’nun buyruk ve yasaklarına uyarsak, memnun bir hayat yaşarız ve huzur buluruz. Allah’ın vâdettiği nîmetlere de kavuşuruz. Çünkü âyette “Allah’ın isteği en büyüktür” buyruluyor.
31- Buna nasıl ulaşacağımız, Fussilet müddetinin 34. Âyetinde bildirilmiş. Âyette şöyleki buyruluyor:
32- “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en hoş bir biçimde önle, bu biçimde, seninle içinde düşmanlık bulunan kimse, güya candan bir dost olur.”
33- Kıymetli kardeşlerim, Rabbimiz bize dostluğun yolunu göstermiş. Çok değerli olan bu emre uyarsak, kardeşler topluluğu hâline geliriz ve huzur ortasında yaşarız.
34- Ulusal Görüşçüler olarak bizi farklı yapan, yarım asırdır inandığımız temel kıymetlerimize bağlı kalmamızdır. En önde dalgalanan bayrağımız da, ahlâki ve mânevî değerlerimizdir…
35- Önümüzde, şu anda tarihi belirli olmayan bir Genel Seçim var. Bu seçimde başarılı olmak için, Bugün, memleketimizin ortasında bulunduğu kaideleri inceleyerek o koşullara uygun önlemler almamız lâzım.
36- Seçme ve seçilme yaşı 18’e indirildiği için, bu güne kadar yaklaşık 8 milyon genç, seçme ve seçilme hakkını kazandı. Ömüzdeki seçimde bunlar oy kullanacaklar.
37- Anadolu Gençlik Derneği’nin, bir araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu araştırmasına bakılırsa, bu 8 milyon gencin %65’i, kendilerine ahlâki ve mânevî bedeller öğretilmediği için, inançsız olduklarını açıkça söylüyorlar.
38- Bunların haricinde, %35 oranında, yaklaşık 3 milyon genç Allah’a iman ettiklerini tabir ediyor.
39- İnançlı olduklarını söyleyen gençlere, hangi partiye oy veriyorsunuz diye sorulunca, hiçbir partiye oy vermiyoruz diyorlar. Anket nazaranvlisi sizin inancınıza uygun bir parti var.
40- Saadet Partisi, ona neden oy vermiyorsunuz diye sorunca, gençler biz o partinin de bizim inançlarımızı, savunduğunu duymadık. Basında yer alan haberleri izliyoruz, o parti de öbür partiler üzere yalnızca iktidarı tenkit ediyor diye karşılık veriyor…
41- Ulusal Görüşçü kardeşlerim, bu durumda olan imanlı gençlere sâhip çıkmak, onların, hakka hizmet edecek hâle gelmeleri sağlamak fazlaca değerlidir.
42- Anadolu Gençlik Derneği’nin uğraşıyla bu mevzuda fazlaca önemli çalışmalar yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Lakin önümüzdeki kongreden daha sonra bu hizmeti Saadet Partisinin üstlenmesi gerekir.
43- Allah’ın müsaadesiyle önümüzdeki kongrede, memleketimizin şu anda ortasında bulunduğu toplumsal ve siyâsi kurallara uygun olarak hizmet edecek bir teşkilat oluşturacağız.
44- Allah yolunda hizmet edenlere, Allah’ın takviye olacağını bildiren İbrâhim müddetinin 46. Âyetini okuyorum:
45- “Onların dağları yerinden oynatacak kadar, kuvvetli tertipleri olsa da, bilesiniz ki Allah’ın dediği olur.” Bedelli kardeşlerim hak yolda uğraş edenlere, teminat veren bu âyetteten daha büyük bir teminat olur mu?
46- Âyeti yine okuyayım. “Onların dağları yerinden oynatacak kadar, kuvvetli nizamları olsa da, bilesiniz ki Allah’ın dediği olur.”
47- kuvvetli bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve üstte durumlarını anlattığım gençleri, Ulusal Görüşe kazandırmak için, benim nezaretimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak. Rabbimiz iyi hizmetler yapmalarını nasip eylesin.
48- Bu çalışmalarımızı yaparken bize ışık tutan, yolumuzu aydınlatan, dört âyetle konuşmamı tamamlayacağım:
49- 1. Âyet: Kim Allah’a güvenirse, Allah ona kâfi.
50- 2. Âyet: Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
51- 3. Âyet: Şayet inanıyorsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
52- Âkıbet (sonuç) muttekîlerin, Allah’tan sakınanlarındır.
53- Allah’ın rahmetinin ve rahmetinin hepimizin ve bütün mü’minlerin üzerine olmasını temenni ediyorum. Allah’a emânet olun.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sık sık görüşmesiyle gündeme gelen Oğuzhan Asiltürk yaptığı açıklamada, “kuvvetli bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve üstte durumlarını anlattığım gençleri, Ulusal Görüşe kazandırmak için, benim nezaretimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak. Rabbimiz güzel hizmetler yapmalarını nasip eylesin” sözünü kullanarak SP içerisinde yeni bir liste hazırlayacağı ve kurultay kazanını kaldırdığını duyurdu.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Heyeti Lideri Oğuzhan Asiltürk’ün toplumsal medya hesabından ayetlerle birlikte yaptığı açıklama şu biçimde:
1- Gayemiz huzur ortasında yaşayacağımız bir dünya oluşturmaktır.
2- Ulaşmak istediğimiz maksadın kıymet ve kıymetinden dolayı, hoşgörülü, toparlayıcı ve yol gösterici olmamız gerekiyor.
3- Mü’minlerin kardeş olduklarına inandığımız için, kardeşler içinde uygun ilgiler olmasını dilek ediyoruz. Siyâsi çekişmelerin oluşturduğu olumsuz ortamdan etkilenmeden, kardeşliğin oluşmasına ve gelişmesine çalışırız.
4- İnsanlara karşı hoşgörülü olmak, peygamberlerin ahlâkındandır. Peygamberimiz (a.s.) da insanlara şefkat ve merhametle davranmamızı emretmiştir. Müminler bu hoş ahlâka uyarlar.
5- Yeryüzünde biroldukca ülkede yaşayan Mü’minlerden farkımız, Allah’ın buyruk ve yasaklarına tam teslim olarak yaşamayı dilek etmemizdir.
6- Bu şuur düzeyine ulaşabilmek için, evvel nefsimizle cihad etmemiz gerekir. Fakat bunu yaptıktan daha sonra insanlara örnek olabilir, onlara gerçek yolu gösterebiliriz.
7- Bize bunu nasıl yapacağımızı Allah (c.c) Kur’anı Kerîmde bildirmiş ve Resûlullah da (a.s) örnek uygulamalarıyla, hayatında şahsen yaşayarak göstermiştir.
8- Ulusal Görüşçüler, kendi istek ve istediklerine uyarak değil, ahlâki ve mânevî pahalara uygun olarak hareket ederler. Şayet inandığımız üzere yaşamazsak, yaşadığımız üzere inanmaya başlarız. Hz. Ömer (r.a.) bu gerçeği hayli hoş söz etmiş.
9- Mekkenin fethindilk evvelki devirde o periyodun müşrik idarecileri, Peygamberimiz (a.s.)’a inanan isanlara zulümlerini artırınca, zulüm nazarannler, zâlimleri Allah’ın cezalandırması için Peygamberimiz den yardım istediler.
10- Peygamberimiz (a.s.) zâlimler aleyhine bedduâ etmeye başlayınca, Allah (c.c.), Âli İmran mühletinin 128. âyetini indirdi. Âyette şu biçimde buyruluyor:
11- “Bu işte, (zâlimlerle ilgili olarak) senin yapacağın bir şey yoktur. (eğer tevbe ederlerse) Allah, ya tevbelerini kabul edip onları affeder, ya da zâlim olduklarından dolayı onlara azap eder.”
12- Bu âyetin ışığı altında Ulusal Görüşçülerin bakılırsavi, yanılgısı olanları kötülemek değil, onları uygun bir lisanla hak ve adâlete çağırmaktır.
13- Peygamberimiz (a.s.), insanlara şefkat ve merhametle davranmamızı emrediyor. Erbakan hocamız bunu epey yeterli bildiği için konuşmalarında kırıcı olmamaya itina gösterir, dinleyenlerin akıl, mantık ve vicdanlarına hitap ederdi.
14- Erbakan hocamızdan daha sonra, Saadet Partisinde misyon yapan kardeşlerimiz, yalnızca iktidarı tenkit etmekle yetindiler.
15- bu biçimde olunca, ahlâki ve mânevî bedelleri savunduğu için, Saadet Partisini destekleyenlerin takviyesi azaldı.
16- Bu takviye azaldığından dolayı, bundan evvelki seçimde Millet Vekili çıkaracak kadar oy aldığımız vilayetlerde, seçim işbirliği ötürüsıyla baraj uygulanmadığı biçimde, birebir oyu alamadığımız için Millet Vekili çıkaramadık.
17- Bir Siyasi Partinin başarılı olması için, inandığı gerçeklere hizmet etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim öncelikli maksadımız, toplumu ahlâki ve mânevi pahalara yönlendirmeye çalışması olmalıdır.
18- elbette toplumun maddî gereksinimlerini da dikkate alacağız. Lakin bunu yaparken Partiyi yalnızca toplumun karnını doyurmaya çalışan bir parti üzere göstermekten de kaçınacağız.
19- Ulusal Görüşün partisini, öteki partilerden ayıran en kıymetli tarafı, ahlâki ve mânevi pahalara bağlılığını ön planda tutmasıdır.
20- Buna dikkat etmezsek Erbakan hocamızın tabiriyle evvel öteki partilerden biri üzere olur, daha sonra da yok oluruz. Şunu unutmamalıyız: Bize oy verecek olanlar, maddî imkânlar elde etmek için yanımıza gelenler değil, inancımıza saygılı olanlardır.
21- İnşaAllah, önümüzdeki kongrede alacağımız kararlarla, Saadet Partimiz, kuruluşundaki pahaları savunur hâle gelir.
22- Erbakan hocamız, insanların kalbine, akıl ve mantığına hitap etmeye, ömrü boyunca devam etti. Yöneticilerin yaptığı bir yanılgı ve yanlıştan dönmelerini isterken “Bunlar bizim kardeşlerimizdir” diye kelama başlardı.
23- Biz onların da yeterliliğini istiyoruz. Fakat şu şu konularda kusur ediyorlar. Şöyle şu biçimde yaparlarsa, daha gerçek olur. Kendileri de kazanır. Millet de kazanır.” kaygısı.
24- bu biçimde konuştuğu için, hitap ettiği beşerler, reaksiyon göstermezler, tam bilakis hürmet duyarlardı. Kamuoyunun dayanağını kazanmak, Erbakan hocamız üzere davranmakla mümkün olur.
25- Etrafımızdaki insanlarda, bir kusur ve kusur görürsek, o kusur ve kusuru düzeltmeyi nazaranv biliriz. Lakin, bu nazaranvi yerine getirirken kelama tenkitle başlar, suçlayıcı bir lisan kullanırsak, konuşmamız dinleyenler üzerinde olumlu bir tesir yapmadığı üzere,
26- tam bilakis bizden uzaklaşmalarına da sebep olur. Yapılan son kamuoyu yoklamalarında, desteğimizin epey düşük çıkmasının niçini konuşmalarda kullandığımız üslûbumuzdur..
27- Ulusal Görüşçülerin en kıymetli nazaranvi insanları, yeterli, hoş, yanlışsız ve faydalıya, tek söz ile tabir edersek, hakka dâvettir. Bu nazaranv, başta Saadet Partisi olmak üzere, bütün Ulusal Görüşçü kuruluşlarımızın en kıymetli misyonudur.
28- Toplumun olumsuz hallerine bakarak, sakın bu bozukluklar düzelmez diye ümitsizliğe kapılmayın.
29- Her gecenin bir sabahı olduğu üzere, her yanlışı düzeltmenin de bir yolu vardır. Bu yol Allah’ın buyruk ve yasaklarına uyarak ve O’na tam teslim olarak yürünecek yoldur.
30- Allah’ın isteğini gözetir, O’nun buyruk ve yasaklarına uyarsak, memnun bir hayat yaşarız ve huzur buluruz. Allah’ın vâdettiği nîmetlere de kavuşuruz. Çünkü âyette “Allah’ın isteği en büyüktür” buyruluyor.
31- Buna nasıl ulaşacağımız, Fussilet müddetinin 34. Âyetinde bildirilmiş. Âyette şöyleki buyruluyor:
32- “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en hoş bir biçimde önle, bu biçimde, seninle içinde düşmanlık bulunan kimse, güya candan bir dost olur.”
33- Kıymetli kardeşlerim, Rabbimiz bize dostluğun yolunu göstermiş. Çok değerli olan bu emre uyarsak, kardeşler topluluğu hâline geliriz ve huzur ortasında yaşarız.
34- Ulusal Görüşçüler olarak bizi farklı yapan, yarım asırdır inandığımız temel kıymetlerimize bağlı kalmamızdır. En önde dalgalanan bayrağımız da, ahlâki ve mânevî değerlerimizdir…
35- Önümüzde, şu anda tarihi belirli olmayan bir Genel Seçim var. Bu seçimde başarılı olmak için, Bugün, memleketimizin ortasında bulunduğu kaideleri inceleyerek o koşullara uygun önlemler almamız lâzım.
36- Seçme ve seçilme yaşı 18’e indirildiği için, bu güne kadar yaklaşık 8 milyon genç, seçme ve seçilme hakkını kazandı. Ömüzdeki seçimde bunlar oy kullanacaklar.
37- Anadolu Gençlik Derneği’nin, bir araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu araştırmasına bakılırsa, bu 8 milyon gencin %65’i, kendilerine ahlâki ve mânevî bedeller öğretilmediği için, inançsız olduklarını açıkça söylüyorlar.
38- Bunların haricinde, %35 oranında, yaklaşık 3 milyon genç Allah’a iman ettiklerini tabir ediyor.
39- İnançlı olduklarını söyleyen gençlere, hangi partiye oy veriyorsunuz diye sorulunca, hiçbir partiye oy vermiyoruz diyorlar. Anket nazaranvlisi sizin inancınıza uygun bir parti var.
40- Saadet Partisi, ona neden oy vermiyorsunuz diye sorunca, gençler biz o partinin de bizim inançlarımızı, savunduğunu duymadık. Basında yer alan haberleri izliyoruz, o parti de öbür partiler üzere yalnızca iktidarı tenkit ediyor diye karşılık veriyor…
41- Ulusal Görüşçü kardeşlerim, bu durumda olan imanlı gençlere sâhip çıkmak, onların, hakka hizmet edecek hâle gelmeleri sağlamak fazlaca değerlidir.
42- Anadolu Gençlik Derneği’nin uğraşıyla bu mevzuda fazlaca önemli çalışmalar yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Lakin önümüzdeki kongreden daha sonra bu hizmeti Saadet Partisinin üstlenmesi gerekir.
43- Allah’ın müsaadesiyle önümüzdeki kongrede, memleketimizin şu anda ortasında bulunduğu toplumsal ve siyâsi kurallara uygun olarak hizmet edecek bir teşkilat oluşturacağız.
44- Allah yolunda hizmet edenlere, Allah’ın takviye olacağını bildiren İbrâhim müddetinin 46. Âyetini okuyorum:
45- “Onların dağları yerinden oynatacak kadar, kuvvetli tertipleri olsa da, bilesiniz ki Allah’ın dediği olur.” Bedelli kardeşlerim hak yolda uğraş edenlere, teminat veren bu âyetteten daha büyük bir teminat olur mu?
46- Âyeti yine okuyayım. “Onların dağları yerinden oynatacak kadar, kuvvetli nizamları olsa da, bilesiniz ki Allah’ın dediği olur.”
47- kuvvetli bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve üstte durumlarını anlattığım gençleri, Ulusal Görüşe kazandırmak için, benim nezaretimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak. Rabbimiz iyi hizmetler yapmalarını nasip eylesin.
48- Bu çalışmalarımızı yaparken bize ışık tutan, yolumuzu aydınlatan, dört âyetle konuşmamı tamamlayacağım:
49- 1. Âyet: Kim Allah’a güvenirse, Allah ona kâfi.
50- 2. Âyet: Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
51- 3. Âyet: Şayet inanıyorsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
52- Âkıbet (sonuç) muttekîlerin, Allah’tan sakınanlarındır.
53- Allah’ın rahmetinin ve rahmetinin hepimizin ve bütün mü’minlerin üzerine olmasını temenni ediyorum. Allah’a emânet olun.