celikci
New member
Şehir ve mekanların plansız aydınlatılmasıyla oluşan ışık kirliliğine dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sinan Aliş, "Türkiye’de 1 milyar TL’nin üzerinde toplam ışık kirliliği kaynaklı israfımız oluyor. İstanbul’da yıllık 250 milyon TL’lik enerjimiz boş yere uzaya kaçıyor" dedi.
Şehirlerin aydınlatılmasında kullanılan güçlü yapay ışıklar, yaşanılan bölgeyi daha güvenli hale getirdiği ve büyük binalara ihtişamlı ve olağanüstü bir görüntü kattığı için son dönemde popülerlik kazansa da ışık kirliliğini de beraberinde getiriyor.
Dünyada yanlış aydınlatmadan dolayı kaybolan toplam ışık miktarının hem ekonomiye hem de insan sağlığına ve doğaya olan olumsuz etkileri de gün geçtikçe artıyor. Yapay aydınlatmadan dolayı ortaya çıkan enerji israfı ve diğer sorunlara dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sinan Aliş, Türkiye’de ışık kirliliği kaynaklı israfın yaklaşık 1 milyar TL'ye ulaştığını ifade etti.
Işık kirliliği ile birlikte gelen israfa dikkat çeken Aliş, “Işık kirliliği aslında ışığın yanlış yerde ve yanlış zamanda kullanılmasıyla ilgili bir terim. Ama daha genel anlamıyla ifade etmek gerekirse uzaya kaçan ya da gökyüzüne kaçan gereksiz aydınlatma ve gereksiz ışık kullanımı olarak söyleyebiliriz. Işık kirliliğini oluşturan birçok faktör var. Tabii en önemli sebepleri dış ortam aydınlatması.
Buna bina aydınlatmaları, süsleme için kullanılan aydınlatmalar, bunların hepsi dahil aslında. Ama temelde dış ortam aydınlatması ışık kirliliğinin esas kaynağıdır. Amerikan’dan örnek verelim. Amerika’nın yıllık ışık kirliliğinden kaynaklı kaybettiği enerji tüketimi 3 milyar dolar, son zamanlarda 3 buçuk milyar dolara çıktı. Bütün Amerika’nın yıllık tüketimi bu düzeyde. Bunu Amerika’nın nüfusuna böldüğünüz zaman kişi başına 10 dolardan biraz daha fazlaya tekabül ediyor. Böyle düşünüldüğünde az gibi gelebilir ama 3 buçuk milyar dolar büyük bir rakam. Şöyle karşılaştıralım, NASA’nın bütçesi 24 milyar dolar, dolayısıyla NASA’nın bütçesinin 8’de 1’i her yıl uzaya kaçıyor” diye konuştu.
Türkiye ve İstanbul’daki ışık kirliliğinden dolayı ortaya çıkan maddi kaybın altını çizen Aliş, “Türkiye’de 1 milyar TL’nin üzerinde toplam ışık kirliliği kaynaklı tüketimimiz gözüküyor. İstanbul’da 250 milyon TL’nin üzerinde yıllık toplam uzaya kaçan boş enerji masrafımız olduğu görülüyor. Son yıllarda yapılan bir çalışmada 2012-2019 yılları arasında Türkiye’de ışık kirliliğinin yüzde 80 arttığını gösteriyor. İstanbul, Türkiye’nin toplam ışık kirliliğinin yüzde 12’sini oluşturuyor. Dolayısıyla bu ciddi bir rakam. En büyük ışık kirliliği kaynağı Türkiye’de İstanbul. Bunun önüne geçmek için yapılması gereken şeyler, birincisi kullandığımız armatürleri değiştirmek yani lambalarımızın türünü değiştirmek. Zaten bütün dünya giderek led aydınlatmaya doğru geçiyor. Ama ledlerin de yanlış ve doğru türleri var. Onların bazılarında biraz daha sıcak renkli ledleri kullanmak, yani beyaz renkli ledler yerine daha sarımtırak ledleri kullanmak gerekiyor. İkincisi ledler dışında mevcut ampullerimizi kullanmaya devam edecek olsak bile bu sokak aydınlatmalarının şapkalı dediğimiz yöntemlerle uzaya veya gökyüzüne ışık kaçırmayacak şekilde perdelenmesi gerekiyor. Dolayısıyla sadece lambanın bulunduğu yere ya da hemen altına ışık vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Işık kirliliğinin insanlara, hayvanlara ve bitkilere verdiği zararları anlatan Aliş, “Özellikle gereksiz ve aşırı aydınlatma hayvanların yollarını kaybetmelerine sebep oluyor. Sahil kıyılarında Türkiye coğrafyasına özgü olan karetta karettalar ya da birçok başka hayvan yumurtlama yapacağı yerleri şaşırıyorlar. Çünkü ışığa doğru gidiyorlar ve alıştıkları, yüzyıllardır geldikleri kumsalları kaybedip başka yerlere gidip yumurtalarını bırakıyorlar. Sonucunda uygun olmayan yerlere bıraktıkları için belki o hayvanlar hayatta kalamıyor veya yaşayamıyorlar. Kuşlar yönlerini şaşırıyorlar.
Özellikle göçmen kuşlar, Türkiye biliyorsunuz çok ciddi bir göçmen kuş kuşağı altında, dolayısıyla bütün bu hayvanlar için ve daha birçok hayvan için aslında yönlerini şaşırma, yollarını kaybetme ve ölme gibi bir durum söz konusu oluyor. Bunun dışında aşırı ışık ağaçları kurutuyor. Bütün ekosistem aslında birbirine bağlı bir şekilde bundan çok ciddi etkileniyor. Üstüne üstlük insan içinde çok ciddi bir etkisi var. Çünkü eğer karanlık bir ortamda uyuyamazsak melatonin salgılayamayız. Melatonin salgılayamazsak da vücut kendini yenileyemez, dolayısıyla bu süreçlerde orta veya uzun vadeli olarak kanser ve benzeri hastalıkları tetikliyor” dedi.