kunteper
Member
ABD Temsilciler Meclisi’nde her iki partiden de 27 Kongre Temsilcisi, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a Türkiye ile ilgili dikkat çeken bir mektup yazdı.
Mektupta kongre üyelerinin ortak şikayeti ise Türkiye’nin İHA ve SİHA programı oldu.
“Bu mektubu sizlere, Türkiye’nin SİHA programının dünyanın birfazlaca bölgesindeki dengeyi bozmasından ve ABD’yi, müttefiklerini ve çıkarların tehdit etmesinden kaynaklanan tasamızı lisana getirmek emeliyle yazıyoruz” cümlesiyle başlayan mektupta 27 ABD’li vekil, Blinken’dan, Türkiye’ye olan rastgele bir Amerikan İHA teknolojisinin ihracatının anında durdurulmasını talep etti.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400’leri almasının akabinde uygulanan ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Çaba Etme Yasası’nın (CAATSA) devrede olduğu hatırlatılan mektupta birebir kaidelerin İHA ve SİHA’lar için de hayata geçirilmesi istendi.
SİHA’ların Azerbaycan-Ermenistan savaşında, Irak ve Suriye’de PKK’ya karşı ve Libya’da darbeci güçlere karşı faal bir gayrette yer aldığı lisana getirilen mektupta, “Bu insansız hava araçlarının Kafkaslar, Güney Asya, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki çatışma noktalarını daha da istikrarsızlaştırma potansiyeli göz gerisi edilemeyecek kadar büyük. Wall Street Journal’ın Türkiye’nin programıyla ilgili yakın tarihindeki bir raporunda, emekli ABD Ordusu Korgenerali Mike Nagata, Türkiye’nin insansız hava araçlarının ‘Türkiye ile ABD ve NATO içindeki münasebetin geleceğine ait epey daha büyük bir zorluğun parçası’ olduğunu söylemiş oldu” tabirleri kullanıldı.
Mektupta SİHA ve İHA’ları üreten Bayraktar firması direkt gaye alınırken şu sözlerle yaptırım uygulanması isteniyor:
“(Ermenistan) Artsakh’tan gelen savaş alanı ispatlarının, Türkiye’nin Bayraktar dronlarının Amerikan firmaları ve ABD merkezli yabancı firmaların yan kuruluşlarından kesimler ve teknolojiler içerdiğini doğruladığını belirtmek isteriz. Bu süratle gelişen teknolojinin daima transferi, silah ihracatı denetim maddelerini ihlal ediyor ve Kongre’nin Türkiye’ye, bilhassa de Savunma Sanayii Başkanlığı’na (Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı) uyguladığı CAATSA yaptırımlarına alışılmamış görünüyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Türk insansız hava aracının yayılması, istihdamı ve satışının muhtemel sonuçlarını detaylarıyla anlatan bir brifing talep ediyoruz; Türkiye’nin halihazırda uygulanan yaptırımları ihlal edecek gereç yahut teknolojilere sahip İHA’lar geliştirip geliştirmediği; ve olup olmadığı
Türkiye’nin aksiyonları, NATO kural ve tüzüklerinin bir diğer ihlalini oluşturmaktadır. Ayrıyeten, ABD drone teknolojisinin Türkiye’ye ihracat müsaadesinin Dışişleri Bakanlığı tarafınca gözden geçirilinceye kadar derhal askıya alınmasını talep ediyoruz.”
Blinken’a gönderilen mektuba imza atan isimler içinde başta David N. Cicilline, Gus M. Bilirakis, Ted Deutch, Dina Titus, Brian Fitzpatrick, Chris Pappas üzere Türkiye aykırısı isimler olduğu görüldü.
Kelam konusu isimlerin Ermeni diasporasının tesirinde olduğu biliniyorken, biroldukca defa Türkiye tersi bildiri ve teşebbüslerin içerisinde yer aldıkları da kamuoyuna yansıdı.
Dışişleri kaynakları ise mektubun rastgele geçerli bir hukuksal karşılığının olmadığını belirtse de bu hareketin, Türkiye’ye karşı yeni bir politik çizgi yaratılmak istendiğinin göstergesi olarak yorumluyor.
Artık bu atağın karşısında Türkiye’nin resmi olarak ne reaksiyon vereceği merak ediliyor.
İşte o mektup:
Mektupta kongre üyelerinin ortak şikayeti ise Türkiye’nin İHA ve SİHA programı oldu.
“Bu mektubu sizlere, Türkiye’nin SİHA programının dünyanın birfazlaca bölgesindeki dengeyi bozmasından ve ABD’yi, müttefiklerini ve çıkarların tehdit etmesinden kaynaklanan tasamızı lisana getirmek emeliyle yazıyoruz” cümlesiyle başlayan mektupta 27 ABD’li vekil, Blinken’dan, Türkiye’ye olan rastgele bir Amerikan İHA teknolojisinin ihracatının anında durdurulmasını talep etti.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400’leri almasının akabinde uygulanan ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Çaba Etme Yasası’nın (CAATSA) devrede olduğu hatırlatılan mektupta birebir kaidelerin İHA ve SİHA’lar için de hayata geçirilmesi istendi.
SİHA’ların Azerbaycan-Ermenistan savaşında, Irak ve Suriye’de PKK’ya karşı ve Libya’da darbeci güçlere karşı faal bir gayrette yer aldığı lisana getirilen mektupta, “Bu insansız hava araçlarının Kafkaslar, Güney Asya, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki çatışma noktalarını daha da istikrarsızlaştırma potansiyeli göz gerisi edilemeyecek kadar büyük. Wall Street Journal’ın Türkiye’nin programıyla ilgili yakın tarihindeki bir raporunda, emekli ABD Ordusu Korgenerali Mike Nagata, Türkiye’nin insansız hava araçlarının ‘Türkiye ile ABD ve NATO içindeki münasebetin geleceğine ait epey daha büyük bir zorluğun parçası’ olduğunu söylemiş oldu” tabirleri kullanıldı.
Mektupta SİHA ve İHA’ları üreten Bayraktar firması direkt gaye alınırken şu sözlerle yaptırım uygulanması isteniyor:
“(Ermenistan) Artsakh’tan gelen savaş alanı ispatlarının, Türkiye’nin Bayraktar dronlarının Amerikan firmaları ve ABD merkezli yabancı firmaların yan kuruluşlarından kesimler ve teknolojiler içerdiğini doğruladığını belirtmek isteriz. Bu süratle gelişen teknolojinin daima transferi, silah ihracatı denetim maddelerini ihlal ediyor ve Kongre’nin Türkiye’ye, bilhassa de Savunma Sanayii Başkanlığı’na (Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı) uyguladığı CAATSA yaptırımlarına alışılmamış görünüyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Türk insansız hava aracının yayılması, istihdamı ve satışının muhtemel sonuçlarını detaylarıyla anlatan bir brifing talep ediyoruz; Türkiye’nin halihazırda uygulanan yaptırımları ihlal edecek gereç yahut teknolojilere sahip İHA’lar geliştirip geliştirmediği; ve olup olmadığı
Türkiye’nin aksiyonları, NATO kural ve tüzüklerinin bir diğer ihlalini oluşturmaktadır. Ayrıyeten, ABD drone teknolojisinin Türkiye’ye ihracat müsaadesinin Dışişleri Bakanlığı tarafınca gözden geçirilinceye kadar derhal askıya alınmasını talep ediyoruz.”
Blinken’a gönderilen mektuba imza atan isimler içinde başta David N. Cicilline, Gus M. Bilirakis, Ted Deutch, Dina Titus, Brian Fitzpatrick, Chris Pappas üzere Türkiye aykırısı isimler olduğu görüldü.
Kelam konusu isimlerin Ermeni diasporasının tesirinde olduğu biliniyorken, biroldukca defa Türkiye tersi bildiri ve teşebbüslerin içerisinde yer aldıkları da kamuoyuna yansıdı.
Dışişleri kaynakları ise mektubun rastgele geçerli bir hukuksal karşılığının olmadığını belirtse de bu hareketin, Türkiye’ye karşı yeni bir politik çizgi yaratılmak istendiğinin göstergesi olarak yorumluyor.
Artık bu atağın karşısında Türkiye’nin resmi olarak ne reaksiyon vereceği merak ediliyor.
İşte o mektup: