Karbulut
Member
Bülent Ersoy ile Mustafa Keser’in Star TV ekranlarında hazırlamaya başladıkları Benzemez Kimse Bize programının yayın ömrü kısa sürdü. Programın yayından kaldırılmasının akabinde açıklamalar sürüyor. ‘Olay yaratacak açıklamalarım olacak’ diyen Keser, yaşananların perde gerisini Youtube kanalında anlattı:
“Ben Bülent Ersoy ile sahnede hiç çalışmadım ancak tabi huyunu, suyunu, sahnede neler yapıyor oradan buradan müzisyenlerden duyarız daima… Yapılan yanlışlar, davranış bozuklukları… Teklif bana üretimci Polat Yağcı kardeşim tarafınca geldiğinde ben pek sıcak bakmadım. ‘Polatcığım biz yapamayız’ dedim. İnsani yapımız bir değil, ahlaki yapımız bir değil… ‘Abi bu fazlaca âlâ olacak’ dedi. İçimde tasalar bulunmasına karşın kabul ettim. Ben düşündüm ki, bu arkadaştan yaşça da büyüğüm, sanatça da büyüğüm… Bizim yanımızda yanlış bir hareket, aykırı bir hareket yapmaz; musiki açısından da sanat açısından da yapmaz diye düşündüm. Yanılmışım. Elimden geldiğince programı yürütmeye çalıştım, onun açıklarını kapatmaya çalıştım.”
ÇEKTİM KENARA BUNU…
“Ben 56 yıllık sanat hayatımda işime 56 saniye geç kalmadım” diyen Keser şöyleki devam etti:
“14.00’te yapılacak çekim için 13.30’da oradaydım. Bekle ki zat-ı sayın gelecek! Saat 16.00’da çıktı geldi.
Bu nedir? Hürmet yok. Bir makyaja girdi, 4 saat. Akşam 20.00’de çıktı. Başlar başlamaz olumlu niyetlerimin yanlış olduğunu fark ettim. Zat-ı saygıdeğer zannetti ki, ondan rol çalıyorum. Benim rol çalmaya gereksinimim yok. Kuliste çektim kenara bunu ona da söylemiş oldum. Bizimle 100 kişi çalışıyor, 4’le çarpsan 400 kişinin ekmek yemesine vesile olmuşuz. Yerli yersiz kaprisler yapma dedim. Sen de müzikleri söyle, adam üzere işimizi yapalım gidelim. Ben senden yaşça büyüğüm, 30 yıllık da canlı yayın deneyimim var. Müsaade et ben sunayım edeyim, su üzere aksın program…” dedim. “Tamam” dedi.”
KESER SENİN BABANIN UŞAĞI MI?
Tansiyonun ikinci programda tavan yaptığını kaydeden Keser şu biçimde konuştu:
“İlk programda o kadar toz kalkmadı lakin ikinci programda karşısında güya hizmetçisi var, marabası var üzere muamele etti bana. Ben ondan 6-7 yaş büyük bir adamım. Bana oradan ‘Keserrrr’ diye bağırıyor. Kimsin sen? Ben bu üsluptan rahatsız olduğum için bakmadım. Bir de ‘Keser’i çağırdım bakmadı’ diyor. Keser senin babanı uşağı mı?”
HODRİ MEYDAN
Ersoy’a “hodri meydan” diyen Keser kelamlarını şu biçimde bitirdi:
“İnsani ve ahlaki durumların neler olduğunu bu iki programda gördüm. Direktöre bağırır, rejisöre bağırır… Ona buna bağırır… Ses mes kalmamış. Rezalet bir okuyuş. Vokallere uyamıyor. Seni ‘diva’ değil divan yaparlar. 8’e katlayacak isimler var. Divalık sana mı kaldı! Haydi hodri meydan, canlı yayında bizi imtihan etsinler. Kaybeden kazananın elini öpsün, işi bıraksın! Bu aksaklıklarda ne kanal idaresinin ne Polat’ın bir dahili yok”
“Ben Bülent Ersoy ile sahnede hiç çalışmadım ancak tabi huyunu, suyunu, sahnede neler yapıyor oradan buradan müzisyenlerden duyarız daima… Yapılan yanlışlar, davranış bozuklukları… Teklif bana üretimci Polat Yağcı kardeşim tarafınca geldiğinde ben pek sıcak bakmadım. ‘Polatcığım biz yapamayız’ dedim. İnsani yapımız bir değil, ahlaki yapımız bir değil… ‘Abi bu fazlaca âlâ olacak’ dedi. İçimde tasalar bulunmasına karşın kabul ettim. Ben düşündüm ki, bu arkadaştan yaşça da büyüğüm, sanatça da büyüğüm… Bizim yanımızda yanlış bir hareket, aykırı bir hareket yapmaz; musiki açısından da sanat açısından da yapmaz diye düşündüm. Yanılmışım. Elimden geldiğince programı yürütmeye çalıştım, onun açıklarını kapatmaya çalıştım.”
ÇEKTİM KENARA BUNU…
“Ben 56 yıllık sanat hayatımda işime 56 saniye geç kalmadım” diyen Keser şöyleki devam etti:
“14.00’te yapılacak çekim için 13.30’da oradaydım. Bekle ki zat-ı sayın gelecek! Saat 16.00’da çıktı geldi.
Bu nedir? Hürmet yok. Bir makyaja girdi, 4 saat. Akşam 20.00’de çıktı. Başlar başlamaz olumlu niyetlerimin yanlış olduğunu fark ettim. Zat-ı saygıdeğer zannetti ki, ondan rol çalıyorum. Benim rol çalmaya gereksinimim yok. Kuliste çektim kenara bunu ona da söylemiş oldum. Bizimle 100 kişi çalışıyor, 4’le çarpsan 400 kişinin ekmek yemesine vesile olmuşuz. Yerli yersiz kaprisler yapma dedim. Sen de müzikleri söyle, adam üzere işimizi yapalım gidelim. Ben senden yaşça büyüğüm, 30 yıllık da canlı yayın deneyimim var. Müsaade et ben sunayım edeyim, su üzere aksın program…” dedim. “Tamam” dedi.”
KESER SENİN BABANIN UŞAĞI MI?
Tansiyonun ikinci programda tavan yaptığını kaydeden Keser şu biçimde konuştu:
“İlk programda o kadar toz kalkmadı lakin ikinci programda karşısında güya hizmetçisi var, marabası var üzere muamele etti bana. Ben ondan 6-7 yaş büyük bir adamım. Bana oradan ‘Keserrrr’ diye bağırıyor. Kimsin sen? Ben bu üsluptan rahatsız olduğum için bakmadım. Bir de ‘Keser’i çağırdım bakmadı’ diyor. Keser senin babanı uşağı mı?”
HODRİ MEYDAN
Ersoy’a “hodri meydan” diyen Keser kelamlarını şu biçimde bitirdi:
“İnsani ve ahlaki durumların neler olduğunu bu iki programda gördüm. Direktöre bağırır, rejisöre bağırır… Ona buna bağırır… Ses mes kalmamış. Rezalet bir okuyuş. Vokallere uyamıyor. Seni ‘diva’ değil divan yaparlar. 8’e katlayacak isimler var. Divalık sana mı kaldı! Haydi hodri meydan, canlı yayında bizi imtihan etsinler. Kaybeden kazananın elini öpsün, işi bıraksın! Bu aksaklıklarda ne kanal idaresinin ne Polat’ın bir dahili yok”