Didim sınırındaki Kızılağaç sakinlerinin temiz su çığlığı

admin

Administrator
Yetkili
Admin
Global Mod
Didim sınırındaki Kızılağaç sakinlerinin temiz su çığlığı
Didim’e 30 kilometre uzaklıkta olan ve Büyükşehir Yasası sonrasında mahalleye dönüşen Kızılağaç Mahallesi’nin Muhtarı Muhsin Yiğit, “Seçimden seçime hatırlanıyoruz” sözleriyle sitem etti. Yiğit, “Yetkililerin ilgisini beklemekten artık çok sıkıldık ve yorulduk. Kanalizasyon yok, yol yok, su yok. Kullandığımız 35 liralık suya bir de 48 TL taşıma bedeli ödemek zorunda kaldık. CİMER’e kadar başvurduk ama sonuç alamadık. Sonunda köye satılık tabelası mı asalım?” diyerek duruma isyan etti. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kızılağaç Mahallesi sakinleri mahallelerinde yol ve su olmadığını, yetkililerin de bu konuda duyarsız kaldığını ifade etti. Muğla’ya 99 km, Milas ve Didim’e 30 km uzaklıkta olan mahallenin etrafı turizm alanlarıyla çevrili konumda. Bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kızılağaç’ta zeytincilik ön plana çıkarken, mahalle 3 bin yıllık anıt niteliğinde zeytin ağaçlarına sahip. Türkiye’nin en batısında yer alan Kızılağaç Mahallesi sakinleri ise dertlerine çözüm bulamamaktan şikayetçi. “SATILIK TABELASI MI ASALIM?”Mahalle Muhtarı Muhsin Yiğit ise birçok sıkıntıları olduğunu ifade ederek, “Resmi kurumlar duyarsız davranıyor. Seçimden seçime hatırlanıyoruz. Sorunumuzdan tüm ilgililerin ve yetkililerin bilgisi var. Sorunu çözeceklerini de söylediler ama ortada icraat yok. Yetkililerin ilgisini beklemekten artık çok sıkıldık ve yorulduk. Kanalizasyon yok, yol yok, su yok, bazı yollar açılmadığı için bazen odunlarımızı da sırtımızda taşımak zorunda kalıyoruz. Kullandığımız 35 liralık suya bir de 48 TL taşıma bedeli ödemek zorunda kaldık. CİMER’e kadar başvurduk ama sonuç alamadık. Sonunda köye satılık tabelası mı asalım? Yağmur duasına mı çıkalım? Deniz tarafındaki Alagün mevkiinde bir 200 hane daha var. Onlar bizden de perişan. Seçimden önce birkaç kamyon parke taşı getirdiler aradan 2 yıl geçti, halen bıraktıkları yerde duruyor. Seçimden seçime hatırlanıyoruz. Arazideki kot farkından biraz yüksekte evleri olanların hali daha da perişan. Elektrik direkleri ahşap ve kırık, dökük ve kimi yan yatmış. Sulama suyunu geçtik temel ihtiyacımız olan içme suyumuz da yok. Tuvaletlerde su yok. Şofbenlerimiz, çamaşır ve bulaşık makinelerimiz su yokluğu yüzünden çalışmıyor. İnsanlar malını mülkünü bıraktı, Kıyıkışlacık, Ovakışlacık ve Gürçamlar gibi değişik yerlere göç ettiler ve etmeye de devam ediyorlar” sözleriyle sitem etti. “HİJYEN NE OLACAK?”Muhtar Yiğit, salgın döneminde de sıkıntılar yaşadıklarını kaydederek, “Zor günler geçirdiğimiz şu pandemi sürecinde köy yerinde de olsa kurallara uymaya çalışıyoruz. Maskesiz dolaşmıyor, mesafeye dikkat ediyoruz. Yetkili ve etkili yönetenlerimize soruyoruz: Maske mesafe tamam da hijyen ne olacak? İçme ve kullanma suyunun olmadığı bir yerde hijyen nasıl sağlanacak? Madem sosyal devletiz, önce insan felsefesi ile hareket edilmeli, burada yaşayan insanlara sahip çıkılmalıdır” dedi Mahallede imamlık yapan Eser Bayar ise, “Ben CİMER’e kadar başvurdum ama sonuç alamadım. Herkes sorunu birbirine havale ediyor. Su, yol, telefon ve elektrik sıkıntılarımız var. En önemli sorunumuz su. Düşünsenize köylülerimiz tarlada, bağda, bahçede çalışıyorlar. Dağda çalışıyor hayvancılık yapıyorlar ama yazın 42 dereceyi bulan havada 3-4 gün su gelmediği günler oluyor. Köye 3-4 gün su gelmeyince tuvaletlerde su akmaz, yıkanacak su bulunmayınca acı ama gerçek, abdest alacak suyu bulamazsınız” diye konuştu. Kızılağaç sakinleri de tüm yetkililere ve siyasilere seslenerek, “Çığlığımızı duyun, bizim isteğimiz çok basit; bir insan hakkı olarak sağlıklı içme ve kullanma suyuna kavuşmak istiyoruz” sözleriyle duruma tepki gösterdi.

ALINTIDIR
 
Üst