‘Çocuğumun odasını hazırladım, velayetini istiyorum’
İzmir’de yaşayan Serdal Özkaya ile eşi Esma, iki yıl önce anlaşmalı olarak boşandı. Mahkeme çocuğun velayetini annesine verdi. Esma Bozkurt, 4 yıldır Aydın’ın Karacasu ilçesinde anne ve babası ile birlikte yaşayan oğlu Hüseyin Buğra’nın yanına yerleşti. Esma Altın Bozkurt’un babasının sözlü tacizleriyle birlikte şiddetine maruz kaldığını iddia etmesi ve kendisine iftira atılması sonucu yetiştirme yurduna götürülen çocuğunun kendisine verilmesini isteyen Bozkurt’a eski eşi Serdal Özkaya tepki gösterdi. Eski eşinin psikolojisinin bozuk olduğunu iddia eden Özkaya, “Ben evladım için yaşıyorum. Evladımın huzurlu, mutlu ve temiz bir hayatı olsun diye çabalıyorum. Annesinin psikolojisinin bozuk olduğuna inanıyorum, çünkü bir annenin bıçak alıp çocuğunu kesmeyi düşünmesinin başka bir izahı yoktur. Çocuğumun velayetini ve ona yeniden sarılmayı istiyorum” ifadelerini kullandı. “ESMA, ÇOCUĞUMUZA EZİYET EDİYORDU”Eski eşi Esma Altın Bozkurt’a şiddet uyguladığı iddialarının gerçek olmadığını ve Ekim 2020’de oğlunu öldürmekle tehdit olayının bizzat eski kayınpederi tarafından şahitler huzurunda olduğunun kendisine söylenerek köye davet edildiğini söyleyen Serdal Özkaya; “Esma ile 2014 yılında tanıştık ve kaçarak evlendik. Düğünümüzü de eski kayınpederim Hüseyin Altın yaptı. Biz daha sonra İzmir'e yerleştik. Ben tekstil işiyle uğraşıyorum. Evlendikten 1 yıl sonra oğlumuz Hüseyin Buğra dünyaya geldi. Eski eşim, oğlumuza evimizde baktığı sırada ağladığı zaman koltuğa atıyordu ve eziyet ediyordu. Ben o dönemde hem çalışıyor hem de çocuğumla ilgilenmeye çalışıyordum. En son bana çocuğumuza bakamayacağını kendi ailesine bırakmamızı önerdi ve kendisinin psikolojisinin bozulduğunu söyleyerek çalışmak istediğini belirtti. Defalarca intihara teşebbüs etti, hatta beni de defalarca öldürmeye kalktı. Aile bütünlüğümüz bozulmasın diye şikayetçi olmadım hiçbir zaman. Ben de sorun olmaması için annesini ve babasını çağırarak, Esma'nın çalışmak istediğini kendilerinin Hüseyin Buğra'ya bakıp-bakamayacaklarını sordum. Kendileri elbette ki bakarız dediler ve 15-16 aylıkken oğlumuzu Karacasu'ya bağlı Bahçeköy'deki kayınpederimin evine bıraktık. Daha sonra ikimizde çalışmaya başladık. Haftasonları Karacasu'ya gelerek hem çocuğumuzun ihtiyaçlarını gideriyor hem de hasret gideriyorduk.” “ARTIK DAYANACAK GÜCÜM KALMADI”Birçok kez ayrılmayı düşündüğünü ancak aile bütünlüğü bozulmaması için vazgeçtiğini ifade eden Özkata; “Esma, çocuğumuzla ilgilenmiyor sürekli telefonla ilgileniyor birileriyle mesajlaşıyordu. Zaten bizimde sorunlarımızın birçok nedeni cep telefonuydu. Bana 'karışamazsın', 'sanane', 'benim telefonum seni ilgilendirmez' ve küfürlü kelimelerle beni tersliyordu. Zaman zaman bende öfkeleniyor ve ayrılmayı düşünüyordum, kendisine böyle yapmayalım para biriktirelim bir şeyler alalım, çocuğumuza kavuşalım diyordum. Kendisi konuşmalarımızda tamam diyor ertesi gün yine eskisi gibi oluyordu. 2016 yılında ailesini çağırarak güzellikle boşanmak istediğimi söyledim. 1 ay içinde söz kimseyle yazışmayacağım, çocuğumla ilgileneceğim, ailemle ve senle ilgileneceğim diyerek söz verdi. Bende davayı geri çektim. Ancak kendisi sürekli gerek ailesine, gerek çocuğuma gerekse bana küfürler ve hakaretler ediyordu, intihara teşebbüs ediyordu. 2019'un Eylül ayının sonunda artık dayanacak gücüm kalmadı ve boşanma davası açtım. Ne isterse verdim, güzellikle ayrıldım. Araba istedi verdim, çocuğumuz zaten Karacasu'da büyüdüğü için velayetini de vererek psikolojisinin bozulmamasını istedim. Ondan sadece çocuğuma iyi bakmasını ve ona hiçbir zarar gelmemesini istedim” dedi. “OĞLUMA YAPILAN ŞİDDETE ANNESİ, BABASI VE KARDEŞLERİ ŞAHİT OLDU”Boşandıktan sonra pandemi nedeniyle oğluyla sadece 3-4 kez görüşebildiğini belirten Serdal Özkaya; “Çocuğumun bütün ihtiyaçlarını karşıladım. Son olarak 8 Kasım 2020'de Esma, kardeşi Rıza ile birlikte Nazilli'ye geldi. Bütün ihtiyaçlarını karşılayarak istediği eşyaları aldım. 9 Kasım'da eski kayınpederim Hüseyin Altın beni gece saat 9'da arayarak, "Oğlum yetiş. Esma bıçağı aldı, kardeşi ve annende vardı. Hüseyin Buğra'yı da kendisini de kesmeye kalktı' dedi. Bende apar topar hemen Karacasu'ya geldim. İlk olarak Jandarma'ya giderek olayı anlattık. Ardından savcılığa giderek velayet davası açtım. Davalarımız devam ediyor, avukatlarımız takip ediyor. Hak ve hukuka, adalete güveniyoruz. Hiçbir anne, eline bıçak alıp oğlunu kesmeye kalkamaz. Onun oğlu, benim de oğlum. Hakim nasıl bir karar verdi bilmiyorum ama istinaf davamız açıldı. İtirazlarımız devam ediyor. Görgü şahitleri var. Kendi annesi, kendi babası ve kardeşleri ile komşuları da şahit” diye konuştu. “ADALET İSTİYORUM”8 aydır Hüseyin Buğra’nın çocuk yuvasında olduğunu söyleyen Özkaya; “Çocuğumu koruma kararı alındığından beri göremiyorum. Pandemi gerekçe gösterilerek uzaktan gösteriyorlar. Hatta bu konudan dolayı Çocuk Yuvası yönetimini de şikayet ederek, onlara da dava açtım” ifadelerini kullandı. Özkaya, çocuğuna uygulanan şiddete Esma Altın Bozkurt’un annesi Fadime Altın, babası Hüseyin Altın ve kardeşleri Rıza ile Yılmaz Altın ve komşularının şahit olduğunu ifade ederek, adaletin tecelli etmesini istedi. Öte yandan Esma Altın Bozkurt’un annesi Fadime ve babası Hüseyin Altın’da kızlarının kendilerine iftira attığını dile getirerek, torunlarına 4 yıldır kendilerinin baktığını söyledi.
ALINTIDIR
İzmir’de yaşayan Serdal Özkaya ile eşi Esma, iki yıl önce anlaşmalı olarak boşandı. Mahkeme çocuğun velayetini annesine verdi. Esma Bozkurt, 4 yıldır Aydın’ın Karacasu ilçesinde anne ve babası ile birlikte yaşayan oğlu Hüseyin Buğra’nın yanına yerleşti. Esma Altın Bozkurt’un babasının sözlü tacizleriyle birlikte şiddetine maruz kaldığını iddia etmesi ve kendisine iftira atılması sonucu yetiştirme yurduna götürülen çocuğunun kendisine verilmesini isteyen Bozkurt’a eski eşi Serdal Özkaya tepki gösterdi. Eski eşinin psikolojisinin bozuk olduğunu iddia eden Özkaya, “Ben evladım için yaşıyorum. Evladımın huzurlu, mutlu ve temiz bir hayatı olsun diye çabalıyorum. Annesinin psikolojisinin bozuk olduğuna inanıyorum, çünkü bir annenin bıçak alıp çocuğunu kesmeyi düşünmesinin başka bir izahı yoktur. Çocuğumun velayetini ve ona yeniden sarılmayı istiyorum” ifadelerini kullandı. “ESMA, ÇOCUĞUMUZA EZİYET EDİYORDU”Eski eşi Esma Altın Bozkurt’a şiddet uyguladığı iddialarının gerçek olmadığını ve Ekim 2020’de oğlunu öldürmekle tehdit olayının bizzat eski kayınpederi tarafından şahitler huzurunda olduğunun kendisine söylenerek köye davet edildiğini söyleyen Serdal Özkaya; “Esma ile 2014 yılında tanıştık ve kaçarak evlendik. Düğünümüzü de eski kayınpederim Hüseyin Altın yaptı. Biz daha sonra İzmir'e yerleştik. Ben tekstil işiyle uğraşıyorum. Evlendikten 1 yıl sonra oğlumuz Hüseyin Buğra dünyaya geldi. Eski eşim, oğlumuza evimizde baktığı sırada ağladığı zaman koltuğa atıyordu ve eziyet ediyordu. Ben o dönemde hem çalışıyor hem de çocuğumla ilgilenmeye çalışıyordum. En son bana çocuğumuza bakamayacağını kendi ailesine bırakmamızı önerdi ve kendisinin psikolojisinin bozulduğunu söyleyerek çalışmak istediğini belirtti. Defalarca intihara teşebbüs etti, hatta beni de defalarca öldürmeye kalktı. Aile bütünlüğümüz bozulmasın diye şikayetçi olmadım hiçbir zaman. Ben de sorun olmaması için annesini ve babasını çağırarak, Esma'nın çalışmak istediğini kendilerinin Hüseyin Buğra'ya bakıp-bakamayacaklarını sordum. Kendileri elbette ki bakarız dediler ve 15-16 aylıkken oğlumuzu Karacasu'ya bağlı Bahçeköy'deki kayınpederimin evine bıraktık. Daha sonra ikimizde çalışmaya başladık. Haftasonları Karacasu'ya gelerek hem çocuğumuzun ihtiyaçlarını gideriyor hem de hasret gideriyorduk.” “ARTIK DAYANACAK GÜCÜM KALMADI”Birçok kez ayrılmayı düşündüğünü ancak aile bütünlüğü bozulmaması için vazgeçtiğini ifade eden Özkata; “Esma, çocuğumuzla ilgilenmiyor sürekli telefonla ilgileniyor birileriyle mesajlaşıyordu. Zaten bizimde sorunlarımızın birçok nedeni cep telefonuydu. Bana 'karışamazsın', 'sanane', 'benim telefonum seni ilgilendirmez' ve küfürlü kelimelerle beni tersliyordu. Zaman zaman bende öfkeleniyor ve ayrılmayı düşünüyordum, kendisine böyle yapmayalım para biriktirelim bir şeyler alalım, çocuğumuza kavuşalım diyordum. Kendisi konuşmalarımızda tamam diyor ertesi gün yine eskisi gibi oluyordu. 2016 yılında ailesini çağırarak güzellikle boşanmak istediğimi söyledim. 1 ay içinde söz kimseyle yazışmayacağım, çocuğumla ilgileneceğim, ailemle ve senle ilgileneceğim diyerek söz verdi. Bende davayı geri çektim. Ancak kendisi sürekli gerek ailesine, gerek çocuğuma gerekse bana küfürler ve hakaretler ediyordu, intihara teşebbüs ediyordu. 2019'un Eylül ayının sonunda artık dayanacak gücüm kalmadı ve boşanma davası açtım. Ne isterse verdim, güzellikle ayrıldım. Araba istedi verdim, çocuğumuz zaten Karacasu'da büyüdüğü için velayetini de vererek psikolojisinin bozulmamasını istedim. Ondan sadece çocuğuma iyi bakmasını ve ona hiçbir zarar gelmemesini istedim” dedi. “OĞLUMA YAPILAN ŞİDDETE ANNESİ, BABASI VE KARDEŞLERİ ŞAHİT OLDU”Boşandıktan sonra pandemi nedeniyle oğluyla sadece 3-4 kez görüşebildiğini belirten Serdal Özkaya; “Çocuğumun bütün ihtiyaçlarını karşıladım. Son olarak 8 Kasım 2020'de Esma, kardeşi Rıza ile birlikte Nazilli'ye geldi. Bütün ihtiyaçlarını karşılayarak istediği eşyaları aldım. 9 Kasım'da eski kayınpederim Hüseyin Altın beni gece saat 9'da arayarak, "Oğlum yetiş. Esma bıçağı aldı, kardeşi ve annende vardı. Hüseyin Buğra'yı da kendisini de kesmeye kalktı' dedi. Bende apar topar hemen Karacasu'ya geldim. İlk olarak Jandarma'ya giderek olayı anlattık. Ardından savcılığa giderek velayet davası açtım. Davalarımız devam ediyor, avukatlarımız takip ediyor. Hak ve hukuka, adalete güveniyoruz. Hiçbir anne, eline bıçak alıp oğlunu kesmeye kalkamaz. Onun oğlu, benim de oğlum. Hakim nasıl bir karar verdi bilmiyorum ama istinaf davamız açıldı. İtirazlarımız devam ediyor. Görgü şahitleri var. Kendi annesi, kendi babası ve kardeşleri ile komşuları da şahit” diye konuştu. “ADALET İSTİYORUM”8 aydır Hüseyin Buğra’nın çocuk yuvasında olduğunu söyleyen Özkaya; “Çocuğumu koruma kararı alındığından beri göremiyorum. Pandemi gerekçe gösterilerek uzaktan gösteriyorlar. Hatta bu konudan dolayı Çocuk Yuvası yönetimini de şikayet ederek, onlara da dava açtım” ifadelerini kullandı. Özkaya, çocuğuna uygulanan şiddete Esma Altın Bozkurt’un annesi Fadime Altın, babası Hüseyin Altın ve kardeşleri Rıza ile Yılmaz Altın ve komşularının şahit olduğunu ifade ederek, adaletin tecelli etmesini istedi. Öte yandan Esma Altın Bozkurt’un annesi Fadime ve babası Hüseyin Altın’da kızlarının kendilerine iftira attığını dile getirerek, torunlarına 4 yıldır kendilerinin baktığını söyledi.
ALINTIDIR