Venole
Active member
Çok kilo, insanların sağlıklı hayatını tehdit ederken birfazlaca hastalığa da davetiye çıkartıyor. Uzm. Dyt. Ceren İşeri, obezite konusunda merak edilenlere dair açıklamalarda bulundu.
“Obeziteye ekseriyetle yalnızca fazla yemek yemekle ilgili bir sorunmuş üzere yaklaşılıyor. Lakin obezite bir kronik hastalık ve bir grup tarafınca takip edilmesi gerekiyor. Obeziteli bireyin evvel bir doktor tarafınca kıymetlendirilmesi, obeziteye sebep olabilecek faktörlerin araştırılması, obeziteye bağlı diğer sıhhat meselelerinin olup olmadığının belirlenmesi ve tabip tarafınca tedavisi düzenlendikten daha sonra tıbbi beslenme tedavisinin planlanması gerekiyor.”
Herkes için ülkü bir yeme modelinden bahsetmenin mümkün olmadığını tabir eden Uzm. Dyt. Ceren İşeri; kişinin yaşı, uzunluğu, kilosu, laboratuvar sonuçları, sevdiği-sevmediği yiyecekler, kullandığı ilaçlar, eşlik eden başka sıhhat meseleleri ve bireyin ne kadar istekli olduğu üzere bir epeyce sorunun cevaplanması gerektiğinin altını çizdi.
Sevilen yiyeceklerden vazgeçme kanısı yanlış!
Tıbbi beslenme tedavisinin tüm sevilen yiyeceklerden büsbütün vazgeçmek manasına gelmediğine bilhassa dikkat çeken Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Şekerli besin tüketimini azaltarak yerine posadan varlıklı meyveleri koymak, dışarıda yeme sıklığını azaltmak, porsiyon ölçülerini küçültmek, glisemik indeksi yüksek rafine besinleri tam tahıllarla değiştirmek üzere küçük değişiklikler bile pek büyük farklar yaratabiliyor.” biçiminde konuştu.
İstikrarlı beslenme alışkanlıklarına bir idman uzmanı rehberliğinde idman eklenmesi, tüm bu davranış değişiklikleri için bir psikologla çalışılmasının hem kaybedilen yükün korunmasına birebir vakitte ömür üslubu değişikliğinin kalıcı bulunmasına dayanak olacağını belirtti. Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Yeterli ve istikrarlı beslenme, hayat stili değişikliğinin epeyce kıymetli bir kesimi ama sıkıntı ne yazık ki epey daha karmaşık ve yalnızca yemek yememekle çözülebilecek kadar kolay değil.
Yanlış beslenme alışkanlıklarının yanı sıra, hareketsiz hayat şekli, yaş, cinsiyet, hormonal faktörler, genetik sebepler, ruhsal sorunlar, kullanılan birtakım ilaçlar, bayanlarda doğumlar, sık sık hayli düşük kalorili diyetler yapmak da kilo artışına sebep olabiliyor. Sorunu belirleyebilmek ve tahlil yolunu bulabilmek için kesinlikle tabip, diyetisyen, idman uzmanı, psikoloğun dahil olduğu bir takımın takibinde olmak gerekiyor.”
Sonlu bir süre için uygulanacak bir diyet yerine ömür usulü değişikliğiyle kalıcı bir sonuç sağlanabileceğine vurgu yapan Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Hedeflenen kiloya erişmek yahut erişilen kiloyu koruyabilmek için bir beslenme değerlendirmesi yapmamız, kusurlu yeme davranışlarını düzeltebilmemiz için obeziteli bireyle bir arada çalışmalıyız.” dedi.
Tartıdaki sayı yerine ömür üslubu değişikliğine odaklanılmalı
Uzm. Dyt. Ceren İşeri, kelamlarını şöyleki tamamladı: “Obezite kronik bir hastalık olduğu için, öteki tüm kronik hastalıklarda olduğu üzere obezite tedavisinin ömür uzunluğu devam etmesi gerekir. Öğrenilen sağlıklı beslenme davranışlarını devam ettirmek, porsiyon denetiminden vazgeçmemek, takımın bir kesimi olan diyetisyenle de muhakkak sıklıkta görüşmeleri sürdürmek kıymet taşır. Tartıdaki sayıya değil de hayat usulü değişikliğine odaklanmak, kâfi ve istikrarlı beslenmeyi sürdürmek, bunu idmanla desteklemek yük denetimi için esas yapılması gerekenlerdir.”
“Obeziteye ekseriyetle yalnızca fazla yemek yemekle ilgili bir sorunmuş üzere yaklaşılıyor. Lakin obezite bir kronik hastalık ve bir grup tarafınca takip edilmesi gerekiyor. Obeziteli bireyin evvel bir doktor tarafınca kıymetlendirilmesi, obeziteye sebep olabilecek faktörlerin araştırılması, obeziteye bağlı diğer sıhhat meselelerinin olup olmadığının belirlenmesi ve tabip tarafınca tedavisi düzenlendikten daha sonra tıbbi beslenme tedavisinin planlanması gerekiyor.”
Herkes için ülkü bir yeme modelinden bahsetmenin mümkün olmadığını tabir eden Uzm. Dyt. Ceren İşeri; kişinin yaşı, uzunluğu, kilosu, laboratuvar sonuçları, sevdiği-sevmediği yiyecekler, kullandığı ilaçlar, eşlik eden başka sıhhat meseleleri ve bireyin ne kadar istekli olduğu üzere bir epeyce sorunun cevaplanması gerektiğinin altını çizdi.
Sevilen yiyeceklerden vazgeçme kanısı yanlış!
Tıbbi beslenme tedavisinin tüm sevilen yiyeceklerden büsbütün vazgeçmek manasına gelmediğine bilhassa dikkat çeken Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Şekerli besin tüketimini azaltarak yerine posadan varlıklı meyveleri koymak, dışarıda yeme sıklığını azaltmak, porsiyon ölçülerini küçültmek, glisemik indeksi yüksek rafine besinleri tam tahıllarla değiştirmek üzere küçük değişiklikler bile pek büyük farklar yaratabiliyor.” biçiminde konuştu.
İstikrarlı beslenme alışkanlıklarına bir idman uzmanı rehberliğinde idman eklenmesi, tüm bu davranış değişiklikleri için bir psikologla çalışılmasının hem kaybedilen yükün korunmasına birebir vakitte ömür üslubu değişikliğinin kalıcı bulunmasına dayanak olacağını belirtti. Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Yeterli ve istikrarlı beslenme, hayat stili değişikliğinin epeyce kıymetli bir kesimi ama sıkıntı ne yazık ki epey daha karmaşık ve yalnızca yemek yememekle çözülebilecek kadar kolay değil.
Yanlış beslenme alışkanlıklarının yanı sıra, hareketsiz hayat şekli, yaş, cinsiyet, hormonal faktörler, genetik sebepler, ruhsal sorunlar, kullanılan birtakım ilaçlar, bayanlarda doğumlar, sık sık hayli düşük kalorili diyetler yapmak da kilo artışına sebep olabiliyor. Sorunu belirleyebilmek ve tahlil yolunu bulabilmek için kesinlikle tabip, diyetisyen, idman uzmanı, psikoloğun dahil olduğu bir takımın takibinde olmak gerekiyor.”
Sonlu bir süre için uygulanacak bir diyet yerine ömür usulü değişikliğiyle kalıcı bir sonuç sağlanabileceğine vurgu yapan Uzm. Dyt. Ceren İşeri, “Hedeflenen kiloya erişmek yahut erişilen kiloyu koruyabilmek için bir beslenme değerlendirmesi yapmamız, kusurlu yeme davranışlarını düzeltebilmemiz için obeziteli bireyle bir arada çalışmalıyız.” dedi.
Tartıdaki sayı yerine ömür üslubu değişikliğine odaklanılmalı
Uzm. Dyt. Ceren İşeri, kelamlarını şöyleki tamamladı: “Obezite kronik bir hastalık olduğu için, öteki tüm kronik hastalıklarda olduğu üzere obezite tedavisinin ömür uzunluğu devam etmesi gerekir. Öğrenilen sağlıklı beslenme davranışlarını devam ettirmek, porsiyon denetiminden vazgeçmemek, takımın bir kesimi olan diyetisyenle de muhakkak sıklıkta görüşmeleri sürdürmek kıymet taşır. Tartıdaki sayıya değil de hayat usulü değişikliğine odaklanmak, kâfi ve istikrarlı beslenmeyi sürdürmek, bunu idmanla desteklemek yük denetimi için esas yapılması gerekenlerdir.”