Mirasta 3 pay ne demek ?

Ilay

Global Mod
Global Mod
Mirasta “3 Pay” Ne Demek? Farklı Yaklaşımlar Üzerine Samimi Bir Tartışma

Selam dostlar,

Bugün biraz hukuk, biraz toplumsal algı, biraz da vicdan karışımı bir konuyu tartışalım istedim: “Mirasta 3 pay” ne demek?

Bu kavramı hepimiz duymuşuzdur ama çoğumuzun aklında farklı çağrışımlar yaratıyor. Kimine göre sadece hukuki bir oran, kimine göre yüzyıllardır süregelen bir adaletsizliğin simgesi. Ben de bu konuyu tek bir pencereden değil, farklı yaklaşımlardan görmek istedim. Sonuçta forumun en güzel yanı da bu değil mi? Farklı düşünceleri, farklı bakışları bir araya getirmek.

---

1. Temel Tanım: “Mirasta 3 Pay” Ne Anlama Geliyor?

Önce biraz temel bilgiden başlayalım. “Mirasta 3 pay” ifadesi genellikle İslam miras hukukuna dayalı bir durumun halk arasında dile getiriliş biçimidir.

Klasik şer’i miras sisteminde erkek çocuğa kadının iki katı pay verilmesi esası vardır. Bu durumda, örneğin iki erkek ve bir kadın kardeş arasında miras paylaşılırken, toplamda 3 birim pay üzerinden hesap yapılır:

- Erkek kardeş: 2 pay

- Kadın kardeş: 1 pay

Yani “3 pay” dediğimiz şey, toplam mirasın üç eşit parçaya bölünmesi ve bu parçaların iki tanesinin erkeğe, bir tanesinin kadına verilmesidir. Bu sistemin temelinde ekonomik yükümlülük farkı vardır: erkek, ailenin geçiminden sorumlu kabul edildiği için ona daha fazla pay verilir.

Ama işte mesele burada başlıyor. Bu yaklaşım, modern hukuk, toplumsal cinsiyet eşitliği ve adalet algısı açısından farklı tepkiler doğuruyor.

---

2. Erkeklerin Objektif ve Hukuki Yaklaşımı: “Bu Bir Denge Mekanizması”

Forumdaki erkek üyelerin bir kısmı bu konuyu oldukça nesnel ve sistematik şekilde ele alıyor. Onlara göre “3 pay” meselesi aslında bir adaletsizlik değil, döneminin koşullarına göre adil bir düzenleme.

Bazı erkek kullanıcılar şöyle diyor:

> “İslam miras hukukunda erkek, ailenin maddi yükünü taşır. Kadın miras alır ama nafaka, mehir, geçim sorumluluğu gibi yükümlülükleri yoktur. Bu yüzden erkek iki pay alır, çünkü o parayla hem kendisini hem de ailesini geçindirmek zorundadır.”

Bu bakış açısına göre, “3 pay” sistemi eşitsizlik değil, görev dağılımına dayalı adalettir.

Verilere ve tarihsel bağlama bakan bu grup, o dönemin toplum yapısında kadınların ekonomik olarak bağımsız olmadığını, dolayısıyla erkeklerin aldığı fazla payın kadınların refahına da dolaylı olarak hizmet ettiğini vurgular.

Bazı erkek forumdaşlar daha ileri giderek, günümüzde de miras paylaşımında “hak” ile “sorumluluk” kavramlarının karıştırıldığını savunuyor.

> “Eğer bugün ekonomik yükümlülükler eşitlendi diyorsak, o zaman miras da eşit olmalı. Ama hala geleneksel roller sürüyorsa, 3 pay adaletsizlik değil, görev dengesidir.”

Bu mantıkta mesele duygusal değil, işlevsel bir adalet meselesi olarak görülüyor.

---

3. Kadınların Duygusal ve Toplumsal Bakışı: “Bu Bir Cinsiyet Adaletsizliği”

Kadın üyelerin yaklaşımıysa doğal olarak daha duygusal, toplumsal ve vicdani bir zeminde ilerliyor.

Onlara göre “3 pay” sistemi sadece eski bir kural değil, aynı zamanda kadının değerinin ekonomik olarak eksik görülmesinin bir yansıması.

Bir kadın üyenin ifadesiyle:

> “Evet, o dönemde erkek geçimi sağlıyordu ama şimdi kadın da çalışıyor, aileyi ayakta tutuyor. O halde neden hala mirasta erkek iki pay alıyor?”

Bu perspektiften bakıldığında “3 pay” yalnızca bir hesap meselesi değil, kadının emeğinin görünmez kılındığı bir simge haline geliyor.

Kadınlar bu ifadeyi adalet tartışmasının merkezine yerleştiriyor ve “eşit miras hakkı”nı, toplumsal eşitliğin en temel göstergelerinden biri olarak görüyor.

Bazı kadın kullanıcılar bu konuyu yalnızca bireysel değil, duygusal ve toplumsal travma açısından da değerlendiriyor.

Örneğin:

> “Baba öldüğünde kardeşler arasında ‘sen kızsın, az alacaksın’ dendiğinde, mesele para değil. Mesele, o anda insanın değerinin ölçülmesi hissi.”

Bu noktada duygusal adalet, yasal adaletin önüne geçiyor. Kadınlar için “3 pay”, geçmişte kalması gereken bir zihniyet göstergesi olarak görülüyor.

---

4. Hukukçuların Yaklaşımı: Gelenek ile Modern Hukukun Çatışması

Hukukçuların görüşleri ise ikiye ayrılıyor.

Bir kesim “3 pay” sisteminin İslam miras hukukunun bir parçası olduğunu, ancak Türkiye’de yürürlükte olan Medeni Kanun’un bu sistemi geçersiz kıldığını hatırlatıyor.

Türk Medeni Kanunu’na göre miras kadın-erkek ayrımı olmaksızın eşit şekilde paylaştırılır.

Diğer kesim ise kültürel alışkanlıkların hala hukuki eşitliğin önünde engel olduğunu savunuyor. Yani kanunlar eşitliği sağlasa da, bazı ailelerde “geleneksel paylaşım” devam ediyor.

Bu noktada mesele sadece yasal değil, kültürel bir direnç haline geliyor.

> “Bazı ailelerde kadın kardeşler ‘hakkımdan feragat edeyim’ diyerek erkek kardeşlere devrediyor. Bu gönüllü bir jest gibi görünse de aslında sosyal baskının sonucu olabiliyor.”

---

5. Toplumsal Boyut: Miras Payı Eşitsizliği Neleri Yansıtıyor?

“Mirasta 3 pay” sadece bir hukuk terimi değil, toplumun güç dengelerini, rollerini ve değer yargılarını da yansıtıyor.

Bu sistem, uzun yıllar boyunca “erkeğin üretici, kadının bağımlı” olduğu bir modelin üzerine kuruldu.

Ancak günümüzde kadınlar ekonomik, entelektüel ve sosyal olarak eşit konuma gelmeye başladığında, bu formül işlevini ve anlamını yitirmeye başladı.

Bu yüzden bazı kullanıcılar diyor ki:

> “Eskiden 3 pay adaletti, şimdi adaletsizlik.”

Toplum değiştikçe adalet tanımı da değişiyor. Bugün eşit miras paylaşımı, yalnızca ekonomik değil, psikolojik ve kültürel bir eşitliğin simgesi haline geldi.

---

6. Forumda Tartışmayı Canlandıracak Sorular

- Sizce “3 pay” sisteminin adalet anlayışı artık geçerliliğini yitirdi mi, yoksa hâlâ bazı yönlerden mantıklı mı?

- Kadınların ve erkeklerin miras payı farklı olmalı mı, yoksa bu fark görev dağılımı bahanesiyle mi meşrulaştırılıyor?

- Günümüzde ekonomik bağımsızlığı olan kadınlar için bu sistem adil mi, aşağılayıcı mı?

- Siz olsanız kardeşler arasında mirası nasıl paylaştırırdınız? Geleneklere mi, vicdana mı, hukuka mı göre?

---

7. Sonuç: Mirasın Payı Değil, Adaletin Değeri

“Mirasta 3 pay” meselesi, görünüşte matematiksel bir oran ama gerçekte çok daha derin bir anlam taşıyor.

Bir yanda geleneksel düzenin “sorumluluğa göre adalet” anlayışı; diğer yanda modern dünyanın “eşitliğe göre adalet” ilkesi.

Bu iki bakışın kesiştiği yerde asıl soru şu: Adalet, herkese eşit davranmak mı, yoksa herkesin yükünü dikkate almak mı?

Belki de çözüm, her iki bakışı da anlamaktan geçiyor. Çünkü ne geleneksel sistemi tamamen reddetmek çözüm, ne de geçmişi görmezden gelmek.

Ama bir gerçek var ki, her payın ardında sadece para değil, değer, saygı ve eşitlik arayışı yatıyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar? “3 pay” sizce geçmişin mirası mı, yoksa hâlâ savunulabilir bir adalet anlayışı mı?
 
Üst