kunteper
Member
ANKARA- DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, KRT TV’de Elif Doğan Şentürk ve Savaş Kerimoğlu’nun sunduğu Gündem Özel programında açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin ‘temel işlevlerini yerine getiremeyen bir aygıt’ haline geldiğini söz eden Babacan, “Tek kişinin elinde oyuncak oldu. O kişinin dikkatinde çekilirse karar alıyor. Aldığı kararların da birden fazla yanlış ya da başıboş. Bir devlet bütünlüğünden, uyumundan mahrum, salınmış biçimde gidiyor her şey” dedi.
‘ZARARI TÜRKİYE DEMOKRASİSİ GÖRECEK’
Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek maddeleşen ve ‘sansür yasası’ olarak bilinen kanun teklifinin gerçeklerin önünü kapatmak için çıkarılan bir yasa olduğuna da vurgu yapan Babacan, hükümetin seçimleri kaybedeceğini görmeye başladığını belirterek, “Panik halinde akıllarına gelen her şeyi yapıyorlar. Ziyanı Türkiye demokrasisi ve özgürlük ortamı bakılırsacek. Anayasalar geniş bir özgürlük çizmeli, anayasalarda yasaklardan bahsedilmemeli, özgürlük çerçevesi epey geniş olmalı. Bunun sınırlanması gereken mevzular var ise diyelim ki basın özgürlüğü fazlaca değerli lakin basın özgürlüğü demek terörü teşvik manasına gelmemeli. Anayasalar fazlaca özgürlükçü ve geniş çerçevede metinler olsun istiyoruz” tabirlerine yer verdi.
Altılı Masa’ya ait soruları da yanıtlayan Babacan, konuşmasının devamında şu noktalara dikkat çekti:
ALTILI MASA DA ORTAK ADAY DA ÜLKENİN YARINLARINA ODAKLANMALI: Altılı Masa’nın da ortak adayın da odaklanması gereken ülkenin yarınları. Geçiş sürecinin yol haritasını ve ortak siyasetlerdeki çalışmaları bitirince, ortak adayı belirlediğimiz anda o ortak adaya yarınları soracaklar. İtimat veren sapasağlam tahlillerle vatandaşlarımızın karşısına çıkacak. Dünyada popülist-otokrat önderler o kadar yayıldı ki biz burada kazanınca tüm dünyada demokrasiye inananların umudu artacak. Biz bunu yalnızca Türkiye için değil bununla birlikte tüm dünyadaki demokratlar için demokrasi çabası olarak görüyoruz.
MERKEZ BANKASI EKSİ 60 MİLYAR DOLARDA: Bugün Merkez Bankası’nın rezervi borç. Şu anda 100 doları olan bir insan Merkez Bankası’ndan varlıklı. Merkez Bankası eksi 60 milyar dolarda. Merkez Bankası’nın elindeki dolara karşı 60 milyar dolar daha farzla borcu var. Art kapıdan, zımnî gizli döviz satıyor Merkez Bankası. Sayılar vahim boyutlara geldi. 240 küsur milyarlarda bâtın gizli satılan döviz ölçüsü. Düşünün ki ben iktisadın başındayken Merkez Bankası 13 yılın toplamında topu topu 8 milyar dolarlık satış yaptı. Bunu açık, şeffaf yaptı. Bunlar 240 milyar dolardan fazla dövizi cayır cayır art kapıdan sattılar. hiç bir şey açıklamıyorlar.
BU KRİZİ DE ÇÖZMEK YENİDEN BİZE NASİP OLACAK: Şu anda biz ülke idaresini teslim alsak bu krizi 6 ayda çözeriz. Sapasağlam takımlar var. Bir de 2 tane krizi çözme deneyimi var. Bir biliyorsak bir bilene sorarak hareket ediyoruz. 2001-2002 krizini çözdük çözdük. 2008-2009 krizini çözdük. Bu krizi de çözmek bir daha bize nasip olacak. Şayet bu biçimde iki tane büyük kriz çözen öbür bir takım var ise gelsin, buyursun çözsün. İktisat idaresinde para siyaseti başka, maliye siyaseti başkadır. Finans, bankacılık başkadır. Merkez Bankası’nın başına para siyasetinden anlayan bir iktisatçı koyacaksınız. ‘Bu biraz para saymış, getir Merkez Bankası’nın başına koy’ olmaz. Para siyaseti bir ihtisas alanıdır. O alanda uzmanlaşmış dürüst insanları koymanız lazım. (DUVAR)
Türkiye’nin ‘temel işlevlerini yerine getiremeyen bir aygıt’ haline geldiğini söz eden Babacan, “Tek kişinin elinde oyuncak oldu. O kişinin dikkatinde çekilirse karar alıyor. Aldığı kararların da birden fazla yanlış ya da başıboş. Bir devlet bütünlüğünden, uyumundan mahrum, salınmış biçimde gidiyor her şey” dedi.
‘ZARARI TÜRKİYE DEMOKRASİSİ GÖRECEK’
Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek maddeleşen ve ‘sansür yasası’ olarak bilinen kanun teklifinin gerçeklerin önünü kapatmak için çıkarılan bir yasa olduğuna da vurgu yapan Babacan, hükümetin seçimleri kaybedeceğini görmeye başladığını belirterek, “Panik halinde akıllarına gelen her şeyi yapıyorlar. Ziyanı Türkiye demokrasisi ve özgürlük ortamı bakılırsacek. Anayasalar geniş bir özgürlük çizmeli, anayasalarda yasaklardan bahsedilmemeli, özgürlük çerçevesi epey geniş olmalı. Bunun sınırlanması gereken mevzular var ise diyelim ki basın özgürlüğü fazlaca değerli lakin basın özgürlüğü demek terörü teşvik manasına gelmemeli. Anayasalar fazlaca özgürlükçü ve geniş çerçevede metinler olsun istiyoruz” tabirlerine yer verdi.
Altılı Masa’ya ait soruları da yanıtlayan Babacan, konuşmasının devamında şu noktalara dikkat çekti:
ALTILI MASA DA ORTAK ADAY DA ÜLKENİN YARINLARINA ODAKLANMALI: Altılı Masa’nın da ortak adayın da odaklanması gereken ülkenin yarınları. Geçiş sürecinin yol haritasını ve ortak siyasetlerdeki çalışmaları bitirince, ortak adayı belirlediğimiz anda o ortak adaya yarınları soracaklar. İtimat veren sapasağlam tahlillerle vatandaşlarımızın karşısına çıkacak. Dünyada popülist-otokrat önderler o kadar yayıldı ki biz burada kazanınca tüm dünyada demokrasiye inananların umudu artacak. Biz bunu yalnızca Türkiye için değil bununla birlikte tüm dünyadaki demokratlar için demokrasi çabası olarak görüyoruz.
MERKEZ BANKASI EKSİ 60 MİLYAR DOLARDA: Bugün Merkez Bankası’nın rezervi borç. Şu anda 100 doları olan bir insan Merkez Bankası’ndan varlıklı. Merkez Bankası eksi 60 milyar dolarda. Merkez Bankası’nın elindeki dolara karşı 60 milyar dolar daha farzla borcu var. Art kapıdan, zımnî gizli döviz satıyor Merkez Bankası. Sayılar vahim boyutlara geldi. 240 küsur milyarlarda bâtın gizli satılan döviz ölçüsü. Düşünün ki ben iktisadın başındayken Merkez Bankası 13 yılın toplamında topu topu 8 milyar dolarlık satış yaptı. Bunu açık, şeffaf yaptı. Bunlar 240 milyar dolardan fazla dövizi cayır cayır art kapıdan sattılar. hiç bir şey açıklamıyorlar.
BU KRİZİ DE ÇÖZMEK YENİDEN BİZE NASİP OLACAK: Şu anda biz ülke idaresini teslim alsak bu krizi 6 ayda çözeriz. Sapasağlam takımlar var. Bir de 2 tane krizi çözme deneyimi var. Bir biliyorsak bir bilene sorarak hareket ediyoruz. 2001-2002 krizini çözdük çözdük. 2008-2009 krizini çözdük. Bu krizi de çözmek bir daha bize nasip olacak. Şayet bu biçimde iki tane büyük kriz çözen öbür bir takım var ise gelsin, buyursun çözsün. İktisat idaresinde para siyaseti başka, maliye siyaseti başkadır. Finans, bankacılık başkadır. Merkez Bankası’nın başına para siyasetinden anlayan bir iktisatçı koyacaksınız. ‘Bu biraz para saymış, getir Merkez Bankası’nın başına koy’ olmaz. Para siyaseti bir ihtisas alanıdır. O alanda uzmanlaşmış dürüst insanları koymanız lazım. (DUVAR)