kunteper
Member
ANKARA – DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık kıymetlendirme toplantısında konuştu. Babacan’ın gündeminde ekonomik OHAL argümanları, kurdaki artış, faiz tartışmaları ve sıhhat çalışanlarının grevi vardı.
‘OHAL ÇEŞİDİ NİYETLER VE MUHTEMEL UYGULAMALAR KRİZİ ÇÖKÜŞE DÖNÜŞTÜRÜR’
“Yerli, yersiz” OHAL uygulamalarının demokrasiye ziyan veren nitelikte olduğunu söz eden Babacan, “OHAL’in özü anayasanın temel haklarla ilgili unsurlarının bir süre için askıya alınmasıdır. OHAL üzere ihtimallerin konuşulur hale gelmesi dahi hükümetin ekonomiyi hangi noktaya getirdiğini göstermektedir. Bu tıp niyetler ve muhtemel uygulamalar ekonomik krizi derinleştirip tam bir çöküşe dönüştürür. Hükümetin ivedilikle bu tıp dedikoduları kesin bir lisanla reddetmesi gerekir” diye konuştu.
İktidarın yeni ekonomik modele geçtiğimiz hafta “Çin modeli” bu hafta ise “Yerli modelimiz” söylemiş olduğini belirten Babacan, “Bir vakit içinder dünyada Türkiye modeli vardı. 2011, 2012, 2013’te herkes Türkiye modelinden bahsediyordu. Gerçek Türkiye modeli o periyotta yaşandı. Şu anda bir modelden bahsediyorsak, illa bir model ismi vereceksek, herbiçimde ‘Erdoğan’ın gerileme periyodu modeli’ diyebiliriz” tabirlerini kullandı.
BABACAN’DAN HAZİNE BAKANI’NA: BAŞA BAKIN
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Benim kaybedecek epey şeyim var, senin bir maaşın var; olsa olsa enflasyon altında ezilirsin” tabirlerini eleştiren Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu biçimde:
İKTİDARIN GİTME HABERİ PİYASAYI DÜZELTECEK: Başa bakın. Bir ülkenin yöneticileri yalnızca varlıklı insanların varlığını muhafaza üzerinden bir ekonomik model oluşturabilir mi? Zihinlerinin gerisinde, esasen güçlü olanın varlığını korumak var. Zihinlerinin gerisinde, esasen varlığı olanın varlığına varlık katma modeli var. Somut, sağlam inanç veren bir seçenek hem vatandaşlarımızın epey daha ağır bir dayanağını alacaktır birebir vakitte ekonomik aktörleri bugünden rahatlatacaktır. O alternatif hazırlandığı anda bu iktidarın gitme haberi piyasayı düzeltecektir. Şimdiden uyarmak istiyorum; bu biçimde bir şey olduğunda seçime birkaç ay kala ‘Ekonomiyi düzelttik’ diyecekler. Ya siz gidiyorsunuz, nereye düzeltiyorsunuz? Sizin gitme haberiniz piyasayı düzeltiyor. Şimdiden söyleyeyim, kimse seçime birkaç ay kala düzelmeyi kendinden bilmesin.
MADEM NAS DİYORSUN, SEN HAZİNE’NİN ÖDEDİĞİ FAİZE KARŞI DEĞİL MİSİN?: Merkez Bankası’nın faizini talimatla 4 puan indiren Erdoğan, Hazine’nin borçlanma faizinin tam 6 puan artmasına sebep oldu. Madem nas diyorsun, sen Merkez Bankası’nın faizine karşısın da Hazine’nin ödediği faizine karşı değil misin? Senin anladığın formuyla nas, yalnızca Merkez Bankası faizi için mi geçerli? Senin yanlışların yüzünden bu ülkenin hazinesi tam 6 puan daha fazla faiz ödemeye başladı. Üstelik bu faizler bütçeden, milletten toplanan vergilerle ödeniyor. Merkez Bankası’nınki aldığı faiz, Hazine’ninki verdiği faiz. Erdoğan’ın bundan bahsetmiş olduğu yok.
BİR ÜLKENİN HAZİNESİ VATANDAŞINA ÖBÜR PARA ÜNİTESİYLE BORÇLANIR MI?: Kendi vatandaşımız kendi paramıza haklı olarak güvenmiyor. Hükümet de tahlil bulmuş; dövize endeksli tahvil. Merkez Bankası’nı döviz borcuna batırdıkları yetmiyormuş üzere, bir de ülkenin hazinesini, kendi vatandaşına, dövize endeksli bir biçimde borçlandırmaya başlıyorlar. Ülkeyi o eski periyoda bir daha sürüklüyorlar. Bir ülkenin hazinesi, kendi vatandaşından borçlanırken, öteki bir ülkenin para ünitesiyle borçlanır mı? Hani ulusallık? Hani yerlilik? (DUVAR)
‘OHAL ÇEŞİDİ NİYETLER VE MUHTEMEL UYGULAMALAR KRİZİ ÇÖKÜŞE DÖNÜŞTÜRÜR’
“Yerli, yersiz” OHAL uygulamalarının demokrasiye ziyan veren nitelikte olduğunu söz eden Babacan, “OHAL’in özü anayasanın temel haklarla ilgili unsurlarının bir süre için askıya alınmasıdır. OHAL üzere ihtimallerin konuşulur hale gelmesi dahi hükümetin ekonomiyi hangi noktaya getirdiğini göstermektedir. Bu tıp niyetler ve muhtemel uygulamalar ekonomik krizi derinleştirip tam bir çöküşe dönüştürür. Hükümetin ivedilikle bu tıp dedikoduları kesin bir lisanla reddetmesi gerekir” diye konuştu.
İktidarın yeni ekonomik modele geçtiğimiz hafta “Çin modeli” bu hafta ise “Yerli modelimiz” söylemiş olduğini belirten Babacan, “Bir vakit içinder dünyada Türkiye modeli vardı. 2011, 2012, 2013’te herkes Türkiye modelinden bahsediyordu. Gerçek Türkiye modeli o periyotta yaşandı. Şu anda bir modelden bahsediyorsak, illa bir model ismi vereceksek, herbiçimde ‘Erdoğan’ın gerileme periyodu modeli’ diyebiliriz” tabirlerini kullandı.
BABACAN’DAN HAZİNE BAKANI’NA: BAŞA BAKIN
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Benim kaybedecek epey şeyim var, senin bir maaşın var; olsa olsa enflasyon altında ezilirsin” tabirlerini eleştiren Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu biçimde:
İKTİDARIN GİTME HABERİ PİYASAYI DÜZELTECEK: Başa bakın. Bir ülkenin yöneticileri yalnızca varlıklı insanların varlığını muhafaza üzerinden bir ekonomik model oluşturabilir mi? Zihinlerinin gerisinde, esasen güçlü olanın varlığını korumak var. Zihinlerinin gerisinde, esasen varlığı olanın varlığına varlık katma modeli var. Somut, sağlam inanç veren bir seçenek hem vatandaşlarımızın epey daha ağır bir dayanağını alacaktır birebir vakitte ekonomik aktörleri bugünden rahatlatacaktır. O alternatif hazırlandığı anda bu iktidarın gitme haberi piyasayı düzeltecektir. Şimdiden uyarmak istiyorum; bu biçimde bir şey olduğunda seçime birkaç ay kala ‘Ekonomiyi düzelttik’ diyecekler. Ya siz gidiyorsunuz, nereye düzeltiyorsunuz? Sizin gitme haberiniz piyasayı düzeltiyor. Şimdiden söyleyeyim, kimse seçime birkaç ay kala düzelmeyi kendinden bilmesin.
MADEM NAS DİYORSUN, SEN HAZİNE’NİN ÖDEDİĞİ FAİZE KARŞI DEĞİL MİSİN?: Merkez Bankası’nın faizini talimatla 4 puan indiren Erdoğan, Hazine’nin borçlanma faizinin tam 6 puan artmasına sebep oldu. Madem nas diyorsun, sen Merkez Bankası’nın faizine karşısın da Hazine’nin ödediği faizine karşı değil misin? Senin anladığın formuyla nas, yalnızca Merkez Bankası faizi için mi geçerli? Senin yanlışların yüzünden bu ülkenin hazinesi tam 6 puan daha fazla faiz ödemeye başladı. Üstelik bu faizler bütçeden, milletten toplanan vergilerle ödeniyor. Merkez Bankası’nınki aldığı faiz, Hazine’ninki verdiği faiz. Erdoğan’ın bundan bahsetmiş olduğu yok.
BİR ÜLKENİN HAZİNESİ VATANDAŞINA ÖBÜR PARA ÜNİTESİYLE BORÇLANIR MI?: Kendi vatandaşımız kendi paramıza haklı olarak güvenmiyor. Hükümet de tahlil bulmuş; dövize endeksli tahvil. Merkez Bankası’nı döviz borcuna batırdıkları yetmiyormuş üzere, bir de ülkenin hazinesini, kendi vatandaşına, dövize endeksli bir biçimde borçlandırmaya başlıyorlar. Ülkeyi o eski periyoda bir daha sürüklüyorlar. Bir ülkenin hazinesi, kendi vatandaşından borçlanırken, öteki bir ülkenin para ünitesiyle borçlanır mı? Hani ulusallık? Hani yerlilik? (DUVAR)