Venole
Active member
Bilim insanları 5 bin 500 RNA virüsü keşfetti: Bilinen virüslerin sayısı iki katına çıktı Independent Türkçe’nin haberine nazaran, RNA virüsleri soğuk algınlığından covid-19’a kadar uzanan hastalıklara niye olmalarıyla biliniyor. Bu virüsler genetik ayrıntılarını DNA’da değil RNA’da taşıyor. RNA virüsleri, DNA virüslerinden hayli daha süratli evrimleşiyor.
Araştırmacılar Tara Oceans keşif seferleriyle toplanan planktondan RNA dizilerinin global veritabanını inceledi. Plankton, akıntıya karşı yüzebilecek kadar küçük olan rastgele bir suda yaşayan organizma manasına geliyor. Bu organizmalar okyanus besin ağlarının hayati bir kesimi ve RNA virüsleri için ortak konak fonksiyonu görüyor.
Bilim insanları araştırmayı yürütürken makine öğrenmesinden faydalandı.
Tahlil kararında bilim insanları, virüs proteinini kodlayan 44 binden çok gen tanımladı. Çalışmanın daha sonraki etabıysa bu genler içindeki evrimsel kontakları belirlemekti. İki gen ne kadar benzeriyse, bu genlerle virüslerin yakından bağlantılı olma ihtimali de o kadar yüksek. Bu diziler hayli uzun vakit evvel evrimleştiğinden, yeni virüslerin ortak bir atadan ayrıldığını gösteren genetik işaretler vakit ortasında kayboldu.
tıpkı vakitte, yapay zeka aracılığıyla bu genetik diziler sistematik olarak düzenlendi ve farklılıkları tespit edildi. Nihayetinde araştırmacılar, toplamda 5 bin 504 yeni deniz RNA virüsü buldu. bu biçimdece bilinen RNA virüsü filumlarının sayısı iki katına çıktı.
The Ohio State Üniversitesi’nden çalışmanın başyazarı Matthew Sullivan, RNA virüslerine dair daha epeyce bilgi edinmek istediklerini ve talihlerinin yaver gittiğini söylemiş oldu.
Science isimli hakemli mecmuada yayımlanan çalışmaya göre, yeni filumlardan ikisi ılıman ve tropik sularda (özellikle Taraviricota’da) yahut Arktik Okyanusu’nda daha ağırdı. Taraviriicota’nın, araştırmacıların uzun müddettir aradığı RNA virüslerinin evriminde eksik halka olabileceği düşünülüyor.
Kovid-19 pandemisinin gösterdiği üzere, RNA virüsleri ölümcül hastalıklara niye olabiliyor. Fakat RNA virüsleri bununla birlikte ekosistemlerde hayati bir rol oynar zira ortamları ve besin ağlarını kimyasal seviyede etkileyen mikroplar da dahil olmak üzere epey çeşitli organizmaları enfekte edebililiyor. bir fazlaca yeni RNA virüsü olmasına karşın, hangi organizmaları enfekte ettiklerini saptamak hala sıkıntı.
Araştırmacılar Tara Oceans keşif seferleriyle toplanan planktondan RNA dizilerinin global veritabanını inceledi. Plankton, akıntıya karşı yüzebilecek kadar küçük olan rastgele bir suda yaşayan organizma manasına geliyor. Bu organizmalar okyanus besin ağlarının hayati bir kesimi ve RNA virüsleri için ortak konak fonksiyonu görüyor.
Bilim insanları araştırmayı yürütürken makine öğrenmesinden faydalandı.
Tahlil kararında bilim insanları, virüs proteinini kodlayan 44 binden çok gen tanımladı. Çalışmanın daha sonraki etabıysa bu genler içindeki evrimsel kontakları belirlemekti. İki gen ne kadar benzeriyse, bu genlerle virüslerin yakından bağlantılı olma ihtimali de o kadar yüksek. Bu diziler hayli uzun vakit evvel evrimleştiğinden, yeni virüslerin ortak bir atadan ayrıldığını gösteren genetik işaretler vakit ortasında kayboldu.
tıpkı vakitte, yapay zeka aracılığıyla bu genetik diziler sistematik olarak düzenlendi ve farklılıkları tespit edildi. Nihayetinde araştırmacılar, toplamda 5 bin 504 yeni deniz RNA virüsü buldu. bu biçimdece bilinen RNA virüsü filumlarının sayısı iki katına çıktı.
The Ohio State Üniversitesi’nden çalışmanın başyazarı Matthew Sullivan, RNA virüslerine dair daha epeyce bilgi edinmek istediklerini ve talihlerinin yaver gittiğini söylemiş oldu.
Science isimli hakemli mecmuada yayımlanan çalışmaya göre, yeni filumlardan ikisi ılıman ve tropik sularda (özellikle Taraviricota’da) yahut Arktik Okyanusu’nda daha ağırdı. Taraviriicota’nın, araştırmacıların uzun müddettir aradığı RNA virüslerinin evriminde eksik halka olabileceği düşünülüyor.
Kovid-19 pandemisinin gösterdiği üzere, RNA virüsleri ölümcül hastalıklara niye olabiliyor. Fakat RNA virüsleri bununla birlikte ekosistemlerde hayati bir rol oynar zira ortamları ve besin ağlarını kimyasal seviyede etkileyen mikroplar da dahil olmak üzere epey çeşitli organizmaları enfekte edebililiyor. bir fazlaca yeni RNA virüsü olmasına karşın, hangi organizmaları enfekte ettiklerini saptamak hala sıkıntı.