Venole
Active member
Florür diş ve kemik yapıları içerisinde yer alan değerli bir mineraldir. Bu mineral bununla birlikte su, toprak, bitki, taş ve havada da bulunur. Diş hekimliği içerisinde de kıymetli bir yeri bulunan florür dişin en dış kısmı olan mine katmanının güçlenmesini sağlayarak kavitasyon oluşumunu önleyici tesir gösterir.
Bu tesiri niçiniyle başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere biroldukça farklı ülke içme suyu kaynaklarını floridasyon olarak isimlendirilen bir süreçle florürleme yolunu seçmektedir. Diş sıhhati haricinde florürün birfazlaca kullanım alanı mevcuttur. PET taraması olarak isimlendirilen radyolojik tetkiklerde, paklık mamüllerinde, tarım ilaçlarında ve teflon, çelik ve alüminyum mamüllerinin üretilmesinde de florür kullanılmaktadır.
Florür, uygun dozlarda kullanıldığı takdirde diş sıhhati için faydalı olabilir. Lakin her şeyde olduğu üzere florürün de fazlası ziyan verir. Florür için uygun olan doz bireyin kilosuna nazaran belirlenir. Bu niçinle bilhassa küçük çocuklarda kullanılan mamüllerin florür seviyelerine dikkat edilmesi kıymetli bir husustur. Dental florozis, çok florür alımı daha sonrası oluşabilecek sorunların başında gelir.
Orta seviyede oluşan dental florozis durumunda diş yüzeyinde beyaz lekelenmeler ortaya çıkarak şahıslarda kozmetik açıdan korkuya niye olabilir. Önemli dental florozis hadiseleri ender olarak görülür ve diş yapısının güçsüzleşmesine niye olarak diş yüzeyinde kahverengi lekelenmelere niye olabilir. Dental florozis bilhassa diş gelişmeninin kritik bir periyodu olan 2 yaşından küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Çok florür birikimi, diş yapıları haricinde iskelet sisteminde de görülebiliyor. İskelet sisteminde çok florür birikimi yıllar içerisinde meydana gelen bir müddetçtir. Kemik florozis olaylarının erken evrelerinde eklemlerde sertlik ve ağrı üzere şikayetler meydana gelebilir. Daha ileri olaylarda ise kemik yapıları olumsuz tarafta etkilenerek bağ dokuda kalsifikasyon yani kireçlenme oluşabileceği için dikkatli olunması gerekir.
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO), içme sularında 1,5 ppm’den daha fazla florür bulunması ve bu suların uzun vadeli tüketilmesi halinde çeşitli sıhhat sorunlarının meydana gelebileceğini anlatmaktadır. Başka mikro besin unsurları için geçerli olduğu üzere florürün de gerçek ölçülerde tüketilmesi pek değerlidir. İçme suları yahut florür içeren eserler vasıtası ile çok ölçüde florürün sindirim sistemine geçmesi halinde çeşitli sıhhat sorunları oluşabilir.
İçme sularındaki florür seviyesi birtakım ülkelerde sıkı bir kontrolden geçmektedir. Bu mevzu hakkında rastgele bir korkusu bulunan şahısların mahallî idarelerinden kent suyunun ne kadar florür içerdiği bilgisini alması mümkün.
Bu tesiri niçiniyle başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere biroldukça farklı ülke içme suyu kaynaklarını floridasyon olarak isimlendirilen bir süreçle florürleme yolunu seçmektedir. Diş sıhhati haricinde florürün birfazlaca kullanım alanı mevcuttur. PET taraması olarak isimlendirilen radyolojik tetkiklerde, paklık mamüllerinde, tarım ilaçlarında ve teflon, çelik ve alüminyum mamüllerinin üretilmesinde de florür kullanılmaktadır.
Florür, uygun dozlarda kullanıldığı takdirde diş sıhhati için faydalı olabilir. Lakin her şeyde olduğu üzere florürün de fazlası ziyan verir. Florür için uygun olan doz bireyin kilosuna nazaran belirlenir. Bu niçinle bilhassa küçük çocuklarda kullanılan mamüllerin florür seviyelerine dikkat edilmesi kıymetli bir husustur. Dental florozis, çok florür alımı daha sonrası oluşabilecek sorunların başında gelir.
Orta seviyede oluşan dental florozis durumunda diş yüzeyinde beyaz lekelenmeler ortaya çıkarak şahıslarda kozmetik açıdan korkuya niye olabilir. Önemli dental florozis hadiseleri ender olarak görülür ve diş yapısının güçsüzleşmesine niye olarak diş yüzeyinde kahverengi lekelenmelere niye olabilir. Dental florozis bilhassa diş gelişmeninin kritik bir periyodu olan 2 yaşından küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Çok florür birikimi, diş yapıları haricinde iskelet sisteminde de görülebiliyor. İskelet sisteminde çok florür birikimi yıllar içerisinde meydana gelen bir müddetçtir. Kemik florozis olaylarının erken evrelerinde eklemlerde sertlik ve ağrı üzere şikayetler meydana gelebilir. Daha ileri olaylarda ise kemik yapıları olumsuz tarafta etkilenerek bağ dokuda kalsifikasyon yani kireçlenme oluşabileceği için dikkatli olunması gerekir.
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO), içme sularında 1,5 ppm’den daha fazla florür bulunması ve bu suların uzun vadeli tüketilmesi halinde çeşitli sıhhat sorunlarının meydana gelebileceğini anlatmaktadır. Başka mikro besin unsurları için geçerli olduğu üzere florürün de gerçek ölçülerde tüketilmesi pek değerlidir. İçme suları yahut florür içeren eserler vasıtası ile çok ölçüde florürün sindirim sistemine geçmesi halinde çeşitli sıhhat sorunları oluşabilir.
İçme sularındaki florür seviyesi birtakım ülkelerde sıkı bir kontrolden geçmektedir. Bu mevzu hakkında rastgele bir korkusu bulunan şahısların mahallî idarelerinden kent suyunun ne kadar florür içerdiği bilgisini alması mümkün.