kunteper
Member
ANKARA – Türkiye Personel Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Türk Ceza Kanunu ve Birtakım Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif’e ait Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.
Konuşmasına, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu hakkında çıkan yargı sonucu ile başlayan Şık, “Size yenilgiyi tattıran herkesten olduğu üzere Canan Kaftancıoğlu’ndan da intikam almaya çalışıyorsunuz fakat Canan sizden korkmaz” dedi.
ŞIK’IN KONUŞMASI MECLİS TV’NİN İNTERNET SİTESİNDE YAYINLANMADI
Şık’ın konuşması Meclis TV’nin internet sitesinden yayınlanmadı. Bu duruma dair Şık konuşmasının akabinde yaptığı açıklamada, “Meclis TV internet ilişkisi konuşma yapacağım sırada bozuk idi” tabirlerini kullandı.
‘SUÇUN SALTANATINA İTİRAZ ETTİKLERİ İÇİN TUTSAK ETTİNİZ’
Gezi Parkı hareketleriyle ilgili davada verilen mahpus cezası kararlarına ait konuşan TİP’li Şık, “Fethullahçı çetenin başlatmış olduğu sizin de yürüttüğünüz Seyahat kumpası evrakıyla tutsak alınanlar ortasına her türlü suçlarınızın karşısında duran arkadaşlarımızı kattınız. 5 yıldır hukuksuzca mahpusta tuttuğunuz Osman Kavala’nın yanı sıra Can Atalay, Mücella Yapan, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i menfaatlerine ya da endişelerine esir olanların bilakis kabahatin saltanatına itiraz ettikleri için tutsak ettiniz” dedi ve şöyleki devam etti:
“Bugün Türkiye yargısı, hukuktan adalet, vicdan ve liyakati söküp atmanızdan daha sonra elimizde kalan şeyin ismidir. Hukuksuzluk üzerine konseyi bir sistemin hata ortağına dönüşenler yaratılan hukuksuzluğun ne manaya geldiğini en düzgün kendileri bilir. Ve bu yüzden makam mevkilerini kaybetmemek için hata işlemeye devam eder. Buyruk kulunuz haline dönüşmüş o yargı mensupları şunu da bilsinler ki bir hiyerarşinin kanatları altında verilen talimatların uygulayıcısı olmak kendilerini asla sorumluluktan kurtaramayacak.”
‘BEKİR BOZDAĞ’IN KERAMETİ…’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Daha evvelki bakanlık devirlerinde atamasını yaptığı 3 bin 614 hâkim savcının yüzde 34’ü FETÖ’cülük suçlamalarından ihraç edilmiş bir Adalet Bakanı” olduğunu söyleyen Şık kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Arşiv kaydı, birçoğunuz üzere Hocaefendinize övgülerle dolu olan bir Adalet Bakanıdır. Bekir Bozdağ’ın bu sonucun alınmasından evvel bir daha Adalet Bakanı yapılmasının kerameti de budur. Fakat suçluları ödüllendirmek ve bakılırsavlendirmek sizin için olağan. Mafyanın hatalarını ifşa ettiği Süleyman Soylu hâlâ İçişleri Bakanı koltuğunda. Haliyle Fethullahçı çete üyeliğinden mahpusta olması gerekirken geçmişiyle rehin alınan Bozdağ’ın bugün Adalet Bakanı olması da tesadüf değil.”
Ahmet Şık’ın Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı:
KENDİ MAFYA REJİMİNİZİ KURDUNUZ: Kendi mafya rejiminizi kurdunuz. Ekonomik, toplumsal ve tüm siyasi gücü kendinizde toplamaya çalıştınız. Ülkenin tüm kaynaklarının üstüne çöküp ailelerinize, yandaşlarınıza, müteahhitlerinize peşkeş çektiniz. Devleti ve ülkenin kaynaklarını yağma ve talan etmenin peşinde oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasi gücü yönetmeye çalışıyorsunuz. İşte bu niçinlerle Gülen Cemaati’nin en büyük mağlubiyeti olan 15 Temmuz kalkışması, bununla birlikte en büyük zaferidir.
FETÖ, SİYASİ PARTİ KILIĞINDA ÜLKEYİ YÖNETİYOR: Yani iddianamelerde bir çeteyi tanım edip emelini anlatan o metindeki “FETÖ” ibaresi yerine AKP ya da Saray Rejimi denildiğinde siyasi periyodunuz, iktidarınız eksiksiz anlatılıyor. Yani peşine düştüğünüz örgüt, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor. Memlekette, anayasal tertibi alaşağı eden, din şarlatanlığıyla kendini gizleyen sizden ala çete mi var? Bu yüzden de her hatalı üzere korkuyorsunuz.
KORKUN: Sizler ceberut, suça, ranta batmış, ideolojisini siyasal İslamcılık, betonlaştırma ve yolsuzluk üzerine kurmuş bir iktidarsınız. Ayaklarınızın üzerinde lakin zorbalıkla durabiliyorsunuz. Ve bu kabahatin iktidarına karşı Türkiye tarihinin en onurlu hak talebi olan Seyahat Parkı protestolarının ortaya koyduğu barış ortasında bir ortada yaşama iradesinden korkuyorsunuz. Korkun! Alaturka führerliğinize karşı Türkiye’nin geleceğinin Gezi’de ortaya çıkan anlayış olduğunu bildiğiniz için korkuyorsunuz. Korkun! Seyahat, Saray üzerinden inşa ettiğiniz hata, soygun, yağma ve talan tertibinizi bitmiş oldurecek olan anlayıştır. Korkun! Korktuğunuz için bu kadar saldırgan, zalim ve zorbasınız. En güzel siz biliyorsunuz; “hiç bir dehşete benzemez halkını ve vatanını satanın korkusu.”
KORKMUYORUZ, HEPİNİZLE HESAPLAŞACAĞIZ: Sizler üzere düzmece değil bu ülkenin gerçek yurtseverleri olan arkadaşlarımızı, bizleri, tutsak ederek korkutabildiğinizi mi sanıyorsunuz. Geri adım atacağımızı mı düşünüyorsunuz? Çetenizin militanı hâkim ve savcıların olduğu mahkemelerinizden, uydurma delillerinizden, adaleti ortadan kaldırmanızdan, her türlü zorbalığınızdan, faşizme rahmet okutan rejiminizden korkmuyoruz. Her kim olursanız olun hiç birinizden korkmuyoruz. Zira zorbaları en çok korkutanın yürek olduğunu biliyoruz. Sermayeniz, bürokratlarınız, tetikçileriniz, bütün cürüm ortaklarınızla bir arada sizi tarihin tozlu sayfalarına gömeceğiz. Hepinizle hesaplaşacağız! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.
Konuşmasına, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu hakkında çıkan yargı sonucu ile başlayan Şık, “Size yenilgiyi tattıran herkesten olduğu üzere Canan Kaftancıoğlu’ndan da intikam almaya çalışıyorsunuz fakat Canan sizden korkmaz” dedi.
ŞIK’IN KONUŞMASI MECLİS TV’NİN İNTERNET SİTESİNDE YAYINLANMADI
Şık’ın konuşması Meclis TV’nin internet sitesinden yayınlanmadı. Bu duruma dair Şık konuşmasının akabinde yaptığı açıklamada, “Meclis TV internet ilişkisi konuşma yapacağım sırada bozuk idi” tabirlerini kullandı.
‘SUÇUN SALTANATINA İTİRAZ ETTİKLERİ İÇİN TUTSAK ETTİNİZ’
Gezi Parkı hareketleriyle ilgili davada verilen mahpus cezası kararlarına ait konuşan TİP’li Şık, “Fethullahçı çetenin başlatmış olduğu sizin de yürüttüğünüz Seyahat kumpası evrakıyla tutsak alınanlar ortasına her türlü suçlarınızın karşısında duran arkadaşlarımızı kattınız. 5 yıldır hukuksuzca mahpusta tuttuğunuz Osman Kavala’nın yanı sıra Can Atalay, Mücella Yapan, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i menfaatlerine ya da endişelerine esir olanların bilakis kabahatin saltanatına itiraz ettikleri için tutsak ettiniz” dedi ve şöyleki devam etti:
“Bugün Türkiye yargısı, hukuktan adalet, vicdan ve liyakati söküp atmanızdan daha sonra elimizde kalan şeyin ismidir. Hukuksuzluk üzerine konseyi bir sistemin hata ortağına dönüşenler yaratılan hukuksuzluğun ne manaya geldiğini en düzgün kendileri bilir. Ve bu yüzden makam mevkilerini kaybetmemek için hata işlemeye devam eder. Buyruk kulunuz haline dönüşmüş o yargı mensupları şunu da bilsinler ki bir hiyerarşinin kanatları altında verilen talimatların uygulayıcısı olmak kendilerini asla sorumluluktan kurtaramayacak.”
‘BEKİR BOZDAĞ’IN KERAMETİ…’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Daha evvelki bakanlık devirlerinde atamasını yaptığı 3 bin 614 hâkim savcının yüzde 34’ü FETÖ’cülük suçlamalarından ihraç edilmiş bir Adalet Bakanı” olduğunu söyleyen Şık kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Arşiv kaydı, birçoğunuz üzere Hocaefendinize övgülerle dolu olan bir Adalet Bakanıdır. Bekir Bozdağ’ın bu sonucun alınmasından evvel bir daha Adalet Bakanı yapılmasının kerameti de budur. Fakat suçluları ödüllendirmek ve bakılırsavlendirmek sizin için olağan. Mafyanın hatalarını ifşa ettiği Süleyman Soylu hâlâ İçişleri Bakanı koltuğunda. Haliyle Fethullahçı çete üyeliğinden mahpusta olması gerekirken geçmişiyle rehin alınan Bozdağ’ın bugün Adalet Bakanı olması da tesadüf değil.”
Ahmet Şık’ın Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı:
KENDİ MAFYA REJİMİNİZİ KURDUNUZ: Kendi mafya rejiminizi kurdunuz. Ekonomik, toplumsal ve tüm siyasi gücü kendinizde toplamaya çalıştınız. Ülkenin tüm kaynaklarının üstüne çöküp ailelerinize, yandaşlarınıza, müteahhitlerinize peşkeş çektiniz. Devleti ve ülkenin kaynaklarını yağma ve talan etmenin peşinde oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasi gücü yönetmeye çalışıyorsunuz. İşte bu niçinlerle Gülen Cemaati’nin en büyük mağlubiyeti olan 15 Temmuz kalkışması, bununla birlikte en büyük zaferidir.
FETÖ, SİYASİ PARTİ KILIĞINDA ÜLKEYİ YÖNETİYOR: Yani iddianamelerde bir çeteyi tanım edip emelini anlatan o metindeki “FETÖ” ibaresi yerine AKP ya da Saray Rejimi denildiğinde siyasi periyodunuz, iktidarınız eksiksiz anlatılıyor. Yani peşine düştüğünüz örgüt, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor. Memlekette, anayasal tertibi alaşağı eden, din şarlatanlığıyla kendini gizleyen sizden ala çete mi var? Bu yüzden de her hatalı üzere korkuyorsunuz.
KORKUN: Sizler ceberut, suça, ranta batmış, ideolojisini siyasal İslamcılık, betonlaştırma ve yolsuzluk üzerine kurmuş bir iktidarsınız. Ayaklarınızın üzerinde lakin zorbalıkla durabiliyorsunuz. Ve bu kabahatin iktidarına karşı Türkiye tarihinin en onurlu hak talebi olan Seyahat Parkı protestolarının ortaya koyduğu barış ortasında bir ortada yaşama iradesinden korkuyorsunuz. Korkun! Alaturka führerliğinize karşı Türkiye’nin geleceğinin Gezi’de ortaya çıkan anlayış olduğunu bildiğiniz için korkuyorsunuz. Korkun! Seyahat, Saray üzerinden inşa ettiğiniz hata, soygun, yağma ve talan tertibinizi bitmiş oldurecek olan anlayıştır. Korkun! Korktuğunuz için bu kadar saldırgan, zalim ve zorbasınız. En güzel siz biliyorsunuz; “hiç bir dehşete benzemez halkını ve vatanını satanın korkusu.”
KORKMUYORUZ, HEPİNİZLE HESAPLAŞACAĞIZ: Sizler üzere düzmece değil bu ülkenin gerçek yurtseverleri olan arkadaşlarımızı, bizleri, tutsak ederek korkutabildiğinizi mi sanıyorsunuz. Geri adım atacağımızı mı düşünüyorsunuz? Çetenizin militanı hâkim ve savcıların olduğu mahkemelerinizden, uydurma delillerinizden, adaleti ortadan kaldırmanızdan, her türlü zorbalığınızdan, faşizme rahmet okutan rejiminizden korkmuyoruz. Her kim olursanız olun hiç birinizden korkmuyoruz. Zira zorbaları en çok korkutanın yürek olduğunu biliyoruz. Sermayeniz, bürokratlarınız, tetikçileriniz, bütün cürüm ortaklarınızla bir arada sizi tarihin tozlu sayfalarına gömeceğiz. Hepinizle hesaplaşacağız! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.