Venole
Active member
Birçoğumuzun meskeninde bulunan patili dostlarımız kimi vakit istemesek de alerjik tepkilere sebep olabiliyor. Kedi alerjisi, tıpkı saman nezlesi (alerjik rinit) üzere ekseriyetle gözlerde ve burunda kaşıntı, burunda akıntı yahut tıkanıklık, hapşırma ve göz yaşarmasına niye olabiliyor. Kimi hastalarda nefes darlığı, göğüste sıkışma, astım nöbeti ve hatta alerjik şoka (anafilaksi) varan tablolar da görülebiliyor. Alerjik belirtiler hayvanlara dokununca ortaya çıkacağı üzere hava yoluyla da solunduğunda belirtilere yol açabiliyor. Alerjik belirtiler birtakım bireylerde birinci dakikalarda ortaya çıkarken kimi vakit 8-12 saat daha sonra en şiddetli hale gelebiliyor. Evcil hayvanlar ortamdan uzaklaşsa bile tüyleri havada asılı kalıp, mobilya ve kıyafetlere yapışmış olabileceğinden belirtiler uzun mühlet devam edebiliyor.
ÇOK SIK KARŞILAŞILAN BİR ALERJİ ÇEŞİDİ
Kedi alerjisi için tedavi formlarına değinen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Lider Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can hususla ilgili olarak şu ayrıntıları verdi: “İlk adım olarak evcil hayvanlara karşı olan alerjinin olup olmadığı alerji ve immünoloji uzmanı tarafınca uygun testler yapılarak saptanmalı. Kedi alerjisi maalesef pek sık karşılaştığımız bir alerji tipi ve kedi alerjisi olanların yüzde 25-50’sinde köpek alerjisi de olduğu için bu bireyler evcil hayvan sahiplenmekten çekiniyor. Bu üslup durumlarda şimdiye kadar tedavi olarak alerjenden yani kediden uzaklaşmayı öneriyorduk.”
MİNİK DOZDA BAŞLANIP ARTIRILIYOR
Hastaların epeyce sevdiği dostlarından, onları yakınlarına verecek olsalar bile ayrılmak istemediklerini belirten Prof. Dr. Demet Can, “Bu durumda yüksek verimli hava filtrelerinin kullanılması, havalandırma sisteminin filtreleri çoğunlukla temizlenmesi ve evcil hayvanın yatak odasından muhakkak uzak tutulmasını öneriyoruz. Hayvan alerjenleri yapışkan olduğu için halıların kaldırılmasını, halılar kaldırılmıyorsa kısa tüylü ve yıkanabilir olanların tercih edilmesini, konut süpürülürken maske takılmasını, kediyle uzun mühlet temastan daha sonra giysilerin değiştirilmesini de tavsiye ediyoruz. Hatta maalesef tabiatına uygun olmasa da kedinin haftada en az iki defa yıkanması da istemeden verdiğimiz tavsiyeler içinde” dedi.
Bu tedbirlerin alerji durumuna göre hastaların hayat kalitelerini pek yükseltmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Demet Can, “Bu tedbirlerin yanında polen aşısı üzere kedi alerjisinde de aşı yapılabilir. Kedi alerjeninin oldukca minik dozda başlanıp giderek artırılarak bedene enjekte edilmesi prensibine dayanan bu tedavi usulü, günümüzde kedi sahiplenme sıklığının artmasına paralel olarak daha sık uyguladığımız ve başarılı sonuçlarla karşılaştığımız bir tedavi şekli” diye konuştu.
ÇOK SIK KARŞILAŞILAN BİR ALERJİ ÇEŞİDİ
Kedi alerjisi için tedavi formlarına değinen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Lider Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can hususla ilgili olarak şu ayrıntıları verdi: “İlk adım olarak evcil hayvanlara karşı olan alerjinin olup olmadığı alerji ve immünoloji uzmanı tarafınca uygun testler yapılarak saptanmalı. Kedi alerjisi maalesef pek sık karşılaştığımız bir alerji tipi ve kedi alerjisi olanların yüzde 25-50’sinde köpek alerjisi de olduğu için bu bireyler evcil hayvan sahiplenmekten çekiniyor. Bu üslup durumlarda şimdiye kadar tedavi olarak alerjenden yani kediden uzaklaşmayı öneriyorduk.”
MİNİK DOZDA BAŞLANIP ARTIRILIYOR
Hastaların epeyce sevdiği dostlarından, onları yakınlarına verecek olsalar bile ayrılmak istemediklerini belirten Prof. Dr. Demet Can, “Bu durumda yüksek verimli hava filtrelerinin kullanılması, havalandırma sisteminin filtreleri çoğunlukla temizlenmesi ve evcil hayvanın yatak odasından muhakkak uzak tutulmasını öneriyoruz. Hayvan alerjenleri yapışkan olduğu için halıların kaldırılmasını, halılar kaldırılmıyorsa kısa tüylü ve yıkanabilir olanların tercih edilmesini, konut süpürülürken maske takılmasını, kediyle uzun mühlet temastan daha sonra giysilerin değiştirilmesini de tavsiye ediyoruz. Hatta maalesef tabiatına uygun olmasa da kedinin haftada en az iki defa yıkanması da istemeden verdiğimiz tavsiyeler içinde” dedi.
Bu tedbirlerin alerji durumuna göre hastaların hayat kalitelerini pek yükseltmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Demet Can, “Bu tedbirlerin yanında polen aşısı üzere kedi alerjisinde de aşı yapılabilir. Kedi alerjeninin oldukca minik dozda başlanıp giderek artırılarak bedene enjekte edilmesi prensibine dayanan bu tedavi usulü, günümüzde kedi sahiplenme sıklığının artmasına paralel olarak daha sık uyguladığımız ve başarılı sonuçlarla karşılaştığımız bir tedavi şekli” diye konuştu.